Aramızdaki En Kısa Mesafe

by Barış Bıçakçı

Asıl öykü ile ilgilenmeyen bir anlatıcı ve yetişkinliğe varmayan bir çocukluğun öyküleri. Aynı soyadının önünde toplanmış beş kişinin belirip kaybolan dünyası...

Bu dünyada hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi! Daha önce İletişim'den Herkes Herkesle Dostmuş Gibi (2000) ve Veciz Sözler (2002) adlı yapıtları yayımlanan Barış Bıçakçı, bu kitabında çok zor bir işe kalkışıyor: Çocukluğun sihirli dünyasına giriyor. Ve ustalıkla geliyor bu işin üstesinden. Çocukluk halini, çocuk duyarlılığını has edebiyatla anlatan ince, kırılgan hikâyeler kuruyor.

Yepyeni bir şey bu. Türkçe edebiyatta kimse çocukluğu böyle anlatmamıştı.

Genres: Turkish Literature, Turkish, Fiction, Audiobook, Short Stories, Novels, Literature

99 pages, Paperback

First published January 1, 2003

About the author

Barış Bıçakçı 1966'da Adana'da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte, Ocak 1994 ve Ekim 1997 tarihlerinde iki şiir kitabı yayımladı. İlk romanı Herkes Herkesle Dostmuş Gibi (2000) yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. İletişim Yayınları'nca yayımlanan diğer kitapları: Herkes Herkesle Dostmuş Gibi (2000), Veciz Sözler (2002), Aramızdaki En Kısa Mesafe (2003), Bizim Büyük Çaresizliğimiz (2004), Baharda Yine Geliriz (2006), Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra (2008), Sinek Isırıklarının Müellifi (2011), Seyrek Yağmur (2016).

Reviews

[Koray · Rating 4 out of 5]

"...Öte yandan ona göre, zihinsel dünyasında ve günlük hayatında acı veren kopuşlar yaşamayanlar, buna cesaret edemeyenler, insanı aptallaştıran bir sürekliliğin esiri oluyor, bunun sonucunda da zamanın geçişine, yaşlanmaya ve ölmeye akıl erdiremiyorlardı..."

"...çünkü
hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil!
Her şey hatırlandığı gibi..."

"...Sonra öyle güzel
utandı ki, her şeyi unuttum..."

[Renklikalem · Rating 5 out of 5]

aramizdaki en kisa mesafe, baris bicakci’dan okudugum ucuncu kitap. daha once bir sure yere paralel gittikten sonra ve baharda yine geliriz kitaplarini okumustum. baharda yine geliriz icin sevmedim diyememistim ama sevdim de diyememistim. yalniz bir sure yere paralel gittikten sonra yi cok begenmistim hala da aklimdadir oykulerin tadi🙏🏻 ama aramizdaki en kisa mesafe belki bi parça yeni bitmis olmanin da verdigi coskuyla ikisini de solladi. cok cok cok begendim.
🌿
tadi damakta kalma garantili, bi demlik kahveye eslik edecek, birbirine goz kirpan siir tadinda, mis gibi oykuler. icin sikildiginda daraldığinda sayfalarini karistirip ferahlama garantili degil belki ama o tanidik bildik eski mahalleye, cocuklugunun evine, tozlu anilarina donme garantili.

“veteriner ona, mektup yazmayi birakmasini yoksa yakinda kanadini hic kullanamayacagini soylemisti. kanatlarin yazmak icin degil, ucmak icin oldugunu hatirlatmisti.”

“bana ikimiz ayni insanmisiz gibi bakti. ben onun devamiymisim gibi. o zaman algilarimin kokenini anladim. gunlerdir gordugum her seye karisan siirin kaynagini anladim.”

“hicbir sey gorundugu, hatta yasandigi gibi degil! her sey hatirlandigi gibi.” (bu cumle de bana son donemde okudugum julian barnes’in bir son duygusu kitabini animsatti😊)

[Perihan · Rating 3 out of 5]

"Hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil! Her şey hatırlandığı gibi..."



Kitap, baş karakterin çocukluğundan başlayıp yetişkin biri oluncaya kadar geçen bir zaman diliminden söz ediyor... hikayelerin kahramanı kendi aile içi anılarını, yaşanmışlıklarını , dikkat çekici sözlerle anlatıyor .
Ama ben bu kitapta, Bizim Büyük Çaresizliğimiz kitabı kadar , hikayeye kendimi kaptıramadım. Buğulu bir camın ardından, bir aileyi izledim hissine kapıldım.

[Kaan · Rating 3 out of 5]

"Hayat hatırlandığı gibidir"

[Betül Babagur · Rating 5 out of 5]

Gece erkenden uykusu geliyor.Kanepede battaniyenin ve yorganın altında yalnızca tülbent sarılı başı görünüyor.Sabah olduğunda her zamanki gibi erkenden hazırlanıp çıkıyoruz.Ananem ve ben..Biz..Biz ölüme karşıyız.

En çok etkileyen bölümü Anneannem ve Ben oldu kesinlikle.Bıçakçı'dan sadece Bıçakçı'dan yazılabilirdi..

[Engin Türkgeldi]

Şu ana kadar dört Barış Bıçakçı(BB) kitabı okudum ("Sinek Isırıklarının Müellifi", "Bizim Büyük Çaresizliğimiz", "Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra", ve "Aramızdaki En Kısa Mesafe"), ve bu kitap içlerinde en zayıf olanıydı.

Çocukluk ve ergenlik dönemine odaklanan kitapta, dil ve konular da iilgili dönemlere göre şekillenmiş. Konular iddiasız, karakterler (belki baba dışında) sıradan denilebilecek, pek de derinliği olmayan kişiler. Duru bir anlatımı ve bir o kadar duru bir atmosferi var kitabın. Küçük ama etkileyici ayrıntılar BB'nin diğer kitaplarına göre daha az. Büyük laflar etme kaygısını hiç taşımıyor, ama bu da kitabı biraz yavanlaştırmıyor değil (Bu kaygı "Sinek ısırıklarının..."da fazlasıyla rahatsız edici bir düzeydeyken "Bir süre yere..." ve "Bizim büyük çaresizliğimiz"de sırıtmayan ve metni güçlendiren bir ayardaydı). Bakınca bunlar tek başlarına olumsuz özellikler değil, hatta kimi zaman tam tersine bir eseri yücelten şeyler. Fakat bir şekilde BB'de iğreti durmuş. Sanırım BB'nın anlatım tarzı ve karakterlerinin dertleri çocukluğa değil; insanın yaralı, buruk ve çaresiz dönemlerine daha çok yakışıyor. İşte bu nedenle de "aramızdaki en kısa mesafe", o harika isminin hakkını veremiyor.

Not: Benzer bir çizgide kitap okumak isteyenlere önerim Emrah Serbes'in "Erken Kaybedenleri"i olacaktır. Çocuk/ergen öyküleri olarak daha başarılılar.

[Eren Nadir Akşamoğlu · Rating 3 out of 5]

Bizim Büyük Çaresizliğimiz'le tanıştığımdan mıdır bilmem ama pek bir farklı, bir zayıf geldi bana. Çocukluktan başlayan ve çocuksu anlatımını yitirmeyen bir yetişkinin günlüğünü okumak gibiydi ama eksikti

[Ümit Mutlu · Rating 5 out of 5]

"Kim değersiz hissetmez ki kendisini! Bir soyadının önünde toplanmış duruyoruz: ailemiz. Bir soyadının önünde tek tek isimler...
...
Bu kalabalığın içinde değilseler nerdeler diye düşünüyorum. Kardeşimin kendisini neden değersiz hissetmiş olabileceği üzerine kafa yoruyorum.
Bakkala gidip gelirken yakalanır insan belki de bu duyguya; bir Çiftlik yoğurdu, iki ekmek, bir paket Maltepe alırken..."

Aile ve çocukluk üzerine ne de güzel yazılmış bir kitap bu. Ve çocukluk nasıl da aslında her zaman üzüntülerle örülmüştür. Güldüğümüzden çok ağlarız, ama hep güldüklerimizi anımsarız.

Çünkü gerçekten de, hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibidir...

[Naile Berna · Rating 5 out of 5]

Kısa hikayeler maskesi altında kısa bir roman gibi sanki. Hayatın farklı kesitleri süresince aynı insanın iç dünyası gibi. Ankara’da büyümüşler için derin bir nostalji etkisi yaratıyor. Çocukluğun insan hayatındaki önemini ne güzel ifade etmiş. Hepimizin benzerlerini yaşadıklarını, çocuk aklımızdan yetişkin dilimize çeviremediklerini yazmış. Hemen bitmesin diye yavaş okudum. Daha çok Barış Bıçakçı okurum gibi geliyor...

[Ahmet · Rating 2 out of 5]

İlk defa okuduğum bir yazar başlangıç olarak bu kitabı seçmem benim için iyi bir tercih olmadı.Yazarın üslubunu beğendim samimi ve sıkmayan bir dili var.Bir çocuğun ailesi ile olan ilişkisi ve yaşadıklarını anlatıyor.24 hikayeden oluşsa da beni birkaçı dışında etkilemedi.Hikayelerin çoğunun kasvetli ve karamsar olması da kitabı sevememe neden olan bir unsur.

[Pelin · Rating 5 out of 5]

Barış Bıçakçı'nın okuduğum ilk kitabı, eminim ki son olmayacak. Dili bu derece yalın ve çarpıcı şekilde kullanması bende büyük bir hayranlık uyandırdı.
Bir de, benden yirmi yıl önce yaşanmış çocukluğu benimkine nasıl benziyor, kendi çocukluğumu başkası yazmış sanki.

[Irem 🍉 · Rating 4 out of 5]

3,75/5

[Sinem · Rating 3 out of 5]

baharda yine geliriz'den sonra okuyunca baya iyi geldi. sinek ısırıklarının müellifi'ne ya da veciz sözler'e yaklaşamaz ama fena değil. 2-3 saatte okunup bitiyor.

[Burçin · Rating 3 out of 5]

Okuduğum ilk Barış Bıçakçı kitabı... Başlangıç için çok da iyi bir tercih değilmiş. Çünkü kitap kötü denememekle birlikte fazlasıyla eksikti.

[Balam · Rating 3 out of 5]

Hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi demiş Barış Bıçakçı. Ne güzel demiş.

[Büşra · Rating 3 out of 5]

Parça parça anlatılan, eksikleri tamamlamamız istenen bu tarz kurguları sevmeye başladım.

[Gizem · Rating 4 out of 5]

Bizim Büyük Çaresizliğimiz'den sonra yine aynı hüzün,içimde aynı buruklukla bitirdim bu kitabı da.Barış Bıçakçı hiç zorlanmadan,çok gösteriş yapmadan,sessizce içindeki tüm kederi yüreğinden yüreğimize akıtıyor sanki.

"Akşama doğru uyandığında,"Yarın sabah da gidecek miyiz yavrum?"diye soruyor.Gideceğimizi öğrenince,"İyi,ne yapalım yavrum,"diyor."Yine aç karnına herhalde."
Gece erkenden uykusu geliyor.Kanepede,battaniyenin ve yorganın altında yalnızca tülbent sarılı başı görünüyor.
Sabah olduğunda her zamanki gibi erkenden hazırlanıp çıkıyoruz.
Anneannem ve ben...Biz...Biz ölüme karşıyız."

[huzeyfe · Rating 4 out of 5]

Barış Bıçakçı ne yazarsa okurum diyenlerdenim ve eğer siz de öyle diyenlerdenseniz sizin de okumanızı tavsiye ederim. Aksi takdirde bu kitap Barış Bıçakçı kitapları arasında şimdiye kadar en zayıf olanı.

Yine de yalın dili hep çocuk kalmak isteyen birinin ağzından basit ve günlük hayatta gayet sıradan olabilen seyleri sade ve gösterişsiz bile üslupla yazılmış guzel bir eser diyebilirim. Dilin yas ilerledikçe değişmesi de cok guzel bir detay.

[Nergis · Rating 4 out of 5]

Yaş ilerledikçe dilin değişimi güzel bir şekilde yansıtılmış.

[Berfu Osan · Rating 3 out of 5]

3.5/5
“...çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi deği! Her şey hatırlandığı gibi.”

[Gunce · Rating 4 out of 5]

İlk bakışta kısa hikayelerden oluşan bir kitap görünümünde olup, aslında aynı kişinin çocukluğundaki farklı anlardan hatırladıklarına dair bir aile öyküsü.. Ya da çocukluk sayıklamalarının edebiyata dönüşmüş hali.. Barış Bıçakçı’nın hayatın içinden, sıradan denebilecek konulardan okunmaya değer kitaplar yazabilmesini ve dilinin çok sade buna karşın dokunaklı olmasını seviyorum.

[zabeybey · Rating 5 out of 5]

benzer hissiyatlarımı söze müthiş dökebilmesini sevdim ✨️👌🏼

[Kıvılcım · Rating 4 out of 5]

"Bellek en zayıf yerinden kopuyor ve yine oradan bağlanıyor, gelip gelip takılacağın bir düğümle."
"...çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil! Her şey hatırlandığı gibi."

[Neslihanim · Rating 3 out of 5]

Sinek Isırıkları'nın Müellifi'nde B. Bıçakçı 'Sorması ayıp değilse' diyerek sorulması gerçekten ayıp olan soruyu sorma hakkını kendinde bulan kişi gibi, aforizma kasanlar hakkında bir iki cümle söyleyip aforizma kasmasına kılıf hazırlamıştı ve okurken çoğu kişinin altını çizdiği, tumblr'da vs paylaştığı o cümlelerin kitaptan çıkarılması gerektiğini düşünmüştüm ki kitabın yarısı giderdi. Bir daha Bıçakçı okumam diyordum ama bir 'Bu onun gibi değil bunu da okumalısın' önerisi üzerine okudum.
Aramızdaki En Kısa Mesafe'de de yine süslü cümleler var ve bu cümleler için de yine kılıf hazır. ('Büyüyünce yazar olacak' gibi, babanın mesleği gibi) Ama bu cümleler Sinek Isırıkları'nın Müellifi'nde olduğu gibi abartı değil.
Kitabın dili -bu birkaç cümleyi saymazsak- hoşuma gitti, 3 erkek çocuğun hikayesi olmasına rağmen çocukluğumdan da çok şey hatırlattı.
Ama eksik bir şeyler var yine de karakterlerle ilgili. 3 çocuğun çocukluk öyküleri olarak kalmalıydı belki de. Aramızdaki en kısa mesafe derken, zamanı bu kadar geniş tutmamalıydı yazar.
Kitabı okurken Emrah Serbes'in 'Erken Kaybedenler' kitabı geldi aklıma. İsimleri değiş tokuş etmeliler sanki:)

[Rıdvan Vatansever · Rating 5 out of 5]

Çocukluğumu detaylarıyla bana anımsatan kitap.

Satamadığı sakızları minibüsün altına sakladıktan sonra eve gidip ağlayan çocuk bendim. Bazen kardeşiyle beraber istenmeyen iki kişiydik. Bazen bakkala gidip gelirken kendini değersiz hisseden ve evden kaçan çocuktum. Bazen de anneannesini hastaneye götüren çocuk...

[Ahmet · Rating 2 out of 5]

"Çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil! Her şey hatırlandığı gibi."

Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum, kitaba hiç bağlanamadım diyebilirim. Özellikle 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' kitabını çok merak ediyordum ama yazarın dili anlatım tarzı diğer kitaplarında da böyleyse okumam herhalde.

[Öznur · Rating 5 out of 5]

7 yıl sonra tekrar okudum, aslında kendi hayatından bahsettiğini ve bu samimiyeti aşırı özlediğimi fark ettim.
Barış Bıçakçı ve Ankara sevgimden dolayı puanlamada asla objektif olamıyorum ama hâlâ iyi 💜

(Şu kapakları kişiliksizleştiren her kimse Allah bildiği gibi etsin. Amin. Tşk.)

"Hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil her şey hatırlandığı gibi."

[Merve Şimşek · Rating 2 out of 5]

Finallerin bitişiyle oluşan kitap okuma açlığımı bu kitapla dindirmeye çalışmam hayal kırıklığı oldu.
Barış Bıçakçı'nın en zayıf kitabıydı sanırım.

[Derya · Rating 5 out of 5]

Barış Bıçakçı’nın aniden sizi can evinizden vuran gözlemleri için 5 yıldız. Kitap kısa, hemen bitiyor, Barış Bıçakçı’nın en keyif aldığım kitabı oldu.

[Fatma Deniz · Rating 2 out of 5]

Barış Bıçakçı'nın daha önce okuduğum kitaplarını tekrar okumaya başladım. Epey zaman geçmiş üzerinden. Yıllar sonra neden ilk okuduğumdaki kadar sevmedim? Üstüne düşündürtmesi hoşuma gidiyor. Bunları fark etmek de güzel, ilginç.