Geçmiş Zaman Çileleri üzerine söyleşi

TDBD 211. sayı için meslektaşım Emre Harbalıoğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi:


Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

MarmaraÜniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldum. Çanakkalemerkezde kendime ait muayenehanemde serbest diş hekimi olarak çalışıyorum.Çanakkale Dişhekimleri Odası üyesiyim. Odanın çeşitli organlarında görev aldım.Geçen dönem odamızın yönetim kurulunda genel sekreterlik görevini üstlendim.Aramıza yeni katılan iki meslektaşımızla bir dönem daha yönetim kurulundaçalışmaya devam edeceğiz. Bunların yanı sıra kent genelinde sürdürülebiliryaşam, ekoloji, masallar ile ilgili çeşitli sivil topluluklarla birliktegönüllü çalışmalar yürüttüm. Şu sıralar çalışmalarımı Çanakkale Kent KonseyiKadın Meclisi Yürütme Kurulu’nda sürdürüyorum. Yetişkinler için öykü yazarak başladığımedebiyat alanında çocuklar için de eserler vermek istediğim için Çocuklar İçinFelsefe Eğitmenlik Eğitimi aldım. İstanbul Üniversitesi AUZEF önlisans ÇocukGelişimi programından mezun oldum. 2021 yılında ilk çocuk kitabım “Pelin veKüçük Dostu Karamel” yayımlandı. Bu konuda da muradıma erdim diyebiliriz.

Öykü yazmaya ilk ne zaman başladınız?

Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz usta yazar Mario Levi’ninöğrencisiyim. Kendi kendime yaptığım karalamaları, iç dökmeleri daha iyimetinler haline getirebilmek arzusuyla 2006 yılında onun yaratıcı yazarlıkatölyesine katıldım. İlk ürünlerimi de o atölyede ortaya çıkardım.

Öykülerinizi kitap haline getirmeye nasıl karar verdiniz? İlkkitabınız ne zaman çıktı?

2013 yılında kurmacabiyografiler adlı bloğumda yazmayabaşladım. Burada yazarlarla söyleşiler yapmaya, kitap tanıtım yazıları yazmayabaşladım. Yazdıkça ürettiğim içeriklerin pekâla başka yayın organlarında dayayımlanabilecek nitelikte olduğunu fark ettim. Böylece öykülerim, değerlendirmeyazılarım, yaptığım söyleşiler yayımlanmaya, okur ve yazar arkadaşlarımdan geridönüşler almaya başladım. Belli bir öykü toplamına ulaştığımda onları bir kitapbütünlüğünde görme arzusu duydum. Dosyamı çeşitli yayınevlerine göndermeyebaşladım. İlk kitabım “Lodos Çarpması” 2015 yılının aralık ayında NotaBeneYayınları tarafından yayımlandı. Sonrasında yazmak konusunda acelecidavranmadım. İlk kitabın üzerine çıkmak için öykünün teoriği üzerine kafayordum. Okumalarımı yaptım. 2020 yılında ikinci öykü kitabım “Kendisiymiş Gibi”yayımlandı. Dördüncü kitabım geçtiğimiz aylarda yayımlandı. Yolculuğum sürüyor.

Mesleğiniz, karşılaştığınız hastalar öykülerinizde size ilhamveriyor mu?

Bu sıklıkla karşılaştığım bir soru. Çok net bir şekildehiçbir hastamın ya da arkadaşımın benimle paylaştığı kişisel hikâyesiniöyküleştirmediğimi söyleyebilirim. Bir olayın başlı başına ilginç ya daetkileyici olması, beni öykü yazmaya çağırmıyor. Genellikle ilhamı yaratan şey,bir söz, bir duygu, bir mimik, okuduğum kitaplar, izlediğim filmler oluyor.Yazmaya başlamak için kimi zaman adına ilham denen küçük tetikleyiciler olsa dailhamdan çok çalışmaya inanıyorum. Kimi zaman yazdığım eski öyküleri şimdiyazsam nasıl yazardım sorusunun peşine düşüp yepyeni, bambaşka öykülere varabiliyorum.

Çocuk okura hitap etmenin zorluklarından bahseder misiniz?

Günümüzün en büyük problemi odaklanmak sanırım. Dikkatimizsık sık cep telefonumuzdan gelen bildirimlerle bölünüyor. Çocuğu, genci,yaşlısı oradan gelen çağrıya kayıtsız kalmakta zorlanıyoruz. Bunun yanı sırabugünün çocukları, görsel uyarandan yana zengin bir dünyanın içinde. Örneğinbizim kuşak, yeni bir şey öğrenmek, ders çalışmak için yazılı metinlerebaşvurur, bir öğretmenden ders dinlerdi. Şimdi videolar, uygulamalararacılığıyla sesli, görsel içeriklere ulaşmak mümkün. Bu zenginliğe alışançocuğun beğenisi de değişiyor haliyle. Onu yakalamanın tek yolu, ona hitap edeniyi bir hikâye anlatmak. Merak duygusu uyandıran, duygular yaratan, akıcı veyalın bir dille yazılmış sürükleyici bir hikâyeye kayıtsız kalmak güç. Biryerde kitap okumayı sevmeyen bir çocuk varsa, henüz beğenebileceği türden birkitapla karşılaşmamış olabilir.  Ya dakitaplarla geç tanışmıştır. İlkokula başlayana kadar ebeveynleri tarafındankendisine kitap okunmamış çocuğun kitaplara dair algısı elbette farklı. Kitabıdoğal olarak bir tür eğitim nesnesi olarak görüyor, aşılması gereken bir güçlük…Öğretmenlerin kimi tutumları da bunu pekiştiriyor. Örneğin kitapların içindenzorla özet çıkartmak, belirlenmiş soruları yanıtlatmak… Bunlar özünde iyiniyetli çabalar olsa da çocuğu kitaba ve okuma eylemine yaklaştırmıyor.Çocukların eğlenmek, gülmek, okuma hazzı hissetmek için seçim yapma hakkınasahip olması gerekir. Bu sayede bir kitabın da aynı izlediği çizgi film, oynadığıbilgisayar oyunu gibi bir hikâye sunduğunu fark edecek ve okumayı sevecektir.Biz çocuk kitabı yazarlarına düşen ise öğretici olma sevdasına düşmeden, yalın,akıcı bir dille güzel hikâyeler yazmak.

Bize yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Son öykü kitabım “Geçmiş Zaman Çileleri” henüz yayımlandı.Biraz ara vermeye, dinlenmeye, yeni hikâyeler biriktirmeye ihtiyacım var. Büyükolasılıkla kısa öykü yazmayı sürdüreceğim çünkü öykü türünü seviyorum. Bununyanı sıra çocuklar için bir roman yazmayı arzuluyorum. Kızıma bu konudaverilmiş bir sözüm var.

Yazarlığa başlamak isteyen, düşünen meslektaşlarımızatavsiyeleriniz olur mu?

Bugün yazmak isteyenler için düzenlenen çok sayıda yüz yüzeve çevrimiçi atölye var. Her sanat dalı gibi yazarlık da öğretilebilir. Türüniyi örneklerinin irdelendiği, kimi tekniklerin izah edildiği atölyeler ufukaçıcı. Geçireceğiniz zevkli saatler de cabası. Ancak yazar olmanın tek yolu varo da yazmak.  İyi bir okur olmak, bolcatemrin yapmak, yazdıklarını paylaşmaya cüret etmek, onları dergilere,yarışmalara göndermek, dergilerden, yarışma jürilerinden yanıt almamaya,reddedilmeye hazır olmak, seni henüz fark etmeyen dünyaya küsmeden yazmayadevam etmek.


 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on May 13, 2024 00:46
No comments have been added yet.


Tuğba Gürbüz's Blog

Tuğba Gürbüz
Tuğba Gürbüz isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Tuğba Gürbüz's blog with rss.