Atina Günlükleri 2
13 Åubat 2020
Atina
Tekrar merhaba,
Bugün Atina’daki biricik kahvem Little Tree and Books’dan yazıyorum size. Burası Akropolis mahallesi sınırları içinde, hem kitapçı, hem de kafe. Bizim eve pek yakın sayılmaz. Bisikletle yarım saat sürüyor, taksiyle 10-15 dakika. Sabah Yunanca dersim vardı. Her salı ve perÅembe sabahları 11’de Yunanca dersim var. Hocamla Skype’da buluÅuyoruz. Bir buçuk saat sürüyor ders. Sonra öÄle yemeÄi yedik. Kedileri besledim. Bey’i öptüm, çıktım. Yolda Yunanistan’daki yayınevimin kitapçısına uÄrayıp burada çıkan kitaplarımdan üç tane aldım. AkÅamki etkinliÄimizde elimizde bulunsun.
[image error]DirseÄimi dayadıÄım raftan yazıyorum.
Little Tree and Books’un topu topu on tane masası var ve bir de kanaryası. Masaları boÅ bulmak mümkün deÄil. Ben de arka taraftaki kitap raflarının önüne konmuÅ bar taburesinde oturuyorum. Ãnüm, arkam, saÄım, solum kitap. Badem sütlü kakaomun hemen arkasında Dido Sotiriou kitapları duruyor. Raftan bozma bu masaya her oturduÄumda Dido’nun kitaplarından birini çekip yanıma koyuyorum. Bana Yunanistan’ı anlatan ilk yazardır Dido Sotiriou. Bizim evde Benden Selam Söyle Anadolu’ya kitabından en az üç tane bulunurdu. (Anneme göre kütüphanede kitap aramaktansa gidip bir yenisi almak hem daha pratiktir hem de yayıncı desteklenmiÅ olur.)
Benden Selam Söyle Anadolu’yu ilk defa okuduÄumda on iki yaÅındaydım. Okulda öÄrendiÄim resmi Türk tarih tezine karÅı bir görüÅün içimde filizlenmesi de bu kitabı okurken vuku bulmuÅtu. Hiç bilmediÄim amele taburlarının Nazi kamplarına ne çok benzediÄini ilk o zaman düÅündüm sanırım. Kitap biterken aÄlamaktan bi hal olmuÅtum. Son cümlesi hafızamdan yankılandıkça hâlâ boÄazıma bir Åeyler takılır:
-Ve kardeÅi kardeÅe kırdıran cellatların Allah bin belasını versin.
(Bu roman hakkında çok iyi bir çalıÅma için Åehnaz ÅiÅmanoÄlu ÅimÅek’in Birinci Dünya SavaÅı’nda Asker olmak adlı makalesini okuyabilirsiniz.)
Daha sonra, Emanet Zaman’ı yazdıÄım zamanlarda kitabı hem Yunancasından hem de İngilizcesinden bir kez daha okudum. Bizim Bey ile uyumadan önce birbirimize okuduÄumuz bölümlerde beraber aÄladık. Topraklarımızın ve insanlarımızın, insanlıÄın trajedisinden fazlasına aÄlıyorduk. Bizi, Amerika’nın bir uzak kentinde karÅılaÅmıÅ Türk kadını ile Yunan erkeÄi birbirine baÄlayan o esrarlı Åeye dokunuyordu Sotiriou’nun romanı ve dönemin kayıpları, yitimleri ve felaketleri. Bizim Bey Emanet Zaman’ı yunancasından okurken de çok aÄladı. Ben de yazarken aÄlamıÅtım. Bizi bir araya getiren ve öykülerini yazdıran Emanet Zaman karakterleri bizim iliÅkimiz aracılıÄıyla geçmiÅten bugüne seslerini duyurmayı baÅarmıŠhayaletkerdi belki de.
Emanet Zaman kitabımın yeri kalbimde baÅkadır. Bir daha hiç bir romanı öyle delice bir ilham ve aÅkla yazmadım. Teknik olarak belki en baÅarılı edebi eserim deÄildir, nihayetinde sadece ikinci roman. Büyülü gerçeklik yöntemini çok gerçekçi bir tarihi fona oturtmamı eleÅtirmiÅ edebiyatçılar olmadı deÄil ama sorarım onlara Rushdie’nin Geceyarısı Ãocukları nedir ve Allende’nin Ruhlar Evi ve Marquez’in Yüzyıllık YalnızlıÄı? Bu romanlar Emanet Zaman’ın tekniÄini doÄurdu. Ben hayaletlerin hafızalarında dolandım ve onların sesini kaÄıda döktüm. Yıllarca çok çalıÅtım.
O sırada yeni düÅük yapmıÅtım ve bir daha hamile kalmaya gücüm yoktu. Yılların ibresi kırkı gösteriyordu. Yine de bir deneyelim dedik. O kıŠdersleri iptal ettim. Amerika’daki evimizde kaldık. Bir tam yıl boyunca hemen hiç seyehat etmedik. O sırada yazdım Emanet Zamanı. Her gün, her akÅam saatlerce, Åevkle, aÅkla, bulduÄum her yerde çalıÅarak, yazarak geçti.
Bugün Emanet Zaman’ı kayırıyorsam biraz bu yüzden. Kitabın zor bir kurgusu olduÄunu, İzmir’e, tarihe, eski Türkçeye yabancı, her gün düzenli okuma alıÅkanlıÄı bulunmayan okuru zorladıÄını biliyorum. Ama bir kitabın zor okunurluÄu yüzünden diÄerleri arasında kaybolup gitmesi taraftarı deÄilim. Kitaplarımız biz yazarların çocuklarıdır. Okunmalarından, görünürlük kazanmalarından, “hayatta bir yere gelmelerinden” biz yazarlar sorumluyuz. Bu benim Åahsi görüÅüm. Romanı bir yayınevine verip de o yayınevinden kitabı yaÅatmasını, yükseltmesini beklemek, çocuÄunuzu bir yatılı okula verip de ihtiyaçlarıyla bir daha hiç ilgilenmemeye benziyor. Yayınevi elbette kitabın yaÅaması, beslenmesi, yükselmesi için bir ortam sunacaktır ama çocuÄunuzun yüzlerce çocuk arasından sivrilip, hayallerini gerçekleÅtirmesini istiyorsanız onun elini siz yazarlar tutacaksınız. BaÅkası deÄil.
İÅte bu minvalde Åeyler düÅünürken bir gün, aklıma Emanet Zaman’ı piyano dinletisi eÅliÄinde yüksek sesle okumak fikri düÅtü aklıma. Yoga öÄrencim, yetenekli piyanist FatoÅ Å. PınarbaÅı bir zamandır evlerinde konserler düzenliyordu. Evde Konser Var projesini belki duymuÅsunuzdur. FatoÅ ve opera sanatçısı arkadaÅı Atilla GündoÄdu PınarbaÅı ailesinin KurtuluÅ’taki evlerinde Lied akÅamları düzenliyorlar bir zamandır. Hemen FatoÅ’a açıldım. Ben okusam, sen çalsan, Ali Åömineyi yaksa, Duygu sıcak Åarap yapsa, kediler etrafta dolansa, dıÅarıda kar yaÄsa ve biz kitabı baÅtan sona okusak sence kimse gelir mi? Kervan yolda düzülür dedik ve KıŠMasalları projesini duyurduk. Ali harika bir tanıtım videosu hazırladı. Sosyal medyada görebilirsiniz. İki günde etkinliÄimize yirmi beÅ kiÅi kaydoldu. Åehrin en soÄu
[image error]KıŠMasalları 2. BuluÅması
k ve fırtınalı akÅamlarının birinde baÅladık. Okurlar Gebze’den, Florya’dan, Kartal’dan KurtuluÅ’a geldiler ve gecein sonunda bu dediÄim yerlerle geri döndüler…
KıŠMasalları’nın Åubat ayı buluÅmasında FatoÅ Erik Satie’den iki parça çaldı. (Bu arada Åunu da söylemeden edemeyeceÄim: Her buluÅmada kitaptan dört bölüm okuyoruz. FatoŠöncesinde bu bölümlerin özünü, ruhunu yansıtacak parçalar buluyor, benim okumam biterken o da çalmaya baÅlıyor. Emanet Zaman’ın hayalimizde uyanan sahnelerini onun parmakları piyanoda gezinirken bir kez daha yaÅıyoruz.) Erik Satie’den çaldıÄı iki parça da bana pek tanıdık geldi. Evet, ne olacak diyeceksiniz. Erik Satie herkese tanıdık gelir. Benimki öyle deÄildi. Sanki hayatımın her günü dinlemiÅtim. Ama nerede bir türlü hatırlayamıyordum. Aklıma takıldı. Satie’nin Gymnopedie’si pek çok filmin müziÄinde kullanılmıÅtı ama bende soundtrack’i olan filmler deÄildi bunlar. Belki bale dersinde kullandık yıllarca. Belki bale okulundan birimizin sahnede bu müzikle solosu vardı, olabilir. Hala hatırlayabilmiÅ deÄilim. Acaba dedim sık sık dinlediÄim sesli kitaplardan birinin fonunda mı çalıyor? Sesli kitap dinlem
eye bayılıyorum. Yazıma ana babalık eden tüm yazarların sesli kitapları küçük ipodumda kayıtlı. Bisiklet üzerinde Åehri gezerken, yürürken, metroda hep kulaÄımda aÅina bir öykü.
Bulamadım. Ama bir düÅünce beni diÄerine attı ve kendimi hiç beklemediÄim bir yerde buldum. ÃocukluÄumun hasta yataÄında. Bunu size yarınki mektubunda anlatayım. Biliyorsunuz bu akÅam bizim gibi Türk-Yunan çift olan Sinem ile Alexandros’un güzel kahvesi Exodus’ta İnsanlık Hali kitabım için düzenlediÄimiz etkinliÄimiz var. Atina’daysanız mutlaka bekliyoruz. 19:00’da baÅlıyor. Åömine yanacak ve çaylar kaynayacak!
[image error]13 Åubat akÅamı 19:00’da Atina’da