Ayla Akbuar ile söyleşi
Diş hekimi, psikolog ve aile dizilimcisi Ayla Akbuar ile diş hekimliğinden psikolojiye geçişi, aile dizilimiyle tanışıklığı ve bu konuda kaleme aldığı kitabı üzerine TDB Dergi için yaptığımız söyleşi:
"Aile dizilimi, sorumluluktan kaçma yöntemi değil"
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1964 İstanbul doğumluyum. İlkokula çok erken yaşta özel izinle başlatılmış birçocuktum. 15 yaşında hayalim olan İÜ Psikoloji’ye haylice yüksek bir puanlagirdim. Ancak okula girdikten sonra Prof hocalarımdan birinin “psikologluğunhayalimdeki gibi bir meslek yaşamı vaat etmediği ve beni lisede psikolojihocalığının beklediğini” söylemesinden travmatik bir şekilde etkilenip o yılokulu bıraktım ve tekrar üniversite sınavına girdim. Diş hekimliği fakültesinide annemin arzusu olduğu için yazdım. İÜ Diş Hekimliği Fakültesi 1985mezunuyum. Mesleğimi çok severek 16 yıl yaptım. Muayenehanede çalışmaya devamederken hobim olan resim ve özellikle minyatür sanatına biraz daha akademikyaklaşmak istedim. 1993 yılında MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatlarıbölümüne girdim. Bir yandan hekimlik yaparken diğer yandan akademiye gidip1997’de mezun oldum. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli sergilerim oldu. 1996’daJaponya Nagoya Üniversitesi’nde misafir öğrenci olarak bulundum. Sergileraçtım, Türk Sanatı üzerine konferanslar verdim. Hekimliğim 2001 yılına kadardevam etti. Muayenehane ortamının tekdüzeliğini hobilerimle zenginleştirmeyeçalıştım.
Aktif diş hekimliğini bırakma kararını nasıl aldınız?
İÜ Diş Hekimliği Toplum Ağız Diş Sağlığı bölümünden Prof Gülçin Saydamönderliğinde yürüttüğü birkaç projede birkaç yıl boyunca aktif rol almıştım.Proje dahilinde anne baba ve çocuklara eğitimler de yer alıyordu. Tamamentesadüf eseri bu projeden haberdar olan bir psikoloji profesörünün banakurumlara yönelik eğitimler konusunda iş teklif etmesiyle, önceleri hekimlikleparalel, ki saat 17’e kadar eğitimler vererek saat 18’den bazen gece yarılarınakadar muayenehanede çalışarak, uzun yıllar geçirdim. Ancak bir süre sonra çokyorucu olmaya başlayınca tercihimi psikoloji temelli eğitimlerden kullanmakdurumunda kaldım. Tekrar eski gözağrım psikoloji beni çağırdı yani. Bu süreçtePsikoloji Master’ı yaptım. Kurumsal eğitimler 17 yıl sürdü.
Geriye dönüp baktığınızda diş hekimliği yaptığınız yıllara nazaran hayatınızdakiolumlu ve olumsuz gelişmeler nelerdir? Üzerine hiç düşündünüz mü?
Hiç düşünmez olur muyum? Öncelikle şunu söylemem lazım, hekimliği çok severekyaptım. Ancak maddi ve manevi olarak beklentilerimin karşılandığınıdüşünmüyordum. Hekimlikle temasta olduğum hastalarımla harika iletişimlerimvardı ancak ben insanların daha derinine ulaşmak istiyordum. Dediğim gibieğitimcilik süreci benim psikoloji ile yıllar önce kopardığım bağlarımı tekrarkurmama vesile oldu. Şimdi kendimi daha genişlemiş ve daha çok insana,potansiyelimin çoğuyla destek olduğumu hissediyorum.
AileDizimi ile tanışıklığınız nasıl gerçekleşti? Neden bu alanda eğitim almayıtercih ettiniz?
Bir boşanma sürecinden geçiyordum. Faydası olacağını düşünerek Psikolog MehmetZararsızoğlu’na gittim. Bireysel terapinin yanı sıra Aile Dizimi de yapıyordu.Gerek bu süreci hasarsızca atlatmamda gerekse sonraki dönemdeki ruh halimde okadar olumlu etkisi oldu ki, bu yöntemi öğrenmeli ve herkesin faydalanmasınısağlamalıyım dedim. Ve bir yandan psikoloji master’ı yaparken diğer yandan Dr.Zararsızoğlu’ndan 900 saat Aile Dizimi eğitimi aldım. 18 yıldır Aile Dizimiyapıyorum.
Aile Dizimi nedir? Psikoterapi yöntemlerine göre bir üstünlüğü var mıdır?
Herhangi bir yöntemin diğerine göre üstün olduğunu düşünmüyorum. Kişininihtiyacına uygun yöntem vardır. Elbette ehil bir uygulayıcı tarafındanyapılması kaydıyla. Aile Dizimi yaşamımızdaki tıkanıklıkların, yoksunluklarınsadece bizim seçimizden değil atalarımızdan da kaynaklanmış olabileceğini önesüren bir terapi yöntemi. Bazılarının öne sürdüğü gibi sorumluluktan kaçınmakiçin sığınılan bir yöntem asla değil. Aksine kişinin kendi yaşamı üzerinde dahafazla sorumluluk almasına vesile oluyor diyebilirim, her terapi yöntemindeolduğu gibi. Atalarımızın yaşadığı aniölümler, kayıplar, savaş, göç, hak yeme hak yenme, miras kavgaları, kızkaçırma, tecavüz vs gibi travmalar, gelecek nesillere genler yoluyla taşınıpbireyin tam potansiyeli ile hayata yönelmesine ve seçimler yapmasına engel olabiliyor.Aile Dizimi ile hem atalarımızın, hem içine doğduğumuz ve kurduğumuz ailelerindinamiklerine çalışarak bireyin boynundaki o görünmez zincirlerdenbağımsızlaşmasını hedefliyoruz. Mutlaka psikoloji bilgisi ve eğitimi almış,Aile Dizimi eğitimini yetkin bir uzmandan ve (50-100 saat gibi kısa değil)gerekli sürede almış, tecrübeli biruzman tarafından yapılması gerekiyor. Maalesef diş hekimliğinde halakurtulamadığımız sahte diş hekimleri gibi sahte aile dizimcileri de ortada çoksayıda var. İzlediği bir diziyi seyretmiş, iki defa dizime katılmış bir çokeğitimsiz kişinin dizim yaptığına şahit oluyorum. Hasta olarak, danışan olaraksorumluluğumuz hizmet verecek kişinin yetkinliğini kontrol etmek olmalı. AileDizimi yetkin biri tarafından yapıldığında bir çok yönteme nazaran çok dahaetkin ve daha kısa sürede gerçekleşen bir terapi yöntemi. Bugüne dek binlercekez yaptım. Olumsuz bir durum hiç yaşamadım. Dizimlerin zarar vereceğine dairduyduğunuz her şey yetkin olmayan biri tarafından yapılmış olmalarıylailgilidir. Bence herkes en azından içine doğmuş olduğu aile ve kurduğu aileyedair dizim yaptırmalı.
Mona Kitap tarafından yayınlanan “Aile Dizimi- Atalarınızın kaderleri kaderimizolmasın” bir Türk uzman tarafından alanında yazılan ilk kitap olma özelliği detaşıyor. Kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz? Çalışmalarınızı nasılsürdürdünüz?
Uzun yıllar binlerce aile dizimi yaptıktan sonra haylice birikimim oluşmuştu.Danışanlarım bu konuda aydınlatıcı bir kitaba ihtiyaç olduğunu söylüyorlardı.Aslında pandemi buna vesile oldu. Pandeminin ilk 3 ayı herkes gibi hiçbir şeyyapmadan evde oturmaya mahkum kalınca kitabı yazmak için büyük bir itki duydum.Pandeminin armağanı, hiçbir şey yapma zorunluluğunda olmama hali buna aslındavesile oldu. Saatlerce yazma lüksüne sahip oldum. Zaten kısa sürede de yazıpbitirdim.
Sizinki aslında sanatla iç içe de bir yaşam. MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeGeleneksel Türk Sanatları’nı bitirdiniz. Japonya’da bu konuda sergiler açtınız.O süreç nasıl başladı, ilerledi anlatabilir misiniz?
Kendimi bildiğimden beri Japonya ve kültürüne aşığım. Bu konuda çok okumuştum.Hayalimde de hep bir gün Japonya’da yaşayacağım düşüncesi vardı. Güzelsanatlarda okurken, Japon ve Türk geleneksel sanatlarındaki yöntem ve malzemebenzerlikleri ilgimi çekmişti. Biraz da bunu öğrenme bahanesiyle , o zamaninternet henüz bu kadar aktif kullanımda değildi, Japonya’daki bütün ilgiliüniversitelere mektup yazdım, burslu öğrenci olarak beni kabul ederler mi diye.Bir tanesi kabul etti ve gittim. Gitmeden bir kursa yazılıp derdimi anlatacakkadar Japonca öğrendim. Kısa dönem burslu öğrenci olarak geleneksel Japon resmieğitimi gördüm. Çeşitli tesadüf mü dersiniz tevafuk mu bilemem ama çeşitlifırsatlar çıktı önüme ve sergiler açtım, Türk Geleneksel Sanatlarını anlatan Japonca seminerler verdim. Harika insanlarla tanıştım. Hepsinden önemlisi benimiçin çok önemli bir hayali gerçekleştirdim.
Japon resim sanatı Sumie ile tanışıklığınız da orada başladı sanırım. Sumiesanatı ile Geleneksel Türk Sanatları benziyor mu?
Sumie ile çok yıllar sonra bundan 8 yıl önce tanıştım. Geleneksel Japon veGeleneksel Türk sanatlarından çok farklı. Tezhip ve minyatür keskin kurallarıolan, dışına çıkılması doğru olmayan birer sanat. Zamanında benim ruhumun ihtiyacınıkarşıladığına eminim. Ancak artık ben de, ruhumun ihtiyaçları da çok farklı.Sumie, bir tür zen meditasyonu yapmak gibi. Elbette kendince kuralları var,ancak katı ve engelleyici değil. Sadece boyalar, fırça ve kağıtta kaybolupgitmenin keyfini size anlatamam. Diş hekimliği yaparken yorulan, sıkışan tümruhlara sanatın bir dalıyla uğraşmasını öneririm. Dünyanın şartları bu kadarzorlayıcıyken, diş hekimliğinin sorumluluğu bu kadar ağırken hepimizinhafiflemeye çok ihtiyacı var.
Bundan sonrası için planlarınız nelerdir? Teşekkür ederim.
Bitirdiğim bir romanım var. Son düzeltmelerini yapıyorum uzunca bir süredir.Bir de gene herkesin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm bir konuda bir psikolojikitabı var sırada yazmak istediğim.
Buröportaj için ben çok teşekkür ederim.
Tuğba Gürbüz's Blog
- Tuğba Gürbüz's profile
- 1 follower

