Bir kış günü, Viyana’da Stephansdome’un önündeki geniş meydanda dolanıyorum. Belki soğuk yüzünden, belki sabahın erken saatleri diye meydan tenha. Elimde fotoğraf makinesiyle ürkek ürkek dolaşmamdan turist olduğum hemen anlaşılıyor. Öğleden sonraki rutin bir kilise konseri için bilet satan kostümlü adamlardan biri gülümseyerek yaklaşıyor. Mozart, Mozart, diyor. Bana bilet satmak istiyor ama almayacağımı belli ediyorum. Moralini bozmuyor. Nereden geldiğimi soruyor. Türkiye’yi duyunca gülümsüyor. ...
Published on May 24, 2020 06:45