From the Bookshelf of Oldtimer - Klasik Okuma Grubu…
Find A Copy At
Group Discussions About This Book
No group discussions for this book yet.
What Members Thought
Uzunca kurulmus bir cumle gibi, bir solukta okurken araya bazi seyler girince son bolumlerini haftasonunda tamamladim. Romanin akisi ve dili bir yana, kurgusu cok hosuma gitti. Bu romanin birkac cesidini yazmak hep aklimda idi, bu kitabi okuyunca iyice karar verdim. Zira, gittigim cafelerde ozellikle de yabancisi oldugum sehirlerde gordugum yuzlere birer hikaye uydurmak ve bir karakter canlandirmak en buyuk zevklerimden birisi. Bu minvalde yazdigim birkac kisa hikayeyi sanirim bir kitap haline g
...more
Bir gün içerisinde geçiyor bu kitap. Bir okul günü gibi, çünkü çokça ders veriyor, öğretmenliğe soyunuyor. Altını altını çiziyor, belletmeye çalışıyor. Sıkılıyor insan. Arada nefes aldırıyor, teneffüs gibi. Tam iyi böyle derken yine ders başlıyor, sıkıcı ciddiyete dönüş.
Dersin içeriğinden bağımsız öğretmen öğrenciyle iletişim kurma zahmetine girmeden kafasına göre takılınca azap oluyor o ders saati. Oysa insan teneffüslerde de öğreniyor, hatta yeri geliyor daha çok şey öğreniyor. Bunlar geçti ak ...more
Dersin içeriğinden bağımsız öğretmen öğrenciyle iletişim kurma zahmetine girmeden kafasına göre takılınca azap oluyor o ders saati. Oysa insan teneffüslerde de öğreniyor, hatta yeri geliyor daha çok şey öğreniyor. Bunlar geçti ak ...more
Bu okuduğum ilk Sevgi Soysal kitabı. Öncelikle dilini, anlatım şeklini ve düşünme biçimini çok sevdiğimi ve dolayısıyla çok büyük bir keyifle okuduğumu belirtmeliyim.
Bir başlangıcı, olaylar gelişmesi ve iyi- kötü bir sona ulaşan bir hikayesi yok kitabın. Daha doğrusu yazarın böyle bir hikaye anlatma derdi yok. Yenişehir’de tam da bir öğle vakti, deyim yerindeyse birbirine sürtünüp geçen kalabalığın içerisinden seçtiği kimi karakterler üzerinden iyi birer karakter analizi yapıyor ve elbette fark ...more
Bir başlangıcı, olaylar gelişmesi ve iyi- kötü bir sona ulaşan bir hikayesi yok kitabın. Daha doğrusu yazarın böyle bir hikaye anlatma derdi yok. Yenişehir’de tam da bir öğle vakti, deyim yerindeyse birbirine sürtünüp geçen kalabalığın içerisinden seçtiği kimi karakterler üzerinden iyi birer karakter analizi yapıyor ve elbette fark ...more
Sevgi Soysal'la tanışma kitabım oldu Yenişehir'de Bir Öğle Vakti. Soysal'ın akıcı dilini çok beğendim. Bize 70'lerin Ankara'sının bir portresini çizmiş adeta, her kesimden insana değinmiş. Ayrıca bir kişiden bahsederken o kişinin bir diğer kişiyle ufak bir temasından diğer kişinin hayatına ve düşüncelerine geçmesine bayıldım. Özellikle bu kadar çok karakteri inandırıcı bir şekilde anlatması her seferinde aa evet bu tipler hep böyle olur zaten diye düşündürttü bana 😂. Kurumuş kavak ağacının etraf
...more
Sevgi Soysal'ı Tante Rosa ile tanımıştım ilk kez, açıkçası o kitap biraz fazla soyut gelmişti bana. Okuduğum ikinci eseri olan Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'ni ise daha çok beğendim. Yazar, dönemin değişik kesimlerinden insan portreleri sunuyor. Gözlemleri o kadar iyi ki, bazı karakterleri kendi yaşamınızdan tanıyorsunuz sanki. Karakterlerin kısa öykülerini birbirine bağlamayı da başarmış yazar, o nedenle kitabın temposu hiç düşmüyor.
Kitapla ilgili eleştirebileceğim tek nokta, diğer karakterlerin ...more
Kitapla ilgili eleştirebileceğim tek nokta, diğer karakterlerin ...more
Bir kavağın etrafında ağ örülmeye çalışılmış, çok dağınık.
Romanı tam anlamadım, roman mı onu da anlamadım. Karakterler çok kolay ve çok siyahlar ve bir tane beyaz Ali. Kolay olmayan ve yaratıcılık gerektiren tek karakter, baş karakter ve kendilerine kitapta epey sonra rastlıyoruz; Doğan. Tam bir fiyasko. Kafası çok karışık. Bulunduğu koşullarda yaşamak istememiş hiç ve kimlik bunalımında. Yani madem Paris'i çok seviyordun sağda solda sürtmeyip orada kalsaydın Doğan? İşte bu pişmanlığı kendine i ...more
Romanı tam anlamadım, roman mı onu da anlamadım. Karakterler çok kolay ve çok siyahlar ve bir tane beyaz Ali. Kolay olmayan ve yaratıcılık gerektiren tek karakter, baş karakter ve kendilerine kitapta epey sonra rastlıyoruz; Doğan. Tam bir fiyasko. Kafası çok karışık. Bulunduğu koşullarda yaşamak istememiş hiç ve kimlik bunalımında. Yani madem Paris'i çok seviyordun sağda solda sürtmeyip orada kalsaydın Doğan? İşte bu pişmanlığı kendine i ...more
Aug 10, 2018
maMbo jamBo
marked it as to-read
Feb 05, 2019
cem
marked it as to-read
May 04, 2019
Suna
marked it as to-read
May 29, 2019
Aslı Duman
marked it as to-read
·
review of another edition
Shelves:
kitaplığım,
türkçe-okumalarım
Jun 06, 2020
Nilden
marked it as to-read
Jul 08, 2020
irem nur
marked it as to-read
Aug 03, 2020
Nihal
marked it as to-read
Apr 25, 2021
Özlem
marked it as to-read

















