PuCCa's Blog, page 2
January 12, 2014
Yeni hobim; yemek programları
Digiturk, sana gün yüzü göstermeyen belalı sevgilin gibi. Sürekli bi sorun, devamlı bi olay, ayrılmaya karar verince ise, 'valla billa bi daha yapmıcam bak sana ne aldım' diye gelen tipitip... Rüzgarı, fırtınayı geçtim birazcık sesimi yükseltsem yayın gidiyor. Arkadaki fişi çıkartıp takmaktan, kartı sokup çıkartmaktan zaten yalama oldu. Müşteri Hizmetleri'ni aramak, yaşarken cehennemi görmek. Dekoderinizi değiştirmeniz gerekiyor diye ne paralar saydım ama yok yok yok! Artık bırakıyorum, lanet olsun size deme lüksüne bile sahip değilsiniz. O yüzden bari elimdekiyle mutlu olmayı deneyeyim dedim. Dizi kanalları korkunç, sürekli aynı şey. Film dersen, aynı anda 3 film kanalında aynı filmi koyuyorlar. Bari şu Home tv'ye bakayım da iki üç tarif öğrenirim dedim. Bunun bir farkı var mı, tabii ki yok! Her gün aynı program bölümleri ama her gün! O Jamie Oliver'ın okullara alınmayışını sahnesine heralde bir yüz kez denk gelmişimdir....
Jamie Oliver;Benim topalak sarı oğlanım. Çok seviyorum, görünce bi mutlu oluyorum bu çocuğu. Yalnız, Zorlu'da yeni açılan yerinde yemeklerini bi deneyeyim dedim, ıı ıh! Bir daha şans verdim, başka şeyleri denedim, yine ıı ıh! Ya bizimkiler, yani orada olan aşçıları başaramamış ya da sen de yalanmışsın be Jamie!
Nigella Lawson;
Memelerini kameraya dayaya dayaya yemek yaptığı için, biciklerine bakmaktan olayı çoğu kez kaçırıyorum. Yalnız bu kadının yaptığı yemekler beni bi heyecanlandırıyor. Sanırım Akdenizli olmasından dolayı, biraz bizim yörelere doğru damak tadı olduğu için...
Ree Drummond (Ree'nin Çiftlik Yemekleri)Şu çiftlikte yaşayan kızıl saçlı kadın. Açıkçası beni biraz korkutuyor bu kadın. Kilerinde cesetler varmış gibi hissediyorum. Sürekli gülüyor, sürekli ama. Soğanları doğrarken hem de hiç gözünü kırpmadan nasıl gülümsersin be kadın!
Mark Bittman; (Uzun kafalı kel adam)Amca sen napıyosun ya! Allahım, parmaklarını yalamasından mı bahsedeyim, kaşığı boğazına kadar sokup, tencereye geri koymasını mı. Herhangi bir kamu dairesinde çalışmaya müsait tipiyle yemek yapmasını mı bilemiyorum. Bir de çok iyiymiş gibi, 10 dakikada bir bu adam.
Alex Guarnachelli (Alex'in Mutfağı)Yemek yaparken her an kendini okşayacak, çikolatayı orasına burasına sürecek diye pusuda bekliyorum. Öyle bir benzetmeleri var ki, insan biraz tedirgin oluyor. 'Etlerin üzerini ekmekle görünmeyecek şekilde kapatıyoruz. Yerken, rüzgarın eteğinizi uçurup alt taraftaki gizemi göstermesi gibi, ımmmmmm heyecan verici değil mi?'
Rachael Ray's (Ray Ray ile Haftanın Yemekleri)Allah affetsin, nimete de laf denmez ama ayy çok iğrenç yemek yapıyor bu kadın. Evde ne varsa tencerenin içine atıyor, her seferinde midem kalkıyor. 'Hımmm biraz da içine fil taşşağı ekleyelim. Nefisss, şu kokuyu duyabiliyor musunuz?' Hııı duyuyoruz, hııı....
Anna OlsonBu kadını ne zaman görsem, Cem Yılmaz'ın 'burada yapılmışı var' espirisi geliyor. Extacy içmiş gibi ağzı kulaklarında, gözleri boncuk boncuk, 'şimdi hamurdan akçaağaç şuruplu, krem tartarlı yumurta beyazından küçük heykeller yapcaz, ben zaten yapmıştım bakın burada, siz ne bok yerseniz yiyin...'
Antony BourtainAdamın fare yiyişi bile karizmatik yahu. The Taste diye programa başlamışlar şimdi, o İtalyan hatun da var. Allah sahibine bağışlasın ama çok beğeniyorum, amca mamca napalım...
Jamie Oliver;Benim topalak sarı oğlanım. Çok seviyorum, görünce bi mutlu oluyorum bu çocuğu. Yalnız, Zorlu'da yeni açılan yerinde yemeklerini bi deneyeyim dedim, ıı ıh! Bir daha şans verdim, başka şeyleri denedim, yine ıı ıh! Ya bizimkiler, yani orada olan aşçıları başaramamış ya da sen de yalanmışsın be Jamie!
Nigella Lawson;

Ree Drummond (Ree'nin Çiftlik Yemekleri)Şu çiftlikte yaşayan kızıl saçlı kadın. Açıkçası beni biraz korkutuyor bu kadın. Kilerinde cesetler varmış gibi hissediyorum. Sürekli gülüyor, sürekli ama. Soğanları doğrarken hem de hiç gözünü kırpmadan nasıl gülümsersin be kadın!
Mark Bittman; (Uzun kafalı kel adam)Amca sen napıyosun ya! Allahım, parmaklarını yalamasından mı bahsedeyim, kaşığı boğazına kadar sokup, tencereye geri koymasını mı. Herhangi bir kamu dairesinde çalışmaya müsait tipiyle yemek yapmasını mı bilemiyorum. Bir de çok iyiymiş gibi, 10 dakikada bir bu adam.
Alex Guarnachelli (Alex'in Mutfağı)Yemek yaparken her an kendini okşayacak, çikolatayı orasına burasına sürecek diye pusuda bekliyorum. Öyle bir benzetmeleri var ki, insan biraz tedirgin oluyor. 'Etlerin üzerini ekmekle görünmeyecek şekilde kapatıyoruz. Yerken, rüzgarın eteğinizi uçurup alt taraftaki gizemi göstermesi gibi, ımmmmmm heyecan verici değil mi?'
Rachael Ray's (Ray Ray ile Haftanın Yemekleri)Allah affetsin, nimete de laf denmez ama ayy çok iğrenç yemek yapıyor bu kadın. Evde ne varsa tencerenin içine atıyor, her seferinde midem kalkıyor. 'Hımmm biraz da içine fil taşşağı ekleyelim. Nefisss, şu kokuyu duyabiliyor musunuz?' Hııı duyuyoruz, hııı....
Anna OlsonBu kadını ne zaman görsem, Cem Yılmaz'ın 'burada yapılmışı var' espirisi geliyor. Extacy içmiş gibi ağzı kulaklarında, gözleri boncuk boncuk, 'şimdi hamurdan akçaağaç şuruplu, krem tartarlı yumurta beyazından küçük heykeller yapcaz, ben zaten yapmıştım bakın burada, siz ne bok yerseniz yiyin...'
Antony BourtainAdamın fare yiyişi bile karizmatik yahu. The Taste diye programa başlamışlar şimdi, o İtalyan hatun da var. Allah sahibine bağışlasın ama çok beğeniyorum, amca mamca napalım...
Published on January 12, 2014 11:48
January 8, 2014
K��st��m.
Belkibiliyorsunuzdur, belki duymam����s��n��zd��r her neyse ��imdi yemekyapmaya sard��m. Evde yemek yedi��im g��nden beri kilo veriyorum.Konu bu de��il ��imdi, bunu ba��ka bir zaman yazar��m. Konu; i��indebirinci dereceden akrabam��n da bulundu��u arkada��lar��m��n banayapt������ b��y��k terbiyesizlik!Pazarsabah�� 11'de bunlardan biri arad��, 'ben k��zlar�� toplay��pgeliyorum' dedi. ��nceki g��nde di��eriyle telefonda konu��uyoruz,����leden sonra i��i varm���� hanfendinin, 'erken gelin o zaman benimde ����kmam laz��m' diye ��st��ne basa basa s��yl��yorum. Saat12, telefonlar��n�� a��m��yorlar! Saat 13, yine telefon a����lm��yor.Saat 13:30, bir mesaj, 'ee ancaa ����k��yoruz' Saat 14:11 benim evin��n��ndeler.A��mad��m,o kap��y�� a��mad��m onlara. Kap��n��n ��n��nde b��rakt��m, i��erdede televizyon izleyerek kahvalt��m�� yapt��m. ��ster deli de, ister��ocuk, ister manyak. A��mad��m ya o kap��y��. Beni saatlercebekletmi��ler orada, can��m ����km���� bir ��eyler haz��rlayaca����mdiye, bi de gevrek gevrek s��r��ta s��r��ta geliyorlar���. Hay��r,bak ben ki hayat��nda hi��bir yere erken gitmemi�� bir insan��m. Amabekletmenin de bir s��n��r�� var, ilk bir saat benim ��ncekibekletmelerime say��ls��n diye zaten ses ����karmad��m sonras��ndaise dellendim.
Birde o birinci dereceden akrabam olan ��iyan g��zl��, mesaj at��yor.'Yapt������n ay��p, bu insanlar senin eleman��n de��il!' Allahhhh,ben daha bir sinirlendim, lan bana ya, bana! Hayat��nda en fazlakulland������ kelime, 'can��m ya aya��a kalkm����ken bana da���' olanbirisi kahvalt�� haz��rl��yor size, davet ediyor. '��z��r dileriz, 3saat ge�� kald��k ay��l��k ettik' diyece��inize, eleman��n de��il nedemek! ��etele mi tutuyorsunuz, ben bunu yapt��m, ��unu yapt��m,��st��ne bunu yapt��m. Tuttu��unuz yetmiyor bi de ��st��ne 'Pazarg��n�� kahvalt��ya gittim' b��yle bir ��eyi de g��rev gibi g��r��pekliyor musunuz. Tabii ki a��mam kap��y��. Dua edin, o bah��edekihavuzu bo��alt��p, cesetlerinizi oraya at��p, ��st��n�� toprakla��rtmedim���Hay��r,bir de bu konuda ��ok al��ngan��m. Erkek arkada����m, 'ya bak b��yleyemek yaparsan kilo alacaz!' dedi diye, hala ��n��ne bir tabak yemekkoymam������m. Her ak��am ��n��ne ge��erek yiyorum��� Ba��ka biarkada����m, 'yaee onda dereotu var, koyma koyma!' diye ������l��katt�� diye masadan kald��rm������m. Hastay��m belli ki ��ivi eksik,bana nas��l bunu yapars��n��z yahu!20kilo bi��i var aralar��nda, b��t��n yemek boyunca a��z��na atacak binane mi maydonoz mu bi otu, gene ba��layacak, 'ben bu hafta yine 2kilo verdim, yine bacaklar��m inceldi, yine kollar��m gitti, ayy yineg��be��im yok.' En son bana bir video izletti, 'bak bu hareketlerkilo verdiriyor' diye, lan adamlar�� d��ve d��ve zay��flat��yorlar,bu da bundan manyak gibi zevk ala ala izliyor, ne g��zel eriyorlardiye. Zaten ha bug��n ha yar��n, ne zaman tokatlasam diyed������n��yordum, 'lan ��leceksin, ��lecek!!!' diyerek.. O da mesajatm����, aralara da eski T��rk��e kelimeler yerle��tirmi�� seviyelitart����ma olsun diye. Seviye mi kalm���� ortada, 3 saat ge��kalm����s��n��z, ��st��ne ��z��r dileyece��inize ��irkeflikyapm����s��n��z, bi de kendinizi eleman gibi g��r��p bi de benik��rm����s��n��z. Ben de sizi kap��da b��rakm������m, hala seviyederdinde.
Halaortada bir ��z��r yok, sadece erkek arkada����m�� aray��p, 'PMS' mi oyaee' diyen birinci deredecen akrabam var. Asla affetmicem onlar��,asla!

Halaortada bir ��z��r yok, sadece erkek arkada����m�� aray��p, 'PMS' mi oyaee' diyen birinci deredecen akrabam var. Asla affetmicem onlar��,asla!
Published on January 08, 2014 04:15
Küstüm.
Belki biliyorsunuzdur, belki duymamışsınızdır her neyse şimdi yemek yapmaya sardım. Evde yemek yediğim günden beri kilo veriyorum. Konu bu değil şimdi, bunu başka bir zaman yazarım. Konu; içinde birinci dereceden akrabamın da bulunduğu arkadaşlarımın bana yaptığı büyük terbiyesizlik!Pazar sabahı 11'de bunlardan biri aradı, 'ben kızları toplayıp geliyorum' dedi. Önceki günde diğeriyle telefonda konuşuyoruz, öğleden sonra işi varmış hanfendinin, 'erken gelin o zaman benim de çıkmam lazım' diye üstüne basa basa söylüyorum. Saat 12, telefonlarını açmıyorlar! Saat 13, yine telefon açılmıyor. Saat 13:30, bir mesaj, 'ee ancaa çıkıyoruz' Saat 14:11 benim evin önündeler.Açmadım, o kapıyı açmadım onlara. Kapının önünde bıraktım, içerde de televizyon izleyerek kahvaltımı yaptım. İster deli de, ister çocuk, ister manyak. Açmadım ya o kapıyı. Beni saatlerce bekletmişler orada, canım çıkmış bir şeyler hazırlayacağım diye, bi de gevrek gevrek sırıta sırıta geliyorlar…. Hayır, bak ben ki hayatında hiçbir yere erken gitmemiş bir insanım. Ama bekletmenin de bir sınırı var, ilk bir saat benim önceki bekletmelerime sayılsın diye zaten ses çıkarmadım sonrasında ise dellendim.
Bir de o birinci dereceden akrabam olan çiyan gözlü, mesaj atıyor. 'Yaptığın ayıp, bu insanlar senin elemanın değil!' Allahhhh, ben daha bir sinirlendim, lan bana ya, bana! Hayatında en fazla kullandığı kelime, 'canım ya ayağa kalkmışken bana da…' olan birisi kahvaltı hazırlıyor size, davet ediyor. 'Özür dileriz, 3 saat geç kaldık ayılık ettik' diyeceğinize, elemanın değil ne demek! Çetele mi tutuyorsunuz, ben bunu yaptım, şunu yaptım, üstüne bunu yaptım. Tuttuğunuz yetmiyor bi de üstüne 'Pazar günü kahvaltıya gittim' böyle bir şeyi de görev gibi görüp ekliyor musunuz. Tabii ki açmam kapıyı. Dua edin, o bahçedeki havuzu boşaltıp, cesetlerinizi oraya atıp, üstünü toprakla örtmedim…Hayır, bir de bu konuda çok alınganım. Erkek arkadaşım, 'ya bak böyle yemek yaparsan kilo alacaz!' dedi diye, hala önüne bir tabak yemek koymamışım. Her akşam önüne geçerek yiyorum… Başka bi arkadaşım, 'yaee onda dereotu var, koyma koyma!' diye çığlık attı diye masadan kaldırmışım. Hastayım belli ki çivi eksik, bana nasıl bunu yaparsınız yahu!20 kilo bişi var aralarında, bütün yemek boyunca ağzına atacak bi nane mi maydonoz mu bi otu, gene başlayacak, 'ben bu hafta yine 2 kilo verdim, yine bacaklarım inceldi, yine kollarım gitti, ayy yine göbeğim yok.' En son bana bir video izletti, 'bak bu hareketler kilo verdiriyor' diye, lan adamları döve döve zayıflatıyorlar, bu da bundan manyak gibi zevk ala ala izliyor, ne güzel eriyorlar diye. Zaten ha bugün ha yarın, ne zaman tokatlasam diye düşünüyordum, 'lan öleceksin, ölecek!!!' diyerek.. O da mesaj atmış, aralara da eski Türkçe kelimeler yerleştirmiş seviyeli tartışma olsun diye. Seviye mi kalmış ortada, 3 saat geç kalmışsınız, üstüne özür dileyeceğinize çirkeflik yapmışsınız, bi de kendinizi eleman gibi görüp bi de beni kırmışsınız. Ben de sizi kapıda bırakmışım, hala seviye derdinde.
Hala ortada bir özür yok, sadece erkek arkadaşımı arayıp, 'PMS' mi o yaee' diyen birinci deredecen akrabam var. Asla affetmicem onları, asla!

Hala ortada bir özür yok, sadece erkek arkadaşımı arayıp, 'PMS' mi o yaee' diyen birinci deredecen akrabam var. Asla affetmicem onları, asla!
Published on January 08, 2014 04:15
December 25, 2013
Ebru G��nde��'e ��z��lmemek i��in 13 neden
Kocas�� ��lkenin gelmi�� ge��mi�� en b��y��k yolsuzluk operasyonunun kilit ismi olmas��29 ya����nda birinin, bunca mala m��lke nas��l sahip oldu��u, hi�� mi akl��na gelmedi?Kahkahalar ata ata, 'kocam bana Mars'�� sat��n alacak' diyerek dalga ge��mesiAyn�� g��n��n gecesi, so��uk y��z��nden ��len Ayaz bebek...Zaman��nda Popstar'da e��cinsel diye topluma k��t�� ��rnek te��kil edece��inden, yar����mac��y�� elemesiMagazinde ����kan haberlere g��re, her ili��kisini aldatarak bitirmi�� olmas�� Ahmet Kaya i��in g��zlerini belerte belerte, 'duygular��n��n samimiyetinden ����phe ediyorum' diye a����klamalar��10 tane ��ehit varken..Bahsi ge��en paralarla resmen yeni bir ��lke kurulurmu��Asgari ��cret...Bize u��ak alan bir kocan��n olmay������n��n k��skan��l������Biz otural��m da kendi halimize ��z��lelim durumuBu olaylar i��inde en son akla gelen Ebru G��nde�� olmas�� gereklili��i
��z��lmek i��in neden- ��ocu��u var.
Published on December 25, 2013 02:56
Ebru Gündeş'e üzülmemek için 13 neden
Kocası ülkenin gelmiş geçmiş en büyük yolsuzluk operasyonunun kilit ismi olması29 yaşında birinin, bunca mala mülke nasıl sahip olduğu, hiç mi aklına gelmedi?Kahkahalar ata ata, 'kocam bana Mars'ı satın alacak' diyerek dalga geçmesiAynı günün gecesi, soğuk yüzünden ölen Ayaz bebek...Zamanında Popstar'da eşcinsel diye topluma kötü örnek teşkil edeceğinden, yarışmacıyı elemesiMagazinde çıkan haberlere göre, her ilişkisini aldatarak bitirmiş olması Ahmet Kaya için gözlerini belerte belerte, 'duygularının samimiyetinden şüphe ediyorum' diye açıklamaları10 tane şehit varken..Bahsi geçen paralarla resmen yeni bir ülke kurulurmuşAsgari ücret...Bize uçak alan bir kocanın olmayışının kıskançlığıBiz oturalım da kendi halimize üzülelim durumuBu olaylar içinde en son akla gelen Ebru Gündeş olması gerekliliği
Üzülmek için neden- Çocuğu var.
Published on December 25, 2013 02:56
December 3, 2013
��nternet fenosu olmak i��in
��nternet ��leminin en korkun�� ��eyi,��abucak her ��ey t��keniyor! Kahve yapmaya gidip gelene kadar,g��ndem ���� kez de��i��mi�� oluyor. Kendimi en son vine'da 'ayyyak������yor mu hi�� sana? Hiii yak������yor mu o bebek gibi y��z��ne!'gibi c��mlelerle hayk��rarak bulunca havalar da so��udu bari kendimeb��yle gereksiz bir misyon edineyim dedim.
Arkada��lar��n ad��n�� 'Aaa o telefonu elinden b��rak art��k' zannedene kadar, telefonu elinden d������rm��yorsun. ��lk kural bu! Takip etti��in insanlar��n say��s��, seni takip edenlerin say��s��n��n 7'de biri olmak zorunda. Zaten, bir avu�� insan�� takip edip, en fazla iki siteye bakt������n halde o telefon nas��l y��z��ne yap������yor onu ben de anlayabilmi�� de��ilim. Pezevenk, sanki d��nya borsas��n�� izliyor, en fazla time line izliyorsun. Kan anonslar��, gezi sloganlar��, ���� be�� h��lo��������, arada bir 3. sayfa haberleri, birka�� magazinsel haber, ma�� tabii bir de mek��nlarla hava atanlar.Asla kendinize feno demeyin! Hatta fenomenlerden tiksiniyor gibi davran��n. Her muhabbette mutlaka haklar��nda bir ka�� dedikodu bilin ve bunu anlat��rken, 'ne pis d��nyalar var karde��im!' i��ren��li��iyle anlat��n���
Takip��i say��n biraz hareketlenince bir mail gelecek sana. Bu mail bir davet olabilir, bir hediye yollayacak olabilirler��� Hatta ��ansl��ysan bizi yaz sana para verelim diyen bir marka da olabilir! Asla o maili cevaplam��yoruz, sil sil sil hemen hatta! Hemen tuza��a d����me, kendine gel!!!
Pr'c��lara asla g��venme! Hi��biri senin arkada����n de��il, sen onlar i��in sadece markan��n istedi��i bir kullan��c��s��n unutma bunu! Seni ��verler, kand��r��rlar, ��ok para kazanacaks��n derler, all�� pullu partilerle g��zlerini boyarlar. Yapma!!!
��yle her ��a����r��lan yere de gitme! Ay bu kli��e maddeler var, internetin babalar�� oldu��unu d������nen m��hendislerin makalelerinde falan yaz��yor. Orada her yanda kendinizi g��sterin falan der, onlar�� da ciddiye alma. Sana ula��mak i��in canlar�� ����ks��n, de��erli oldu��unu d������ns��nler. Ama senden nefret etsinler ayr��ca, ���yine mi bunla u��ra��aca����z?��� diye dertlensinler de! Zaten seni hi��bir zaman sevmeyeceklero y��zden problem olmaz. Yeri geliyor, k��z��n bir ayl��k maa����na tweetat��yorsun, tabii sevilmezsin. Ben olsam gece seni yast��kla bo��ard��m, yine ��zlerinde iyi insanlarm����Reklam alma i��i riskli bir i��. Bir senedir reklam alm��yorum ama gel g��r, halaaaaaa k��f��r yiyorum. ��nce, i��i s��rtlanabilecek misin onu d������n. Sonra oldu da ald��n diyelim. O paran�� i�� yapmadan ��nce mutlaka al! Allah�����m paralar��m�� alam��yorum! O cuma g��n�� bir t��rl�� gelemiyor. 'Para birazdan hesab��n��za ge��er' dedikten sonra tam 9 ay ge��ti. ��irket politikalar��ym����, yok onlar ��yle ��al����mazm���� bilmem neymi��... Aaaa koca markay�� sen mi kurtaracaks��n be!

Son olarak, e��er buralardan k��smet bulmay�� d������n��yorsan maalesef. Erkeksen ayr�� ama yedi��in ��n��nde yemedi��in arkanda a��l��yor. Kad��n olunca i��ler farkl��, kimle muhabbet etsen 'RT yaparken nelere dikkat edersin?' 'Sence ��u tweetim nas��l' Seni sadece bot RT hesab�� olarak g��r��yorlar. Ve en k��t��s�� az��c��k ama az��c��k takip��i say��lar��nda bir oynama olsun, ilk boklayacaklar�� ki��i sen oluyorsun.
��n��allah istedi��in budur, yani niyekendine b��yle bir kariyer hedefi se��tin onu da bir sorgulamak laz��masl��nda ama umar��m ba��ar��l�� olursun.
Published on December 03, 2013 04:57
İnternet fenosu olmak için
İnternet âleminin en korkunç şeyi, çabucak her şey tükeniyor! Kahve yapmaya gidip gelene kadar, gündem üç kez değişmiş oluyor. Kendimi en son vine'da 'ayy yakışıyor mu hiç sana? Hiii yakışıyor mu o bebek gibi yüzüne!' gibi cümlelerle haykırarak bulunca havalar da soğudu bari kendime böyle gereksiz bir misyon edineyim dedim.
Arkadaşların adını 'Aaa o telefonu elinden bırak artık' zannedene kadar, telefonu elinden düşürmüyorsun. İlk kural bu! Takip ettiğin insanların sayısı, seni takip edenlerin sayısının 7'de biri olmak zorunda. Zaten, bir avuç insanı takip edip, en fazla iki siteye baktığın halde o telefon nasıl yüzüne yapışıyor onu ben de anlayabilmiş değilim. Pezevenk, sanki dünya borsasını izliyor, en fazla time line izliyorsun. Kan anonsları, gezi sloganları, üç beş hüloğğğğ, arada bir 3. sayfa haberleri, birkaç magazinsel haber, maç tabii bir de mekânlarla hava atanlar.Asla kendinize feno demeyin! Hatta fenomenlerden tiksiniyor gibi davranın. Her muhabbette mutlaka haklarında bir kaç dedikodu bilin ve bunu anlatırken, 'ne pis dünyalar var kardeşim!' iğrençliğiyle anlatın…
Takipçi sayın biraz hareketlenince bir mail gelecek sana. Bu mail bir davet olabilir, bir hediye yollayacak olabilirler… Hatta şanslıysan bizi yaz sana para verelim diyen bir marka da olabilir! Asla o maili cevaplamıyoruz, sil sil sil hemen hatta! Hemen tuzağa düşme, kendine gel!!!
Pr'cılara asla güvenme! Hiçbiri senin arkadaşın değil, sen onlar için sadece markanın istediği bir kullanıcısın unutma bunu! Seni överler, kandırırlar, çok para kazanacaksın derler, allı pullu partilerle gözlerini boyarlar. Yapma!!!
Öyle her çağırılan yere de gitme! Ay bu klişe maddeler var, internetin babaları olduğunu düşünen mühendislerin makalelerinde falan yazıyor. Orada her yanda kendinizi gösterin falan der, onları da ciddiye alma. Sana ulaşmak için canları çıksın, değerli olduğunu düşünsünler. Ama senden nefret etsinler ayrıca, ‘yine mi bunla uğraşacağız?’ diye dertlensinler de! Zaten seni hiçbir zaman sevmeyecekler o yüzden problem olmaz. Yeri geliyor, kızın bir aylık maaşına tweet atıyorsun, tabii sevilmezsin. Ben olsam gece seni yastıkla boğardım, yine özlerinde iyi insanlarmışReklam alma işi riskli bir iş. Bir senedir reklam almıyorum ama gel gör, halaaaaaa küfür yiyorum. Önce, işi sırtlanabilecek misin onu düşün. Sonra oldu da aldın diyelim. O paranı iş yapmadan önce mutlaka al! Allah’ım paralarımı alamıyorum! O cuma günü bir türlü gelemiyor. 'Para birazdan hesabınıza geçer' dedikten sonra tam 9 ay geçti. Şirket politikalarıymış, yok onlar öyle çalışmazmış bilmem neymiş... Aaaa koca markayı sen mi kurtaracaksın be!

Son olarak, eğer buralardan kısmet bulmayı düşünüyorsan maalesef. Erkeksen ayrı ama yediğin önünde yemediğin arkanda ağlıyor. Kadın olunca işler farklı, kimle muhabbet etsen 'RT yaparken nelere dikkat edersin?' 'Sence şu tweetim nasıl' Seni sadece bot RT hesabı olarak görüyorlar. Ve en kötüsü azıcık ama azıcık takipçi sayılarında bir oynama olsun, ilk boklayacakları kişi sen oluyorsun.
İnşallah istediğin budur, yani niye kendine böyle bir kariyer hedefi seçtin onu da bir sorgulamak lazım aslında ama umarım başarılı olursun.
Published on December 03, 2013 04:57
November 27, 2013
Ezgi Kim?
Şimdi şu aşağıda olan sahneyi yaşamayan çift yoktur, yaşamamışsa zaten çift olmayı becerememiştir zaten... “Ezgi kim? Kim bu orospu Ezgi!!!!”
Öncelikle böyle bir şeyi sormaya tabii ki hakkımız var be! Aramızda bir anlaşma var! Biz sevgiliyiz artık senin hayatın benim hayatım; doğal olarak senin Ezgi’n, benim Ezgi’m!Tabii bir de insanlar zannediyor ki, iki sevgili kanepede sevişmeye beş dakika kala bir halde, aşktan gözleri dönmüş bir şekilde birbirlerini okşarlarken, telefon çalıyor, Ezgi adını duyuyor ve kıyamet kopuyor! Böyle bir hikâye olabilir mi? Her olay gibi bunun da bir geçmişi var tabii…
Önce bu Ezgi'nin adı, adamın telefonunda oldukça sık görülmeye başlıyor. Bir kere azmine hayran kalıyorsun kızın, her yerden ulaşma çabaları falan… Her yerden ama hiç boşluk bırakmadan! Ardından ‘Ya sabır!’ diyorsun, ‘Şimdi kavga çıkarmayayım telefonunu karıştırdığımı anlar, bir daha değiştirir şifreyi, bulana kadar imanım gevriyor zaten!’Ve sonra bir gün kahramanımız dışarıda, arkadaşlarıyla sosyalleşirken, (kendisi buna sosyalleşmek diyor; ben olaya amı götü dağıtma olarak bakıyorum...) Bu Ezgi yanlarında bitiyor! Gene susuyorsun, çünkü bu kez, 'Hah tamam iki kez dışarı çıktım zindan ettin bana her şeyi, tamam artık sen de çıkmıyorsun!' diyecek diye korkuyorsun.
Sonra bu Ezgi denen kız, gecenin ikisinde arıyor yaa, gecenin ikisi diyorum dikkat ettiysen!!! Kızım senin başına ne gelmiş olabilir de benim sevgilimi gece yarısı arıyorsun? Uyuşturucu baronları mı evini bastı? Akrabalarından dayak mı yiyorsun? Sokakta mı kaldın? Kapkaç mı yaptılar sana ne oldu da, aranızda nasıl samimiyet var da bu adamı gecenin ikisinde arıyorsun yahu! Terbiye Ezgi’cim, sadece birazcık terbiye! Sonra tabii ki surata surata kükrerim. Bu kadar mı başına vurdu be kızım. Gecenin ikisinde sevgilisi olan adam aranır mıymış; hali hatırı sorulur muymuş, manyak mısın sen?
Hayır, bir de şöyle bir durum var kızlar! Aslaaaa kıskanç olduğunuzu adama söylemeyin! Sonra sizin her şeyinizi ona bağlıyor. 'Şimdi canım, sen kıskanç olduğun için.....' 'Kıskanacaksın yine olay çıkartacaksın bilmem ne....' Lan, beyinsiz beni gecenin ikisinde Abdullah diye biri arasa, telefonumu o Abdullah'ın nerelerinden çıkartırsın sanki seni bilmiyoruz. Yedi cihana eşcinsel olduğunu söyleyen çocuğu öptüm diye haftalarca kıyameti kopardın ya! Vine'da tipi güzel çocuklara like veriyorum diye kendini yerden yere attın be adam! Bunları konuşmuyoruz hiç, varsa yoksa benim kıskançlıklarım. Ama işte, kabullendik ya kıskanç olduğumuzu hemen vurun Pargalı’ya!
Kural belli, 'Tatlım, kıskançlık sadece kendine güveni olmayan kadınların işidir...' bunu telefonunu kurcalarken söylersen de olur. Ağzından bu çıktı mı seni sonsuza kadar öyle zannediyor.
Kızın varlığını adamın anılarından bile sildirdim. Bir daha görmeyeyim o telefonunu Ezgi, böyle sürtüklüklerin âlemi yok. Belli ki iyi bir arkadaşımızsın ama ayıp canım benim! Gerçekten ayıptır ya!Kükreme mevzusuna bir daha dönersek eğer; Kükrerken iğrenç görünüyoruz büyük ihtimalle ama o sinmiş, pısmış halinizi de izlemek gibisi yok. Adam ufacık kalıyor ya, boncuk boncuk bakıyor, ‘Keşke o telefonu yeseydim de bu anı yaşamasaydım!’ diye.
Yani demem odur ki Ezgi kim diyorsak, bu Ezgi kim onun da hesabı verilecek o kadar!
Öncelikle böyle bir şeyi sormaya tabii ki hakkımız var be! Aramızda bir anlaşma var! Biz sevgiliyiz artık senin hayatın benim hayatım; doğal olarak senin Ezgi’n, benim Ezgi’m!Tabii bir de insanlar zannediyor ki, iki sevgili kanepede sevişmeye beş dakika kala bir halde, aşktan gözleri dönmüş bir şekilde birbirlerini okşarlarken, telefon çalıyor, Ezgi adını duyuyor ve kıyamet kopuyor! Böyle bir hikâye olabilir mi? Her olay gibi bunun da bir geçmişi var tabii…
Önce bu Ezgi'nin adı, adamın telefonunda oldukça sık görülmeye başlıyor. Bir kere azmine hayran kalıyorsun kızın, her yerden ulaşma çabaları falan… Her yerden ama hiç boşluk bırakmadan! Ardından ‘Ya sabır!’ diyorsun, ‘Şimdi kavga çıkarmayayım telefonunu karıştırdığımı anlar, bir daha değiştirir şifreyi, bulana kadar imanım gevriyor zaten!’Ve sonra bir gün kahramanımız dışarıda, arkadaşlarıyla sosyalleşirken, (kendisi buna sosyalleşmek diyor; ben olaya amı götü dağıtma olarak bakıyorum...) Bu Ezgi yanlarında bitiyor! Gene susuyorsun, çünkü bu kez, 'Hah tamam iki kez dışarı çıktım zindan ettin bana her şeyi, tamam artık sen de çıkmıyorsun!' diyecek diye korkuyorsun.

Sonra bu Ezgi denen kız, gecenin ikisinde arıyor yaa, gecenin ikisi diyorum dikkat ettiysen!!! Kızım senin başına ne gelmiş olabilir de benim sevgilimi gece yarısı arıyorsun? Uyuşturucu baronları mı evini bastı? Akrabalarından dayak mı yiyorsun? Sokakta mı kaldın? Kapkaç mı yaptılar sana ne oldu da, aranızda nasıl samimiyet var da bu adamı gecenin ikisinde arıyorsun yahu! Terbiye Ezgi’cim, sadece birazcık terbiye! Sonra tabii ki surata surata kükrerim. Bu kadar mı başına vurdu be kızım. Gecenin ikisinde sevgilisi olan adam aranır mıymış; hali hatırı sorulur muymuş, manyak mısın sen?
Hayır, bir de şöyle bir durum var kızlar! Aslaaaa kıskanç olduğunuzu adama söylemeyin! Sonra sizin her şeyinizi ona bağlıyor. 'Şimdi canım, sen kıskanç olduğun için.....' 'Kıskanacaksın yine olay çıkartacaksın bilmem ne....' Lan, beyinsiz beni gecenin ikisinde Abdullah diye biri arasa, telefonumu o Abdullah'ın nerelerinden çıkartırsın sanki seni bilmiyoruz. Yedi cihana eşcinsel olduğunu söyleyen çocuğu öptüm diye haftalarca kıyameti kopardın ya! Vine'da tipi güzel çocuklara like veriyorum diye kendini yerden yere attın be adam! Bunları konuşmuyoruz hiç, varsa yoksa benim kıskançlıklarım. Ama işte, kabullendik ya kıskanç olduğumuzu hemen vurun Pargalı’ya!
Kural belli, 'Tatlım, kıskançlık sadece kendine güveni olmayan kadınların işidir...' bunu telefonunu kurcalarken söylersen de olur. Ağzından bu çıktı mı seni sonsuza kadar öyle zannediyor.
Kızın varlığını adamın anılarından bile sildirdim. Bir daha görmeyeyim o telefonunu Ezgi, böyle sürtüklüklerin âlemi yok. Belli ki iyi bir arkadaşımızsın ama ayıp canım benim! Gerçekten ayıptır ya!Kükreme mevzusuna bir daha dönersek eğer; Kükrerken iğrenç görünüyoruz büyük ihtimalle ama o sinmiş, pısmış halinizi de izlemek gibisi yok. Adam ufacık kalıyor ya, boncuk boncuk bakıyor, ‘Keşke o telefonu yeseydim de bu anı yaşamasaydım!’ diye.
Yani demem odur ki Ezgi kim diyorsak, bu Ezgi kim onun da hesabı verilecek o kadar!
Published on November 27, 2013 07:15
November 26, 2013
November 15, 2013
Allahım bu nasıl şey, kavga edemiyorum!
Ben kavga edemiyorum! Öyle kollu bacaklı dövmeli vurmalı kavgadan bahsetmiyorum. Onda zaten hemen 'Allah aşkına vurmayın ablalarım, vurmayın ağabeylerim!' moduna geçiyorum. Hep yanlışlıkla yediğim dayaklarla dolu anılarım. Ağız dalaşı mı diyorlar ona? Ne diyorlarsa işte ondan bahsediyorum. Karşılıklı bir ahlak ve edep çerçevesinde başlanılan kavgalarda, her zaman başarı sıfır! Bi kere her şeyi geç sinirlenince sesim hemen tizleşiyor. Vik vik tarzında konuşmaya başlıyorum, yutkunmalar falan derken sonra yiyorsa ciddiye alın. O yüzden kavga ederken hemmmennn geçmişi açıyorum, çünkü bilindik konu ya, çok daha rahatım. Ya da onu orada bırakıp kaçıyorum. Ölümden döndüğün anlarda, hayatın film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer ya, benimki de hep aynı. 'Durdur şu arabayı, otobüsü durdur musunuz, Allah’ım bu odanın anahtarları nerde? Peşimden gelmesene yaaeee, polisi arıyorum bak, valla arıyorum!!!'
Bir de yemek yememe tribim var. Yemekte kavga ediyoruz diyelim, alıyorum tabağı biraz ileri itiyorum, arkaya doğru yaslanıp, suratımı muşmula gibi buruşturup, başka yer izlemeye başlıyorum. O tabağı biraz itiyorum ki anlasın öküz! Ama o yemek dışında başka bir şeye bakmadığı için, çoğu kez ona küsüp yemek yemediğimi anlamıyor bile! Bu da dünyanın en saçma olayı aslında. Hem durduk yere papara yiyorum bir de üstüne aç kalan ben oluyorum!
Odaya kendini kilitlemede de bir dünya markasıyım. Ağzımı açmadan domuz gibi saatlerce odada bekliyorum. O ise kapının orada önce bir ağzına geleni sayıyor. Ardından 'Hadi canım, hadiii , aç şu kapıyı!' sonra bana hak vermece, bir özür ve kapı açılış. Hoş artık onda da uslandı. Evdeki bütün kilitleri saklamış! Kavga ederken kediden kaçan fare gibi odadan odaya gidiyorum.
Ortalığı yıkıp dağıtmam var bir de. Kendimi kilitleyemiyorum, kaçamıyorum, ağzımı açamıyorum ağlamak ise hiç istemiyorum. Çünkü ben haklıyım! Bu kez hemen terlemeye başlıyorum. Oturduğum yerden adam bana bangır bangır bağırırken saunada fiki fiki yaparmışçasına bir ter, anlatamam! Sırtım baştan aşağı su! Hele telefonda kavga ediyorsam, bir yandan viikliyorum, bir yandan ağlamamak için kafamı sürekli yukarı kaldırıyorum, diğer taraftan ise terlerimi siliyorum. Bir şey yapmam lazım yani, yoksa su kaybından öleceğim! O yüzden ben de elime geçen ilk şeyi yere fırlatıyorum. Sonra bir bakmışım masa devrilmiş, aaa perdelere asılıyorum falan... O televizyonun halaaaaaaaa taksitlerini ödüyorsun sen göt müsün nesin!
Allah’ım bana kavga etme gücü ver ne olurrsun, terlemeden, ağlamadan, yutkunmadan sesim kısılmadan çatır çatır kavgamı edeyim... Teşekkür ederim.

Odaya kendini kilitlemede de bir dünya markasıyım. Ağzımı açmadan domuz gibi saatlerce odada bekliyorum. O ise kapının orada önce bir ağzına geleni sayıyor. Ardından 'Hadi canım, hadiii , aç şu kapıyı!' sonra bana hak vermece, bir özür ve kapı açılış. Hoş artık onda da uslandı. Evdeki bütün kilitleri saklamış! Kavga ederken kediden kaçan fare gibi odadan odaya gidiyorum.
Ortalığı yıkıp dağıtmam var bir de. Kendimi kilitleyemiyorum, kaçamıyorum, ağzımı açamıyorum ağlamak ise hiç istemiyorum. Çünkü ben haklıyım! Bu kez hemen terlemeye başlıyorum. Oturduğum yerden adam bana bangır bangır bağırırken saunada fiki fiki yaparmışçasına bir ter, anlatamam! Sırtım baştan aşağı su! Hele telefonda kavga ediyorsam, bir yandan viikliyorum, bir yandan ağlamamak için kafamı sürekli yukarı kaldırıyorum, diğer taraftan ise terlerimi siliyorum. Bir şey yapmam lazım yani, yoksa su kaybından öleceğim! O yüzden ben de elime geçen ilk şeyi yere fırlatıyorum. Sonra bir bakmışım masa devrilmiş, aaa perdelere asılıyorum falan... O televizyonun halaaaaaaaa taksitlerini ödüyorsun sen göt müsün nesin!
Allah’ım bana kavga etme gücü ver ne olurrsun, terlemeden, ağlamadan, yutkunmadan sesim kısılmadan çatır çatır kavgamı edeyim... Teşekkür ederim.
Published on November 15, 2013 05:24
PuCCa's Blog
- PuCCa's profile
- 55 followers
PuCCa isn't a Goodreads Author
(yet),
but they
do have a blog,
so here are some recent posts imported from
their feed.
