Cengiz Çandar's Blog, page 307
December 4, 2024
‘Işığın hasretiyle’ çalışanlar: ‘Kara elmas’ mesaisi
Zonguldak’ta yerin metrelerce altından taş kömürü çıkaran maden işçileri, dünyanın en zor işlerinden birini yaparak hem ekmek parası kazanıyor hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyor.
Türkiye’nin en zengin taş kömürü rezervlerinin bulunduğu Zonguldak’ta, yerin metrelerce altında alın teri döken madenciler, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde de mesailerine devam ediyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı 5 taşkömürü işletme müessesi, üretimin büyük bölümünü karşılıyor.

Bu müesseselerde zorlu şartlarda çalışan madenciler, günlerinin yaklaşık 8 saatini yerin yüzlerce metre altında, karanlıkta kömür çıkarmaya harcıyor.
Çevre ilçe ve köylerden müesseselere çalışmaya gelen madenciler, yemeklerini de yerin altında arkadaşlarıyla kurdukları sofralarda yiyor.
TTK müesseselerinde günde 3 vardiya şeklinde çalışarak 24 saat kömür çıkaran madenciler, acil bir durum olmadıkça neredeyse 8 saat güneşi görmüyor.

Mesailerine gelen madenciler, ilk olarak kendilerine ait dolaplarda bulunan iş kıyafetlerini giyiyor. Kartiye şefinden o günün işi olarak adlandırılan “tertibini” alan madenciler, asansör yardımıyla yerin yüzlerce metre altına inerek çalışmaya başlıyor.
Zonguldak havzasındaki taş kömürü, bölgenin coğrafi zorluğu nedeniyle yarı mekanize şekilde çıkarılıyor. Çıkarılan taşkömürü, küreklerle alınarak bantlara, oradan da fayton diye adlandırılan raylı taşıma sistemine aktarılıyor. Buradan taşınan taş kömürünün, trenlere boşaltılarak ihtiyaç duyulan alanlara nakli sağlanıyor.

“AİLEMİZDEN ÇOK BURADAKİ ARKADAŞLARIMIZI GÖRÜYORUZ”
Üzülmez Taşkömürü İşletmesinde çalışan madenci Bilal Aydın, çalıştıkları ortama alıştıklarını ancak bunun dışarıdaki insanlara zor gelebileceğini söyledi.
“İş bittikten sonra otururuz, herkes evden ne getirdiyse açarız ortaya, bir aile olarak yemeğimizi yer, çayımızı, çorbamızı içeriz. Daha sonrasında faytonlarla dışarıya doğru geliriz. Yerin 300 metre altına ilk indiğimde hiç içimde bir endişe olmadı. Sonuçta bu bize atadan gelen bir meslek. Sanki burada 20 senedir çalışıyormuşum gibi hissediyorum. Yer altının, yer üstünden hiçbir farkı yok, sadece karanlık var. Lambalarımız sayesinde yer altı aydınlık oluyor. Bir nevi ekmek teknemiz yerin altı olduğu için bize aydınlık geliyor.”

“HEP IŞIĞIN HASRETİYLE ÇALIŞIYORUZ”
Kozlu Taşkömürü İşletmesinde maden mühendisi Ömer Tok ise işlerinin bir bilinmezlik içerisinde doğayla mücadele etmek olduğunu dile getirdi.
Tok, en güvenli şartlar altında taş kömürünün çıkarılması için maden mühendisleri ve madencilerin birlikte çalıştığını belirterek, “En koyu karanlıklarda, aydınlıklar için mücadele ediyoruz. Bunu yaparken iş güvenliği ve madencilik kurallarına uymaya gayret gösteriyoruz. Arkadaşlarımızla omuz omuza, ülkemiz için kıymetli olan ve 200 yıldır mücadelesini verdiğimiz kömürü çıkarıp ülkemizin enerjisine, ekonomisine katkı sunmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Karanlıkta çalışmanın zorlukları bulunduğunu anlatan Tok, şunları kaydetti:
“Hep ışığın hasretiyle çalışıyoruz. Aşağıdaki dostluklar yukarıdaki dostluklar gibi değil, birbirimize can emanet ediyoruz. Omzumuzu yasladığımız arkadaşlarımızın canı, aslında bize emanet. Madenci kardeşlerimizle, öncelikle arkadaşımızı ve kendimizi sağ salim yukarıya, sevdiklerimize ulaştırmak için mücadele ediyoruz. Aynı yerde, aynı kaptan yemek yiyoruz. Çoğu zaman çok zorlandığımızda aynı suyu paylaşıyoruz. Yer altındaki ahşap malzemelerle, demirlerle, çeliklerle tahkimat yapıyoruz ama bizim için en önemli tahkimat, omzumuzu dayadığımız arkadaşlığımız.” (Osmancan Gürdoğan/AA)
‘Işığın hasretiyle’ çalışanlar: ‘Kara elmas’ mesaisi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Beşiktaş seçime gidiyor! İlk aday Hüseyin Yücel
Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, Tüpraş Stadyumu’nda gerçekleşen yönetim kurulu toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, olağanüstü seçimli kongre kararı aldıklarını duyurdu.
“Son sözü söylemek üzere karşınızdayım”
Hasan Arat’ın başkanlık görevinden istifasının ardından tüzük gereği görevi devraldığını hatırlatan Hüseyin Yücel, “Bugün ilk kez, Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı sıfatıyla karşınızdayım. Bu şerefli görevi, bildiğiniz üzere, başkanımız Hasan Arat’ın beklenmedik istifasının ardından tüzüğümüzün gereğini yerine getirerek devraldım. Bu süreçte camiamızın önde gelenleri, efsaneleri, eski başkanları, başkanlık sevdalıları, gazeteciler, yorumcular, sosyal medya fenomenleri, herkes konuştu. Ancak geldiğimiz noktada 121 yıllık çınarımızı artık daha fazla yıpratmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünerek son sözü söylemek üzere karşınızdayım. Bu görev, tarif edilemez bir onur ve gurur kaynağı olmakla birlikte, aynı ölçüde ağır sorumluluklar içermektedir. Bu görevde bulunmanın yalnızca tüzük gereği bir atamayla değil, büyük camiamızın desteği ve mutabakatıyla mümkün olabileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Olağanüstü kongre kararı almış bulunmaktayız”
Başkan Yücel, temiz bir sayfa açmak için olağanüstü kongre kararı aldıklarını ve bunun tarihi bir karar olduğunu dile getirdi. Yücel, “Beni hep Beşiktaş sevdamdan bildiler’ demek isterdim. Ancak geçen haftadan bu yana ne darbeciliğimiz kaldı ne de koltuk sevdalısı olduğumuz. Güya 4-5 arkadaş altını oymuşuz. Oysa tek yaptığımız yönetim kurulumuzla, kulüp personelimizle Beşiktaş’ı yalnız bırakmamaktı. Bugün itibarıyla camiamız üzerindeki sis bulutunu dağıtmak istiyorum. Beşiktaş’ımızın temiz bir sayfa açmaya ihtiyacı var. Tüm işler masamızda dururken günlük tartışmalarla Beşiktaş’ımızı geleceğe taşıyamayız. Bu sebeple, bugün, yönetim kurulumuzu önemli bir gündem maddesiyle toplamak zorunda kaldım. Aldığımız kararın tarihi olduğuna inanıyorum, hayırlı olmasını diliyorum. Yönetim kurulumuz, tüzüğümüzün 27/e maddesine dayanarak olağanüstü kongre kararı almış bulunmaktadır. Seçime kadar görevimizin başındayız. Tüm sorumluluklarımızı maddi manevi yerine getirmeye devam ediyoruz. Hiçbir yere kaçmıyoruz” şeklinde konuştu.
“Ben buradayım, olağanüstü kongrede adayım”
Olağanüstü kongrede aday olduğunu da sözlerine ekleyen Yücel, “Beşiktaş Olağanüstü Genel Kurulu’muz, Beşiktaş’ımızı yönetecek yeni başkanını ve yönetim kurulunu seçmek üzere 30 gün içerisinde toplanacak. Bu karar camiamıza nefes aldırmak için alınmıştır. Böylesine köklü bir camianın liderliğini üstlenmenin, büyük Beşiktaş taraftarının ve genel kurul üyelerinin desteğiyle meşruiyet kazanması gerektiği kanaatindeyim. Mayıs ayındaki kongreye kadar camiamızı olağanüstü genel kurula davet etmenin, Beşiktaş’ın değerlerine daha uygun bir yaklaşım olduğuna inanıyorum. Daha önce basın açıklamamda söylemiştim, yine tekrar ediyorum: Ben buradayım, olağanüstü kongrede aday olduğumu huzurlarınızda açıklıyorum. Bu süreçte istifa etmek en kolay seçenekti. Ama ben kaçmadım, kaçmıyorum, buradayım. Gerekirse Beşiktaş’a canım feda. Ancak bu görevi yürütebilmek için camiamızın onayına ihtiyaç duyuyorum. Bizim kısa vadeli değil uzun vadeli planlarla uğraşmamız gerekir. Beşiktaş’ımız için her şeyi uzun vadeli düşünmek zorundayız. Sadece olağan kongreye kadar olan önümüzdeki 6 ayı değil, geleceği düşünerek bu adımı atıyorum. Önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım yeni yönetim kurulu listemle ilk önceliğimiz gemiyi güvenli bir limana yanaştırmak daha sonra Beşiktaş’ın geleceğini hep birlikte kurgulamak olacak” cümlelerine yer verdi.
“Hodri meydan, isteyen buyursun gelsin, aday olsun”
Camianın önde gelen isimlerine adaylık çağrısı da yapan Hüseyin Yücel, “Buradan duyuruyorum; Hodri meydan, isteyen buyursun gelsin, aday olsun. Beşiktaş’ımızın yanında olsunlar. Sorumluluktan kaçmasınlar. Mayıs ayını beklemeyin. Düne kadar, ‘Beşiktaş’ın 1 TL’sini bile harcatmam’ diyen ağabeylerime sesleniyorum. ‘Bu yönetimin transfer yapması etik olmaz’ diyen kardeşime sesleniyorum” dedi.
Yücel, kongre üyelerini oy vermeye davet etti. Siyah-beyazlı kulübün başkanı, “Hepinizi birlik ve beraberliğimizin göstergesi olarak oy vermeye davet ediyorum. Bugün kullanacağız her bir oy, Beşiktaş’ımızı geleceğe taşıyan bir adım olacak. Bugün tek gündemimiz var, dolayısıyla anlayışınıza sığınarak soru almayacağım. Ancak emin olabilirsiniz, önümüzdeki süreçte yanıtsız sorunuz kalmayacak” diye konuştu.
“En kötü gün bugünse, bugün de Beşiktaş”
Taraftarlardan futbol takımını desteklemelerini de isteyen Hüseyin Yücel, “Takım, her zaman olduğu gibi bu süre zarfında da sizlere emanet. Desteğinizi esirgemeyin. Unutmayın, en kötü gün bugünse, bugün de Beşiktaş” değerlendirmesinde bulundu.
Beşiktaş seçime gidiyor! İlk aday Hüseyin Yücel yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
December 3, 2024
Güney Kore’de neler oluyor? ‘5’soruda ‘Seul’un sıkıyönetimi’
Dünya 48 saattir Güney Kore’de yaşananları tartışıyor. Uzakdoğu’nun demokratik ülkelerinden Güney Kore’de yaşananlar herkesin kafasını karıştırdı. Peki aslında neler oldu? Kısa süreli sıkıyönetim kararı neden alındı ve sonrasında neler yaşandı.? İşte detaylar…
1) SIKIYÖNETİM KARARI NEDEN ALINDI?
*Güney Kore’de son olarak 1979’da, uzun süre ülkeyi yöneten askeri diktatör Park Chung-hee’nin bir darbe sırasında suikasta uğradığında sıkıyönetim ilan edilmişti. Ülkenin 1987’de parlamenter demokrasi olmasından sonra hiç sıkıyönetim kararı alınmamıştı. Önceki gün Başkan Yoon ulusa sesleniş konuşmasında Güney Kore’yi “devlet karşıtı güçlerden” korumaya çalıştığını söyledi. Yoon, siyasi muhalefeti “Kuzey Kore sempatizanları” diye tanımladı, ancak herhangi bir kanıt sunmadı.

2) EYLEMLER NASIL BAŞLADI?
*Güney Kore Devlet Başkanı Yoon’un 3 Aralık gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karıştığı” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun yaptığı oylamayla kararı kaldırması ve ardından bunun bakanlar kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Yoon, muhalefeti “hükümetin işlevini yerine getirmesini engellemekle” suçlayarak sıkıyönetimin “Kuzey Kore yanlısı güçleri ortadan kaldırmayı ve anayasal özgürlük düzenini korumayı amaçladığını” savunmuştu. Yaşananlar üzerine birçok Güney Koreli sokaklara çıkarak eylem yapmaya başladı.
3) SIKIYÖNETİM KARARI SONRASI NELER YAŞANDI?
*Sıkıyönetim ilanının ardından Savunma Bakanlığı, ordudaki komutanlara toplantı talimatı verip teyakkuzda olunması çağrısı yaptı. Öte yandan “sıkı yönetim birlikleri” olarak görevlendirilen askerler, Ulusal Meclise girdi. Ulusal Mecliste yapılan acil oturumda sıkıyönetim kararının kaldırılmasına ilişkin verilen önerge, 190 milletvekilinin oyuyla kabul edildi. Ulusal Meclis Başkanlığı Ofisi, sıkıyönetimin, yapılan oylamanın ardından “hükümsüz” hale geldiğini açıkladı. Yoon, bunun üzerine bakanlar kurulunu topldı, kabinenin onayının ardından sıkıyönetimi sona erdirdiğini duyurdu.

4) ÜLKEDEKİ MUHALEFET YAŞANANLARA NE DİYOR?
Güney Kore’de muhalefet partileri, dün geceki sıkıyönetim ilanı nedeniyle Devlet Başkanı Yoon Seuk Yeol’ün görevden alınması için meclise önerge vereceğini bildirdi. Yonhap’ın haberine göre, dün ülkede beklenmedik şekilde sıkıyönetim ilan eden Yoon’a, muhalefet partilerinden karşı hamle geldi. Ülkedeki muhalefet partileri, Yoon’un görevden azli için bugün meclise önerge sunacaklarını duyurdu. Önergenin hafta içinde oylanması bekleniyor. Muhalefetteki Demokratik Parti (DP), Başkan Yoon’un istifasını talep etmişti. Yoon’un kıdemli danışmanları da istifalarını sunduğu belirtmişti.

5) ŞİMDİ NE OLACAK?
*Güney Kore yasalarına göre parlamentonun çoğunluğu sıkıyönetimin kaldırılması yönünde oy kullanırsa, hükümet buna uymak zorunda. Aynı yasa sıkıyönetimin milletvekillerini tutuklamasını da yasaklıyor. Yoon parlamentodaki oylamadan birkaç saat sonra sıkı yönetim kararını geri çekti. Şimdi ne olacağı ise henüz net olarak kestirilemiyor.
Güney Kore’de neler oluyor? ‘5’soruda ‘Seul’un sıkıyönetimi’ yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Yıldırım Demirören: Beşiktaş güçlü kulüptür
Beşiktaş’ta son günlerde yaşanan krizler, takımdaki kötü gidişat büyük ses getirdi. Eski başkan ve yöneticilerden üst üste açıklamalar gelirken, Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır, Yıldırım Demirören ile yaptığı görüşmeyi anlattı.
Beşiktaş tarihinin en büyük krizi ile karşı karşıya. Hasan Arat’ın bıraktığı enkazın büyüklüğü, Samet Aybaba’nın hiç de yenilir yutulur olmayan açıklamaları, Beşiktaş’ı koşulsuz seven, taşın altına düşünmeden elini koyan tüm siyah-beyazlıları derin üzüntü ve korkuya sevk etmiş durumda. Üzüntüleri; Türkiye’nin spor alanında en eski Sivil Toplum Kuruluşu olan Beşiktaş’ın sıradanlaştırılması. Korkuları; üç büyük kulüpten biri olan Beşiktaş’ın göz göre göre kan kaybetmesi, yeni taraftar bulamaması ve en önemlisi “üçüncü büyük” seviyesine indirgenmesi…
Siyah-beyaz kadar net Beşiktaş sevdalıları bu kaos ortamından bir an önce çıkılmasını, tarihi kulübün hak ettiği kıskanılan günlerine hızlı bir biçimde dönmesini istiyor. Bu isimlerin başını da Yıldırım Demirören çekiyor. Dededen, babadan saf Beşiktaşlı olan eski başkan Demirören, “Acil olarak tüm Beşiktaşlılar çözüm üretmeli, kara bulutları dağıtmalıyız” diyor.. Dün Hüseyin Yücel ve arkadaşları istifa kararı aldıkları toplantıya gitmeden Fanatik Gazetesi Yayın Yönetmeni Yalçın Uygun, Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Aslan ile birlikte patronumuz Yıldırım Demirören’i makamında ziyaret etik. Konumuz elbette Beşiktaş’tı. Biz, Beşiktaş’ın potansiyel başkan adayı konumundaki Yıldırım Demirören’e “Ne olacak Beşiktaş’ın hali, başkanlığa aday mısınız?” diye sormaya hazırlanırken, Yıldırım bey, “Beşiktaş nasıl bu hallere düştü inanamıyorum. Beşiktaş’ın gücü başkanıdır. Beşiktaş’ı delegenin seçtiği başkan ve onun yönetim kurulu yönetir. Başkan bırakırsa ekibi de birlikte bırakır. Beşiktaş geleneği, duruşu bunu söyler” diyerek konuya girdi.
“İÇİMİZ KAN AĞLIYOR”
“Ne düşünüyorsunuz, Beşiktaş camiası ne yapmalı” diye sorduğumuzda ise bizimle birlikte sohbete katılan oğlu Erdoğan Demirören ile yeğeni Sinan Oktay’ı göstererek, “Bizim ailemiz Beşiktaşlıdır. Beşiktaş ile yatar Beşiktaş ile kalkarız. Günlerdir hepimiz mutsuzuz. İçimizde maç seyretmeyenler bile var. Biz böyleysek Beşiktaş’ı karda çamurda yalnız bırakmayan taraftarın halini düşünemiyorum bile. Elbette her Beşiktaşlının gönlünde başkanlık yatar. Ama ben başkanlığa aday değilim. Bu onuru en güzel biçimde yaşadım. Ancak olan bitene de seyirci kalamam. Beşiktaş’ı sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmak bizim Beşiktaşlı karakterimize uymaz. Beşiktaş’ın çok değerli akil insanları var. Eski başkanları, yöneticileri var. Onların da şu sıralar içi kan ağlıyordur, ben öncülük yaptım hızlı bir biçimde aksiyon alıp Beşiktaşımızı aydınlık günlere taşımamız lazım. Türk futbolu iki takımlı bir lige doğru gidiyor. Beşiktaş’ın başarılarıyla bunu izin vermemesi gerekir” yanıtını verdi.
Görünen o ki, Yıldırım Demirören dün itibariyle Beşiktaş’ın düzlüğe çıkması için düğmeye bastı. Bundan sonra ne olacak hep beraber göreceğiz, ama Demirören’in bu çıkışıyla Beşiktaş’ta yeni bir dönemin başlayacağına da kesin gözüyle bakabiliriz.
Yıldırım Demirören: Beşiktaş güçlü kulüptür yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
PKK/KCK operasyonu: 709 mağara, sığınak ve depo imha edildi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 2024’te terör örgütü PKK/KCK’nın kırsaldaki kış yapılanması ve eylem amaçlı patlayıcıların yok edilmesine yönelik “Gürz” operasyonlarında 709 mağara, sığınak ve deponun imha edildiğini bildirdi.
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gürz operasyonları hakkında bilgi verdi.
“Teröristlerin inlerini bir bir başlarına yıkıyoruz, yıkmaya da devam edeceğiz. Tek bir hedefimiz var, o da son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar durmadan, duraksamadan kararlılıkla mücadele etmek.” ifadelerini kullanan Yerlikaya, Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde, Jandarma Özel Harekat, Jandarma Komando ve Güvenlik Korucuları ile Jandarma SİHA ve ATAK helikopterlerinin desteğiyle, il jandarma komutanlıklarınca gerçekleştirilen “Gürz” operasyonlarını her gün düzenlemeye devam ettiklerini belirtti.
Bölücü terör örgütü PKK/KCK mensubu teröristlerin kırsaldaki kış yapılanması ve eylem amaçlı patlayıcıların yok edilmesine yönelik 2024’te düzenlenen Gürz operasyonlarında 709 mağara, sığınak ve deponun imha edildiğini bildiren Yerlikaya, şunları kaydetti:
“Bombalı eylemler için hazırlanan 2 ton 100 kilogram kimyasal patlayıcı, 617 kilogram plastik patlayıcı, 97 kilogram TNT ile 194 mayın ve canlı bomba yeleği ele geçirildi. Saldırı için hazırlanan 99 bin 936 muhtelif çap ve ebatta mühimmat ile fişek, 13 bin 657 ağır silah mühimmatı (bombaatar, havan ve uçaksavar mühimmatı), 2 bin 252 el bombası ve 63 roketatar, havan, bombaatar, uçaksavar, lav silahı ile güdümlü füze ele geçirildi.”
Terör örgütünün lojistik amaçlı kullanmak ve eylem yapmak için hazırladığı sığınakların tek tek tespit edilip imha edildiğini vurgulayan Yerlikaya, operasyonları gerçekleştiren jandarmayı tebrik etti.
PKK/KCK operasyonu: 709 mağara, sığınak ve depo imha edildi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Zeynep Bastık: Zannettiğiniz gibi değil
Şarkıcı Zeynep Bastık, Instagram’dan hayranlarının sorularını cevapladı. Samimi açıklamalarda bulundu.
Ünlü şarkıcı Zeynep Bastık, “Bu kadar tempo içerisinde panik atak ve anksiyete yaşıyor musunuz?” sorusuna, “Yaşamaz olur muyum? Tabii ki yaşıyorum, her zaman iyi hissetmeniz mümkün değil, kabullendim. Artık duygularımdan kaçmıyorum. Ataklar geldikçe kendimi telkin etmeyi öğrendim. Düzenli terapi alıyorum. Hiçbirimizin hayatı zannettiğiniz gibi disko topları içinde geçmiyor” yanıtını verdi.
Zeynep Bastık: Zannettiğiniz gibi değil yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Bahçeli’den ‘dolar’ uyarısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, piyasaya sahte dolar sürüldüğü iddiasına ilişkin, “Bir anda tetiklenen panik ortamının, ticaretin belkemiği Kapalı Çarşı’ya kadar sirayet etmesi, döviz bürolarının alım-satım işlemlerini bıçak gibi kesmesi, bize göre Türkiye’ye yönelik bir operasyondur.” dedi.
MHP lideri Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi’nin görüşmelerinin tamamlandığını hatırlattı.
Bütçe görüşmelerine TBMM Genel Genel Kurulu’nda 9 Aralık’ta başlanacağını anlatan Bahçeli, bütçe sürecinde partisinin, Cumhur İttifakı’nın ahlaki ve siyasi ilkelerine uygun hareket ederek sorumlu, yapıcı, müspet ve destekleyici pozisyonunu dikkatle koruyacağını söyledi.
Partisinin milletvekillerinden, Genel Kurul’da dil ve üslup olgunluğunun üzerine bina edilecek hazırlıklı ve donanımlı konuşmalarla fark yaratmalarını beklediğini dile getiren Bahçeli, “Sataşmalara prim vermeden politik tasavvur ve tekliflerimizi anlatmanızı, hamasete itibar etmeden ülkemizin gerçeklerini ve hedeflerini aktarmanızı, söz düellolarına davetiye çıkaran ucuz politikacıların tahriklerine aldırmadan bütçenin siyasi, ekonomik, mali ve hukuki muhtevasını açıklamanızı, hakkında söz aldığınız bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerini her yönüyle ve vizyoner bir bakışla anlamlandırıp parti politikalarımız çerçevesinde anlaşılmasına katkı sağlamanızı her birinizden rica ediyorum.” diye konuştu.
2025 yılı bütçesi ile 2023 yılı kesin hesap kanun tekliflerinin Türkiye’ye hayırlı olması temennisinde bulunan Bahçeli, 2025 yılı bütçesini sonuna kadar destekleyeceklerini vurguladı.
“SIKINTILI DÖNEM GERİDE KALDI”
MHP lideri Bahçeli, Türkiye ekonomisinin 4 yıl boyunca kesintisiz 17 çeyrektir büyüme performansı gösterdiğine işaret ederek bunun, önemli bir başarı olduğunu ve hak teslimi yapılması gerektiğini belirtti. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milli gelirimizin bu yıl sonunda 1 trilyon 330 milyar dolara ulaşmasıyla birlikte kişi başına düşen gelirin 15 bin 500 dolar sınırını geçmesi, bunun yanı sıra bütçe açığının gelecek yılda yüzde 3,1’e gerilemesi, karamsarlık salgınıyla siyasi ahlak entübesi yaşayanları şaşkına çevirmek şöyle dursun, perişan edecektir. Enflasyon kuşatması kırılırken hayat pahalılığının şiddetli akını püskürtülmektedir.
2024 yılı haziran ayı itibarıyla dezenflasyon süreci başlamıştır. Türkiye ekonomisi sıkıntılı ve zorlu dönemleri geride bırakmıştır. Ekonomik huzur ve güvenliğimizi tehdit eden dalgalanmalar zayıflamıştır. 2025 yılı bütçe parametrelerini, ikmal ve takip edilen ekonomi politikalarının iç yüzünü okuma basiret ve becerisine sahip olan her insanımız ekonomik ufkumuzun açıldığını takdir edecektir. Siyasi istikrara eklemlenecek, hatta perçinleyecek ekonomik iyileşme ve ilerleyiş tablosunu karalamak ve baltalamak amacıyla hazır kıta bekleyen yabanıl ve yozlaşmış zihniyetlerin boş durmadığı da bir başka gerçek olarak karşımızdadır.”
VATANDAŞLARA ÇAĞRI
Devlet Bahçeli, “İstanbul’da, yurt dışında basılan sahte 50 ve 100 dolarlık banknotların piyasaya sürüldüğü ve bu nedenle Kapalı Çarşı’daki bazı döviz bürolarının dolar alımını durdurduğu” yönündeki iddiaları hatırlatarak iddiaların bir maksada matuf, külliyen yalan ve saptırma olduğunu söyledi. Bahçeli, şunları kaydetti:
“Bir anda tetiklenen panik ortamının, ticaretin belkemiği Kapalı Çarşı’ya kadar sirayet etmesi, döviz bürolarının alım-satım işlemlerini bıçak gibi kesmesi, bize göre Türkiye’ye yönelik bir operasyondur. Sahte dolardaki ilk akışın güneydoğu sınırımızdan kaynaklandığının ileri sürülmesi de son günlerdeki pozitif ülke gündemini gölgeleme sinsiliğinde, ekonomik ayağın faal olduğunu düşündürmektedir. Sahteliğin ve sahtekarlığın geçer akçe olduğu bugünkü dünyada, insanın bile sahtesi varken, dövizin sahtesine dudak bükmek elbette ikna edici bir durum değildir.
Her ayrıntıyı, kuytuda gizlenen her ihtimali araştırmak esas olmalıdır ancak ortada fol yok yumurta yokken ekonomiyi provoke etmek, dipsiz bir kuyuya taş atan bozguncu taifenin peşine takılmak, ülkemize yapılabilecek vahim bir kötülüktür. Körüklenen kötülüğün berhava edilmesi, hayat memat konusudur. Bu kapsamda FETÖ’nün tertiplerine azami ölçüde uyanıklık göstererek vaziyet almak, dedikodu işletmesine dönüşen kirli odakları tefrik edip açığa çıkarmak, devletin temel sorumluluğudur.”
İddialar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının harekete geçerek sahte para basımı ve dağıtımı konularının araştırılması amacıyla resen soruşturma başlattığını anlatan Bahçeli, sahteliğe ve sahtekarlığa karşı mücadelenin, amasız ve amansız şekilde sürmesi gerektiğine işaret etti.
Bahçeli, “Ülkemizin sahte parayla anılmasını planlayanların pirelenmiş hevesleri pis kursaklarında bırakılmalıdır. FETÖ’cü alçakların, bölücü ve yıkıcı terör örgütü yandaşlarının sosyal ve ekonomik ahlakı zehirleme teşebbüslerini engellemekle birlikte dolandırıcılığın ve kalpazanlığın azılı fail ve figüranlarını kıskıvrak yakalayarak hesap sormak, herkese de ders ve ibret olacaktır. Vatandaşlarımızı, ekonomik aktörleri soğukkanlılığa, sükunete ve sakin olmaya davet ediyorum.” değerlendirmelerinde bulundu.
Bahçeli, MHP’nin meseleyi her açıdan incelediğini, sahte para iddiasının maksatlı şekilde dolaşıma sokulduğu görüşünde olduklarını bildirdi.
“MÜHİM ARKA PLAN” VURGUSU
MHP Genel Başkanı Bahçeli, iç ve dış gelişmeler karşısında sivrilen ve serpilen kuşkuların asla kuruntu olmadığını, ağızlarından çıkan her sözün bir dayanağının olduğunu dile getirerek “Çağrılarımızın mühim, müstacel ve mübrem arka planı bulunmaktadır. Her şeyden önce Türkiye diyorsak sisin ardında, dağın diğer yamacında mürettep halde bulunan hain ve zalim senaryoları görmek, okumak, ister çığ deyin, ister sel, üzerimize gelen tehlikeli akışın önünü kesmek bir ecdat yadigarı olan kümülatif ve kükreyen aklın gereğidir.” diye konuştu.
MHP ve Cumhur İttifakı’nın, Türkiye’nin istikbal umutlarını boşa çıkarmama hususunda ilke, inanç ve irade birliği içinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
“Evin içini güvenceye kavuşturamazsak sadece cümle kapımızdan değil, bahçe duvarlarımızdan tehlikeli ve tehdit algısı yüksek sızmaların olması mukadderdir. Buna karşılık ‘Aman sen de’ diyecek halimiz olamaz. ‘Bana dokunmuyorsa yılan, bin yıl yaşasın’ ezberiyle avunamayız. ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ diyecek kadar düşkün ve düşük olmaya hiç niyetimiz yoktur. Konu Türkiye ise konu devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüyse vakit tamamdır, söz konusu vatandır. Bugüne kadar gerek şahsım gerekse de Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından ısrarla yapılan uyarıların ne kadar isabetli olduğu son gelişmelerle iyice netleşmiştir.
22 Ekim 2024 tarihinden bu yana milletimizle paylaştığımız şeffaf, samimi ve temiz düşüncelere kulp takanlar, çamur atanlar, kara çalanlar, dış kanallardan saldırı komutu alanlar haricinde, sağduyulu ve vicdan sahibi her insanımız, haklılığımızı, zannederim, tasvip ve teyit etmiş olsa gerektir. Aklı kiralanmış olanlara devletin hükmü şahsiyetini nasıl anlatacağız? Sırtında çıkarlarının heybesinden başka herhangi bir şey taşımayan ruhsuz ve şuursuz siyasi fırıldaklara rüzgarsız havada ne hikmetse sürekli döndüklerini nasıl kabullendireceğiz? Milli güvenliğimizin, milli birliğimizin, bin yıllık kardeşliğimizin iç ve dış mahreçli tahrik, taciz ve tahrip ihtimalinin günbegün farklı boyutlar kazandığını, dönem sonu kanlı hesapların kapatılmasına dönük ardışık provokasyon sürecinin kamçılandığını daha neyi ileri sürerek izah ve ifade edeceğiz?”
Bahçeli’den ‘dolar’ uyarısı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Gözü kara Suphi Dayı ‘Annem Ankara’da
Kanal D’nin yaşanmış bir hayat hikayesini ekrana getiren ‘Annem Ankara’, heyecan dolu üçüncü bölümüyle ekrana gelecek. Konusu, dönemi ve oyunculuk performansları ile beğeni toplayan dizinin yeni bölümünde başarılı oyuncu Özgürcan Çevik de hikayeye dahil olacak.
Bu hafta itibariyle izleyici karşısında olacak Çevik, dizide Zuhal’in (Bergüzar Korel) kuzeni Suphi’ye hayat verecek. Çocukların gözü kara dayısı olan Suphi, ihtiyacı olan herkese yardım etmekten çekinmeyen, sözünü kimseden esirgemeyen bir karakteri canlandıracak.
GÜÇLÜ KADRO
BKM imzalı, senaryosu Başak Angigün tarafından kaleme alınan, yönetmenliğini Can Ulkay’ın yaptığı ‘Annem Ankara’nın güçlü oyuncu kadrosunda Bergüzar Korel ve Mehmet Günsür’le birlikte Özgürcan Çevik, Gökçe Eyüboğlu, Sevinç Erbulak,Yıldıray Şahinler ve Güler Ökten, Sinem Uslu, Muharrem Türkseven, Mustafa Açılan, Dilek Çelebi, Hakan Akın,Fatma Toptaş, Durukan Çelikkaya, Ezgi Gör, Selen Özbayrak, Başak Akan, Mustafa Enis Bilir, Beyza Şekerci, Cansu Dağdelen, Ediz Gülsuyu, Mert Tanık, Naz Özgülüş, Egemen Ulaş Önkal Mehmet Can Akça, Yasin Pehlivan yer alıyor.
‘Annem Ankara’ yeni bölümüyle çarşamba akşamı saat 20.00’de Kanal D’de.
Gözü kara Suphi Dayı ‘Annem Ankara’da yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Trafiğin gizli şairleri: Kamyon arkası sözleri
Kimi unutamadığı aşkını kazıtıyor tamponuna kimi tuttuğu takımın sloganını… Genelde mizah içerse de çoğu kült filmlerin repliği misali. Okudukça düşündüren, düşündürdükçe gülümseten cinsten. Motorlu taşıtlar tarihi kadar eski kamyon arkası sözleri… Kamyon dedik ancak çoğu otobüs bir kısmı da otomobil. İşte trafikte önümüze çıkan şair ruhlu şoförlerinin kaleminden imla hataları bol olsa da birbirinden ilginç kamyon arkası sözleri…

Yaptığı işin zorluğuna gönderme yapan bir şoförün tercihi
“Ben bi’ mutlu oluyum seni de yanıma aldırcam”

Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses şarkısının sözleri gibi:
“Hayat alt yazılı değil alın yazılı bir filmdir”

Dost bildikleri canını çok sıkmış belli ki:
“Hiçbir ressam çizemez sahte dostların gülüşündeki kahpeliği”

Yine asabi bir şoför. Kime, neye bu kadar kızdı kim bilir…
“Şeytanlık yapmayı seviyorsanız taşlanınca ağlamayacaksınız”

Umarız sinyal vermeden şerit değiştirmeyi kastetmiyordur
“Hayat cesurları sever”

Son yılların tabiriyle ‘atarlı’ diye tabir edilen bir şoför. Muhtemelen zengin bir arkadaşına çok ama çok kızmış…
“Biz para ile adam olmadık her parası olanı da adam yerine koymayız”

Psikolog olsa on binlerce takipçisi olacağı kesin gibi…
“Benden sana bir bir akıl aklın varsa tek takıl”

Cesur şoförün isyanı…
“Yüreksizlerin cesaret edebildikleri tek şey ihanettir…”

Gariban olduğu kadar yürekli bir delikanlının cümleleri
“Garibana kurnazlık delikanlıya hainlik yapılmaz”

En sevdiği yazar muhtemelen La Fontaine
“Aslanla randevum var çakallarla uğraşamam”

Her şeyi bırakıp bir tatil beldesine gitmeden önceki son seferi gibi
“Bomboş geldi dünya bana her şey yalan anlayana”

Sevdiği birisi ansızın çekip gidince…
“Saat kırıldı diye vakit durmuyor… Kimsenin yokluğu kimsenin sonu olmuyor”

Bu da evlendiği kişi için gizem yaratmak isteyen bir damat ya da gelin…
X ve E

Yine yalan dünyanın telaşları ile uğraşmaktan bıkan bir kaptan…
“Bir sor bakalım güzel günler gelse bile… Yaşanacak hevesimiz kalmış mı”
Trafiğin gizli şairleri: Kamyon arkası sözleri yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Vietnamlı kadın ömür boyu hapis yatmak için 312 milyar arıyor
Vietnamlı eski emlak devi Truong My Lan, ölüm cezasından kurtulabilmek için 9 milyar doları yani güncel kurla yaklaşık 312 milyar lirayı temin etmeye çalışıyor. Eğer bu paranın kaybı zararını tazmin etmek için ödenebilirse,idam edilmekten kurtulup ömür boyu hapis cezası alacak.
Vietnam’ın önde gelen emlak zenginlerinden Truong My Lan, ülkenin en büyük mali dolandırıcılığındaki rolü nedeniyle ekim ayında idama mahkum edildi.
68 yaşındaki Truong’un temyiz başvurusu reddedildi.
Mahkeme, kadının gizli yollardan ülkenin en büyük bankalarından Saygon Ticari Bankası aracılığıyla 10 yıldan uzun süre boyunca bir paravan şirketler ağıyla toplam 44 milyar dolarlık kredi ve nakit parayı ‘hortumladığını’ tespit etti.
Savcılar, 27 milyar doların beyan edilenden farklı olarak kullanıldığını ve 12 milyar dolar kadar meblağın da zimmete geçirildiğini ortaya koydu. Truong zimmet suçunun sabit görülmesi nedeniyle idam cezasına çarptırıldı.
PARANIN ÜÇTE BİRİNİ VERMESİ GEREKİYOR
Vietnam yasalarına göre Truong 12 milyar doların % 75’ini, yani 9 milyar doları geri ödeyebilirse, cezası ömür boyu hapse çevirilebiliyor.
Vietnam yasalarına göre genelde infazlar, hükümden uzun süre sonra gerçekleştiriliyor. Ancak mahkumlara infazdan kısa süre önce bildiriliyor. Truong bu olmadan önce 9 milyar doları toplayabilirse, büyük ihtimalle ölüm cezasından kurtulacak.
Lan ve diğer suç ortakları, Saigon Ticaret Bankası’ndan zimmete para geçirmek ve on yıl boyunca milyarlarca dolarlık zarara yol açmak suçundan suçlu bulundu.
Vietnamlı kadın ömür boyu hapis yatmak için 312 milyar arıyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

