NASIL YAZIYORLAR? (10)

Yazarların yazma alışkanlıkları, okurun ilgisini çeken bir konu. Sevdiğim, sevmediğim, okuduğum, okumadığım tüm yazarların söyleşilerinde yazım, üretim aşamasına dair söylediklerini iştahla, ilgiyle okuyorum. Kurmacabiyografiler, web günlüğüm olduğuna göre, yeri geldikçe buraya da not düşebilirim. İşte onuncusu: Eduardo Galeano 




Sessizlik lütfen 
Yazma uğraşına yeni başladığımda, Uruguaylı yazar Juan Carlos Onetti'den çok şey öğrendim. 
Bakışları tavana çevrili bir halde sigara içerken öğretiyordu, çünkü ağzından az sayıda çıkan ve çok eski uygarlıklara atfettiği sözcüklerine saygınlık kazandırmanın keyfini çıkarıyordu. 
Sigara izmaritleri ve köpek öldüren şarabın eşlik ettiği o suskun gecelerin birinde, üstat her zamanki gibi uzanmıştı, ben de yanında oturuyordum ve zaman bizi umursamadan geçiyordu.
İşte orada öylece dururken Onetti bana bir Çin atasözünün şöyle dediğini söyledi: 
"Var olmayı hak eden yegâne sözcükler sessizlikten daha iyi olanlardır."
Bunun bir Çin atasözü olduğundan pek emin değilim, ama asla unutmadım. 
Hiç unutmadığım bir diğer şey de, Gandhi'nin kız torununun yıllar sonra Montevideo'ya yaptığı bir ziyaret sırasında bana söyledikleri oldu. 
Onunla müdavimi olduğum Cafe El Brasilero'da buluştuk ve orada çocukluğundan bahsederken bana dedesinin ona sözcük orucu tutmayı öğrettiğini söyledi. Haftada bir gün, Gandhi ne bir şey dinliyor ne de bir şey söylüyormuş. Sözcük namına hiçbir şeyin olmadığı bir gün. 
Ertesi gün sözcükler kulağa başka türlü geliyormuş. 
Susarak konuşan sessizlik, sözü söylemeyi öğretir. 

Kaynak:
Hikâye Avcısı Eduardo Galeano
Çeviren Süleyman Doğru Sel Yayıncılık 




 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on November 07, 2017 21:39
No comments have been added yet.


Tuğba Gürbüz's Blog

Tuğba Gürbüz
Tuğba Gürbüz isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Tuğba Gürbüz's blog with rss.