Bir Pabuç Gibi
[image error]Hocanın karÅısında oturmuÅ beni gözlerken öÄrendiklerim (ve sizden çok kendime söylediklerim) :
Bir pabuç gibi bırakacaksın kendini kapının dıÅında yoga öÄrenmeye geliyorsan. Hocanın gözündeki imgenin zerre kadar önemi olmayacak. Bir ruhtan diÄerine akan bilgiyi taÅımaktan baÅka iÅe yaramayacak bedenin ve zihnin. Gerisini dedim ya, bırakacaksın pabuçlarının yanında, kapının dıÅına. Hocanın karÅısında oturan insanlar kimlikten, kiÅilikten, benlikten, bellekten baÄımsız organizmalar. O platformdan görünen manzarada bir büyük vücudun kolları, bacakları, gövdesisin. Tek nefes alıp veriyor bütün oda. İyi bir orkestra gibi. Akordu bozuk enstruman ahengi bozacak ve o zaman hoca kızacak. Amma kızdıÄı zaman senin varlıÄına deÄil kastı. Senin içindeki ahengi engelleyen parçana kızacak. Hakikatten bıraktıysan kendini pabuçların yanına, gücenmezsin. Hoca senin karÅında deÄil, yanındadır. Akordu bozuk telini sana göstermekten baÅka bir derdi yoktur. İçindeki dangalaÄı beraber bulup eÄitmekten baÅka bir emel gütmez. Madem bir hocanın önünde diz çöktün, onuna beraber çalıÅmalısın. Kafa tutmak, küsmek, yanlıŠanlaÅıldıÄına yanmak, Åu bu onlar hep kapının dıÅında bıraktıÄın parçana ait kalacak, sen yola devam edeceksin.
Bu bir.
İkincisi: Esrarlı bir alem yoga. Esrarını bir meÅale gibi taÅıyacaksın. Orta yerde yapmayacaksın mesela. Yalnızsan ve ilgi çekmek istiyorsan yogayı deÄil, Åahsi çeÅnini ortaya koyacaksın. Åahsi çeÅnin pabuçların yanına bıraktıÄın parçanda saklıdır ve pabuçların kadar mühimdir bu hayatta yürürken. Ve fakat o çeÅniyi yogaya sokmayacaksın. O kadar. Sanat, edebiyat senin benliÄini ifade etmen ve insanlıÄa sunman için sana armaÄan edilmiÅ imkanlardır. İnsanlarla temas istiyorsan sanata baÅvur. Edebiyata baÅvur. Yoganı kendine sakla. O mahremdir. Dünyada daha çok insan yoga yapsın deÄil, bu disipline hak ettiÄi saygıyı gösterilsin diye uÄraÅ. Yogayı aktaracaksan derslerin dıÅında bir kanalla, mesela sosyal medya ile, bilgi vermek için aktar. İlgi çekmek için deÄil. Bilgi dıÅarıdan gelmez. İçinde kayıtlıdır. İçtendir. Sana münhasır varoluÅun kodudur. Herkesinki ayrıdır. Sanırım ki Tanpınar’ın Åahsi çeÅni dediÄi de budur.
Ãç:
Yalan söylemeyi bırak. En ufak bir yatırım varsa aklında, gör onu. Ben bir Åey beklemeden buraya geliyorum, büyük bir yalandır. Ãnce onu gör. Görmezsen tanımazsın. Tanımazsan bırakamazsın. Neden buradasın? Hoca sonsuza dek seni görmezse ve adını öÄrenmezse gözünün içine asla bakmaz ve sana el vermezse ve hatta verdiÄi eli geri çekerse sen yine burada olur musun? İnsanevladı bir topluluk içinde yer edinmek ister. Bu topluluk seni dıÅlar ve yapayalnız bırakıırsa yine gelir misin? Ãykü yazmak istiyorum diyorsun. Ãantanı aç ve bak, yanında romanın, öykün var mı? Günün fonunda sana eÅlik eden, çantanın içinden seni çaÄıran bir kurmaca dünyası hayatının, zihninin parçası deÄilse yazamazsın. Edebiyat ancak ona zaman verirsen sana ödülünü sunar. Yoga öÄretmek istiyorum diyorsun, her sabah tek baÅına yoganı yapacak kadar seviyor musun onu? Bir daha asla yoganın güzel, zarif hareketlerini, nefsini çoÅturan yogik zaferlerini sosyal medyada ya da Åu bu kursta bu kursta sergilemeyecek olsan yine de her sabah yoganı yapar mısın?
Böyle böyle Åeyler iÅte…
Kısa kısa yazdım. Derse yetiÅiyorum. Bence yetiÅir ama konuyu biraz açar mısın derseniz o da olur. Yorumlarınız için çok teÅekkürler. Her biri yüreÄime iÅledi. İyi ki varsınız. Umarım yine yazarsınız…
Defne.