Dear Class of 2020 ve YouTube Canlı Yayını 2: “Pick a Topic, Shoot a Video, Be on Our Show…”

Yazan: Meral Tosun Tüfekçioğlu, Hacettepe Üniversitesi SBE, İletişim Bilimleri Programı, Lisansüstü Öğrencisi





[image error]



Youtube Dear Class of 2020 Etkinliğine Dair Bir Değerlendirme





Bugün artık bir Covid – 19 yeni normali içerisinde yaşamaktayız. 2019’un sonunda Çin’de ortaya çıkan ve hızla dünyaya yayılan pandemi ile bütün gündelik rutinlerimiz değişti. Neredeyse bütün aktivitelerimize ve alışkanlıklarımıza ara vermek durumunda kaldık. İşe gitmek, restoran, kafe vb. mekanlarda sosyalleşmek, kamuya açık alanlarda spor yapmak, sarılmak, tokalaşmak, toplu taşıma kullanmak, kalabalık kutlamalar, festivaller, konferanslar, konserler… Hepsi ara vermek, ertelemek zorunda olduğumuz faaliyetlere dönüştü. Bu süreçte sekteye uğramayan ve azaltmak zorunda olmadığımız hatta daha fazla pratik ettiğimiz deneyimler ise herhalde yemek yapmak, temizlik yapmak ve yeni medya platformlarında etkileşime girmek oldu. Öyle ki bu platformların varlığı eski normalimizde yapmayı planladığımız ama pandemiden dolayı yapamadığımız bir çok etkinliği sanal ortamda gerçekleştirmemize imkan verdi. Bauman’ın deyimiyle mekan artık ulaşmak için çaba harcanması gereken hedef olmaktan çıktı. (Bauman. 2008, s. 172).





Covid – 19, ağ toplumunda bir pandemi yaratmıştır ve pandemiye bağlı olarak bireylerin ağda yapıp ettikleri bu süreci geçmişte yaşanmış diğer pandemilerden ayıran temel özelliklerden biri olarak karşımıza çıkar; tüm iletişimsel faaliyetler teknik engeller dışında sekteye uğramadan devam etmektedir, mekanın önemini yitirmesi hatırı sayılır ölçüde çalışanın evden çalışmasına imkan vermiştir, dünya genelinde pandemi ile ilgili tüm gelişmeler herkesin ilgilendiği gündem maddelerine dönüşmüş, bütün dünya vatandaşları her ülkenin pandemi sürecini gözlemleyebilmişlerdir. Bu çoğunlukla dijital mecralar aracılığıyla gerçekleşmiştir ve küresel bir bütünlük, ortak bir nokta yaratmıştır. Bu bağlamda yine platformlar üzerinden gerçekleşen dayanışma konserleri, konferanslar, çeşitli kutlamalar medyana gelmiştir; bunlardan biri de Youtube’un 2020 mezunları için düzenlediği Dear Class of 2020 online mezuniyet törenidir. Youtube, bu küresel törene katılmak isteyen öğrencilerden kendi kutlamalarına dair kısa videolar çekip göndermelerini istemiş, böylece öğrencilere sanal bir stadyumda bir araya gelerek yapılacak olan törenin bir parçası olma fırsatını vermiştir. Öğrencilerin geniş katılımının yanı sıra etkinliğe çok fazla ünlü katılmış ve 2020 mezunları için konuşmalar yapmış ve konserler vermişlerdir. Törene Beyonce’un yaptığı ırkçılık ve gender karşıtı konuşma damgasını vururken Michelle ve Barack Obama, Bill ve Melinda Gates gibi önemli isimler ve Lady Gaga, BTS gibi dünyaca ünlü starlar da katılmıştır. Yaklaşık 5 saat süren törenin toplam izlenmesi ise 8,5 milyondur. Sanal platformların pandemi döneminde en çok kar eden şirketler olduğunu ve Youtube’un da bu özel şirketlerden biri olduğunu düşünürsek, ayrıca törene katılan bireylerin ağ toplumunda yaşayan bireyler olduğunu hatırlarsak Dear Class of 2020 törenini platform kapitalizmi, emek, zaman ve mekan açısından değerlendirmek anlamlı olacaktır.





[image error]



Kapitalizm, bir krize çarptığında yeniden yapılanma eğilimi gösterir; yeni teknolojiler, yeni örgütsel biçimler, yeni sömürü biçimleri, yeni iş türleri ve yeni pazarlar, sermaye biriktirmenin yeni bir yolunu oluşturmak için ortaya çıkar. (Srnicek, 2017, s. 22)  Platformlar, Srnicek’e göre, dünyanın yaşadığı 1970, 1990 ve 2008 yıllarında geleneksel üretim süreçlerinin yaşadığı kaynak ve üretim sorunlarından kaynaklanan krizler ve önemli gelişmelerin oluşturduğu zeminde ortaya çıkan, hammadde olarak veriyi işleyen iş alanlarını oluşturmuşlardır. (Srnicek, 2017). Kapitalizmin yeniden yapılanma eğilimi ve platformların hammadde olarak veriyi çıkartıp işleyip satması platform kapitalizmini doğurmuştur. Bu bağlamda kişisel verileri elinde en çok tutabilen platformlar lider olacak, bu liderlik ise tekelleşmeyi getirecektir. Bugün en büyük tekeller olarak Google, Facebook, Netflix Çin’de WeChat gibi şirketler gösterilebilir. Google’ın bünyesinde faaliyet gösteren Youtube ise büyük oranda kullanıcıya yani güce sahiptir. Bu noktada Youtube’un neredeyse tamamen reklamla finanse edildiğini hatırlamak önemlidir. (Allen’den aktaran Gillespie, 2010, s. 354). Youtube, hizmetini yalnızca kullanıcılarına değil, reklamverenlere, iş ortağı ve politika yapıcılara, partner olmayı umduğu büyük medya üreticilerine de sunmalıdır. (Gillespie, 2010, s. 348). Dolayısıyla Youtube, ticari kaygıları olan özel bir şirkettir ve platformda etkileşimde bulunan herkesin verileri onun için gelir sağlayacak hammaddelerdir. Ayrıca platform kapitalizminin bir özelliği olan tekelleşme platformlar arası rekabeti kızıştırarak platformları yakınsak hale getirir. (Srnicek, 2017) Bu yakınsama Youtube ve Netflix’in rakip olmasına da sebep olan bir özelliktir. Öyle ki Youtube, Premium uygulamasına geçmiş, Netflix’e ve diğer dizi ve film platformlarına benzer şekilde kendi özgün dizilerini üretmeye başlamıştır. Tüm bunlar bize platformlar arası rekabetin boyutlarını göstermektedir. Korona döneminde ise platform kullanımlarındaki artış, özellikle video tüketiminde en yüksek artışın görülmesi (Goetzen, 2020) platformlar arası ticari çekişmeleri normal kılmaktadır. Bu bağlamda Dear Class of 2020 Youtube için ticari açıdan başarılı bir hamle olarak değerlendirilebilir çünkü pandemi döneminde en çok vakit geçirilen platformlardan biri olan Netflix’te olmayan etkileşim ve canlı yayın özelliği ile daha kapsayıcı ve çok yönlü olduğunu kanıtlamıştır. Youtube, öğrencilere online bir platform sağlayıp onları önemli isimlerle buluşturmasının yanı sıra tüm katılımcıların verilerini ve etkileşimlerini platformun elde edeceği ivmelenme için kullanmıştır.





Platform kapitalizminin daha hızlı ivmelenmesinde payı olan pandemi, platformlar üzerinde artı değer üreten emeğin de daha fazla sömürülmesine ortam hazırlamıştır. Bu dönemde deneyimlediğimiz zaman ve mekan algısı ise bu sömürüye hizmet eder. Hali hazırda ağ toplumunun bir özelliği olarak mekanın önemini yitirmiş olmasından bahsetmiştik. Karantinada kalınan süreçte döngüsel bir zaman algısını, içinde kalmak zorunda olduğumuz mekanlar yani evler oluşturmuştur denebilir. Bu alışık olmadığımız zamandan düz çizgisel zamana geçiş içinse platformları kullanmak en yaygın davranış haline gelmiştir. Emarketer.com’da yayınlanan rapora göre, platformlarda vakit geçirme oranı 2019 yılına göre 7 dakika daha fazla olarak kaydedilmiştir. Bu artış tamamen pandemiden kaynaklıdır zira 2019 yılındaki tahminler 2020’de stabil bir hareketlilik olacağını göstermiştir.(Williamson, 2020). Pandemi ve karantina süreçleri, bu süreçte yeni medya platformlarında sergilediğimiz pratikler, pandemi sonrasında da devam edecek bir takım değişikliklerin temelini atmış olabilir. Dear Class of 2020 mezuniyet töreninin Dear Class of 2021 şeklinde devam etmeyeceğini garanti edemeyiz. Bu ipucu net bir şekilde kapitalist çıkarlar uğruna iş ve sosyal yaşamda bir takım köklü değişiklere işaret edebilir. Örneğin, pandemi sonrasında da online eğitimlerin devam edeceğine yönelik söylemler fazlalaşıyor. Prof. Dr. Selçuk Şirin’in Ekotürk Tv’ye yaptığı açıklamada, eğitimin P’sinin dünya genelinde dijital ortamlarda gerçekleştirileceğini, bilimsel çalışmalardan ziyade meslek edinmek isteyen öğrencilerin online programlarla dijital diplomalar ile mezun olacaklarını tahmin ediyor. Teorik eğitimin dijital platformlar aracılığıyla, uygulamanın ise staj vb. gerçek ortamlı deneyimlerle elde edilebileceğini vurguluyor. (Şirin, 2020). Bu durum yalnızca eğitim için geçerli değildir. Evden çalışmaya devam edebilecek binlerce çalışan da pandemi sonrasında bu şekilde devam edebilir. Bu uygulamaların birçok eleştirisi olabilir ya da faydalı yanları illaki olacaktır. Ancak bizi ilgilendiren eleştiri platform kapitalizmi bağlamında emeğin gitgide daha da güvencesizleşmesidir. Çalışanını somut bir iş yerinde istihdam etmeyen (bir çalışma mekanı olarak ev deneyimi bu sürece vesile olacaktır) işletmeler ise bu durumdan karlı çıkacak olanlardır çünkü bu durumda işyerleri çalışanını freelance istihdam edebilir, sigorta maliyetlerinden kurtulabilir, fazla mesai ya da ücretli izin gibi maliyet yaratan yüklerden kurtulabilir. Ayrıca çalışma zamanı ile boş zamanın arasındaki çizginin belirsizleşmesi emeğin daha fazla sömürülmesine olanak tanır. Bu durum pandemi öncesi süreçte de yaşanmaktaydı ancak pandemi ile birlikte daha çok derinleşmekte ve günlük rutine dönüşmektedir.





Ele alınacak bir diğer önemli nokta törene katılan konuşmacıların değindikleri ortak konulardır. Genel olarak, toplumsal cinsiyet, ırkçılık ve iklim krizi birden fazla konuşmacının dikkat çektiği konuları oluşturmaktadır. Bu durumdan yola çıkarak platformların kendi iç politikalarından bahsedebiliriz. Gillespie’nin Politics of Platforms adlı makalesinde yer verdiği, Youtube ekibinin kendi iç politikalarıyla ilgili açıklaması şöyledir;





Senatör Joe Lieberman’ın İslamcı eğitim propagandası olduğunu iddia ettiği bir dizi videoyu kaldırma talebine yanıt olarak, Youtube, özgür konuşmayı teşvik eder, popüler olmayan bakış açılarını ifade etme hakkını ve herkesi savunur. Youtube’un kullanıcılar için daha zengin bir platform olduğuna inanıyoruz, çünkü farklı görüşlere ev sahipliği yapar, tartışmaları bastırmak yerine kullanıcılarının kabul edilebilir tüm içeriği görüntülemelerine ve kendi fikirlerini oluşturmalarına izin verir. (Aktaran Gillespie, 2017, s. 356).





Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere Youtube ifade özgürlüğünü dolayısıyla belli bir hedef kitleye değil geniş kitlelere hitap ettiğini duyurur. Karşıt görüşlere, farklı yaşam tarzlarına sahip, farklı sınıftan insanların girip içerik üretebileceği, içerik tüketebileceği ve etkileşimde bulunabileceği bir yapı sunar. Bu politika platformların yayılmacı özelliğini ve tekelleşme çabalarını anlamak için somut bir örnektir. 





Sonuç





[image error]



Gittikçe tekelleşen ve piyasa değerini yükselten platformlar aracılığıyla köklü bir dijital dönüşümün ilk adımlarını Covid -19 pandemisi ile birlikte görmekteyiz. Gittikçe güçlerinin artıran platformların özellikle pandemi döneminde ekstra bir ivmelenme elde ettiğini söyleyebiliriz. Dear Class of 2020 ilerde yaygın bir şekilde yapılacak olan yüzlerce online mezuniyetin ilki olabilir. Bu ilk, milyonlarca online eğitim ile mezun olacak, online diploma alacak öğrencilere işaret ediyor olabilir. Bu mezun olan öğrencilerin ciddi bir kısmı yaratıcı emek gücünü oluşturacak daha da derinleşmiş güvencesiz koşullarda birer prekarya olarak çalışma hayatına atılacaklardır. Dear Class of 2020’de konuşan ünlülerin söylediği, “hayallerinin peşinden git, cesur ol, güç senin içinde, farklı olanı keşfedip yapacaksın” gibi motivasyon cümleleri, bu koşullarda maalesef öğrencilerin çok azının başarabileceği hedefler olacaktır. Sonuç olarak, eğitimin ve emeğin büyük oranda dijitalleşmesi hali hazırda dijitalleşmeden kaynaklanan eşitsizlik ve güvencesizliği güçlendirecektir. Bu işten karlı çıkacak olan ise günü sonunda platform kapitalizmi olacaktır.  





Kaynakça





Bauman, Z. (2019). Akışkan Modernite. S. Okan Çavuş, (Çev.). İstanbul: Can Yayınları.





Gillespie, T. (2010). “The Politics of Platforms”, New Media and Society, 12(3):347-364.





Goetzen, N. (2020, Haziran 12). How Consumers’ Spending Habits, Media Consumption and Brand Perceptions Have Shifted During the Pandemic. https://www.emarketer.com/content/how-consumers-spending-habits-media-consumption-brand-perceptions-have-shifted-during-pandemic





Srnicek, N. (2017). Platform Capitalism. London: Polity





Şirin, S. (2020, Nisan 21). Uzaktan Eğitim Pandemiden Sonra Da Devam Edecek Mi?. https://www.youtube.com/watch?v=iJbnzeQ_S0s





Williamson, D.A. (2020, Haziran 2).  US Social Media Usage How the Coronavirus Is Changing Consumer Behavior. https://www.emarketer.com/content/us-social-media-usage

 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on July 03, 2020 12:10
No comments have been added yet.


Mutlu Binark's Blog

Mutlu Binark
Mutlu Binark isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Mutlu Binark's blog with rss.