Mihail Šiškin

Mihail Šiškin’s Followers (18)

member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo

Mihail Šiškin



Average rating: 4.14 · 2,356 ratings · 189 reviews · 11 distinct worksSimilar authors
Sinun kirjeesi

by
4.07 avg rating — 3,219 ratings — published 2010 — 53 editions
Rate this book
Clear rating
Sota vai rauha - kirjoituks...

by
4.28 avg rating — 1,421 ratings — published 2019 — 20 editions
Rate this book
Clear rating
Neidonhius

by
3.90 avg rating — 951 ratings — published 2005 — 32 editions
Rate this book
Clear rating
Luarea Ismailului

by
3.97 avg rating — 172 ratings — published 1999 — 2 editions
Rate this book
Clear rating
Paltonul cu gaică

by
4.10 avg rating — 132 ratings — published 2017 — 2 editions
Rate this book
Clear rating
Kaunokirjoituksia

by
3.73 avg rating — 135 ratings2 editions
Rate this book
Clear rating
Viha ja kauneus - Kirjoituk...

by
3.77 avg rating — 128 ratings3 editions
Rate this book
Clear rating
Scrisorar

4.69 avg rating — 13 ratings
Rate this book
Clear rating
Pismovnik

it was amazing 5.00 avg rating — 2 ratings
Rate this book
Clear rating
Rusia mea: Perspectiva unui...

by
0.00 avg rating — 0 ratings
Rate this book
Clear rating
More books by Mihail Šiškin…
Quotes by Mihail Šiškin  (?)
Quotes are added by the Goodreads community and are not verified by Goodreads. (Learn more)

“Sufletul este ultimul lucru indivizibil, ca un atom. Între atomi e mereu un interval. “Dacă atomii s-ar atinge, atunci ei ar fi divizibili, dar, prin definiţie, ei sunt indivizibili: dar se pot atinge numai prin anumite părţi ale lor.” Adică trupurile se pot atinge, dar între suflete va fi mereu un interval, un loc pustiu.”
Mihail Siskin, Scrisorar

“...durerea, în natură, e necesară pentru autoconservare, pentru a preveni moartea, pentru a iubi viața. Cum e construit totul! Ți se produce durere pentru a te obliga să trăiești. Te gonesc în viață ca pe un lemn. Dacă nu ar fi dureros, dacă nu te-ar goni, cine ar mai rămâne să trăiască?”
Mihail Šiškin, Părul Venerei

“Şimdiye ait her şey bizi sözcükleri götürmüyorsa, sözcükler de tekrar onlara dönmüyorsa, işe yaramaz ve değersiz oluveriyor. Sadece sözcükler somut ve soyut olanın varlığının kanıtıdır, anlık olana anlam verenler onlardır, elle tutulmayanı tutulur yapan, beni de ben yapanlardır.
Anlıyorsun ya Şaşenka, hayattan kopuk halde yaşadım ben hep. Benimle dünya arasındaki çiti sözcükler ördü. Başımdan geçenleri sadece sözcüklerle değerlendirdim; seni de bir sayfaya koyup götürebilir miyim, götüremez miyim diye düşündüğüm zamanlardaki gibi. Kemikleri bile çürümüş şu bilgilere ne söyleyeceğimi biliyorum artık: anlık olan, onu uçarken yakaladığın an bir şeyler ifade etmeye başlar. Neredesiniz ey bilgeler? Şu sizin gördüğünüz dünya nerede? Anlık dediğiniz şeyler? Bilmiyor musunuz? Ben biliyorum.
Sanki hakikat açıldı önümde birden kendimi güçlü hissetmeye başladım, her şeyden daha güçlü. Öyle Şaşka, biliyorum, gülüyorsun şimdi bana; her şeyin efendisi gibi hissediyordum kendimi. Bilmeyenlerin gözlerini kapayan şey bana görünmüştü. En azından bana öyle geliyordu o zamanlar. Hemen ardımdan zincirin önemli bir halkası kapandı, daha ki de en önemlisi, gerçek bir insandan gelen, hani şu ter içinde, ağzı leş kokan, solak, solak olmayan, mide yanması ile kıvranan, gerisi mühim değil ama tam da böyle bir insandan gelen, tıpkı sen veya ben gibi gerçek bir insandan, hani şu bir zamanlar başlangıçta sadece söz vardı diye yazan gibi. Sözleri yerinde kaldı, söyleyen de onları giyindi, sözler bedeni oldu. Bu tek ve gerçek ölümsüzlüktü. Başka türlüsü yok. Geriye kalan her şey mezarlığın bok çukurunda...
...
Belki de saçma olan sözcükleri bu kadar sevmek. Çılgınlık derecesinde seviyordum onları. Onlarsa arkamdan kaş göz işareti yapıyorlardı.
Benimle dalga geçiyorlardı!
Sırtımı sözcüklere dayadığım oranda, sözcüklerle bir şeyleri anlatmada ne kadar güçsüz kaldığımı daha açık görüyorum. Daha doğrusu, sözcükler kendime ait bir şeyler yaratmamı sağlayabilirler ama kendini de sözcüklerle öremezsin ki. Sözcükler yalancı. Yüzmek için izin istiyorlar senden, sonra da gizlice yelkenleri şişirip çekip gidiyorlar, kıyıda tek başına kala kalıyorsun.
En önemlisi de, gerçeğin hiç bir sözcüğün içinde rahat edememesi. Gerçek, insana dilini yutturur. Şu hayatta yaşanan dişe dokunur şeylerin hiçbiri bir sözcüğün içine sığmaz. Bugüne kadar başından geçenlerin sözcüklerle anlatılabileceği fikrine kapılırsan, bil ki başından hiçbir şey geçmemiş demektir.
Şasenka, sanırım her şeyi birbirine karıştırdım ama ne yapayım öyle ya da böyle konuşasım var. Hem ne kadar karıştırırsam karıştırayım beni anlayacağını biliyorum.
Kelimelerin kifayetsizliğinden bahsediyordum. Eğer kelimelerin kifayetsizliğinin farkına varamıyorsan kelimelerin ne ifade ettiklerini bilmiyorsun demektir. ”
Mihail Şişkin
tags: mektup



Is this you? Let us know. If not, help out and invite Mihail to Goodreads.