Jump to ratings and reviews
Rate this book

Devlet Ana

Rate this book
'Devlet Ana', Osmanlı kurulmadan önceki Anadolu'nun görünümünü ve Anadolu insanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahir'in en önemli romanı olarak gösterilen 'Devlet Ana', onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır.
"Kemal Tahir, tarihi ve toplumu hakkındaki orijinal ve sağlam görüşlerinden hareket ettiği için hem 'mahalli ağızları', hem Türkçe'nin küçümsenmiş ve unutulmuş nesir dilini hem de yeni imkanlarını kaynaştırarak ve aşarak kullanabilmiştir. Eserlerindeki eşsiz dil ve üslup güzelliğinin kaynağı bu davranıştadır. Daha önceki romanlarında da görülen bu özellik 'Devlet Ana'da en yüce noktasına erişmiştir. Türkçe'nin unutulmuş olan dehası bütün boyutları, zenginliği ve haslığıyla ilk olarak Kemal Tahir'in eserlerinde kendini göstermektedir."
- Selahattin Hilav-

656 pages, Paperback

First published January 1, 1967

111 people are currently reading
2401 people want to read

About the author

Kemal Tahir

72 books246 followers
15 Nisan 1910’da İstanbul’da doğdu. 21 Nisan 1973’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Kemal Tahir Demir. Deniz yüzbaşı olan babası, Sultan II. Abdulhamid’in yaverlerinden. Babasının görevleri nedeniyle ilk eğitimini Türkiye’nin çeşitli yerlerinde tamamladı. 1923’te İstanbul Kasımpaşa’daki Cezayirli Hasan Paşa Rüştiyesi’nde mezun oldu. Galatasaray Lisesi’nde 10’uncu sınıftayken öğrenimini yarıda bıraktı. Avukat katipliği, Zonguldak Kömür İşletmeleri’nde ambar memurluğu yaptı. İstanbul’da Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde düzeltmenlik, röportaj yazarlığı, çevirmenlik yaptı. Yedigün, Karikatür dergilerinde sayfa sekreteri oldu. Karagöz gazetesinde başyazarlık, Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1938’de Nâzım Hikmet’le beraber Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde “askeri isyana teşvik” suçlamasıyla yargılandı. 15 yıl hapse mahkum oldu. Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya ve Nevşehir cezaevlerinde yattı. 12 yıl sonra 1950’de genel afla özgürlüğüne kavuştu.

İstanbul’a döndükten sonra bir süre İzmir Ticaret gazetesinin İstanbul temsilciliğini görevinde bulundu. “Körduman”, “Bedri Eser”, “Samim Aşkın”, “F. M. İkinci”, “Nurettin Demir”, “Ali Gıcırlı” gibi takma isimlerle gazetelere tefrika aşk ve macera romanları, senaryolar yazdı. Fransızca çeviriler yaptı. 6-7 Eylül olayları sırasında tekrar gözaltına alındı. Harbiye Cezaevi’nde 6 ay yattı. Çıktıktan sonra 14 ay kadar Aziz Nesin‘le birlikte kurdukları Düşün Yayınevi’ni yönetti. Edebiyata şiirle başladı. İlk şiirleri 1931’de “İçtihad” dergisinde yayınlandı. Yeni Kültür, arkadaşlarıya birlikte kurdukları “Geçit”, Var, Ses dergilerinde şiirleri çıktı. İlk önemli eseri olan 4 bölümlük “Göl İnsanları” uzun öyküsü Tan gazetesinde tefrika olarak yayınlandı, 1955’te basıldı. Yine 1955’te basılan “Sağırdere” romanıyla adını duyurdu. İstanbul’u bir çerçeve gibi alıp Türklerin Osmanlılıktan Cumhuriyet’e geçişini incelediği “şehir romanları” dizisinin ilk kitabı “Esir Şehrin İnsanları” 1956’da yayınlandı. Bu kitapta Mütareke dönemi İstanbul’unu anlattı. Dizinin diğer kitabı olan “Esir Şehrin Mahpusu” 1961’de, “Hür Şehrin İnsanları” 1976’da basıldı.

Kemal Tahirİlk kitaplarında daha çok köy ve köylü sorunlarına eğildi. Daha sonra Türk tarihinin ve özellikle yakın tarihin olaylarını ele aldı. “Devlet Ana“da, kuruluş sürecindeki Osmanlı toplumu ve yönetim sistemini, “Kurt Kanunu”da Atatürk’e karşı düzenlenmek istenen İzmir suikastini, “Rahmet Yolları Kesti” ve “Yedi Çınar Yaylası”nda ağalık kurumu ve eşkıyalık olgusunu inceledi. “Yorgun Savaşçı”da Anadolu’daki başsız, öndersiz ulusal güçlerin birleşip Ulusal Kurtuluş Savaşı’na başlamasına kadar geçen dönemi anlattı. “Bozkırdaki Çekirdek”te de köy enstitüleri üzerinde durdu. Kemal Tahir’in düşüncelerindeki çıkış noktası Marksist görüş ile Türkiye gerçeği arasındaki bağlantı sorunuydu. Siyasi eylemlere de katılmış bir yazar olarak, Türkiye’de kendi algıladığı siyasal, sosyal, kültürel yapı ile Marksist görüşün sunduğu çözüm arasında bir çelişki görüyordu. Türk toplum yaşamına uymadığına inandığı Batılılaşmaya ilişkin yargısı da bu Marksist çözümü yetersiz bulmasına bağlıydı. Çünkü Marksizim, “Türkiye’de 2’nci Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin siyasal ve kültürel uygulamalarını bir ticaret burjuvazisi devriminin sonucu” olarak değerlendiriyordu. Kemal Tahir ise böyle bir sınıfın varlığından kuşkuluydu. Böylece hem Marksist görüşün, hem de Batılılaşmanın ürünü olan Cumhuriyet dönemi resmi tarih görüşünün aşılması düşüncelerini belirleyen temel nokta oldu.

“Devlet Ana”da Osmanlı toplumunun kölecilik ve feodalizmden çok farklı ve insancıl bir temel üzerine kurulduğunu anlatmayı amaçladı. Diğer romanlarında da “Türk insanı ve Türkiye özeli” olgusunu ortaya çıkarmaya çalıştı. Toplumsal gerçekçi çizgide sürdürdüğü yazarlık yaşamında eserlerinde yalın bir dil kullandı. Diyaloglarla zengileştirdi, karizmatik karakterler yarattı. En üretken romancılarımızdan biri oldu.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
1,010 (48%)
4 stars
721 (34%)
3 stars
266 (12%)
2 stars
62 (2%)
1 star
30 (1%)
Displaying 1 - 30 of 150 reviews
Profile Image for Elçin Arabacı.
158 reviews197 followers
January 18, 2024
Kemal Tahir, şüphesiz çalışkan bir romancı. Devlet Ana'yı yazmadan evvel oturup Bizans kroniklerini de, Aşıkpaşa-zâde'yi de okumuş, çok belli. Kelile ile Dimme, Nizamülmülk'ün Siyasetname'si vs. Osmanlı siyasi düşüncesini oluşturan ne varsa cepte. Ölüm kalım mücadelesi arasında İslamiyet'i seçmek zorunda kalan Rum çocuğu Mavro'nun kafa karışıklığı çok gerçekçi. Bir efsane olarak söylenen Bacıyan-ı Rum'un Osmanlı kuruluşundaki rolünü abartmak, Kemal Tahir'in tercihi, ki olabilir. Neticede roman yazıyor, tarihi gerçeklere birebir uyacak diye bir şey yok. Üstüne Söğüt-Domaniç-Eskişehir çevresinin 14.yy coğrafyasını da iyi çalışmış olması takdire şayan. Bu kadarını Osmanlı tarihçilerinin önemli kısmı yapmıyor. Bu konuda bir parça uyanış başladıysa, o da ta 1990larda Halil İnalcık'ın bölgede yaptığı keşif gezileri ve arkeolojik kazılarla başladı. Ama Kemal Tahir nereden öğrendiyse, bölgenin bataklık olduğunu öğrenmiş. Doğru bu, yörede sonraki yüzyıllarda o bataklarda pirinç yetiştirilecek, geliri de vakfedilecekti. Issız Han, gerçekte Abolyond Gölü kıyısındadır, ki orası da bataktır, romanda Eskişehir-Söğüt çevresine getirilmiş, o da olabilir.
Eşkıyalığa prim tanımayan Kemal Tahir'in, kuruluş dönemi çalışanların genelde severek çalıştığı yarı pagan inanışlara sahip, Babai İsyanı artığı deli derviş savaşçılara çok prim tanımaması, Kemal Tahir için olağan. Kemal Tahir, mesela Yaşar Kemal'in aksine, isyankar - devlet dışı şiddet kullanma gücünü elinde tutan aktörleri asla romantize etmez. Kurumsallaşmaya ve idealindeki devlete inanır. Bu ideal ne Osmanlı ne TC, yanlış anlaşılmasın. Bunların yalnız "olumlu" yönlerini miras edinen ve henüz kurulmamış Marxist devlet ki, o da Kemal Tahir'in Çorum ve Çorumlular'ı merkeze alan romanlarını okuyanlar bilir, Anadolu halkından çıkmaz. Mecburen tepeden inme gelecektir ya da mevcut olandan evrilecektir.

Velhasıl Devlet Ana, hazırlığı fena yapılmamış bir tarihi roman. İyi bir tarihi romanda olması gerektiği gibi (bkz. György Lukacks, The Historical Novel) gerçek tarihi karakterler (Orhan Gazi, Şeyh Edebali, Osman Gazi vs.) romanın merkezinde değil, yan karakterler ve asıl kahramanlar da tarihi omuzlarında yükselten isimsiz kahramanlar. Bu romanda: Mavro, Kerim ve romanda neredeyse Osmanlı'nın kurucu öğesi gibi tasvir edilen kadın kahraman Bacıbey.

Peki neden üç yıldız verdim? Çünkü ilk basımı 1967'de yapılan bu roman, dönemin bilinen en eski Osmanlı tarihi kaynaklarını iyi bellemiş de olsa, bence Kemal Tahir'in en iyi romanlarından bir kesinlikle değil.

Beni her zaman rahatsız eden yazarın kendi fantazileriyle örülü Kemal Tahir romanı erotizmi (?) bir tarafa, Kemal Tahir'in tüm roman boyunca 13. yy. sonu Rumlarının da Türkmenlerinin de hem konuşmalarını hem düşünce tarzlarını da mesela yazarın Yediçınar Yaylası, Büyük Mal, Sağırdere, Bozkırdaki Çekirdek, Karılar Koğuşu vb. romanlarında resmettiği 19. ve 20. yy. Çorumluları yahut Malatyalıları'ndan farksız anlatması!

Şiveden, Kemal Tahir'in romanlarında karakterlerine kullandırmayı çok sevdiği deyişlere kadar ("İslam dini aşikarane", "...yapsam, ne lazım gelir? gibi") Kemal Tahir'ın Devlet Ana karakterlerine de aynen kullandırması.

Yarhisar tekvurunun kızı Çorum'un Yamören Köyü'nün Ayşe'si gibi konuşup düşünmez mesela, ama Kemal Tahir anlatımında aralarındaki fark kıl kadar ince. Belki o bile yok. Nilüfer Hatun eninde sonunda bir Bizans asilzadesi yahu. Kadın dönemin Bizans soylu çevresi İznik'te olduğundan, Bursa'nın fethinden sonra bile İznik'ten çıkmıyor, Orhan Gazi de Bursa'yı Ahiler'e bırakıp yirmi kusur yıl kışlarını İznik'te, yazlarını Keşiş Dağı'nın yaylalarında geçiriyor, asilzade hanım belasına. Şüphesiz Ayşe'den daha özgüvenli bir karakter. Ha bu romandan sadece bir örnek...

Özetle, genel olarak bu 13. yy. sonu 14. yy başı Babai İsyanı bakıyesi bu uç beylikte ve çevresindeki Rum ortodoks çevrede, her nasılsa herkesin Çorumlu çıkması, Çorumlu gibi düşünmesi, konuşması bana "bu sefer olmamış Kemal Tahir" dedirtti.
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews93 followers
October 20, 2017
Bu aslında bir romandan çok bir destana benzemiş.
Osmanlı İmparator'luğunun kuruluş yıllarındayız.
Söğüt, Domaniç ve Bilecik civarlarına götürüyor bizi Kemal Tahir.
Şeyh Edebali burda, Ertuğrul Gazi burda, Osman Bey var, genç Orhan Bey var.
Yaban elden bir şovalye gelmiş. İsmi Notus Gladius. Birde arkadaşı var; Uranha.
Uranha bir Türk ancak müslüman değil. Böylelerine Türkopol deniyor.
Bu iki tip Türk ellerine gelip ortalığı karıştırmak peşindeler. Toprakları ele geçirecekler fikirlerince.
Ancak Yaşlı Ertuğrul Gazi, Edebali'nin de aklıyla oyuna gelmiyor ve bunları tepeliyorlar.
Ertuğrul Gazi'nin ölümünün ardından başa geçen Osman Bey de (Kara Osman) aynı şekilde güvenle devletini yönetmeye devam ediyor. Osman Beyse sağda solda düşman kovalıyor.
Türklüğü ve müslümanlığı yücelten ama ırkçılık ve dinciliğede çok bulaşmayan çok güzel bir kitap olmuş.
Seviyesi bence üniversitedir.
Lisede ağır gelir.
Profile Image for Erkan.
285 reviews62 followers
April 13, 2018
Yıllardır aklımda olan fakat bir türlü okumadığım bir romandı, sonunda okuyabildim çok şükür. Bu öyle bir kitap ki yazılmasa bence Türk edebiyatında birşeyler eksik kalırmış. Özel ve önemli bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Hikaye bildiğiniz gibi Ertugrul Gazi , Osman Bey, Orhan Bey döneminde geçiyor. Tam yılı da yazayım 1290 senesi. Ertugrul Gazi yaşlanmış, Osman Bey yerine geçmek üzere, oglu Orhan da 13 yaşlarında. Henüz adı Osmanogulları bile değil, ufak bir beylik. Bitinya deniyormuş o zamanlar Kemal Tahir'in yazdığına göre.
Açılış kısmı başarılı, devamı daha da başarılı. Bizans'tan kopup gelen, kendine toprak edinmeye çalışan bir barbar şövalye Sögüt'ü ele geçirme planları yapıyor. Açılış bu şekilde. Kitapta hep adını duyduğumuz karakterler de var Yunus Emre gibi , Şeyh Edebali gibi. Bunlar da ayrıca hoşuma gitt, hikayeye de çok güzel yedirilmiş. Kitapta hem yeni hem o zamanın Türkçesi kullanılmış, bu da kitaba zenginlik katmış. Diyaloglarda o zamanların dilini kullanmaya çalışmış Kemal Tahir, anlatım kısımları ise günümüz Türkçesiyle yazılmış. Tabi kullanılan dil o zamanın diline ne kadar uygun bunu bilemiyorum ama olması gereken buymuş bence. Yani tamamen bu zamanın diliyle yazılsa birşeyler eksik olurdu diye düsünüyorum.
Kitapla ilgili yapılan bazı eleştiriler var milliyetçi duygularla yazıldığına dair. Ben şahsen buram buram milliyetçilik kokan bir metin okumuş gibi hissetmedim. Bazı satırlarda evet ecdadımızı yüceltelim, düşmanımızı kötüleyelim gibi durumlar var yok değil, ama dediğim gibi bana çok abartılı gelmedi, beni baymadı.
Benim eleştirebileceğim kısım ise kitabın gereğinden fazla uzun olması. 600 küsür sayfa yerine 450 sayfalık bir roman olsa daha rahat okunabilir bir roman olurmuş diye düşünüyorum. Bazı sayfalardaki uzun ayrıntılar, zaman zaman tekrara düşmesi biraz rahatsız edici oldu benim için ve sıkıldım bu gereksiz ayrıntıları okuduğumda.
Genel olarak baktığımda kesinlikle çok başarılı ve okunmaya değer bir roman olduğunu düşünüyorum.
Profile Image for Murat Gonul.
222 reviews
June 23, 2016
İnanılmaz bir kitaptı! Baştan sona heyecanla ve büyük bir zevkle okudum. Kemal Tahir gerçek bir usta. Okumadan önce yıllarca gördüm bu kitabı ve nedense siyasi konulu bir kitap diye düşündüm. Halbuki kitap Osmanlı'nın kurulmasına bir kaç yıl kala Anadolu'da yaşananları anlatıyor.

Ben hiç bir zaman tarih okumayı sevemedim ama Kemal Tahir büyük bir zevkle sunuyor. Tarz olarak tarihi-kurgu olduğunu söyleyebilirim. Usta, Türkçeyi o kadar güzel kullanıyor ve yerel konuşmaların tarzını aksanını o kadar güzel ve inandırıcı ki bir anda okunuyor. Kitabın net bir ana karakteri yok ama herkesin bildiği Osman Bey, Orhan Bey, Ertuğrul Gazi gibi kişiler baş karakterler arasında. Batının yüz yıldır yaptığı ve hala sürekli devam ettiği geçmişinin masallarını romanlaştırmayı Kemal Tahir örnek olacak şekilde başarmış.

Muhteşem bir kitaptı, herkese tavsiye ederim.
Profile Image for Murat Dural.
Author 18 books626 followers
January 17, 2021
Bambaşka bir dil, Anadolu, sirkelenip palazlanmaya çalışan beylikler, Söğüt ve Selçuklular'ın yıkıntısı üzerinde sağ kalıp palazlanmaya çalışan Türkmenler. Başta beni korkutan, zor alıştığım metin gittikçe heyecanlı, keyifli ve hızlı okunur oldu.
Profile Image for ArturoBelano.
100 reviews362 followers
September 6, 2017
Kemal Tahir'in kendi siyasi duruş ve tarih okumasına heba ettiği bir romandır Devlet Ana. Kötü Bizans ve uşakları ile iyi Osmanoğulları kurgusu tüm kitap boyunca peşinizi bırakmaz ve kendinizi bir yerden sonra Kara Murat filminde sanmaya başlarsınız. Kitabın kötülüğü dil ve kurgudan öte politik okumasıyla ilgilidir tıpkı Rahmet Yolları Kesti de olduğu gibi. Bir edebiyat eseri salt bir fikri savunma adına yapıldığında ortaya çoğu zaman iyi bir eser çıkmıyor. Ama yine de okunmalı diye düşünüyorum, kaçırdığı imkan devasa çünkü.
Profile Image for Hakan.
227 reviews201 followers
May 17, 2025
devlet ana, kemal tahir tartışmalarının yumuşak karnı. kemal tahir en kolay yoldan ve sınırsızca acımasız eleştirilebilir devlet ana üzerinden. en basite indirgenebilir, edebiyatı görmezden gelinebilir. bu imkanı devlet ana'da bizzat sunuyor kemal tahir.

milli mücadele ve cumhuriyet dönemi romanlarındaki çok boyutlu kavrayıştan ve sorgulayıcı bakıştan eser yok devlet ana'da. aksine kemal tahir hikayesine ve kahramanlarına baştan sona şefkatle yaklaşıyor. hayranlığını dizginlemekte zorlanıyor. zaman zaman ucuz tarihi romanların kıyısında dolaşıyor. fikrine gelince, o da basit: "bizim devletimiz var" diyor kemal tahir. roman zamanından değil, yazdığı zamandan sesleniyor üstelik. "bizim devletimiz başka" diyor, "çünkü insanımız, değerlerimiz, mücadelemiz başka." kemal tahir devlet ana'da bu özü tartışmıyor, sadece inandığını göstermeye çalışıyor. bütün gücünü bunun için ortaya koyuyor. fakat ve fakat öyle bir güç ki bu, sebepten sonuçtan, iknadan inandırıcılıktan bağımsız olarak ortada öylece duruyor ve bugün hala ışıldıyor, parıldıyor.

tarihi gerçeklikte muazzam bir karmaşa ve kaos dönemini inanılmaz bir incelikte süzüyor kemal tahir. romanın başında örneğin, "bir hana bir yabancı gelir" temalı basit diyaloglu elli sayfa, hakim olmanın ciddi derecede zor olduğu belki beş yüz sayfalık bir tarihi görünüm metni niteliğinde. diğer diyaloglar, gerçek ve kurgusal roman kişileri, olay örgüsündeki detaylar olabilecek en basit biçimde ve sadelikle tarihsel gerçekliği çözüyor. bugünlerde örneklerine maruz kaldığımız ecdat güzellemesi televizyon dizileri hafifliğinde akan ama asla küçümsenmeyecek bir nitelik ve edebi güç var romanda. dil, en başta. türkçenin güzel kullanımının ötesinde dil roman dünyasını kuruyor, taşıyor ve net ve tertemiz işlerliği sağlıyor.

kemal tahir'i yerden yere vurmak kolay. ama kemal tahir'e edebiyatla karşılık vermek çok zor. karmaşık meselesini romanlaştırmak için küçük buluşları, basit çözümleri, tertemiz dili, netliği, açıklığı bir tarafa roman ufkunun genişliğiyle bugüne kadar aşılamadı ve aşılamıyor maalesef.
Profile Image for Radioread.
126 reviews121 followers
July 17, 2018
Tahir’in kendisine rağmen bu eser onun güzel yeteneğinin aynası. Üslubuyla; romanın kanı olmuş o kurgu Türkçenin güzelliğiyle Devlet Ana, ana dilimizin büyük bir çağlayanı. Doya doya kana kana içtim, uzun uzun yıkandım. Çeviri eser okyanuslarına tazelenmiş olarak yeniden dalabilirim artık.
Profile Image for Burak A.
52 reviews20 followers
February 11, 2018
Destan yazmış Kemal Tahir, dönemin dilini mükemmel kullanmış. İlk elli sayfasında kitabın içine girmekte zorlanmıştım fakat ondan sonra bir açıldı ki, beni 1290 yılına at üstünde götürdü sanki. Bir başyapıt çıkarmış ortaya gerçekten.
Profile Image for huzeyfe.
578 reviews86 followers
February 1, 2025
Esir Şehir Üçlemesi ile Kemal Tahir külliyatını bitirmeye niyetlenmiştim. Araya bu Devlet Ana kitabını aldım ve iyi de almışım. Osmanlı'nın kuruluş dönemine gelen olayları müthiş bir dille anlatmış Kemal Tahir. Bu hikayenin içinde kaybolup kendinizi geçmişte buluyorsunuz. Mutlaka okumalısınız.
Profile Image for mahirzade.
46 reviews1 follower
January 4, 2019
Yazar eserini kendi bakış açısı ve okumasına göre yazar. Bundan doğal bir şey olamaz. Hele bahsi geçen eser “kurgu” bir eserse; hatta yazar eserini kaleme alırken “benim de masalım var” diyerek yola çıkmışsa burada politik doğruculuk yapmak ancak politik hazımsızlığa işaret eder diye düşünüyorum.
*
Bu bahsi bir kenara koyduktan sonra belirtmem gerekir ki; Kemal Tahir’in kullandığı dil çok özenli. Bu anlamda 1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nün kendisine verilmesi hakikaten isabetli olmuş.
Gayet akıcı, sürükleyici bir “roman”; okunması, okutulması gereken bir kitap Devlet Ana.
Profile Image for Mümin.
69 reviews38 followers
December 22, 2016
Çok sağlam bir üslubu var kitabın. Türkçenin tadına varıyor insan. (Lisede, Türkçe dersinde dönem ödevimdi, bu kitabı ödev olarak veren öğretmenime de teşekkürler.)
Profile Image for Doğan.
204 reviews13 followers
January 19, 2018
Mükemmel bir kitap. Hele kullanılan dil ve dönemin tasviri şahane.
Profile Image for Serap.
232 reviews4 followers
October 25, 2025
Türk romanında tarihi kurgu denince akla gelen en iddialı eser belki de Devlet Ana. Benim ikinci okuyuşum ama ilk okumadan neredeyse hiçbir şey hatırlamıyormuşum. O yüzden yeni bir okuma olarak değerlendiriyorum. İlk okumadan aklımda kalan en net şey çok uzun bir sürede okuduğumdu. Yine öyle oldu.

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan önceki Anadolu’nun durumunu okuyoruz burada. Ertuğrul Bey’in artık hasta ve yatalak olduğu son yıllarında beyliğin üzerine oynanan oyunlar söz konusu ve Osman Bey beyliği ayakta tutmak için mücadele etmek zorunda. Bir yandan Moğol istilaları, bir yandan Haçlı saldırıları derken hayli zor yıllar. Bir beylikten büyük bir devlet kurmaya giden yolda hangi değerlere dikkat edildiğini görüyoruz. Romanda Şeyh Edebali’nin anlatıya girdiği kısımlarda dönemin sosyal ve esnaf yapısı hakkında bize fikir veren Ahilik yapılanması hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Yunus Emre’nin olduğu kısımlarda bir devlet kurarken dilin, dil ile birlikte ortak değerlerin ve kültürün oluşmasının önemini vurgulayan kısımları okuyoruz. Bacı Bey gibi romanın en güçlü kurgu karakterlerinden biriyle Türk devlet yapısında kadının aslında ne kadar önemli ve söz sahibi olduğunu görebiliyoruz. En sevdiğim karakterlerden Kerim ile gerektiğinde savaşmanın, cesaretin öneminin yanında ilim sahibi olmanın ve yazan-okuyan kişilerin yetiştirilmesinin de ne kadar önemli olduğunu anlatıyor bize Kemal Tahir. Hakkında konuşulacak birçok karakter var aslında daha. Türkopol Uranha, Notus Gladius, Kaplan Çavuş, Mavro… Kurgu karakterlerle hepsinin şahsında dönemle ilgili yansıtmak istediği insan tipini modellemiş adeta.

Ama bu destansı romanın eksik yanları da yok değil. Özellikle ortalarda yoğunlaşan ideolojik tartışmalar ağırlık kazandığında olay örgüsü geri planda kalabiliyor. Kitaptan ara ara kopuşlar yaşamak mümkün. Kemal Tahir’in Türklüğü ve Müslümanlığı yücelten bir tavır takınması tarafsızlığa gölge düşürüyor. Ve tabi Kemal Tahir’in özellikle köy romanlarında bolca yer verdiği cinsellik burada da kurgu karakter aracılığıyla romanda yer bulmuş.

Yine de Kemal Tahir külliyatında ilk sıralarda yer alan (Esir Şehir Üçlemesi’nin ilk kitabına kıyamadığım için ‘ilk’ demeye dilim varmıyor) bu büyük destanın Türk edebiyatındaki yerinin de çok önemli olduğunu ve mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum. İyi ki ikinci kez okudum.
Profile Image for Bilge.
276 reviews24 followers
August 23, 2021
...dünya kurulalı beri, kılıç mı daha kanlı, kalem mi, ayırt edilebilmiş değildir. Bence kılıcın yarası bir, kalemin yarası bin... Kılıç eri, dilerse sahip olur kılıcına... Sen dünyanın yüzüne salmaktasın yazdıklarını... Kopar gider, nerde, n'işler, bilir misin? Gerisin geri, "Toplayım" desen yeter mi gücün? Dediğini dememiş olmak, elinde mi

Devlet Ana Osmanlı kurulmadan hemen önce hala Anadolu Beyliklerinin bir arada yaşadığı dönemi Ertuğrul Gaziyi ve Kara Osman’ı bambaşka gözlerle anlatmaktadır. Kemal Tahir’in ustalık eseri olarak bilinen bu eser gerek kurgusu, gerek dönemin dilini yansıtmasıyla benim gönlümdeki tahtına yükseldi. Tarih dersleri benim için her daim eziyet olmuştur; fakat aksine tarihi romanlarsa hep büyük bir keyif vesilesi...

Devlet Ana beylikler döneminde Türklerin ve beyliklerin durumunu, Osman beyin ve Orhan beyin keskin zekasını, tüm bunlara ek olarak da kadının ve halkın toplumdaki yerini gözler önüne seren bir şölen kitabı adeta. Bu kadar yıl okumadığım için kendimden utandım.


- Oldu mu ya, Kel Derviş, hani bunun Arapça duası?
Kel Derviş suratını buruşturarak baktı:
- Biz Türk dili biliriz. Suyun geldiği yana "Yukarı", gittiği yana "Aşağı" deriz, Bayhoca, dilin anlaşılmazından hiçbir şey anlamazız, koca Tanrı'ya şükür!
Profile Image for Sezgi.
431 reviews68 followers
June 30, 2019
Kemal Tahir’e bakışımı tamamen değiştiren bir kitap oldu Devlet Ana. Diğer kitaplarında başarılı bir yazar olduğunu düşünüyordum sadece ama şimdi rahatlıkla Kemal Tahir hayran grubuna eklenebilirim. Devlet Ana, ismini kitaptaki Bacıbey karakterinden alıyor. Tahir, ince ince işliyor kitabı farklı cephelerden okutuyor, kime hak versek diye düşüneceğimiz yerler oluyor. Kitabın başında Ertuğrul Bey, Osman Gazi ve Orhan Gazi bir arada görülebiliyor, Orhan Gazi’nin büyümesine, delikanlılık çağlarına şahit oluyoruz. Bunları öyle büyük bir başarıyla yansıtıyor ki yazar eski Türk tarihi bilgisine hayran kalıyorsunuz. Kadınların Türk toplumundaki yerini, zamanla içimize yerleşen aslında tamamen Arap kültürüne ait olan şeylerin başladığı noktaları, Selçuklu’nun sonunu, yeni beylikleri ve yeni devlete giden yolu, Ahiliği okuyoruz elinden. Bozkurtlar ile beraber tarih kitapları içinde bambaşka bir yere sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Kronolojik tarih işleyişi bu kadar başarılı olan bir yazarın bu konularda daha fazla yazmış olmasını isterdim.
Profile Image for Özgür Özer.
104 reviews6 followers
November 16, 2018
Kemal Tahir'den görkemli bir tarihi roman. Neredeyse Bozkurtların Ölümü kadar güçlü bir anlatımı var. Bir de Küçük Ağa (1954) bu kadar güzeldi. Öncelikle başka bir romanda zor bulabileceğiniz uzun ve şiveli diyalogları okumaktan çok haz alacaksınız. Dede Korkut, Yunus Emre, Şeyh Ede-Bali, Köse Mihal, Moğollar, Selçuklar, Peçenek (Bacanak) Türkleri, Kuman-Kıpçak Türklerine ve daha birçoklarına yer verilmiş Devlet Ana'da. "Devlet-i Aliye" Osmanlı kurulmadan önce neler olduğunu roman tadında okumak isteyenlere hararetle tavsiye ederim. Beş!
Profile Image for Caterina.
1,209 reviews62 followers
July 12, 2024
Bir süredir Kemal Tahir külliyatı okuması kapsamında her ay bir kitapla yola devam ediyorum. Kronolojik okuma yolunu seçtiğim için bu ayın kitabı Devlet Ana’ydı.

Yazarın şu ana kadar okuduğum kitapları içinde en keyif aldığım, soluğumu tutarak okuduğum eseri diyebilirim.

Osmanlı’nın kuruluş döneminde Söğüt’ten yayılımın betimlendiği olay örgüsünde Filatyos ve Alişar Bey’e ayrı, Şövalye Notüs Gladyus ve Uranha’ya ayrı sinirlendim. Bazı bölümlerde çok eğlendim.

Okusanız seversiniz bence. :)
Profile Image for Seyhan Erdem.
16 reviews
July 21, 2025
Bu bir tarih kitabı değil… ama tarih kitaplarından çok daha fazlasını öğretiyor. Kemal Tahir, Devlet Ana ile bizi Osmanlı’nın kuruluş yıllarına değil, o dönemin insanının zihnine ve ruhuna götürüyor. Kitabı okurken bir tarih öğrencisi gibi değil, bir Türkmen köylüsü gibi hissediyorsunuz. Toprak, barut, kılıç, töre, inanç, korku ve umut… hepsi ete kemiğe bürünüyor.

Tarihi olaylar ve karakterler elbette kurgu ile iç içe geçmiş. Ama bu fluluk Kemal Tahir’in olağanüstü dili sayesinde sorun olmaktan çıkıyor, romanın en güçlü yönüne dönüşüyor. Dili akıcı, doğal, yer yer destansı ama hamasetten uzak. Okudukça yağ gibi akıyor, deyim yerindeyse “içinizden anlatıyor.”

Romanın popülerliği sadece konusundan değil, usta işi örgüsünden geliyor. Olaylar kötü karakterle başlıyor, onunla bitiyor. Neredeyse her karakterin iç dünyasına giriliyor, sahici duygular veriliyor. Kahramanlık var ama abartı yok. Didaktiklik yok ama bilgi çok.

En sevdiğim yönlerinden biri ise, Türkmen toplumunun övgüyle olan mesafeli ilişkisini çok güzel yansıtmasıydı. Başarıyı takdir etmek yerine küçümseyen, şakalaşarak bastıran bir gelenek… Kahramanlar bile doğrudan övülmüyor, tersleniyor, dalga geçiliyor. Bu satırlarda kendimizi buluyoruz, ta Orta Asya’nın bugüne miras bıraktığı kültürel kodlarla yüzleşiyoruz.

Ve evet… kitap bittikten sonra Karacahisar’ı, Söğüt’ü haritada aramak istiyorsunuz. Selçuklular kimdi, Moğollar ne yaptı, beylikler nasıl birleşti diye derin bir araştırma dürtüsüyle baş başa kalıyorsunuz. Bu, her romanın yapabileceği bir şey değil.

Kemal Tahir’in yalnızca iyi bir romancı değil, büyük bir düşünür olduğunu da hatırlatıyor bu eser. Devlet Ana, sadece bir dönem romanı değil, bir milletin karakter çözümlemesi.

Tarihi sevdiren, düşündüren, sarsan bir kitap.
Mutlaka okunmalı. Ama sindirerek.
Profile Image for İlhanCa.
901 reviews7 followers
September 8, 2024
Başta söylemem gereken bir şey var. Kitabı uzun soluklu okudum. Ara vere vere. Zira bazı bölümler ve ayrıntılar beni yordu diyebilirim. Geçelim yorumuma.

"Devlet Ana", Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen kitabımız Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemini anlatıyor.

Bir Kemal Tahir hastası olarak yine gerçekçi yaklaşımı ve kendine has üslubuyla müthiş bir eser bırakmış. Hep söylediğim gibi resmen film senaryosu sunmuş bizlere. Ayrıntılar, diyaloglar ve de konu bütünlüğü harika..

Kitap Osmanlı Beyliği'nin kuruluş sürecindeki toplumsal ve siyasal olayları ve Osman Gazi'nin liderliğindeki ilk dönem Osmanlı toplumunu detaylı bir şekilde ele almış. Romanın ana temalarından biri, Osmanlı'nın kuruluş felsefesi, toplumun yapısı ve devletin halkla kurduğu ilişkidir diyebiliriz.

Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemini ele alırken, özellikle toplumsal ilişkiler, köylülerin ve göçebe Türkmenlerin yaşamları ve sınıf farklılıkları da işlenmiş.

Ancak unutulmaması gerekir ki romanın amacı Osmanlı Devleti'ni idealize etmek yerine, tarihsel bir gerçeklik üzerinden toplumun nasıl şekillendiğini ve hangi dinamiklerle kurulduğunu anlamak. Bu da benim aradığım tarz zaten. O yüzden Kemal Tahir'in hayranı oldum diyebilirim.

"Devlet Ana"ya eleştirel bir perspektiften bakıldığında, romanın tarihsel yorumlarının ve idealize edilmiş Osmanlı anlatısının bazı okurlar için sorunlu görülebileceği bir gerçek. Ama bu kısım benim için pek önemli değil. Benim önemli bulduğum şey dediğim gibi Kemal Tahir'in olaylara farklı ve gerçekçi bakmasıdır. Yani istendiği, arzu edildiği, -miş gibi sunulduğu şekliyle değil.
Profile Image for Ozan Akgül.
2 reviews1 follower
October 11, 2013
Türk edebiyatın geri dönüşümde okuduğum ilk kitap. Olayların işlenişi bakımından o zamanın ruhunu ve dilini çok güzel yansıtmış Kemal Tahir Usta. Okurken çoğu zaman müslümanlığı ve Türk'lüğü karşılaştırır buldum kendimi. Kitap, Türk'lüğün müslümanlık vasıtasıyla Arap'laşmadığı zamanı anlatıyor ve insanın -en azından benim- içime bir hüzün dolduruyor. Ustanın Söğüt ve Kayı Boyu betimlemelerinde Orta Asya gelenekleri hala çok belirgin; kadının toplumdaki ağırlığı örneğin. Kitap oldukça akıcı. Öykü okuyucuyu sarıp sarmalıyor. Karakterler ise derin değil çok. Ama bence, yarı destan bir romanda karakterlerin ilgili özelliklerinin vurgulanması ve derinliğin olmaması çok da anormal değil. Dilinin milliyetçi olduğu şeklinde yorumlar okumuştum. Dilin milliyetçi öğeler içerdiğine katılıyorum, ancak o zamanın ruhunu düşününce dilin öyle olması normal geliyor. Ben o zamandaki milliyetçiliği, daha çok beraber hayatta kalabilme güdüsüne bağlıyorum, yoksa günümüzdekç modern milliyetçilikle ilgisi çok az bence. Kitabı çok severek okuduğumu belirterek yorumumu bitiriyorum. Herkese iyi okumalar!
Profile Image for Yasemin.
29 reviews3 followers
November 4, 2018
“Bir kere Batı’da roman nereden kaynaklanmış? Masaldan, halk hikayelerinden mi? Tamam! Benim de masalım var, halk hikayelerim var. Öyleyse romanımı oturtacağım temel var bende.” Kemal Tahir

Bu romanı en güzel anlatan cümle bu: “benim de masalım var, halk hikayelerim var”. Övünüp durduğumuz ancak ortaokul derslerinde anlatılanlardan ötesini bilmediğimiz tarihimizi, halk hikayeleri penceresinden ve halk diliyle, deyişleriyle anlatan, Bizans ve Anadolu Beylikleri dönemindeki halkın, beylerin hayatlarını hayalimizde canlandırmayı başaran çok zengin, başyapıt olacak bir roman yazmış Kemal Tahir.
Profile Image for Metin Yılmaz.
1,071 reviews136 followers
February 2, 2022
Biraz uzun bir okuma oldu. Tahminim daha akıcı bir okumaydı. Tabi bu kitapla değil ya benim okuma zamanımla ya da bu kadar uzatmam ve araya biraz fazla kitap sokmam yüzünden oldu. Kitapla ilgili detaylı bir yorumu kitapveyorum.com’a yazmayı planlıyorum.
Profile Image for Sümeyra.
255 reviews2 followers
December 2, 2024
Esir Şehir üçlemesinden sonra tam bir hayal kırıklığı.
Profile Image for Evren.
57 reviews8 followers
January 17, 2022
Osmanlı tarihçilerinin üzerinde mutabık oldukları bir husus devletin kuruluşu hakkında çok az şey bilindiği. Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve Yükseliş Tarihi adlı kitabında Feridun M. Emecen şöyle söylüyor: "Osmanlı Beyliği'nin kurucularının kimliği ve devlete adını veren ailenin menşei hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu durum haliyle bu konu üzerinde çalışan araştırmacılar için ciddi bir problem oluşturmuştur. İlk dönem Osmanlı tarihiyle ilgilenen tarihçilerin çoğu bu sağlam kaynaklara dayalı bilgi boşluklarını, teorik çıkarımlarla kapatmak zorunda kalmışlardır."

Büyük Osmanlı Tarihi I. Cilt eserinde İsmail Hakkı Uzunçarşılı ise şöyle yazmış: "Osmanlıların ilk aşiret devirleri, hatta beylik kurdukları zamanların tarihi pek karışık olup eldeki malumatın mühim bir kısmı sonradan yazılmış eserlere dayanmaktadır."

Hatta şöyle söyleyeyim; Osman'ın adının gerçekte Osman değil Otman veya Atman olabileceği, Osmanlıların gerçekte Kayı ve hatta Oğuz bile olmayabileceği (Kıpçak bağlantısından kuşkulanılmaktadır) gibi türlü şüpheler mebzul.

Dolayısıyla aslında meçhul bir başlangıç söz konusu. Ama devlet büyüyüp güçlenip dört yana kök saldığı için buna destansı bir başlangıç yazmak gerekir. Hem daha önce zevkle okuduğum Osmancık hem de bu kitap bu konuda başarılı örnekler. Ancak bu kitapları da, tıpkı diziler gibi gerçek tarihi vesikalar olarak ele almamak önemli. Nitekin yanılmıyorsam Kemal Tahir de bir tarih kitabı yazmadığını söylüyor. Dolayısıyla yarı aydının çok düştüğü bir hata olan tarihi romanı tarih niyetine okuma yanılgısına düşmemeli.

Hem Tahir'in hem Buğra'nın, biri soldan, diğeri sağdan gelerek buluştukları Türk milliyetçi düşüncesinin kodlarında Osmanlı Devleti'nin önemli bir rolü var. Burada elbette her iki yazar da "temiz ve şanlı" bir başlangıç tahayyül etmiş. Osman ve çevresi Şeyh Edebali'nin manevi liderliğinde, belki kendilerine yanlış yapma niyeti olanlar sayılmazsa, hiçbir ahlak zaafı olmayan kişiler. Aslında belki şöyle söylemeli; Osman Bey'in tabi olduğu ahlaki kurallar yazardan yazara değişiyor. Tarık Buğra'da namaza durulur; Kemal Tahir'de şarap içilir.

Edebi bir eser olarak ise Kemal Tahir gerçekten ayrı bir kategori. O dönemde konuşulan dili mesela Yunus Emre'den biliyoruz ama bunu kullanmak kitabı anlaşılmaz kılardı. Bu çerçevede Tahir'in biraz da 1950'lerin İstanbul kabadayı dilinden de yararlanarak icat ettiği dil başarılı. Bu dilden daha sonra Tarık Buğra da yararlanmış görünüyor.

Bu arada fark etmeden geçemedim; Kemal Tahir'in Kürtlerle bir sorunu var belli ki; hem bu kitapta hem de Esir Şehrin İnsanları'nda birer cümleyle de olsa gereksiz ve yersiz bir Kürt kötülemesi var ki anlaşılmaz.

Buyrun size bir de kıyak: Devlet Ana coğrafyası harita
Profile Image for Serkan Esen.
6 reviews1 follower
September 7, 2014
bildiğiniz gibi bu bir tarih kitabı değil bir roman. tarihi gerçeklikler arasındaki fluluk kemal tahir'in muazzam dili ve hayal gücü ile birleşip kaybolurken, o dönemde yaşayan, osmanlı'nın kuruluşuna tanıklık eden bir türkmen köylüsü gibi hissetmenizi sağlıyor.

romanın fonu osmanlı'nın kuruluşu olunca mecburen dikkatler dağılıp tarihe ve karakterlere odaklanılıyor. roman ister istemez popüler bir hale geliyor. ancak bu popülerlik kaymağını sıyırdığımızda altından dört dörtlük bir senaryo çıkıyor karşımıza. kötü adamla başlayıp, onunla biten, ilmek ilmek dokunan, neredeyse her bir karakterin derinine inen, göz göre göre hamaset yapmayan, gerçekçi, doyurucu, bilgilendirici, heyecanlandırıcı dört dörtlük bir tarihi roman.

bitirdiğinizde romanın öncesi selçuklular, moğollar turk beylikleri ve romanın sonrası padişahları araştırmak, dönemle ilgili her şeyi yalayıp yutmak, karacahisar kalesini, söğüt'ü haritadan bulup, romanı canlandırmak, adamakıllı bir muhasebe yapmak çok zevkli ve neredeyse kaçınılmaz.

kemal tahir'in dili romanı gerçek hale getiriyor adeta. dile hayran olup, satırlar yağ gibi kayarken hamaset hissedilmiyor bile.

*hayatını barut ve tabanca yapmaya adayıp, barutla yüzünü yakan demircan usta şöyle der ok öğrencisine: "okun ilki hedefe yapışmadan ikinci yarı yolda üçüncüsü yayda."

*kılıç çok önemli: tımar (toprak) kazanacak kılıç, sapan demirinden olmaz. yumurtadan olur. neye şaştın avanak kerim, tavuk yumurtası değil, demir yumurtası. demirin özü. süzülüp arınmışı. içinde toz toprak hiç kalmayacak ki gerine gerine dövesin ve suyunu veresin zehir gibi. kılı havaya at, altına tut, ikiye bölsün. şam'da bulunur ki dımışki kılıcı denilir. ne mutludur ele geçiren yiğide.

*savaş atı çok değerlidir. bir türk kölesi kurtulmalık (esirliğinin bitmesi için gereken para/mal) toplarken hem tarihi bilgiler verir hem de olayların düğümünde önemli rol oynar.

*tekfurlardan biri körpe bir avrat alınca bacıbey, namı diğer devlet ana seslenir: kaynar çorba, buzlu şerbet olmaz, dişi çürütür. koca kişi körpe avrat uymaz işi çürütür.

*aklımda kaldığı kadarıyla şahane bir sevişme tanımı vardır kitapta. 14 yaşındaki kız gerdeğe girdikten sonra sabahına anasına çıkışır. "neden beni bu zevkten mahrum bıraktın da 3 sene önce evermedin" diye bağırır ona.

*sevgililer doyumum diye birbirlerine iltifat ederler.

*acımazsız insanlara kıyıcı, kızını verecek babaya verimkâr denir.

*bacılar takımı savaşlarda göğüslerini sıkı sıkıya sararlar.

kitap yan araştırmalarla, sözlüklerle, padişah hayatlarını okumalarla, google map'de geçen saatlerle harala gürele, heyecan içinde okunup bitiyor. kemal tahir'e bir kez daha hayran kalınıyor.

ridaniye savaşının yılını ezberletip soran aptal müfredatımız bu romanı okutmuyor öğrenciye. oysa tarihi öğrenmek, tarihi sevmek, ders çıkarmak için müthiş bir yöntem bulmuş kemal tahir ve diğer tarihi roman yazarları.
Profile Image for Fatih Çelik.
25 reviews2 followers
March 21, 2023
Kemal Tahir alır romandaki karakterleri, konuşturur da konuşturur. Konuşan romanın karakterleri değil kendisidir aslında. Tüm karakterlerin söyleyişindeki tını aynı kişidir. Milli mücadeleyi anlatırkenki Türkçeyle Osmanlı dönemi Türkçesi de aynıdır.

“Aman beyim! Amanı bilir misin?”
“Olabilemez.”
“Yazııık! Yazık ki ne kadar...”
“Reziiiiil!”
“Ossaaat.”

Bir defa takıldınız mı bu söyleyişin tınısına Kemal Tahir’in romancılığı ucuzlayıverir gözünüzde.
Profile Image for Mustafa Şahin.
454 reviews106 followers
March 16, 2012
Lise ikinci sınıftayken okumuştum bu kitabı. Dönemi anlatış şekli çok hoşuma gitmişti. Aklımda yer etmiş kitaplardandır. Okunmalı diye düşünüyorum.
Profile Image for Harmonyofbooks.
501 reviews208 followers
November 29, 2019
"Dünyayı büsbütün boşlayıp ahrete yönelmedikleri gibi, kendilerini toptan dünyaya verip cennetten de vazgeçmiyorlardı."
4/5⭐️⭐️⭐️⭐️
Çok uzun zamandır kalemini merak ettiğim Kemal Tahir'i türk edebiyatı okuma etkinliği yapınca elbette ilk sıralara koydum. #türkedebiyatıyorumluyoruz etkinliğinin kasım kitabı da Devlet Ana oldu. Ben yazardan en çok Esir Şehrin İnsanları serisi ile Devlet Ana kitabını merak ediyordum. Yazarın kalemini de Yaşar Kemal veya Orhan Kemal'a bayıldığım kadar sevmeyi umuyordum. Henüz bu bahsettiğim yazarlardan okuduğum kitapların aksine Kemal Tahir bu kitabında Osmanlı bile kurulmadan öncesini anlatıyor. Hristiyanlar ile Müslümanlar o kadar iç içe ki kitabın başında hemen bu ilgimi kaptı. Konusuna gelirsek ağabeyinin haince ölmesinin ardından katip olduğu halde annesinin zoruyla kılıç döşenip onun yerine geçen Kerim'in hikayesini ve onun etrafında gelişen Osman Bey gibi birçok karakterin yaşadıklarını okuyoruz. Yazarın kalemine alışmam da epey vakit aldı. Kitabın en başında elli sayfa kadar iki karakterin konuşmalarını okuyoruz mesela. Bu konuşmalar içerisinde hangi zaman dilimine ait bir kitap okuduğumuzu seçmeye çalışıyoruz. Açıkçası kitap benim zannımca akıcılık yönünde çok eksikti. Bana sorarsanız ancak türk edebiyatını yutmuş biri bu kitabı okurken ağırlığını arka plana atarak keyifle okuyabilir. Belki de henüz o seviyeye gelmediğim için ben biraz zorlanarak okudum. Yazarın okuru heyecanlandırmak için araya farklı olay durumları koymasını beklerdim ama benim ilgimi havada kapamadı. Esir Şehrin İnsanları serisinden daha umutluyum diyebilirim. Nihayet Kemal Tahir'in kaleminden okuduğum için çok mutluyum, sizlere de keyifli okumalar dilerim..
Displaying 1 - 30 of 150 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.