Niccolò Macchiavelli
More books by Niccolò Macchiavelli…
“süvarileri, onlar olmadan zafer kazanabileceklerine inanmaz oldular. Fransızların İsviçreliler karşısında yetersiz kalması ve İsviçreliler olmadan başkalarıyla çarpışmayı göze alamaması buradan kaynaklanıyor. Demek ki, Fransa'nın orduları karmaydı, kısmen paralı askerlerden, kısmen Fransız birliklerinden oluşuyordu; böyle bir ordu, salt yardımcı bir askerî güçten ya da salt paralı bir ordudan çok daha iyi, ama öz ordudan çok aşağıdır. Yukarıda verdiğimiz örnek yeterli olacaktır; çünkü Charles'ın kurdüğü düzen geliştirilmiş ya da korunmuş olsaydı, Fransa Krallığı yenilmez olurdu. Ama öngörüsü kıt insanlar, zamanındâ iyi gibi görünen bir işe girişir, onun altındaki zehri fark etmezler, tıpkı daha önce [III. bölümde] verem ateşiyle ilgili olarak söylediğim gibi.
[7] Bu yüzden, bir prenslikte, illetleri belirdiği anda teşhis edemeyen kişi gerçekten bilge değildir; bilgelik çok az kişiye verilmiştir. Roma İmparatorluğu'nun çöküşünün ana nedeni araştırılacak olursa, bu çöküşün, Gotların paralı asker olarak tutulduğu an başladığı görülecektir; çünkü o başlangıçla birlikte, Roma İmparatorluğu'nun gücü zayıflamaya yüz tutmuştu; ondan alınan güç ötekilere [Gotlar] veriliyordu.
Öyleyse, vardığım sonuç şu: Hiçbir prenslik, kendi ordusu olmadan güvende değildir; tersine, zor durumlarda onu inançla savunacak güçten yoksun olduğu için, tümüyle talihin buyruğu altındadır. Ve bilge kişilerin görüşü ve savsözü hep şu olmuştur:
Quod nihil sit tam infirmum aut instabile quam fama potentjae non sua vi
* (Lat.) Hiçbir şey; kendi gücüne dayanmayan bir iktidarın ünü kadar zayıf ve değişken değildir. [Tacitus,Annales, XIII, 19] (Ç.N.)
Machiavelli - Prens sayfa 89”
― The Prince
[7] Bu yüzden, bir prenslikte, illetleri belirdiği anda teşhis edemeyen kişi gerçekten bilge değildir; bilgelik çok az kişiye verilmiştir. Roma İmparatorluğu'nun çöküşünün ana nedeni araştırılacak olursa, bu çöküşün, Gotların paralı asker olarak tutulduğu an başladığı görülecektir; çünkü o başlangıçla birlikte, Roma İmparatorluğu'nun gücü zayıflamaya yüz tutmuştu; ondan alınan güç ötekilere [Gotlar] veriliyordu.
Öyleyse, vardığım sonuç şu: Hiçbir prenslik, kendi ordusu olmadan güvende değildir; tersine, zor durumlarda onu inançla savunacak güçten yoksun olduğu için, tümüyle talihin buyruğu altındadır. Ve bilge kişilerin görüşü ve savsözü hep şu olmuştur:
Quod nihil sit tam infirmum aut instabile quam fama potentjae non sua vi
* (Lat.) Hiçbir şey; kendi gücüne dayanmayan bir iktidarın ünü kadar zayıf ve değişken değildir. [Tacitus,Annales, XIII, 19] (Ç.N.)
Machiavelli - Prens sayfa 89”
― The Prince
“Bir kez devlet kavramı merkeze yerleştirildikten sonra, öteki öğeler de ona göre belirlenir. Sözgelimi, Machiavelli'nin sıradan yurttaş ya da uyruk tanımı, Aristoteles'in özgür yurttaşlar tanımından çok farklıdır. Aristoteles, Yunan şehir devletinde özgür yurttaşı devletin varlığının temel nedeni olarak görürken, Machiavelli sıradan yurttaşları önemsiz, basit kimseler olarak görür; onlar, ortak bir siyasal yaşamın kurucu öğeleri olmaktan çok, prensin iradesine bağımlı bir toplulukturlar.
Demek ki, yönetimin amacı, halkın esenliği değil, devletin istikrarı ve kurulu düzenin sürdürülmesidir. Gerçi Machiavelli istikrarlı bir yönetimin her zaman yurttaşların desteğine dayanması gerektiğini değişik vesilelerle belirtir, ama odak noktası dış güçler ve işgal tehdidinin önlenmesidir. Diplomasi ve savaşa ayrıcalıklı bir işlev yüklemek, Machiavelli'nin bakış açısının ayırt edici özelliklerinden biridir.
Giriş, sayfa 24”
― The Prince
Demek ki, yönetimin amacı, halkın esenliği değil, devletin istikrarı ve kurulu düzenin sürdürülmesidir. Gerçi Machiavelli istikrarlı bir yönetimin her zaman yurttaşların desteğine dayanması gerektiğini değişik vesilelerle belirtir, ama odak noktası dış güçler ve işgal tehdidinin önlenmesidir. Diplomasi ve savaşa ayrıcalıklı bir işlev yüklemek, Machiavelli'nin bakış açısının ayırt edici özelliklerinden biridir.
Giriş, sayfa 24”
― The Prince
“Hence it should be noted that, in conquering a state, its conqueror should weigh all the injurious things he must do and commit them all at once, so as not to have to repeat them every day. By not repeating them, he will be able to make men feel secure and win them over with the benefits he bestows upon them. Anyone who does otherwise, either out of timidity or because of bad advice, is always obliged to keep his knife in his hand. Nor can he ever count upon his subjects, who, because of their recent and continuous injuries, cannot feel secure with him.
Therefore, injuries should be inflicted all at once, for the less they are tasted, the less harm they do. However, benefits should be distributed a little at a time, so that they may be fully savoured.
Above all, a prince should live with his subjects in such a way that no unforeseen event, either bad or good, may cause him to alter his course; for when difficulties arise in adverse conditions, you do not have time to resort to cruelty, and the good that you do will help you very little, since it will be judged a forced measure, and you will earn from it no gratitude whatsoever.”
― The Prince
Therefore, injuries should be inflicted all at once, for the less they are tasted, the less harm they do. However, benefits should be distributed a little at a time, so that they may be fully savoured.
Above all, a prince should live with his subjects in such a way that no unforeseen event, either bad or good, may cause him to alter his course; for when difficulties arise in adverse conditions, you do not have time to resort to cruelty, and the good that you do will help you very little, since it will be judged a forced measure, and you will earn from it no gratitude whatsoever.”
― The Prince
Is this you? Let us know. If not, help out and invite Niccolò to Goodreads.