Doğan Avcıoğlu

Doğan Avcıoğlu’s Followers (35)

member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo
member photo

Doğan Avcıoğlu


Born
in Bursa, Turkey
March 13, 1926

Died
November 04, 1983


1926 yılında Bursa’da dünyaya geldi. İlk ve Ortaöğrenimini tamamladıktan sonra Fransa’ya gitti. Fransa’da iktisat ve siyasal bilimler eğitimi gördü. 1955’de Türkiye’ye dönerek Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde asistan oldu. 1956’dan sonra haftalık Akis ve Kim dergilerinde yazıları yayımlandı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Araştırma Biriminde çalıştı ve partinin yayın organı Ulus Gazetesinde yazılar yazdı. 27 Mayıs 1960’tan sonra CHP kontenjanından Kurucu Meclise üye seçildi. 1961 Anayasasının hazırlanmasında görev aldı. 1960-61’de Vatan ve Ulus Gazetelerinde yazarlık, Ankara Radyosunda dış haber yorumculuğu yaptı.

1961’de Mümtaz Soysal ve Cemal Reşit Eyüboğlu ile birlikte Yön Dergisini kurdu. 1967’ye değin yayınlanan Yön Dergisi,1960’t
...more

Average rating: 4.46 · 542 ratings · 32 reviews · 19 distinct worksSimilar authors
Türkiye'nin Düzeni 1

4.59 avg rating — 150 ratings — published 1968 — 3 editions
Rate this book
Clear rating
Türkiye'nin Düzeni 2: Dün -...

4.55 avg rating — 85 ratings
Rate this book
Clear rating
Milli Kurtuluş Tarihi 1. Kitap

4.56 avg rating — 50 ratings
Rate this book
Clear rating
Türklerin Tarihi #1

4.14 avg rating — 36 ratings — published 2008 — 3 editions
Rate this book
Clear rating
Milli Kurtuluş Tarihi 2. Kitap

4.56 avg rating — 27 ratings
Rate this book
Clear rating
Türklerin Tarihi #2

4.19 avg rating — 26 ratings2 editions
Rate this book
Clear rating
Milli Kurtuluş Tarihi 3. Kitap

4.57 avg rating — 23 ratings2 editions
Rate this book
Clear rating
Türklerin Tarihi #3

4.32 avg rating — 22 ratings2 editions
Rate this book
Clear rating
Milli Kurtuluş Tarihi 4. Kitap

4.53 avg rating — 19 ratings
Rate this book
Clear rating
Osmanlı'nın Düzeni (Türkler...

4.42 avg rating — 19 ratings
Rate this book
Clear rating
More books by Doğan Avcıoğlu…
Milli Kurtuluş Tarihi 1. Kitap Milli Kurtuluş Tarihi 2. Kitap Milli Kurtuluş Tarihi 3. Kitap Milli Kurtuluş Tarihi 4. Kitap
(4 books)
by
4.55 avg rating — 119 ratings

Türklerin Tarihi #1 Türklerin Tarihi #2 Türklerin Tarihi #3 Türklerin Tarihi #4 Türklerin Tarihi #5
(5 books)
by
4.21 avg rating — 118 ratings

Quotes by Doğan Avcıoğlu  (?)
Quotes are added by the Goodreads community and are not verified by Goodreads. (Learn more)

“1965 Türkiyesi

Sayın İnönü, 27 Mayıs'tan sonra da, 1946'da başladığı denemenin başarısı için elinden geleni yaptı: 27 Mayıs'ı, "İlk Hedefler Beyannamesi" sınırları içinde tuttu. Seçim sonrası huzursuzluklarını ve darbe teşebbüs­lerini önledi. En güç durumlarda dahi, soğukkanlı ve güler yüzlü bir idarenin örneğini verdi. Ekonomik durgunluğu giderdi. İşçilere geniş haklar tanıdı. Fındık, tütün, buğday fiyatlarını yükselterek, köylü kütlesi­ni kazanmaya çalıştı. Ümit etmekteydi ki, artık yeni hir demirkırat dene­mesi önlenecek ve 27 Mayıs Anayasası çerçevesinde kalkınmanın zorun­lu kıldığı reformlara el atılacaktır. Ümitler gerçekleşmedi ve CHP, Menderes dönemindekinden çok daha büyük bir yenilgiyle karşılaştı. CHP, servet beyannamesi, vergi açıklaması, tarım vergisi, Sovyetler'le yakınlaşma gibi teşebbüslerden ve Toprak Reformu sözlerinden ürken varlıklı üyelerinin ihanetine uğradı. CHP'li eşraf ve ağa takımı, etkileri altındaki seçmenleri de peşlerinden sürükleyerek reformcu gidişe karşı durdular. CHP "ortanın solundayız" yerine, "sağındayız" da dese, hakim sınıf çıkarlarına dokunan tedbirler yüzünden bu ihaneti tanıyacaktı. CHP reformculuğunu son derece yetersiz bulan ilerici unsurların hir kısmı da, açık, seçik ve tutarlı hir programla ortaya çıkan TİP'e kaydılar. Böylece 20 yıllık deneme, halktan yana her türlü reform fikrine karşı çıktığı halde, fakir köylü ve işçinin oylarını toplayan Menderes politikası şampiyon­larını, büyükçe bir çoğunlukla yeniden iktidara getirdi.

20 yıllık denemenin ortaya koyduğu sonuç şudur: "Feodal kalıntılardan hâlâ kurtulamamış ve az sayıdaki işçisi dahi bölgesel bağlılıkların etkisi altında bulunan bir toplumda Parlâmentoculuk, geri unsurların egemenliğini sağlamaktadır. Halbuki azgelişmiş bir ülkede sistemin yaşaması ve
istikrara kavuşması, Parlâmento'nun zorunlu reformları gerçekleştire­bilmesine bağlıdır. Aşırı sağcı çoğunluklar getiren sistem ise, reform yol­larını tıkamakta ve toplumun azınlıktaki dinamik unsurları arasında hoşnutsuzluğu körüklemektedir.

Bu durum yalnız Türkiye'ye özgü değildir. Güney Amerika'da etraflı bir sosyolojik araştırmaya girişen Fransız siyasî bilimler uzmanı Lambert bizimkine hayli benzer bir sosyal yapıya sahip bulunan ülkelerin çoğunda, parlamenter sistemin aşırı muhafazakarlığın güçlü bir aracı olduğunu or­taya koymuştur. Reformcu güçler, sistemin dışına çıkış yolları aramış­lardır. Prof. Duverger de "Politikaya Giriş" adlı eserinde şu acı hükme varmaktadır: "Modern usullerin görünüşü altında eski feodal otokrasi rejimleri işler. Demokratik usuller, eski rejimlerin yıkılmasına yardım etmek şöyle dursun onları gizleyerek devam etmesini sağlar."

Bu ölçüde kötümserliğe elbette yer yoktur. Yalnız, çok önceden başla­yan temel hâtâlar yüzünden, azgelişmişliğin bütün zincirlerini kırmak için yeterli olan yirmi yıllık bir süreyi israf ettiğimizi daha uzun yıllar israfa ha­zırlandığımızı bilmek gerekir. Reformcu güçlerin sosyal yanı değişmediği sürece gelecek seçimlerde de başarısızlıklara uğraması mümkündür. Ho­şumuza gitmiyor diye, başını kuma sokunca kem gözlerden korunduğunu sanan devekuşları gibi bu acı gerçeği görmekten kaçamayız.

Türkiye'de Anayasa düzeninin bugün en samimi savunucuları, hiç şüphe yok, reformcu güçlerdir. Bu düzeni yaşatmak için, reformcular, ellerinden gelen çabayı gösterecekler ve Parlâmento-Devrim çelişmesine, demokratik bir çözüm yolu arayacaklardır.

Açık gerçekleri olduğu gibi görmekten kaçınmayan bir tutum bugünkü çıkmazdan kurtulma çabasının sağlam bir hareket noktasını teşkil etmesi bakımından önemlidir. Rejimler hayallere değil gerçeklere dayanarak uzun ömürlü olurlar. Anayasadan ve reformlardan yana güçler, Türkiye'nin daha uzun süre zaman israfına tahammülü kalmadığını göz önünde tutarak, demokratik devrim yolunu açma durumundadırlar.

Yön, Sayı 135, 29 Ekim 1965”
Doğan Avcıoğlu, Atatürkçülük, Milliyetçilik, Sosyalizm

“Görünüşte 27 Mayıs hareketi, DP iktidarının şiddet tedbirleri ile yarattığı politik çıkmazın sonucudur. Ne var ki bu politik çıkmazın temelinde, ekonomik çıkmaz yatmaktadır. Türkiye'de kapitalist gelişme çabası bir kez daha hoşnutsuzluk, sıkıntı ve hayal kırıklığı yaratmıştır. Halbuki tarımda büyük çapta üretim artışı, bol ithalat olanağı ve elverişli dış konjonktür dolayısıyla, devlet eliyle planlı bir sanayileşmeye gidilebilseydi, Türk ekonomisi, sağlam ayaklar üzerine oturabilecek adımlar atabilirdi. Devlet eliyle kapitalist imali, pek az sanayileşme sağlamış ve geniş çapta kaynak israfına yol açmıştır. Türkiye'de özel sektörün gücünü savunmak için hazırlanmış bir Odalar Birliği Raporu dahi, Menderes dönemindeki kaynak israfını itiraf etmektedir: «Bütün azgelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de özel sektör yatırımlarının kısa devreli spekülatif kazanç vaadeden sektörlere aktığı iddia olunur. Böyle bir iddianın önemli ölçüde gerçeği aksettirdiğine şüphe yoktur.»”
Doğan Avcıoğlu, Türkiye'nin Düzeni 2: Dün - Bugün - Yarın

“Bir hakikati bir türlü kavrayamadık. Bir adam iki efendiye birden hizmet edemez. Ya devlet, ya şeyh ve beyler! Devlet, şeyh ve beylerin bu halka yaptığı hizmetleri aynı süratle, aynı kolaylıkla yerine getiremezse, elbette şeyhine ve beyine bağlı kalır. Şeyh ve bey mahallindeki haksızlıkları ve meseleleri kendi geleneklerine, inançlarına göre hemen hallediyor. Bize gelince, bir nüfus kağıdı çıkarmak için adamları on gün dağlardan, taşlardan yaya yürüterek şehire getiriyoruz. Şeyh bir koyun hırsızını kendi ölçülerine göre hemen cezalandırıyor. Biz aynı hırsızı, koyunu çalınan adamı, şâhitleri günlerce yürüterek şehire indirip aylarca mahkemelerde süründürüyoruz. Bu halk, bu şartlar içinde elbette şeyhine ve beyine bağlı kalır ve kalacaktır.”
Doğan Avcıoğlu, Türkiye'nin Düzeni 2: Dün - Bugün - Yarın