Türk şiirinin en yalnız, en mutsuz, en umutsuz... bu yüzden de -mutlu değilse bile- en kalabalık, en umutlu şairinden kısa sürmüş uzun bir yolculuğun tüm konakları!... Öncü bir dil, sevgiyi bile acıtan bir duyarlık ve "bütün mümkünlerin kıyısı"nda yaşanan çaresizliğin son sığınağı: "Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum"... ya da: "Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Tanrınız büyük amenna Şiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız"
Arz-ı Hal'den Dün Yok mu'ya tüm kitapları ve (unutulmaları ya da elenmeleri nedeniyle) kitaplarına girmemiş tüm şiirleriyle, Turgut Uyar külliyatı.
Turgut Uyar (1927-1985) Served as an army officer from 1948 to 1958. One of the first poets to react against the simplicity propounded by the practitioners of the "First New" movement, Uyar used daring imagery and complicated figures of speech in his poetry. Major poetry collections: Dunyanin En Guzel Arabistani (The Most Beautiful Arabia of the World/1959), Tutunler Islak (The Tobacco Is Wet/1962 - winner of the Yeditepe Poetry Award), Kayayi Delen Incir (The Fig That Split the Rock/1981 - winner of the Necatigil Poetry Award).
Ustadin bas ucu kitabi... Degeri bir degil bir kac kere okundukca anlasilacak, hayatinizin her donemine, her ruh halinize uygun dizeler arasinda kulac atacaginiz basyapit!
Bazi siirleri anlayabilmek icin -ki bu sairin anlasilmaz yazmasindan degil, tamamen benim cehaletimden- yazildigi doneme yahut gonderi yapilan yere/olaya gore arastirmalar yaptigim, dinlendirici oldugu kadar, dusundurucu satirlar var sayfalar arasinda.
Aska adanmis dizelerde derinlere daldigim, yudum yudum icercesine tekrar tekrar okudugum oldu.
Insanin yasadikca kazandigi tecrubelerle, degisik donemlerde okundugunda, degisik lezzetler birakacagi kesin olan Buyuk Saat son sayfaya geldiginizde insani kendine, yazarina hayran birakiyor...
Kutuphanemin bas kosesine koydum az once "yeniden gorusecegimiz gunler uzak degil" diyerek kitabimi...
Bir kere okumaya baslayinca muptelesi olacaksiniz...
Edit: Bu defa alinti paylasmadim, hangi birini yazacagimi bilemedim zira... Okuyun, ölmeden once mutlaka okuyun!
Yukarıdaki dizelerle başlamak istedim Turgut Uyar’ı kendi sözlerimle anlatamayacağım için. Turgut Uyar Türk şiirinin en rafine şairlerinden birisi. İkinci Yeni şiirinin öncüsü ve bana göre en önemli şairi. Yazdığı şiirleri okuyunca şiir yazmaktan başka bir işi olmayan biri intibası kalıyor üzerinizde. Türk şiirinin küskün, yalnız, hüzünlü, mutsuz ve hatta umutsuz bir şairi.
Şiirlerinde hüzün hatta daha ziyade karamsarlığı çok güzel bir şekilde kullanmış. Hüznü, acıyı sıradan dizelerin arasına tıpkı bir saat tamircisinin ustalığı ve hüneriyle özenle yerleştirmiş. Ara ara kullandığı ince hesaplanmış dizelerden sonra kendisine “Şiir Mühendisi” demek sanırım yanlış olmayacak.
Bir önemli nokta da bu şiirleri yazdığı yıllarda romantik olmak, hüzünlü olmak falan ayıp sayılan şeyler. Ne tesaftur ki günümüzde ise hüzünlü olmak adeta moda. O nedenle kendi döneminde toplum normlarına meydan okuyarak yazmış bu şiirleri ki bu nedenle olsa gerek en çok da kendi meslektaşlarından takdir görmüş. Günümüzde de değeri yeni yeni anlaşılmaya başlamış.
Okuması da gayet zor bir şair. Bu nedenle yudum yudum yavaş yavaş okudum. Bir kez okumanın yetmediği bir şair defalarca okunması gereken türden bir başucu eseri.
O öldü bütün şiirler yetim kaldı ve tüm şairleri işten attılar.
Sen, Adını bilmediğim bir köyde doğmuşsun.. Kucak kucağa büyümüşsün toprakla, Yorulmuşsun, sevmişsin Harman yapmışsın, Çocuk yapmışsın, -Topraktan korkum yok ki zaten- Diyebilmişsin ölürken...
Sen, Bir şehir çocuğuymuşsun, Dev makinaların gıdası olmuş kanın. Büyüyememişsin Sevememişsin. Son merdane hücumunda manganın, Şehit olmuşsun...
Dev ozanımızın bu derlemesi adeta bir şiir şöleni. Tabii kolay bir şair değil Turgut Uyar. Tekrar tekrar okudukça keyfine daha çok varılıyor. Böyle bir şairi kendi dilimizden okuyabildiğimiz için çok şanslıyız.
birinin tüm şiirlerini okumak ne kadar zor ve imkansız bir şeymiş. ya da büyük bir sevgi, ilgi, merak gerektiren bir şey. görüyorum ki turgut sevmeyen yok aranızda. ama ben sevmiyorum, ısınamıyoruz birbirimize. kitabı bitirmedim, sanırım yanlış da bir okuma yöntemi izledim. birinin ilk şiirleri hoşa gitmeyebilir ama kişi seneler içerisinde değişir, belki seneler sonraki şiirlerini sevebiliriz. sevebilirdim. ama uzak kalalım biz şimdilik. kitaplığımda da güzel duruyor. ömür yeterse yine alırız elimize. turgut hak etmediği bir ilgi görüyor, cart curt demeyeceğim ama sizin gördüğünüz şeyi göremiyor, sevdiğiniz şeyi sevemiyorum.
"Uçsuz bucaksız bir trendeyim, trenler de bitmez ki. Ben bütün trenlere vaktinde giderim, trenlere, işe ve ölmeye. İstanbulda. Ben biraz salakım dedim ya."
Gerçekten oldukça güzel bir derleme olmuş. YKY'nin şiir derlemelerinde başarısını zaten inkar edemem. Tashihinden baskı kalitesine her şeyi yerli yerinde.
Turgut Uyar'ın dünyasında, iç dünyasında onun kelimeleri onun renkleriyle gezdim adeta.
Turgut Uyar okuyucuları gerçek bir Anadolubilir olmadığı vakit bile yavanlaşmaz fakat Turgut Uyar şairaneliğini, teorik felsefesini öyle bir işlemiştir ki neredeyse kimse 'yaşamalı metodunu' aslen kavrayamaz. Orijinallik bunu gerektirir. Yine de işte tam bu noktada kimse buna gerek duymaz. Şiiri aşar.
Kitabı, yönsüze sürüklenen bir cambazlık çizelgesi sanabilirsiniz. Oysa, Turgut Uyar anlattığı her şeyi kavradığını, vardığını neredeyse her dizede ispatlar. Oradan şiir çıkarır.
Enfes söylemlerini bilerek kırması bir yana arada, bazen çok didaktik inat eder, başkalarına teslim olan yapısı yine de insancıldır. Öyle şair olmak çok eğlenceli olabilirdi. Turgut Uyar'ı hayatları öğüttü.
Ne yaparsak yapalım dış dünya ile insan arasındaki kavga dünyaya geldiğimiz o ilk anda başlıyor. Sonrası bazen neşeli olsa bile her insan elbet kendi büyük acısını ya da acılarını tadıyor. Şiir ile öyle güzel paylaşılıyor ki duygular! Ne haklı Sait Faik ‘Şiir, insanı insana sevdirir.’ derken ✨ * Yaşadığı dönemi kendi duygularıyla harmanlayıp zevkle ve bazen buruk bir şekilde okuyacağımız müthiş bir eser ortaya çıkartmış Turgut Uyar. * Çoğu şiiri ile sonsuzluk özlemi, kaçış ve bazen sevgiye tutunması ‘Aman turnam telin teleğin olayım/ Beni kaçır, beni götür bırakma.’ Mısraları ile yakarışlarını hissedersiniz- ‘ Yaşamak ve sevmek için ardarda / Ömrüm oldukça peşinden geleceğim.’ Mısralarıyla umutların peşinden gidersiniz- Geyikli Gece şiiri ile kent yaşamından ziyade zamana karşı bir duruş sergilersiniz sizde. Birçoğumuz gibi o da modernitenin dayatmalarını kabullenmeyen biridir. Şiirlerinin çoğunda doğaya, çocukluğa sevgi vardır- şehirlere ve bozulan dünyaya bir isyan sunar. ‘… Gülüşüm, oturuşum, konuşuşum, Belli efendim, besbelli Yaşamaktan soğumuşum.’ * Şiirlerinde kendinizi-toplumu kısaca bizden birini bulacaksınız. Öneririm! İyi okumalar! 📖🖋
Türk edebiyatının sayılı şairlerinden olan Turgut UYAR ın tüm şiirlerinin bulunduğu kitap. Okuması baya zordur, sabır ister zaten şiir okumaya yeni yeni başlayanlara önerilmez.Çoğu insan yarısını bile anlamaz bu kitabın ama bir grup insanın kutsal kitabıdır.
Tam zamanında gelen şiirler tam olması gerektiği gibi vuran şiirler... evet belki acıttı yer yer ama olması gerektiği yerde, olması gerektiği gibi geldi.
2019 gibi ilk ve yüklü bir para elime geçtiğinde direkt gidip aldığım kitaptır. Şimdilerde 2ye 3e ayırmışlar. Neredeyse her şiirinin altı ya da bazı sözleri çizilmiş, her bir cümlesi hiç yoksa 3-4 kere okunmuştur. Küçük odamda bazen ışık çok loşken göze çarpan şey piyano, gitar ve zibilyon tane farklı ilgi çekicilikte eşyaya değil bu kitaba kayıyor. En çok da şeyin altını çizmişim
“Her şey atılıyordu. bitmiş sigaralar, otobüs biletleri, kullanılmış pamuklar -muayyen zamanlarda. tarifeler. yaz gümrükleri. gazocağı iğneleri. kötü çıkmış resimler. bir yama. bir evin oniki yıllık badanası. bir tarih kitabı. kazanılmış bir savaş ve sonucu. bir anlamsızlık. ölü bir çocuk ve pabucu. kibritler. sinemalar. Ve.”
Kitap Turgut Beyin yayımlanan ilk şiiri ile başlıyor. Başlarda uzunluğundan çekiniyordum fakat ilerledikçe şiirlerdeki uyum belirginleşmeye başladı. Zaten kendisi şahane ve yazılarında benim de örnek aldığım bir şairdir. Dilini ve anlatımını sade buldum.
Şiirlerinden “Çok Üşümek” isimli olanının bende yeri ayrıdır. Bu şiirine benzer şiirleri de okumuş oldum. Tavsiye ederim.
Uyar’ın ölümü üzerine belki de en güzel cümleyi Ferhan Şensoy söyler: “Ağustos yirmi iki, dediler ‘Ustan ölmüş’, Çok komiksin Azrail, Turgut Uyar ölür mü?” Nice ölmemelere Turgut Uyar…
How lucky we are; this brain was born in Turkey. Better than any other poets but they aren't aware of that. Cause they don't know Turkish. And translation is useless in poetry.