Yüzmek devrimci bir hareket midir?

Bunca yıldır Çanakkale'deyim. İlk kez kordondan denize girdim. Aklıma da gelmezdi açıkçası. Arkadaşım teklif etti. Sabah erkenden gittik. İçimizde mayolar. Kimse olmaz sanıyorduk. Bir grup erkek vardı. Baktık, tarttık. İstifimizi bozmadan yürüdük. Uzakta bir banka oturduk. Arkadaşım termosla kahve getirmiş. Birer bardak kahve içtik. Olay yerine geri döndük. Hâlâ kalabalıktı. Kararsızlığımız sürüyordu. Nihayetinde plaj olmayan bir yerden denize girmek zor geliyor bazen bize, kadınlara. 

Halk Bahçesi'nde yürümeyi önerdi arkadaşım. Gittik, ağaçların arasında birkaç tur attık. Tenhalaşmıştır umuduyla geri döndük. Popülasyonda bir değişiklik yoktu. Kararsızlığı bir kenara attık. Ahşap platforma indik. Hızlıca üzerimizdekileri çıkarttık. Ve basamaktan kendimizi sırayla sırt üstü suya bıraktık. Serin serin iyi geldi. Vazgeçmemek de öyle. 



Feminizmden rahatsız olan erkekler ve de kadınlar var. Feminizm ya da toplumsal cinsiyet eşitliği, tam da bunun gibi sıradan şeyler için gerekli işte. Hepimiz için gerekli üstelik. Bir yaz günü kentin içinden zahmetsizce denize girme keyfi süren erkekler gibi rahatça yüzebilmek için. Üç beş erkek bir aradayken yanlarına bir kadın geldiğinde onları rahatsız etme tedirginliği hissetmesin diye.

Annemin ilk kez pantolon giymeye başlamasını hatırlıyorum. Eni konu olay. Rahat etmek için giymek istiyor ama el alem onu hep etekle, elbiseyle gördüğü için de cesaret edemiyor. Babam Çanakkale'den Kayseri'ye tayin olunca aradığı fırsatı buluyor. İstanbul'a gidiyoruz o ara. Nişantaşı, Mahmutpaşa dolaşıyoruz. Annem pantolon arıyor kendine. Üstünde nasıl durduğu konusunda endişeli belki de. Giyiyor, çıkarıyor, sıkılıyorum alışverişten. Gittiğimizde Kayseri'den alırsın, diyorum. Hayır, diyor, beni pantolonlu görsünler. Öyle görürlerse, öyle alışacaklarını, normal karşılayacaklarını düşünüyor çünkü. 

Babaannemin çarşafı atması anlatılırdı aile içinde, bir efsane gibi. Aynı uğurda hareket eden kadınlarız belki de, üç kuşak, üçümüzün derdi de kıyafetlerle. Çarşafsız sokağa çıkan babaannem, pantolonla yeni tanışacağı cemiyete giren annem ve mayosuyla şehrin içinde yüzen ben... Üç kuşaktan üç kadın... Ortaklığımız kamusal alanda kendimize daha geniş yer bulma çabası... 

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 07, 2024 12:01
No comments have been added yet.


Tuğba Gürbüz's Blog

Tuğba Gürbüz
Tuğba Gürbüz isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Tuğba Gürbüz's blog with rss.