Rüya Yorumu
Dün gece rüyamda ilk yoga hocalarımın katlediliÄini duyuyordum. Psikopat bir öÄrencileri bir gece evlerine girerek onları bıçakla doÄramıÅ. Ãzüntüden, çaresizlikten çılgına dönüyor, sorup soruÅturuyordum. Maalesef doÄru, diye yanıt veriyordu sorduklarım. Rahatsız uykumdan 5.30 gibi uyandıÄımda içime su serpildi.
Bu rüyayı neden gördüm?
Tayland’daki ilk hocalarım rüyama çok sık girerler. Bu rüyaların hemen hepsinde kendimi huzursuz hissederim. Kapılarına kadar giderim, açmazlar. Ya da biri açar, benimle ilgilenmez, diÄeri hiç karÅıma çıkmaz. Veya o kente giderim ama bir türlü onların sokaÄına girmeye cesaret edemem. Onları bırakıp gittiÄimde içimde çöreklenen suçluluk duygusundan hâlâ kurtulamadım sanırım. Onlar beni yoga dünyasına getiren ve orada yetiÅtiren ebeveynlerimdi ve ben bir gün onları terk ettim. Tam da artık seni yetiÅtirdik, Åimdi sen de bizimle beraber çalıÅırsın, okulumuzun yeni hocası olursun dedikleri bir aÅamada ben Tayland’dan ayrılmaya karar verdim. Oysa ne çok istediÄim, hep hayalini kurduÄum bir Åeydi. Ben de Nong Khai Alternative Center’da ders verecektim. Ãmrümün sonuna kadar orada, onlarla, onlar gibi yaÅayacaktım. Bir sevgilim eksikti ama Nong Khai’de insan sabit durduÄunda muhakkak yoldan geçen birileri kollarına düÅüyordu. Bu Åahane hayata yerleÅmek isteyecek birisi karÅıma kesin çıkacaktı. O konuyu kafayı takmıyordum.
Benim Tayland’da yaÅadıÄım seneler (milenyumun baÅları) henüz sosyal medya ve akıllı telefon icat edilmediÄinden olsa gerek, hâlâ mektupların yazıldıÄı yıllardı. Uzaktakilerle günlük temasımız eksikti. O yüzden haftalık, aylık telefon görüÅmeleri yapılır, emailler yazılırdı. Bugün bilgisayarımda kayıtlı Mektuplar klasöründe sayfa sayfa yazılmıŠmektuplar var. Anneme, Yasemin’e, Zeyno’ya, AyÅe’ye, babama… Sabah kahvem elimde, evimin ıÅık alan bir köÅesine çektiÄim masada, dizüstü bilgisayarıma saatlerce yazdıÄımı hatırlıyorum. Sonra at diskete, yürü internete kafeye. İyi ki de yazmıÅım. Belki bir gün bir yayınevi basar mektuplarımı. Yogaya baÅladıÄım yılların, zamanın ve belleÄin filtresinden geçmemiÅ ham halini okuruz.
DiyeceÄim Åu ki, o mektuplardan anladıÄım benim o dönemde orada, hocaların dizi dibinde çok mutlu olduÄum. Her ikisine de bir parça aÅık olduÄum ortada. Ama bunu zaten o zaman da biliyordum. Tüm Åehir biliyordu. İkisi de beni candan kucakladıkları için nasıl dedikodumuzu yapacaklarını kestiremiyorlardı sadece.
Sonra ben orayı terk ettim. İki aylıÄına Amerika’ya diye yola çıktım. Hocalar da beni destekledi. Hatta onların klasik Hatha Yogasından farklı bir sistem öÄrenmem konusunda beni cesaretlendirdiler. AÅtanga olabilirdi, Yin Yoga olabilirdi. DöndüÄümde derslere baÅlayacaktım.
Ama ben dönmedim. Döndüm de, eÅyalarımı toplamaya, evimi kapatmaya, bisikletimi satmaya döndüm. Yanımda da olur a vazgeçerim, Nong Khai vorteksinde büyülenir de yine kalmaya karar veririm diye ömrümün biricik ekseni Yasemin’i götürdüm. Ãünkü Amerika’da geçirdiÄim iki ayda öÄrenmiÅtim ki dünya büyüktü. (Burada yazar dünya derken yoga dünyasını kastediyor.) ÃÄrenilecek çok Åey vardı. Ãstelik hayatın çetin koÅullarında tomurcuklanan, iliÅkilerde filiz veren bir disiplindi yoga. Ben büyülü kentimde, nehre karÅı oturduÄum yerde sadece kafamı kuma gömecektim. Tayland’dan Laos’a geçmekte olan ve yüzlerini muhtemelen bir daha görmeyeceÄim bir avuç gezgine yoga dersi vererek hayatımı geçirecektim. İstediÄim sahiden bu muydu? (Mektuplarıma bakacak olursanız evet, kesinlikle, tam da buydu.) O zaman iki aylık Amerika seyahati (ve yeni bir hoca) gönlümü nasıl bu kadar kolay çelmiÅti? (Kendimize söylediÄimiz yalanlar… Evet bu konuya yarın filan bir ara geleceÄiz. )
Tüm bu olaylardan önceki sene tek baÅıma Hindistan’a gitmiÅtim. Åimdi beni dehÅete düÅüren bir cesaretle tek baÅıma gece yarıları otobüslerde, trenlerde yolculuk etmiÅ, adını bilmediÄim otellerde kalmıÅ, “gel sana evimde enerji healing yapayım,” diyen aÅramın genç asana hocası KriÅna’nın peÅinden evine gitmiÅ, dahası yine KriÅna’nın motoruna atlayıp onunla Himalaya Åelalalerinde gezinmiÅtim. (KriÅna’nın günahını almayayım, bana istemediÄim hiç bir Åey yapmadı, enerji healing dediÄi bir cins Reiki idi ve mesafesini korudu.) Tüm bu gözüpek Hindistan anılarımı Åuraya baÄlayacaÄım: KriÅna beni aÅramın yüz küsur yaÅındaki Guru’sunun karÅısına çıkarttı. Normalde yabancıları guruya “bulaÅtırmak” istemezlermiÅ ama ben hem o kadar yabancı sayılmazmıÅım, hem de pek münzevi bir kimseymiÅim (zahide oluyor burada- ascetic) o yüzden aÅramın gurusuna bir ziyanım dokunmazmıÅ. KriÅna böyle diyerek beni Guruji’nin çiçekler ve tütsüler içinde oturduÄu yer altına indirmiÅti. Guru görmüyordu. Ufacık bir adamcaÄızdı. İngilizce konuÅmıyordu. Elini, eteÄini öpmüÅtüm KriÅna’nın talimatlarıyla. KriÅna bana Guru’nun sözlerini tercüme etmiÅti.
“Gitsin, doÄduÄu ülkedeki insanlara yoga öÄretsin, baÅka yerlerde vakit yitirmesin.”
İlk duyduÄumda bu öÄüt hiç iÅime gelmemiÅti. Guru’nun belki ülkemi Tayland sandıÄını varsaydım. Mektupların da belirttiÄi üzere ben o sıralar hocacıklarımın dibinden ayrılmayı hiç mi hiç düÅünmüyordum. Guru’nun sözlerini hemen kulak ardı ettim. KriÅna’yla da bir daha yazıÅmadık, görüÅmedik.
Guru’nun öÄüdünden çok deÄil, bir buçuk sene sonra ben Yasemin’in yardımıyla evimi boÅaltıyordum. İlk hocalarımdan kadın olanı bana çok bozulduÄunu hiç saklamadı. Közden aldıÄın patates gibi elinden attın, bıraktın beni gibi duygusal cümleler de kurdu. Duygusal cümlelere babamdan alıÅıÄımdır ve tahammül sınırım epey düÅüktür. Oradan derhal ayrıldım ve bir daha da dönmedim. SuçluluÄumu içimde her yere taÅıdım. Rüyalarımda bilincime kustum.
Ancak dün geceki rüya, yani onların katledildiklerini görmem baÅka bir sebepten diye tahmin ediyorum.
BudapeÅte’deyim. Shandor ve Emma hocanın düzenledikleri Shadow Yoga-Åadanga kursuna katılmak için buraya on öÄrencimle beraber geldim. Son dakikaya kadar tereddütlüydüm, gitsem mi gitmesem mi… (Bunu yarın yazarım size, neden.) Nihayetinde geldim. İyi ki gelmiÅim.
Bu sene ilk defa pranayama öÄreniyoruz. Bu benim BudapeÅte’deki onuncu yılım. Shadow Yoga’daki on ikinci. Pranayama ilk defa bu sene müfrefadata katıldı. O da üç nefes ve sonra bırak. O kadar. O üç nefese hazırlanmak için evet on iki sene geçirdim ve hâlâ da tam olarak hazır mıyım emin deÄilim. Sonra bu kursta ilk defa çakralardan bahsediliyor ve ilk çakranın (sadece ilk çakra) kök sesi, Åekli ve rengi ile ilgili bir çalıÅma yapıyoruz. O kadar.
Bunun rüyamla ne ilgisi var?
Benim ilk hocalarım bize ilk günden pranayama yaptırtmıÅ, beÅinci gün çakraların tamamını sesleri, Åekilleri ve Åemalleri ile hayal ettirerek bir “meditasyon” yaptırmıÅlardı. Benim kafam bir dünya olmuÅtu ve yogaya (ya da yoga sandıÄım o Åeye) canı gönülden baÄlanmıÅtım. Bugün, yoganın derin sularına öÄrenciyi hızla sokmanın bir cahil cesareti olduÄunu biliyorum. Yoganın en ince ayarlı alet edevatını oyuncak gibi baÅlangıç öÄrencisinin eline vermenin yaratacaÄı fizyolojik ve psikolojik zarar ziyandan haberdarım. İlk hocalarımın yanlıÅını nihayet kabul ettiÄim için sanırım onları rüyamda katlettim.
Not: Bu yazının devamı var. Sıkılmayın diye Åimdi kesiyorum. Okursanız yarın yine yazarım.