What do you think?
Rate this book
Oenologix: Tout savoir sur le vin en bande dessinée
Lucien vient d’être engagé comme directeur artistique chez Bakanale, agence de communication spécialisée dans le vin… un domaine auquel il ne connaît pas grand-chose ! Heureusement, ses collègues Charlotte et Jean vont se charger de son apprentissage.
Au gré des projets, des visites de clients et des événements qui rythment l’année viticole, nos trois héros parcourent les vignobles de France en échangeant sur toutes les grandes questions de l’œnologie : élaboration, dégustation, conservation, choix du vin, etc.
« Pourquoi y a-t-il des bulles dans le champagne ? Qu’est-ce que le vin bio ? Comment déchiffrer une étiquette ? Comment accorder vins et plats ? Quelle est la différence entre un cépage, une appellation et un type de vin ? » Les questions de Lucien fusent, et celui-ci annote scrupuleusement toutes ses trouvailles dans son carnet de croquis qui ne le quitte jamais…
À travers l’histoire de cette initiation, Œnologix vous emmène dans un voyage pédagogique et humoristique au terme duquel vous découvrirez notamment pourquoi un bon vin, c’est comme un bon film, et en quoi faire du vélo peut aider à comprendre les vins de Bourgogne !
Au gré des projets, des visites de clients et des événements qui rythment l’année viticole, nos trois héros parcourent les vignobles de France en échangeant sur toutes les grandes questions de l’œnologie : élaboration, dégustation, conservation, choix du vin, etc.
« Pourquoi y a-t-il des bulles dans le champagne ? Qu’est-ce que le vin bio ? Comment déchiffrer une étiquette ? Comment accorder vins et plats ? Quelle est la différence entre un cépage, une appellation et un type de vin ? » Les questions de Lucien fusent, et celui-ci annote scrupuleusement toutes ses trouvailles dans son carnet de croquis qui ne le quitte jamais…
À travers l’histoire de cette initiation, Œnologix vous emmène dans un voyage pédagogique et humoristique au terme duquel vous découvrirez notamment pourquoi un bon vin, c’est comme un bon film, et en quoi faire du vélo peut aider à comprendre les vins de Bourgogne !
144 pages, Paperback
Published September 14, 2022
5 people are currently reading
32 people want to read
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 8 of 8 reviews
August 8, 2025
İnsan iki aşkını da bir arada görünce öyle böyle sevinmiyor. Ben iflah olmaz bir çizgi roman hayranıyım. Şarap ise hayatımda çok önemli bir yer işgal ediyor.
Desen Yayınları’nın yeni yayımladığı “Şarap 101 – Fransa Şarapları” isimli grafik romanı görünce adeta gözlerimden kalpler fışkırdı. Sevdiklerim bir aradaydı. Doğruyu söylemek gerekirse Şarap 101’i bir çırpıda okuyuverdim.
Bu kitapta, şarap alanında uzmanlaşmış bir iletişim ajansında sanat yönetmeni olarak işe başlayan Lucien’in hikâyesi anlatılıyor. Lucien özellikle yemeyi çok sevse ve şarap içmekten hoşlansa bile şarap hakkında pek bir şey bilmiyor. Daha kitabın başında içtiği bir şarap hakkında yaptığı değerlendirme sonrasında hem biz hem de kitaptaki akıl hocaları, satış müdürü Jean ve metin yazarı-editör Charlotte bunu anlıyoruz. Bu aşamadan sonra Lucien’i şarap hakkında eğitmeyi kendine görev belleyen ikili, bayağı uğraş veriyor. Şarap alanında uzmanlaşmış bir iletişim ajansından daha azı beklenmez ya!
Şarap 101’in en çok hoşuma giden tarafı akılda kalıcı, herkese hitap eden örneklemeler ve betimlemeler kullanarak şarabı anlatması. Mesela henüz kitabın başlarında “Şarap nedir?” sorusuna bir film setinden ilham alınarak cevap veriliyor. Şarabı yapan yönetmene, rekolte senaryoya, teruar dekora ve üzüm çeşidi başrol oyuncusuna benzetiliyor. Öyle hoşuma gitti ki… Şarap gibi “öğrenmesi zorlu” görünen bir alanı böylesine başarılı şekilde kavramsallaştırmak ve tabiri caizse herkesin anlayacağı dilden konuşarak izah etmek önemli. Kitap bu havayı bütünü boyunca koruyarak başarılı bir iş yapıyor.
Tabii Lucien’in eğitimi yalnızca teorik aşamada kalmıyor. Onu bağlara, şaraphanelere ve şarap fuarlarına götürüyorlar ki şarabın yapıldığı toprakların havasını solusun, solumakla da kalmasın bolca tadım yapsın. Şarabı yapanlarla konuşsun ki insanların bu işe nasıl da aşkla, tutkuyla sarıldığını anlasın.
Bizim eşimle adına “Adım Adım Şarap” isimli bir eğitimimiz var. Gelenlere gerektiği kadar teorik bilgi veriyor, birkaç da şarap tattırıyoruz ve eğitimi bitirirken “Artık top sizde” deme ihtiyacı hissediyoruz. Çünkü şarabı öğrenmek isteyen biri yalnızca asgari seviyede teorik bilgiye ihtiyaç duyar. Gerisi pratiktir. Yani bol bol gezmek ve bol bol tatmaktır. İşte “Şarap 101” bu temel seviyedeki teorik bilgiyi edinmek için harika bir araç. Bir şey başarılı şekilde görselleştirdiyse onu anlaması çok daha kolay oluyor. Görselleştirme konusunda da çizgi romancıların eline kimse su dökemez.
Devam etmeden önce François Bachelot'nun yazdığı ve Vincent Burgeon'un resimlediği bu eserin Hasan Can Utku tarafından layıkıyla dilimize kazandırıldığını da söylemek lazım. Benim en büyük korkum bu tarz eserleri dilimize çevirenlerin şarap jargonuna hakim olmaması ki böyle ellerden çıkan zayıf çevirilerle birkaç kez karşılaştım. Ama Şarap 101'e gerçekten özenilmiş, gereken yerde verilen dipnotlar ve doğru kelime seçimleri eserin keyifle okunmasını sağlıyor.
Lucien şarabın ne olduğunu öğrenirken nice badireler atlatıyor ve biz de onun seyircisi oluyoruz. Tabii Lucien’in hikâyesi, kitabın adından da anlaşılacağı üzere, Fransa merkezli ilerliyor. Lucien oranın bölgelerini ve üzümlerini öğreniyor, daha doğrusu hep birlikte öğreniyoruz. Ama şarap dediğimiz ürünün hikayesi her halükarda ortak, o nedenle Lucien’in yaşadıklarından herkes bir şeyler öğrenebilir. Burada evrensel bir dil var. Neticede Şarap 101 Cabernet Sauvignon’u Bordeaux’nun bir üzümü olarak ele alsa da Cabernet Sauvignon bu topraklarda yaşayanların da çok sevdiği, güçlü ve kuvvetli kırmızılara hayat veren nadiden bir kırmızı şaraplık üzüm.
Grafik romanın bir noktasında, kahramanımız Lucien, akıl hocası Charlotte’un yönelttiği “Sana öğrettiklerim işini kolaylaştırmıyor mu yani?” sorusuna, “Aksine, ne kadar çok şey öğrenirsem kafam bir o kadar karışıyor.” karşılığını veriyor. Sokrates’in “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” sözüyle bunu yorumlama imkanımız var. Aslında derinine indikçe her alan böyle değil midir? Öğrendikçe, öğrenmemiz gereken daha çok sey olduğunu anlamaya başlarız. Hatta öyle bir nokta geliriz ki hiçbir şey bilmediğimizi dahi düşünürüz.
Unutmamak gerekiyor ki şarap dediğimiz şey yüzyıllardır üretiliyor, içiliyor ve onun üzerine konuşuluyor. Şarap, dünyanın kültür hazinesinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Tabii ki onu anlamak ve özümsemek kolay değil. Daha doğrusu kolay değil demeyelim de çaba gerektiriyor. Ancak bir şey çaba harcamamızı gerektiriyor diye onunla uğraşmayacak mıyız? Kendimize meydan okumayacak mıyız? Bana sorarsanız insan sevdiği şeyleri anlamak için emek harcamalı ve bir yerden başlamalı...
Şarap yazınına ilişkin önemli eleştirilerden bir tanesi, bu alanda kalem oynatan kişilerin dışlayıcı bir yazım tarzı benimsediği ve şarabı gereğinden fazla karmaşık hale getirerek anlattığı yönünde ki bu eleştirilere ben de katılıyorum. O nedenle sade, doğrudan ve herkesin anlayabileceği terimler kullanarak şarabı anlatmaya, ondan keyif almanın yollarını göstermeye gayret ediyorum. Şarap 101 benim felsefemi benimsemiş, aynı mantıkla kaleme alınmış bir eser. Bu nedenle onu şaraba az da olsa ilgi duyan herkesin kütüphanesinde bulunması gereken, şahane bir başlangıç noktası olarak görüyorum.
Desen Yayınları’nın yeni yayımladığı “Şarap 101 – Fransa Şarapları” isimli grafik romanı görünce adeta gözlerimden kalpler fışkırdı. Sevdiklerim bir aradaydı. Doğruyu söylemek gerekirse Şarap 101’i bir çırpıda okuyuverdim.
Bu kitapta, şarap alanında uzmanlaşmış bir iletişim ajansında sanat yönetmeni olarak işe başlayan Lucien’in hikâyesi anlatılıyor. Lucien özellikle yemeyi çok sevse ve şarap içmekten hoşlansa bile şarap hakkında pek bir şey bilmiyor. Daha kitabın başında içtiği bir şarap hakkında yaptığı değerlendirme sonrasında hem biz hem de kitaptaki akıl hocaları, satış müdürü Jean ve metin yazarı-editör Charlotte bunu anlıyoruz. Bu aşamadan sonra Lucien’i şarap hakkında eğitmeyi kendine görev belleyen ikili, bayağı uğraş veriyor. Şarap alanında uzmanlaşmış bir iletişim ajansından daha azı beklenmez ya!
Şarap 101’in en çok hoşuma giden tarafı akılda kalıcı, herkese hitap eden örneklemeler ve betimlemeler kullanarak şarabı anlatması. Mesela henüz kitabın başlarında “Şarap nedir?” sorusuna bir film setinden ilham alınarak cevap veriliyor. Şarabı yapan yönetmene, rekolte senaryoya, teruar dekora ve üzüm çeşidi başrol oyuncusuna benzetiliyor. Öyle hoşuma gitti ki… Şarap gibi “öğrenmesi zorlu” görünen bir alanı böylesine başarılı şekilde kavramsallaştırmak ve tabiri caizse herkesin anlayacağı dilden konuşarak izah etmek önemli. Kitap bu havayı bütünü boyunca koruyarak başarılı bir iş yapıyor.
Tabii Lucien’in eğitimi yalnızca teorik aşamada kalmıyor. Onu bağlara, şaraphanelere ve şarap fuarlarına götürüyorlar ki şarabın yapıldığı toprakların havasını solusun, solumakla da kalmasın bolca tadım yapsın. Şarabı yapanlarla konuşsun ki insanların bu işe nasıl da aşkla, tutkuyla sarıldığını anlasın.
Bizim eşimle adına “Adım Adım Şarap” isimli bir eğitimimiz var. Gelenlere gerektiği kadar teorik bilgi veriyor, birkaç da şarap tattırıyoruz ve eğitimi bitirirken “Artık top sizde” deme ihtiyacı hissediyoruz. Çünkü şarabı öğrenmek isteyen biri yalnızca asgari seviyede teorik bilgiye ihtiyaç duyar. Gerisi pratiktir. Yani bol bol gezmek ve bol bol tatmaktır. İşte “Şarap 101” bu temel seviyedeki teorik bilgiyi edinmek için harika bir araç. Bir şey başarılı şekilde görselleştirdiyse onu anlaması çok daha kolay oluyor. Görselleştirme konusunda da çizgi romancıların eline kimse su dökemez.
Devam etmeden önce François Bachelot'nun yazdığı ve Vincent Burgeon'un resimlediği bu eserin Hasan Can Utku tarafından layıkıyla dilimize kazandırıldığını da söylemek lazım. Benim en büyük korkum bu tarz eserleri dilimize çevirenlerin şarap jargonuna hakim olmaması ki böyle ellerden çıkan zayıf çevirilerle birkaç kez karşılaştım. Ama Şarap 101'e gerçekten özenilmiş, gereken yerde verilen dipnotlar ve doğru kelime seçimleri eserin keyifle okunmasını sağlıyor.
Lucien şarabın ne olduğunu öğrenirken nice badireler atlatıyor ve biz de onun seyircisi oluyoruz. Tabii Lucien’in hikâyesi, kitabın adından da anlaşılacağı üzere, Fransa merkezli ilerliyor. Lucien oranın bölgelerini ve üzümlerini öğreniyor, daha doğrusu hep birlikte öğreniyoruz. Ama şarap dediğimiz ürünün hikayesi her halükarda ortak, o nedenle Lucien’in yaşadıklarından herkes bir şeyler öğrenebilir. Burada evrensel bir dil var. Neticede Şarap 101 Cabernet Sauvignon’u Bordeaux’nun bir üzümü olarak ele alsa da Cabernet Sauvignon bu topraklarda yaşayanların da çok sevdiği, güçlü ve kuvvetli kırmızılara hayat veren nadiden bir kırmızı şaraplık üzüm.
Grafik romanın bir noktasında, kahramanımız Lucien, akıl hocası Charlotte’un yönelttiği “Sana öğrettiklerim işini kolaylaştırmıyor mu yani?” sorusuna, “Aksine, ne kadar çok şey öğrenirsem kafam bir o kadar karışıyor.” karşılığını veriyor. Sokrates’in “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” sözüyle bunu yorumlama imkanımız var. Aslında derinine indikçe her alan böyle değil midir? Öğrendikçe, öğrenmemiz gereken daha çok sey olduğunu anlamaya başlarız. Hatta öyle bir nokta geliriz ki hiçbir şey bilmediğimizi dahi düşünürüz.
Unutmamak gerekiyor ki şarap dediğimiz şey yüzyıllardır üretiliyor, içiliyor ve onun üzerine konuşuluyor. Şarap, dünyanın kültür hazinesinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Tabii ki onu anlamak ve özümsemek kolay değil. Daha doğrusu kolay değil demeyelim de çaba gerektiriyor. Ancak bir şey çaba harcamamızı gerektiriyor diye onunla uğraşmayacak mıyız? Kendimize meydan okumayacak mıyız? Bana sorarsanız insan sevdiği şeyleri anlamak için emek harcamalı ve bir yerden başlamalı...
Şarap yazınına ilişkin önemli eleştirilerden bir tanesi, bu alanda kalem oynatan kişilerin dışlayıcı bir yazım tarzı benimsediği ve şarabı gereğinden fazla karmaşık hale getirerek anlattığı yönünde ki bu eleştirilere ben de katılıyorum. O nedenle sade, doğrudan ve herkesin anlayabileceği terimler kullanarak şarabı anlatmaya, ondan keyif almanın yollarını göstermeye gayret ediyorum. Şarap 101 benim felsefemi benimsemiş, aynı mantıkla kaleme alınmış bir eser. Bu nedenle onu şaraba az da olsa ilgi duyan herkesin kütüphanesinde bulunması gereken, şahane bir başlangıç noktası olarak görüyorum.
February 1, 2023
Bien
Franchement je suis agréablement surprise par cette BD.
Je ne m'attendais pas à être aussi prise par l'histoire.
Les 3 héros sont sympathiques et on en apprend plus sur le monde du vin en même temps que Lucien.
On fait le tour de la France pour découvrir toutes les sortes de vin et on apprend sans s'en rendre compte.
Cette BD se lit toute seule et elle vous fera voyager en même temps que nos héros.
Franchement je suis agréablement surprise par cette BD.
Je ne m'attendais pas à être aussi prise par l'histoire.
Les 3 héros sont sympathiques et on en apprend plus sur le monde du vin en même temps que Lucien.
On fait le tour de la France pour découvrir toutes les sortes de vin et on apprend sans s'en rendre compte.
Cette BD se lit toute seule et elle vous fera voyager en même temps que nos héros.
October 9, 2023
A lire par petite dose, comme un bon vin ; beaucoup d'info mais intéressant à lire.
October 28, 2023
Excelente!!
December 7, 2023
Une introduction digeste et pédagogique à l’œnologie qui donne un bon aperçu des grands principes et des cépages et terroirs français. Cela donne envie d’approfondir !
April 19, 2025
Super BD !! Des schémas ultra simplifiés qui permettent une très bonne connaissance de base, des personnages rigolos & un jolie dessin ! Super
August 25, 2024
☆☆☆
Zéro étoile pour le vol Paris-Bordeaux
Zéro étoile pour le vol Paris-Bordeaux
Displaying 1 - 8 of 8 reviews