Cengiz Çandar's Blog, page 312
November 29, 2024
Yayman’dan dijital telif yasası yorumu: Acilen düzenlemeler yapmamız gerekiyor
CNN TÜRK’e konuk olan TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dijital telif yasası ile ilgili son durumu anlatan Başkan Yayman “Bu konuda uzun zamandır müzakere yürütüyoruz. Kanayan yaraya döndü, artık bıçak kemiğe dayandı. Yaygın medya ciddi bir varoluş sorunu ile karşı karşıya. Sizin yayınınızı alıp kullanarak CNN TÜRK’ten daha fazla reklam geliri alan kurumlar var. Emek hırsızlığının önüne geçmeliyiz. Tüm taraflarla görüşüyoruz. Google temsilcileri, bununla ilgili sitelerin etkileşimlerinde azalma var. Doğrudan reklam geliri azalması demek bu. Gerçek gazeteciliğin de son bulması demek bu. Dijital telif gerçek gazeteciliği doğrudan ilgilendiriyor. Acilen adım atmalıyız.” dedi.
BAHÇELİ İLE GÖRÜŞMESİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesine ilişkin de konuşan Yayman, Bahçeli’nin çağrısı için “Ben sayın Bahçeli’nin sözlerini çok önemli ve tarihi buluyorum.” ifadelerini kullandı.
Yayman şunları söyledi;
“Sayın Bahçeli ile çok eski zamanlardan, 1990 yılından beri tanırım. Diyaloğum kendisiyle her zaman devam etmiştir. Siyasal bilgiler fakültesini bitirdiğimde Gazi Üniversitesi’nde asistan olarak başlamıştım. Sayın Bahçeli, asistanları toplayıp görüşürdü. Görüşmeyle ilgili açıklama yapmam doğru ve şık olmaz.”
“Kendisine takdim ettiğim Türkiye’nin Kürt Sorunu isimli kitabımı takdim ettim. 25 dakika kadar görüştük. Kendisi bana bir takım sorular sordu ve bilgim dahilinde yanıtladım. Önümüzdeki günlerde kendisi uygun bulursa açıklama yapar.”
Yayman’dan dijital telif yasası yorumu: Acilen düzenlemeler yapmamız gerekiyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Asgari ücret ‘kadrosu’ belli oldu: Taşeron işçi de var
Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret rakamını belirleyecek 15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonuna TÜRK-İŞ bu yıl da 4 işçiyle katılacak. Komisyona katılacak aşçı, kuaför, taşeron işçi ve basın mensubu, pazarlık masasında asgari ücretlilerin sesi olacak.
Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücret rakamının belirlenmesi çalışmaları aralık ayı itibarıyla başlayacak.
İşçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonunda, işçileri TÜRK-İŞ, işverenleri ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.
Komisyonda işçi kesimini temsil eden 5 kişilik TÜRK-İŞ heyetine, Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar başkanlık edecek. TÜRK-İŞ heyetinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 4 işçi yer alacak. Aşçı Selma Sayın, kuaför Nihan Koçak, Karayollarında taşeron işçi Durmuş Öztürk ve basın mensubu Sezer Özseven bu yıl Komisyonda asgari ücretlilerin sorun ve taleplerini dile getirecek.
“20’DEN FAZLA KALEMİ İLGİLENDİRİYOR”
TÜRK-İŞ Genel Başkan Ergün Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni asgari ücret rakamının 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe gireceğini belirterek, asgari ücretli çalışanların zamlı ilk maaşlarını ise şubat ayında alacağına dikkati çekti.
IMF yetkililerinden kredi derecelendirme kuruluşlarına, ekonomistlerden siyasi partilere kadar farklı kesimlerin, aylar öncesinden asgari ücret rakamını konuşmaya başladığına dikkati çeken Atalay, asgari ücretin konuşulmasıyla ürün ve hizmet fiyatlarına zam yapılmaya başlandığını söyledi.
Taban ücret olan asgari ücretin, süreç içerisinde yaygın ücret ve çalışanların büyük bölümünün geçim ücretine dönüştüğünü ifade eden Atalay, asgari ücret rakamının kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, Genel Sağlık Sigortası primi de dahil 20’den fazla kalemi ilgilendirdiğini dile getirdi.
“ASGARİ ÜCRET EN BÜYÜK TİS NİTELİĞİNDE”
Asgari ücretin Türkiye’deki en büyük Toplu İş Sözleşmesi (TİS) niteliğinde olduğuna dikkati çeken Atalay, şöyle konuştu: “Bundan dolayı asgari ücrete sadece ücret olarak bakmamak gerekiyor. 2025’teki asgari ücretin işçinin ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir düzeyde olması gerekiyor. Bu rakamı arkadaşlarımız ilerleyen günlerde tespit edecek. Bu rakam TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulunun önüne gelecek ve ardından kamuoyuyla paylaşılacak.”
PİYASADA KONUŞULAN RAKAMLAR İÇİN BAŞKAN ATALAY NE DEDİ?
Atalay, “Bazı çevrelerin dile getirdiği, ortadaki dolaşan rakamları kabul etmek mümkün değil. O rakamlar toplumu mutlu edecek rakamlar değil.” ifadesini kullandı.
“RAKAM YAŞAM KOŞULLARIMIZI İYİLEŞTİRSİN”
Komisyon üyesi Durmuş Öztürk, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda geçen yıl da işçileri temsil ettiğini belirterek, 11 yıldır taşeron işçi olarak çalıştığını ve asgari ücret aldığını söyledi.
Komisyonda hem taşeron işçilerin hem de asgari ücretlilerin sesi olacağını ifade eden Öztürk, çalışanların yaşam şartlarını iyileştirecek bir rakam istediklerini dile getirdi.
Kuaför Nihan Koçak da evinin kira olduğunu belirterek, “Eşimden 5 yıl önce ayrıldım. Çocuklarımla birlikte yaşam mücadelesi veriyorum, çok zorlanıyorum. Komisyonda asgari ücretlilerin diliyle çalışacağız.” diye konuştu.
Basın mensubu Sezer Özseven ise üç yıldır gazetecilik yaptığını, asgari ücret düzeyinde bir gelire sahip olduğunu söyledi. Mevcut asgari ücretle günün koşullarında geçinmenin mümkün olmadığını dile getiren Özseven, “Asgari ücretin beklenen enflasyon kadar artması, çalışanların kira ve gıda giderlerinin karşılanmasını mümkün kılmıyor.” değerlendirmesinde bulundu. Aşçı Selma Sayın da “Geçim koşullarının iyileşmesi için iyi bir asgari ücret rakamı istiyoruz.” ifadesini kullandı.
Asgari ücret ‘kadrosu’ belli oldu: Taşeron işçi de var yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Van depreminin analizi: Deprem var, haritada fay yok
VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, Bitlis’te 27 Kasım’da meydana gelen 4,3 büyüklüğündeki depremleri değerlendirdi. Doç. Dr. Alkan, bu depremlerin olduğu fayın Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) aktif diri fay haritasında olmadığını belirterek, “Deprem oldu ama haritalarda orada fay yok. Burası jeolojik olarak özel bir bölge. Deprem haritasının güncellenmesi gerekiyor” dedi.
Bitlis’te 27 Kasım’da saat 05.50 ile 05.56’da 4.3 büyüklüğünde 2 deprem oldu. Kısa süreli paniğe neden olan depremlerde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. Van YYÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, bu depremleri değerlendirdi. Depremleri sıklıkla tecrübe eden bir ülke olduklarını belirten Doç. Dr. Alkan, Bitlis ve civarının da bu durumdan etkilenen bir bölge olduğunu söyledi. Bitlis’in Hizan ilçesi civarında 25 Eylül’de 4,6 büyüklüğünde, ardından da 27 Kasım tarihinde 4,3 büyüklüğünde 2 deprem daha meydana geldiğini belirten Alkan, “Meydana gelen depremlerde bölgenin depremsellik olarak bir üretkenliğini tektonik ya da volkanik bir deprem üreten bir bölge olduğunu bize gösteriyor. Ana şoktan sonra 30 artçı şok meydana geliyor. Bunlar küçük küçük devam edecektir” diye konuştu.
‘DİRİ FAY HARİTASININ GÜNCELLENMESİ GEREKİYOR’
27 Kasım’da olan depremlerin Hizan’ın hemen batısında, Eylül ayında meydana gelen depremin ise Hizan’ın doğusunda meydana geldiğini kaydeden Doç. Dr. Alkan, Bitlis ve Van bölgesinde çok sayıda aktif diri fayın olduğunu da belirterek şöyle konuştu:
“MTA’nın diri fay haritasında burada birçok fay da görünüyor. Burada ilginç olan bu depremlerin olduğu yerde herhangi bir diri fayın görünmüyor olması. Burada fay veya fay zonu görünmüyor. Bu depremler doğrultu atımlı faylardır. MTA’nın fay haritasında baktığımızda çizgilerin olduğu yerler faylardır. 27 Kasım’da meydana gelen depremlere baktığımızda bu haritada fay görünmüyor. Burada önemli olan eğer bir yerde deprem varsa orada fay vardır. Buranın dikkate alınıp çalışılması gerekiyor. Diri fay haritası sürekli güncelleniyor. Her yapılan yeni çalışmada özellikle MTA’nın AFAD’ın üniversitelerin yaptığı çalışmalarda bunlar belli periyotlarda güncelleniyor. Kahramanmaraş depremlerinin ardından diri fay haritası tekrar güncellemeler oldu. Ama bu haritaya baktığımızda Bitlis’te meydana gelen son depremlerde haritaya baktığımızda fay yok. MTA’nın diri fay haritasının güncellenmesi gerekiyor. Burası jeolojik olarak özel bir bölge. Deprem haritasının güncellenmesi gerekiyor. Jeofizik mühendisleri olarak şu an belli çalışmalar yapıyoruz. Bu depremlerin çözümleri bize neyi gösteriyor diye çalışmalarımıza başladık ama diğer kurumlarımızın burada özellikle bir çalışma yapması gerekiyor.” (DHA)
Van depreminin analizi: Deprem var, haritada fay yok yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
November 28, 2024
Eski Beşiktaşlı Karius: Uygun bir teklif gelirse kabul ederim
Geçtiğimiz senelerde Beşiktaş’ın da formasını giyen Loris Karius’un Newcastle United ile sözleşmesinin bitmesinin ardından futbolu bırakma kararı alabilir. Alman eldiven, yaptığı açıklamayla kulüpsüz kaldığını duyurdu.
İki sezon boyunca Beşiktaş’ın kalesini de korumuş olan Loris Karius kulüpsüz kaldı. Premier Lig devi Liverpool’da da görev yapan Karius, Newcastle United macerasının ardından şu ana kadar hiçbir takımla sözleşme imzalamadı.
Beklediği teklifin gelmemesi durumunda sadece oynamak için de bir takımı seçmeyeceğini ortaya koydu. Bu açıklamasının ardından Karius’un futbolu bırakabileceğinin altı çizildi.
2 sezon Beşiktaş’ta oynadı!
Beşiktaş’ta geçirdiği iki sezonun ardından bir sezon da Union Berlin’e kiralanan Alman kaleci, daha sonra Liverpool’a geri dönmüş ve ardından bir diğer Premier Lig ekibi Newcastle United’da görev yapmıştı.
‘Kabul etmeyeceğim’
Loris Karius yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; ‘Şu anda herhangi bir takımla sözleşmem yok ama henüz kariyerimi bitirmedim. Eğer uygun bir teklif gelirse futbola devam etmek istiyorum. Hala iyi bir kaleci olmak gerekli niteliklere sahip olduğuma inanıyorum. Ancak teklif benim için uygun olmazsa sadece oynamak için kabul etmeyeceğim.’
Eski Beşiktaşlı Karius: Uygun bir teklif gelirse kabul ederim yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
İstanbul’da aile hekimine saldırı!
İstanbul Şişli’de Aile Sağlığı Merkezi’nde Lütfü Koray C. (30) panik atan geçirerek bayılan annesinin tartıştığı Doktor Ahmet Ö.’yü (35) darbetti. Doktorun da karşılık verdiği tartışma anları cep telefonu kamerasına yansıdı. Gözaltına alınan şüpheli adliyeye sevk edildi.
Olay, dün saat 10.00 sıralarında Paşa Mahallesi’nde bulunan bir Aile Sağlığı Merkezi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Arzu C. (49) sabah saatlerinde muayene için sağlık merkezine geldi. Burada Arzu C. Doktor Ahmet Ö.’den ilaç yazmasını istedi. Doktor Ahmet Ö.’de sistemin açılmadığını ve beklemesi gerektiğini söyleyince aralarında tartışma çıktı. Bu sırada Arzu C. panik atak geçirince ambulansla hastaneye kaldırıldı.
ANNESİNİN TARTIŞTIĞI DOKTORU DARBETTİ
Durumu öğrenen Arzu C.’nin oğlu Lütfü Koray C. Aile Sağlığı Merkezini bastı. Doktor Ahmet Ö.’nün odasına giren Lütfü Koray C. iddiaya göre doktoru darbetti. Doktorun da karşılık vermesi üzerine aralarında kavga çıktı. Vatandaşların müdahale etmesiyle taraflar ayrılırken, yaşananlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Lütfü Koray C. olaydan sonra sağlık merkezinden ayrıldı.
DOKTORU DARBEDEN GÖZALTINDA
Olayın ardından sağlık merkezine gelen polis ekiplerini Doktor Ahmet Ö. ile konuştu. Doktor hastaneden darp raporu aldıktan sonra emniyete giderek şikayetçi olacağını belirtti. Sağlık merkezinden ayrılan Lütfü Koray C. ise annesinin kaldırıldığı özel hastaneden 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak kavga ettiği Doktor Ahmet Ö.’den şikayetçi olacağını söyledi. Ahmer Ö.’de darp raporu aldıktan sonra emniyete giderek şikayetçi oldu. Polis ekiplerinin gözaltına aldığı Lütfü Koray C., ifadesinin ardından ‘kasten yaralama’ suçundan adliyeye sevk edildi.
DOKTORUN DA SUÇ KAYDI ÇIKTI
Doktoru darbeden Lütfü Koray C.’nin poliste ‘iş yeri ve kurumdan hırsızlık’ ve ‘taksirle yaralama’ suçundan, doktor Ahmet Ö.’nün ise poliste ‘görevi yaptırmamak için direnme’, ‘toplantı ve yürüyüş kanununa muhalefet’ ve ‘tehdit-hakaret’ suçundan kaydı olduğu ortaya çıktı. (DHA)
İstanbul’da aile hekimine saldırı! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Türkiye – Macaristan Play-Off maçı İstanbul’da oynanacak
A Milli Futbol Takımı’nın 20 Mart 2025 Perşembe günü Macaristan ile karşılaşacağı UEFA Uluslar Ligi play-off müsabakası İstanbul’da oynanacak.
Türkiye Futbol Federasyonu’ndan (TFF) yapılan açıklamaya göre; Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nin ev sahipliği yapacağı karşılaşmayla birlikte, A Milli Takım yaklaşık üç yıllık bir sürenin ardından yeniden İstanbul’daki futbolseverlerle buluşacak.
Ay-Yıldızlıların, iki ayaklı play-off turunun ikinci maçında 23 Mart 2025 Pazar günü Macaristan’a konuk olacağı karşılaşma ise Budapeşte’deki Puskas Arena’da oynanacak.
Her iki play-off müsabakası da TSİ 20.00’de başlayacak. (DHA)
Türkiye – Macaristan Play-Off maçı İstanbul’da oynanacak yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Halep’teki gerginlik çatışmaya dönüştü
Suriye’de Şam güçleri ile rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasında Halep kırsalında çatışmalar yaşanıyor. Rejim karşıtları Suriye ordusunun silah depolarını ele geçirdi. Öncüpınar Sınır Kapısı’nda TSK’ya ait konvoy görüntülendi. MSB kaynakları da bölgedeki hareketliliğin ve gelişmelerin yakından takip edildiği belirtildi.
Suriye’de dün başlayan muhaliflerin büyük saldırısıyla ilgili son dakika gelişmeleri devam ediyor. Esad rejimi karşıtı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) savaşçıları 27 Kasım 2024’te Suriye’nin kuzeyindeki Halep eyaletinde yer alan Atarib kasabasının doğu kırsalında, Suriye ordusuyla yaşanan çatışmalar sırasında askeri araçlarla ilerledi.
EN AZ 100 ÖLÜ
Hay’et Tahrir el-Şam (HTŞ) silahlı grubu ve müttefik güçler, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ordusunun kontrolündeki en az 10 bölgeyi ve 35 köyü ele geçirdi. Halep eyaletinde çıkan çatışmalarda onlarca Suriye askerinin ve rejim karşıtının öldüğü bildirildi. HTŞ, Halep kent merkezinin 5 kilometre yakınına kadar yaklaşırken, bugün kontrolünü ele geçirdiği bölge 245 kilometrekarelik bir alana ulaştı.
Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), HTŞ’nin geniş çaplı bir operasyon başlatmasının ardından Çarşamba günü çıkan çatışmalardan bu yana yaklaşık 100 muhalif savaşçı ve rejim askerinin öldüğünü söyledi. Gözlemeviyle çalışan aktivistler, HTŞ’nin 44 üyesinin ve müttefik silahlı gruplardan 16 kişinin öldüğünü bildirdi.
SİLAHLAR, ZIRLI ARAÇLAR
Gözlemevi açıklamasında “Buna ek olarak, Suriye rejim güçlerinden en az dört subay olmak üzere 37 üye öldürüldü, beşi esir alındı. Silah depoları, zırhlı araçlar, makineler ve ağır silahlar ele geçirildi” ifadelerine yer verdi. Gözlemevi ayrıca çatışmalarda çocuklar da dahil olmak üzere sivillerin öldüğünü ve yaralandığını, Suriye ordusunun çatışmalar sırasında “yüzlerce top mermisi ve füzeyi sivil ve askeri noktalara” ateşlediğini belirtti.
HAVAALANINA SALDIRI
HTŞ güçleri ayrıca Halep’in doğusundaki İran yanlısı savaşçıların üslerinin bulunduğu el-Neyrab havaalanına saldırdı. Arap basını bu saldırının, Suriye’nin güney İdlib bölgesinde sivillere yönelik Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin son haftalarda artan hava saldırılarına bir yanıt olarak ve yapılmış olabileceğini bildirdi.
Suriye’nin resmi devlet medyası çatışmalardan bahsetmezken, hükümet yanlısı web siteleri ordunun HTŞ’nin sığınaklarını vurduğunu ve onlarca kişiyi öldürdüğünü yazdı.
Rejim ile HTŞ arasındaki çatışmalar devam ederken, bölgedeki çatışmalardan kaçan yaklaşık 10 bin sivil de İdlib kırsalına sığınıyor. Çatışmalar, Halep merkezine doğru yoğunlaşarak sürüyor.
MSB KAYNAKLARINDAN AÇIKLAMA
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye’nin kuzeyindeki muhalif grupların hareketliliği ile ilgili sorular üzerine “Bölgedeki bazı yerel grupların başlattıkları hareketliliği ve buna bağlı gelişmeleri yakinen takip etmekteyiz. Birliklerimiz için her türlü tedbiri aldık ve almaya da devam etmekteyiz” yanıtını verdi.
Halep’teki gerginlik çatışmaya dönüştü yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Bergüzar Korel hem söyledi hem ağlattı
Kanal D’nin gerçek bir yaşam öyküsünü anlatan yeni dizisi Annem Ankara, ikinci bölümüyle de Türkiye’yi göz yaşına boğdu. Zuhal karakterine hayat veren Bergüzar Korel, hüzünlü final sahnesinde 90’lı yıllarda Aşkın Nur Yengi’nin yorumladığı “Geceler Düşman” adlı eseri yeniden seslendirdi. Korel’in bu performansı seyirciden tam not aldı.
BKM imzalı dizi Annem Ankara’nın son bölümünde izleyiciyi geçmişe götüren şarkılara da yer verildi. Gökhan Kırdar’dan “Yerine Sevemem”, Barış Manço’dan “Dönence” ve Doğan Canku’dan “Sonsuza Dek” anılarda yolculuk yaşattı.
UNUTULMAYACAK HEDİYE
Hüzünlü bölümün finalinde çocuklarının kendisi için hazırladığı sürpriz doğum günü ile sevinen Zuhal, ömrü boyunca unutamayacağı bir hediye aldı. Nazan (Sinem Uslu) ile eski eşi Hasan’ın (Mehmet Günsür) düğün davetiyesiyle şoke olan Zuhal, tüm Türkiye’yi gözyaşlarına boğdu.
SENARYO DEĞİL, GERÇEĞİN TA KENDİSİ
Gerçek bir yaşam öyküsünü ekrana getiren Annem Ankara, kendi hayat hikayesini kaleme alan Başak Angigün imzası taşıyor. Başrollerini Bergüzar Korel ile Mehmet Günsür paylaştığı dizinin oyuncu kadrosunda Özgürcan Çevik, Gökçe Eyüboğlu, Sevinç Erbulak, Yıldıray Şahinler ve Güler Ökten, Sinem Uslu, Muharrem Türkseven, Mustafa Açılan, Dilek Çelebi, Hakan Akın,Fatma Toptaş, Durukan Çelikkaya, Ezgi Gör, Selen Özbayrak, Başak Akan, Mustafa Enis Bilir, Beyza Şekerci, Cansu Dağdelen, Ediz Gülsuyu, Mert Tanık, Naz Özgülüş, Egemen Ulaş Önkal Mehmet Can Akça ve Yasin Pehlivan yer alıyor.
Annem Ankara, her çarşamba yeni bölümleri ile Kanal D’de olacak.
Bergüzar Korel hem söyledi hem ağlattı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Kasaoğlu: Türkiye vazgeçilmez bir aktör
Önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı, Ak Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu 22-25 Kasım tarihleri arasında düzenlenen 70. NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Yıllık Toplantısı’na katılmak için gittiği Kanada’nın Montréal kentinden yurda döndü.
Türk heyetinin yüksek katılım gösterdiği görüşmelere katılan Türk Delegasyonu üyesi Dr. Mehmet Kasapoğlu dönüşünde yaptığı açıklamada “NATO üyesi ve ortak ülkelerden gelen 260’dan fazla parlamenterle birlikte küresel güvenlik tehditlerini ele aldık ve ittifakın geleceğine yönelik önemli görüşmelerde bulunduk” dedi
Türkiye vazgeçilmez bir aktör
Toplantıda, NATO’nun dönüşüm süreci, otoriter rejimlere karşı dayanıklılığın artırılması, NATO’nun savunma kapasitesinin güçlendirilmesi, küresel çatışmalar, Batı Balkanlar ve Karadeniz’deki güvenlik tehditleri ve savunma teknolojilerinde yenilikler gibi konuların öncelikli olarak ele alındığını belirten Dr.Kasapoğlu; “Türkiye, NATO’nun bölgesel ve küresel etkinliği açısından vazgeçilmez bir aktörüdür. Karadeniz, Akdeniz ve Batı Balkanlar’da istikrarı artırma yönündeki çabalarımız, NATO’nun güney kanadının ve global barışın güvenliği için hayati önem taşıyor.” dedi.
Hibrit tehditlere karşı ittifaka katkıda bulunuyoruz
Dr. Kasapoğlu son yıllarda şekil değiştiren saldırı biçimlerine yönelik olarak “Hibrit tehditlere karşı mücadelede ön saflardayız. Siber saldırılar, dezenformasyon ve ekonomik manipülasyon gibi modern tehditlerle başa çıkmak için hem ulusal düzeyde güçlü mekanizmalar geliştiriyor hem de müttefiklerimizle iş birliğini derinleştiriyoruz.” diyen Kasapoğlu ayrıca Türkiye’nin savunma bütçesini barış adına optimum kullandığını ifade ederken yapay zeka ve ileri teknolojilere yaptığımız yatırımlarla ittifakın teknolojik üstünlüğüne katkıda bulunuyoruz dedi.
Gazze’deki insani durum felaket boyutundadır
Gazze’de yaşanan soykırım ve Ukrayna – Rusya savaşına da dikkat çeken Kasapoğlu: “Gazze’deki insani durum felaket boyutunda, İsrail’in saldırganlığı, Gazze’deki sivillerin karşı karşıya olduğu ağır koşulları gölgede bırakmamalıdır. İsrail, açlık ve yoksulluğu kontrollü bir şekilde sivillere karşı bir silah olarak kullanmaktadır. Coğrafyamız başta olmak üzere tüm dünyada istikrarsızlaştırma girişimlerine karşı aktif bir şekilde mücadele ediyoruz. müttefiklerimizle iş birliğimizi güçlendirerek güvenliği ve istikrarı sağlama çabalarımızı sürdürüyoruz.” İfadelerini kullandı.
Yeni NATO PA Başkanı olarak seçilen Portekizli Marcos Perestrello’yu tebrik eden Dr. Mehmet Kasapoğlu yeni başkan döneminde de Türkiye’nin ittifak içindeki stratejik rolünü ve katkılarını güçlendirmeye kararlı olduklarını dile getirdi.
Kasaoğlu: Türkiye vazgeçilmez bir aktör yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
November 27, 2024
Piyasada ‘dolar’ paniği
Birkaç gündür piyasada sahte dolarların dolaştığına dair pek çok gelişme kamuoyunun gündemine düşmeye başladı. Büyüklüğü 600 milyon dolar olduğu iddia edilen sahte dolarların para sayma makineleri ve ATM’lerin dahi ayırt edemediği belirtiliyor. Bu kapsamda döviz büroları ve bankalar 50 dolar ile 100 dolar alımlarını durdurdu. Peki piyasada sahte dolar paniği ne zaman düzelir? Döviz bürolarından dolar almanın bir sakıncası var mı? Özellikle hangi dolarların daha çok sahtesine rastlanılıyor. Bunlar nasıl ayırt edilir? İşte detaylar…
Yurt içi piyasalar son günlerde sahte dolar endişesi ile çalkalanıyor. Bazı iddialara göre 600 milyon dolar tutarında sahte 50 ve 100 dolarların piyasada olduğu belirtilirken, bu dolarların para sayma makinelerinden geçtiği söyleniyor. Para sayma makinelerinin ithal olduğu ve sorunun düzelmesi için güncellemelerin de yurt dışından beklendiği de söylentiler arasında. Peki bu süreçte dolar almak sakıncalı mı? Kapalıçarşı esnafının işleri azaldı mı? Sahte doları ayırt etmek mümkün mü? En çok hangi dolarların sahtesine rastlanılıyor.
‘2-3 GÜNDEN BERİ 100 DOLARLARI DA GÖRÜYORUZ’
Konuyla ilgili merak edilenleri milliyet.com.tr’ye açıklayan Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk şu ifadeleri kullandı: “50 doların 10 gün önce sahteleri vardı, para sayma makinelerinden geçiyor diye çok titiz davrandılar. 2-3 günden beri 100 dolarları da görüyoruz. 100 dolarda özellikle son basılan açık yeşil olan sahte dolarların para sayma makinesinden geçtiği söyleniyor. Koyu renkte olan dolarlar zaten para sayma makinesinden sorunsuz bir şekilde geçiyor.
‘BANKALAR, MERKEZ BANKASI’NDAN TEYİT EDİYOR’
İçinde demir parçacıkları var. Makine ona göre programlandığı için dolar geçebiliyor. Para sayma makinelerinin yeni bir yazılımla sadece içindeki demir parçaları değil, aynı zamanda klişeyi de ayırt edebilecek düzeye getirilmesi gerekiyor. Merkez Bankası’nda hakiki doların klişeleri var. Dolayısıyla bankalar istifhamlı olan paraları bu TL de olur diğer yabancı paralar da olur bunu Merkez Bankası’ndan ‘sahte mi, değil mi?’ diye teyit ediyorlar.
‘BU İŞİ BİLENLER MAKİNEDEN GEÇSE BİLE SAHTESİNİ ANLAR’
Bu dövize olan ilgiyi azaltma beklentisini de oluşturmuş olabilir. 100 dolarlarda açık renkli olanlar çok konuşuldu. ‘Açık renkte olanlarda sahte var dikkat edin’ deniliyor. Bu işi bilenler klişesiz ise makineden geçse bile sahte olduğunu anlayabilir.
Doları çok iyi tanıyanlar el ile dokunduğunda bunu anlayabilirler. Resmin bütün yüzeyine bakıldığında bunu anlayabilen uzmanlar var. Bu çok rahatlıkla ayırt edebilir. Bunun Merkez Bankası’nda klişesi var. Asıl kalıp ne ise onunla mukayese de edilebilir.
KAPALIÇARŞI ESNAFININ İŞİ AZALDI MI?
Esnafın işi azalmadı sadece sorun yaşanıyor. Sahte paralar ayırt ediliyor. Eski açık renkli baskılar alınmıyor, diğer dolarlar alınıyor. İşlerin azaldığı söz konusu değil. Bu Türk lirasında da oluyor 200 TL’nin sahtesi olabiliyor. 100 TL ve 50 TL’nin de sahtesi olabiliyor.
‘BİR SÜRE SONRA GÜNDEMDEN DÜŞECEK’
Bayram arifelerinde, özel günlerde vatandaşın turizm hareketliliğinin olduğu dönemlerde sahte paralar piyasada oluyor. Bugünlerde gündemde olabilir ama bir süre sonra gündemden düşecektir.
DOLAR ALMAK İSTEYEN VATANDAŞ NE YAPMALI?
Şu anda dövize ilgi çok fazla yok. Çünkü döviz hala baskılı, dolayısıyla dışarıda dolar yükselmesine rağmen içeride sabit. Dışarıda euro gerileyince içeride de geriliyor. Bir kişi yurt dışına gidecekse döviz ihtiyacı olabilir. Dövize yatırım yapan serbest piyasadan değil gidip bankadan bunu alabilir, hesabında tutabilir. Sahtenin yaygın olması dövize zaten olmayan ilgiyi olumsuz etkilemeyecektir.
‘VATANDAŞIN ÇEKİNCESİ OLMASIN’
Vatandaşın bir çekinesi olmasın, siz döviz bürosuna gittiğinizde bin dolar almak istediğinizde sizin kimliğinizi soruyorlar, vergi uyguluyorlar ve size yazar kasa gibi bir fiş veriyorlar. Bu zaten doları oradan aldığınızı belirten bir şey. Geri getirdiğinizde sizden dolar aldım diyerek geri verebilirsiniz. Vatandaşın bir endişesi olmamalıdır.
‘BANKALARDAN TERCİH EDİN’
Büyük bankalarda, kamu bankalarında para sayma makineleri var. Doların, yabancı paranın serisini yazan makineler var. Size verilen dolarda seri bu deniyor. Sorun çözülecek bir konumda. Nereden, kimin aldığının kayıtlı olmasını istiyorsanız, bankalardan tercih edebilirsiniz.
Döviz büfesi olmayan herhangi bir ticaret yapan insanların döviz satma müsaadesi zaten yok. Vatandaşın da böyle bir yerden döviz alması çok sağlıklı olmaz. Bankaların tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Piyasada ‘dolar’ paniği yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

