“K-POP TÜRKİYE: BİR Z KUŞAĞI DALGASI” BELGESELİ

Alptekin KESKİN[1]

5 Şubat 2022 Cumartesi günü Gain TV’de yayınlanan “K-Pop Türkiye: Bir Z Kuşağı Dalgası” isimli belgesel Türkiye’de K-Pop gençliğini “anlama”da Türkiye’nin birçok farklı ilinden belgesele katılan kişi ve K-Pop cover dans gruplarıyla dikkat çekmekte. Toplam 2 bölüm olarak yayınlanan belgeselin her bölümü 34 dakika sürmekte. Belgeselin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de K-Pop dinleyen ve gençlik içerisinde kamusal alanlarda görünürlüğü hızla artan belirli bir kitleyi röportajlarla yansıtmaya çalışmasının birçok açıdan önemli tarafları bulunmakta. Bu konuları aşağıda daha fazla açmak istiyorum.

İlk olarak K-Pop şarkıcılarının yalnızca müziği icra eden sanatçılar olmadığını söylemek gerekmektedir.  K-Pop şarkıcıları beden hareketleri ve görüntüleri ile icra edilen performansa anlam kazandırmaktadır. Bu anlam kimi zaman politik kimi zaman cinsiyet veya cinselliğin izlerini veya tepkilerini içermektedir. Dans eden bedenin bireylerin kimlik mücadelesinde bir alan yarattığı (Kolb, 2010: 26) bilinmektedir. Dans eden beden, bireye kimlik mücadelesi için bir alan açtığı gibi hareketin kültürel politikasını da yansıtmaktadır (Desmond, 2001: 5). Buradan bakıldığında K-Pop danslarının bedenin, şarkının ve dansın etkili bir şekilde birleştirildiği bir alanı temsil ettiğini söylemek mümkündür. Nitekim belgeselin 1.bölümünde K-Pop eğitmeni dans eğitmeni, K-Pop danslarını yapmaya gelen gençlerin gerçekten kimliklerini bulmaya geldiklerini söylemektedir.   

K-Pop hayranlığında hayranlaşma sürecinin çok hızlı gerçekleştiği görülmektedir. Bunun birçok sebebi bulunmaktadır. Grossberg’e göre hayrana dönüşen bireylerde hayran olma durumu acı, karamsarlık, engellenme, yabancılaşma, terör ve can sıkıntısıyla baş etmek için anlamın, hazzın ve kimliğin yeni formlarına yatırım yapmalarına fırsat tanımaktadır (1992: 65). K-Pop Türkiye Belgeselinde K-Pop cover dans yapan bireylerin hayatlarındaki çeşitli engellenmeleri ve acıları K-Pop hayranı kimliği ile oluşturduğu yeni bir forma yatırım yaptığı anlaşılmaktadır. Belgeselde K-Pop cover yapan grup üyelerinin birçoğu kimliklenme süreçlerinde olumsuz kimi hadiseler sonrası K-Pop’u bir tür “can simidi” olarak görmektedir. Örneğin bir grup üyesi İmam Hatip okulunda yaşadığı katı disiplinden etkilendiğini belirtmektedir “Ortaokulda İmam Hatip’e yazdırdılar beni. Adana’da yaşıyorum o sırada, çok katı bir İmam Hatipti, sadece kadın hocaların kadın hizmetlilerin, müdür-müdür yardımcısının olduğu, asla erkeğin bulunmadığı bir yer. Kapanmak zorundasın, üniformasız gidemezsin…”. Bir diğer grup üyesi de benzer bir şeklide kimliklenme sürecindeki odaklanma ve baskıya dikkat çekmektedir “..ders çalışırken hiç odaklanamıyordum, biraz değil çok içime kapanıktım veya o yanımı hiç keşfetmemiştim, sürekli bir baskı var, ders çalışmalısın, bunu yapacaksın, bunu çalışacakın…” . Dışlanma ve içine kapanık olma durumu belgeseldeki başka bir K-Pop cover grubu üyesinin de sorunudur “Baya bir dışlandım Türkiye’ye gelince, yurtdışından özellikle Suudi Arabistan’dan geldiğim için çok içine kapalı biriydim, asla kendimi ifade edemezdim”.    

Bireyin kimliklenme süreçlerinde yaşadığı kimi sorunlar sonrasında K-Pop şarkıları veya danslarındaki anlamın, hazzın ve kimliğin yeni formlarına yatırım yapması ünlü K-Pop grubu BTS örneğinde çok daha açık görünmektedir. Binark’a göre BTS’in başarısının arkasındaki sebeplerden birisi, grubun şarkı sözlerinin dünya genelinde “gençlik sorunlarıyla (eğitim baskısı, işsizlik kaygısı, aile içi şiddet, kim olduğunu bilmeme, sevgisizlik, cinsellik ve yabancılaşma vb.) ile temellenmesidir” (2020: 213). Belgeselin 2.bölümündeki “İdol ve Ötesi” başlığı ile sunulan bölümde K-Pop gruplarının hayranların kişiliğindeki yansımaları ortaya konulmakta ve kimi zaman da K-Pop cover dansı yapmanın bireydeki olumlu etkileri belirtilmektedir. Belgeselde görüşüne başvurulan 8-9 yaşında olduğu tahmin edilen küçük bir hayran, K-Pop hayranı olmasını “enerjik bir müzikti o yüzden tercihimdi” şeklinde belirtmektedir.  K-Pop grupları bu yönüyle eğlence, enerji ve görselliğin harmanlandığı “arttırılmış eğlence” araçlarıdır. Bu eğlence dansla birlikte etkin hale getirilmektedir. K-Pop cover dans yapan grup üyelerinden birisi “Normal hayattayken bile zor nefes alıyorken dans ettiğimde nefes aldığımı hissediyorum” şeklinde belirtmektedir. “K-Pop benim için bir sığınak” ve “K-Pop benim özgüvenimi çok çok aşıladı” ifadeleri ise diğer grup üyelerinin beyanlarındandır. BTS’in, hayranlarının kimliği üzerindeki pozitif psikolojik etkisi belgeselde görüşlerine başvurulan birçok hayranda açıkça görünmektedir. Ayrıca BTS grubunun tüm cinsel kimliklere eşit olan söylemlerinin LGBTİ kimlik gruplarında pozitif yansımasını görmek mümkün görünmektedir. Bu kimliğe sahip bir birey belgeselde BTS’in söylemlerinden etkilendiğini şu şekilde ifade etmektedir “gerçekten BTS”in söylediği gibi tek bir hayat yaşıyorum. Neden başkalarının söylediği gibi yaşayım ki dedim. Kendim olmam için beni ittiler açıkçası..”.

Sonuç olarak “K-Pop Türkiye: Bir Z Kuşağı Dalgası” belgeselinde, İstanbul, Ankara, Mersin gibi Türkiye’nin birçok ilinde K-Pop cover dansı yapan gruplara ulaşıp görüşlerine başvurmaları yönüyle, Grossberg’in ifadesiyle hayrana dönüşen bireylerde anlamın, hazzın ve kimliğin yeni formlarına yatırım yapmalarının bir tezahürü olarak okunabilir. Belgesel de bu tezahürün Türkiye ölçeğinde Z kuşağının temsilini yansıtmaktadır. Belgeselde yalnızca 15-20’li yaşlardaki K-Pop cover dans gruplarına ulaşılmamış, 8-9 yaşlarından başlayıp 35-40 yaşlarına uzanan K-Pop hayranlarına da yer verilmiştir. K-Pop hayranlığının oluşmasında izleyicilerde K-dramaların erken dönem izlencesi, belgeselde görüşlerine başvurulan kişilerin ortak özelliklerindendir. Yurtdışından K-Pop gruplarının getirilmesi, K-Pop Cover dans festival yarışmalarının organize edilerek gençlik içerisinde K-Pop hayranlığının yaygınlaştırılması gibi faaliyetlerin Kore Kültür Merkezi aracılığıyla etkili bir şekilde yapıldığı belgeselden anlaşılmaktadır. Kore Kültür Merkezinin bu yönüyle Kore’nin kültürel diplomasi süreçlerinde etkin bir rol üstlendiği ve K-Pop gruplarını ulus markası olarak sunulmasında stratejik bir kuruluş olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır.  

Belgesel tüm bu olguları öznelerin bakış açısıyla anlamaya ve aktarmaya çalıştığı için değerli ve önemli bir katkı olmuş.

KAYNAKÇA

Binark, M. (2020). Arttırılmış Eğlence Olarak K-Pop ve BTS’in Çekim Gücü. M. Binark (Der.), Asya’da Popüler Kültür ve Medya. Ankara: um:ag, 189-225.

Desmond, J. C. (2001). Dancing Desires: Choreographing Sexualities on and off the Stage. J.C.Desmond (Eds.). Madison: University of Wisconsin Press.

Grossberg, L. (1992). Is there a Fan in the House: The Affective Sensibility of Fandom L. Lewis (Eds.), The Adoring Audience: Fan Culture and popular Media. London and New York: Routledge, 50-65.

Kolb, A. (2010). Dance and Politics. New York: Peter Lang.

[1] İstanbul S. Zaim Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Doktora Öğrencisi

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on February 09, 2022 00:56
No comments have been added yet.


Mutlu Binark's Blog

Mutlu Binark
Mutlu Binark isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Mutlu Binark's blog with rss.