Eda Çakmak's Blog, page 3
September 15, 2019
“Kadın Payı” sohbeti
Gazete Duvar’ın Kadın Payı programında “Kural Tanımayan Bir Moda Kılavuzu” ve modayla ilgili bilimum konular üzerine sohbet ettik…
August 25, 2019
[manifold.press] Euphoria, Gen Z Stili ve Bolca Sim
Euphoria, inanılmaz sinematografisi, oyuncluğu ve anlatımıyla sadece gençlik dizileri arasında değil, bütün televizyon yapımları arasında favorilerim arasına girdi. Ancak tabii ki, dizinin kostüm ve makyajları da bunda büyük bir rol oynuyor – fakat bu sadece ben bunlarla ilgilendiğimden değil, kendilerini son derece belli eden bilinçli tasarımların, bu hikayenin anlatımında seslerini oldukça net bir şekilde duyuruyor oluşundan. Hem bu dizi, hem bu tasarımlar, Z kuşağının özgür bir tasviri niteliğinde. Bu dizi – kuşak – kostüm ve makyaj ilişkisini manifold’a yazdım: https://manifold.press/euphoria-gen-z-stili-ve-bolca-sim
July 8, 2019
Beden Olumlama ve Tasarım Hakkında Sohbet Edelim mi? [IKSV Alt Kat]
Beden olumlama hareketini moda kuramıyla harmanlayan yazar Eda Çakmak (@edakomoda), markası Ren aracılığı ile kapsayıcı tasarım üzerine çalışan Gözde Karatekin (@atolyeren) ve beden olumlama üzerine gönüllü çeviriler yapan Ezgi Kayış(@epfni_), bedenin içinde yaşadığı tasarımlar üzerinden beden olumlama akımı hakkında sohbetlerine katılmak üzere 9 Temmuz’da herkesi @iksvaltkat‘a davet ediyor.
Kayıt yaptırmak için: rezervasyon.iksv.org.
*Bu proje İstanbul Kalkınma Ajansı (@istkaorgtr) tarafından desteklenmektedir.
[image error]
June 11, 2019
Manifold.press: Gökkuşağının Markası Olur mu?
Onur ayı vesilesiyle – gökkuşaklı, yapmacık pazarlamalar yine piyasaya çıkmışken – bu yazımı bir kez daha ana sayfaya taşıyorum.
Her şey mayıs ayının son günlerinde, son zamanlarda en bayıldığım drag queen’lerden Aja’nın H&M’in pridekampanyasına katıldığını ilan ettiği bir görselle başladı. Aja, gökkuşağı renklerinde PRIDE [onur] yazan bir tişörtle, manken Shaun Ross’la beraber poz veriyordu ve önce heyecanla açılan gözlerim, gelen idrakin etkisiyle devrildi. Yine yılın o vakti gelip çatmıştı: Uluslararası LGBTQİA+ topluluğunun varoluş ve hak mücadelesinin kutlanması zamanı, Pride Month [Onur Ayı], ya da markaların pazarlama departmanlarının gözünde gökkuşağından kâr etme zamanı…. https://manifold.press/gokkusaginin-markasi-olur-mu
Kapak ilüstrasyonu: liberaljane
June 1, 2019
Manifold.press: Stilize Rüküşlük CAMP
MET Kostüm enstitüsünün “camp” temalı sergisinde ve bu serginin galasında, Susan Sontag’ın 1964 tarihli “Notes on Camp” makalesinin büyük etkisi var. Bu ay manifold’daki yazımda bu kavramı, bu meşhur makale ve galaya katılanların “camp” yorumlarıyla inceledim. https://manifold.press/stilize-rukusluk-camp
May 5, 2019
Manifold: MET’in Manus X Machina Sergisi Üzerine
Moda dünyasının en sevdiği bayram yaklaşırken, “Met Gala” olarak anılan bu günün ne olduğunu ve neden bu kadar heyecanlandığımızı da anlatan bir yazımı okumak istemez miydiniz? 2016 Manus X Machina sergisi ve senenin teknoloji temalı Met Gala’sı üzerine: https://manifold.press/manus-x-machina
April 29, 2019
Manifold.press: NASA
“Her şey yolunda gitseydi, sadece kadınların katıldığı ilk uzay yürüyüşü, 22 Mart 2019’da gerçekleşmiş olacaktı. Her şey yolunda gitmedi.”
April 3, 2019
“İyi” olmamaya izin var mı?
Geçende Instagram’da birinin “kötüyüm, kötü hissediyorum, hep pozitif olacak değiliz ya” tadında bir şeyler yazdığı postun altında kendisini pozitif düşünmeye adeta zorlayan çeşitli yorumlarla karşılaşınca aklıma takıldı: bu “pozitif enerji” olayını biraz abartıyor olabilir miyiz?
“Good vibes only” senenin her yerde yazan mottosu. Birebir çevirisiyle “sadece iyi titreşimler”, düzgün bir şekilde anlatacak olursak “sadece pozitif tutumlara yer var” anlamına geliyor. Peki, ruh sağlığımız pozitif olmaya olanak vermiyorsa ne olacak? Sosyal medyadan kovulduk mu, yoksa biz suratımıza kocaman bir gülümseme yapıştırana kadar arkadaşlarımız bizimle görüşmesin mi?
Sürekli “vah tüh yazık bana” diye gezinmekten bahsetmiyorum elbette, ama bazen kötü şeyler olur, ve kendimizi kötü hissederiz. 4 yıllık psikoloji eğitimimin bu konuda öğrettiklerini kısaca özetlemem gerekirse “kendimize hissetmemiz gereken şeyleri hissetmek için izin vermezsek, bizim için iyi sonuçlanmaz”. Yani bazen, zor da olsa, canımız acısa da, o anda olup biteni bir bir elekten geçirmek gerekir. Bu dönemlerde dışavurum yapmak, yani türlü şekillerde bu duygularımızı paylaşmak da sağlıklı bir gösterge olabilir.
O yüzden neşeli olmasına alışıtığımız arkadaşımızın moralinin çökük olduğunu gördüğümüzde onu silah zoruyla neşelendirmek (ya da neşeliymiş gibi yapmak zorunda bırakmak) yerine, anlayışlı ve destekleyici bir tutumla yaklaşmak daha yapıcı olabilir.
Ne yapabiliriz?
– Karşımızdaki kişinin kendini anlatmasına izin verip, sadece dinleyebiliriz.
– Tavsiye vermeden önce “tavsiyemi ister misin?” diye sorabiliriz.
– Karşımızdakinin hissettiklerini hissetmeye hakkı olduğunu hatırlatabiliriz. (Birçok negatif duygu yanında suçluluk duygusu getirir! Buna eklemeye gerek yok)
– Minik jest ve sözcüklerle karşımızdakine yanında olduğumuzu hissettirebiliriz.
Her zaman “iyi” olmak zorunda değiliz!
March 27, 2019
Operasyon Gizem!
Tanımayanlarınız için tanıştırayım: bu Gizem. Geçen sene merak edip “hadi bakalım” diyerek katıldığım kitap klubünün kurucusu olarak tanıştık, kısa süre sonra kurumsal işini bırakıp kendini istediği projelere adamasına hayranlıkla baktığım birine dönüştü. Yaratıcı enerjisi taşkın, heyacanı bulaşıcı bu güzel insan şimdi hayallerinin yüksek lisans programlarından kabul almış ve gidebilmek için yardımımıza ihtiyacı varmış. Daha fazla bilgi için sitesine tıklayabilirsiniz.