Jump to ratings and reviews
Rate this book

Yüksek Topuklar

Rate this book
Şair ve yazar Murathan Mungan'ın bu ilk romanı, orta yaşın kıyısındaki yalnız bir kadının 5 yaşında bir kız çocuğuyla başbaşa geçirdiği beş günü kapsıyor. Ne var ki, kolay üstesinden gelinmiş bir zaman dilimi değil bu. Adeta minyatür bir günümüz kadın prototipi olan minik Tuğde ile yaşadıkları, roman kahramanı açısından zengin ama ıstıraplı bir deneyime dönüşüyor ilerleyen sayfalarda.

Yüksek Topuklar, Murathan Mungan'dan, İstanbul, özellikle de Beyoğlu ekseninde gezinen uzun bir gözlem ve deneyim kılavuzu olarak okunabilir.

527 pages, Paperback

First published May 1, 2002

24 people are currently reading
809 people want to read

About the author

Murathan Mungan

113 books672 followers
21 Nisan 1955 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Mardinli bir ailenin çocuğudur. Babası avukat İsmail Mungan, annesi Habibe Mungan'dır. İlk, orta ve lise yılları Mardin'de geçti; Mardin Lisesi'nden mezun oldu. Mardin eserlerinde sıkça kullandığı mekanlardan birisi oldu. Bu çevrenin taşıdığı farklı kültürel yapıyı, insan olgusunu eserlerine başarılı bir şekilde yansıttı. Yazar, 1972'de Ankara'ya yerleşti. Lisans ve yüksek lisansını Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde tamamladıktan sonra başladığı doktora çalışmasını yarım bıraktı, Ankara Devlet Tiyatroları’nda altı yıl, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda üç yıl dramaturg olarak çalıştı. Gazete ve dergilerdeki ilk yazılarını 1975’te yayımlayan Mungan; yazı hayatı boyunca şiir, öykü, roman, deneme, tiyatro oyunu, sinema yazısı, senaryo, masal, şarkı sözü gibi farklı türlere ait eserler verdi.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
533 (34%)
4 stars
534 (34%)
3 stars
333 (21%)
2 stars
109 (7%)
1 star
38 (2%)
Displaying 1 - 30 of 44 reviews
Profile Image for Nesli.
263 reviews43 followers
March 11, 2014
Okuduğum ilk Murathan Mungan romanı. Daha önce Şahmeran'ın Bacakları diye kısa bir öyküsünü okumuş,bayılmıştım.

Yazarı ilk kez okuyacaklar bu kitapla başlamamalı. Ben okurken çok sıkıldım, günlerce elimde süründürdüm kitabı. Genel kanı "kadınları, kadınlara anlatan en iyi kitaplardan biri" olduğu yönünde ama ben öyle düşünmüyorum. Hikayede kendimden bir şeyler buldum evet ama okuduğum çoğu şeyde de bulurum zaten. Bunun için okumuyor muyuz?

Kitap, Nermin diye bir kadının ağzından yazılıyor. Kendiyle, ailesiyle, çevresiyle, işiyle gücüyle kısacası hayatının her saniyesiyle sorunu olan bir kadın Nermin. Bu kadar düşünürken böyle boğulurken nasıl yaşıyor bu, diye sordum çoğu kez.

Bir de Tuğde var. İnsanı çocuk sahibi olma düşüncesinden soğutur. Aslında yazar, burjuvalıkla sıradan bir hayatın (benimki gibi) birbirinden nasıl ayrıldığını çok iyi yansıtmış. Bu konuda eline su dökülemez sanırım.

Kadın-erkek ilişkileri konusunda yaptığı çıkarımlar da hoştu. İnsan okuyunca bir aydınlanma(kokulu Hintlinin tekinden öğrendiğim enlightenment writing tamlaması kitabın tam karşılığı) yaşıyor diyebilirim. Ama tabi sıkı bir canınız varsa..
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews94 followers
February 8, 2020
Annesi babasi catirdayan evliliklerini kurtarmak icin kucuk Tugde'yi Nermin'e birakip kisa sureligine tatile cikarlar. Tugde 5 yasinda Nermin'se 35. Bu kucuk kiz Nermin'e Nermin'i tanitir.
Profile Image for Merve Özcan Özkan.
Author 29 books45 followers
March 26, 2018
Yüzyıllar geçse de üstünden... şaka şaka, sadece beş ay geçti ama bitirdim. Kitabın kötülüğünden değil de benim elimim gitmemesinden kaymaklıydı. Yoksa her elime aldığımda sayfalar nasıl aktı anlamadım.

Adamın kadını tarif edişi, irdeleyişi, betimlemeleri muazzam. Şaka gibi resmen. Bu kitaptaki karakterle bağ kuramayan kadın yoktur herhalde. Neyse, okunmalı bence.
Profile Image for Aymir  Gamze Ünalır.
148 reviews9 followers
December 28, 2023
Kitap bir kadının 5 gününü anlatıyor, ama nasıl bir beş gün 😁
.
.
Kahramanımız Nermin entellektüel, zamanında solculuk, feminizm gibi yollardan geçmiş, fırtınalı aşklar yaşamış, hayatta bir duruşu olan ve her zeki insan gibi huzursuz, mutsuz, sorgulayıcı olan orta yaşta bir kadın.
.
.
Bir gün bir arkadaşı evliliklerini kurtarmak adına çıkacakları bir tatil için 5 yaşindaki kızını Nermin'e bırakır. (Her nasılsa bu zeki kadının basireti bağlanır ve kabul eder 😁) İşte asıl kirabımız burada başlar.
.
.
Bu çok bilmiş, büyümüş de küçülmüş kız çocuğunda kadınlık sanatının çarpıcı izlerini gördükçe kendi içine dalar, düşünür, sorgular, tanıdığı kadınları gözden geçirir.
.
.
Bazı yerlerde sıkıldığımı itiraf etmeliyim, belki okuduğum dönemle ilgili. Ama çok çarpıcı cümleler ve tespitler olan bir kitap.
..
.
Kitapla
Sevgiyle 🙏
.
Profile Image for Sinem.
345 reviews203 followers
November 9, 2017
İyi aforizma nasıl yazılır, kitaba nasıl yedirilir Murathan Mungan ders veriyor bu kitabıyla. Aslında kitabı okurken Murathan Mungan'ı hiç tanımamış olmayı isterdim. Zira kitabı okurken kitap boyunca sürekli adamın gerçekte yaşadığı hayatla paralellikler bulduğumu düşündüm. Kadınlardan nefret ettiğine inandım.

Yazar sadece 5 günlük bir zaman dilimini 5 yaşında bir kızla geçirmek zorunda olan bir kadın karakter ağzından anlatıyormuş gibi görünse de her bir kötü kadın davranışını bir kadın karakter olarak yazmış. Tüm kitap boyunca birbirinden iğrenç, sorunlu, kötücül kadınlarla karşılaşıyoruz. Bu tarz kadınlardan nefret etmek için erkek olmaya gerek yok bence. Ama bu tarz kadınların gerçekçiliği tamamen tartışma götürür. Ha keza 5 yaşındaki kız çocuğu da oldukça metaforik bir karakter. Her ne kadar metaforik bir karakter olsa da sinirlerimi zıplatacak kadar nefret ettim kendisinden. Kitap beğenme kriterlerimden biri karakterlerden nefret etme ya da kavga edebilmektir.

Yazar kitapta 400 sayfadan sonra bir bölüm için tarzını değiştirmiş. her bölüm yaşananları ve diğer kadınları anlatıyor, fakat bir bölümde ana karakter kendi hayatını mikro öyküler halinde anlatmaya başlıyor. Kitabın muhtelif yerlerinde zaten bu tarz sayfalar varken, böyle bir bölümü ayırmak hoşuma gitmedi benim. Yazar kitabı 9 yılda yazmış, belki onun etkisidir.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Konserve Ruhlar.
302 reviews196 followers
September 12, 2016
Kadın olma halleri hiç bu kadar derin bir gözlemle ortaya serilmemişti. En azından şimdiye kadar okuduklarım arasında yoktu. Bazı detaylar insanın kendinden bile şüphelenmesine sebep olurken kimileri de abartılmış gibiydi. Abartılmış demiyelim de bu kadar da olmaz dedirtecek kadar aşırı bulduklarım vardı. Ama yine de yazarın senelerini verdiği emek her satırda hissediliyor. Nermin karakterinin geçmiş ve bugün arasında gidip gelmeleri, küçük bir kızın ona hatırlattıkları tüm kurgunun ana konusu. Birkaç küçük olayla biraz hareketlenmiş bir kurgu ama insan yine de çarpıcı bir son bekliyor. Aslında okurken gidişat bize ipucu veriyordu başladığı gibi biteceği hakkında. Ama yine de 527 sayfayı okuyup bitirince insan daha coşkulu bir kapanış bekliyor.
Profile Image for Blue.
1,186 reviews55 followers
July 24, 2011
I had attempted to read Yuksek Topuklar before, but hadn't been able to get through the first 40 pages or so. I am not sure if it was because I wasn't reading a lot in Turkish back then, so Mungan's medium-length, witty sentences were a bit too much for me to keep up with. In any case, I enjoyed it this time around enough to get through the 500+ pages.

The book chronicles 5 days the narrator spends with a 5 year-old girl. We see the world through the narrator's eyes, we listen to her complaints, we remember her childhood, we examine a variety of characters through the narrator's storytelling. We're completely and entirely in her head (so, if you don't like such books, where the narrator starts with how she got up and made coffee and remembers how her aunts used to abuse her when she was a child and how her mom was aloof and then returns to find an irritating 5-year-old throwing her fake smiles to get her to do what she wants... well, this book is not for you.)

The subject matter is simply a single, independent woman telling us what she thinks about the world as she tries to survive the 5 days she has to spend looking after an irritating, prissy future star-child. She tells us about her childhood, about her past lovers, about her best friends, their mothers, about random people she went to school with, about everyone they meet during the 5 days... We learn what she thinks about the left movement in Turkey, about gays, about being a woman, about feminism, women who look at women a certain way, women who look at men a certain way... What is perhaps interesting is that as a reader you can have some "Oh, that's interesting that he writes that using her as the narrator" moments.

The book is a great collection of everyday wisdom and witty, cynical commentary on everything from politics to pink purses. But it never goes much beyond that. There is a trace of the main character going through some catharsis and the storyline of a very talented and scary little girl forcing her way into stardom, but mostly it is supposed to read like the journals and diaries of the narrator. Except, it is never a convincing reason to have this collection of memories, social commentaries, and anecdotal stories as one loooong story of 5 days. It seems more like a good excuse for Mungan not to edit much of the writing and just spew out whatever comes to mind. In fact, there are some little paragraphs 200 pages apart from each other that read like revised versions, some sentences that are almost exactly repeated in the same paragraph. In the end, when I finished the book, I wondered why it wasn't done in 300 pages instead of 500 something. The answer seems to be that 300 pages were not enough to serve us up with all of the cynical and humorous commentary on life and everything about life.
Profile Image for Zeynep Guney.
18 reviews3 followers
January 26, 2022
"Dünyada başka hiçbir şey yapamadıklarından ancak çocuk yapmayı becerebilen, bunu da çok büyük bir marifetmiş gibi etrafa sıvaştıran kadınlardan her zaman nefret ettim. Bunlar bulundukları her yerde, çocukları aracılığıyla kendi egolarını yayarlar etrafa."Erol buraya gel, Ali oraya çıkma.." gibi gürültülerle kendi zavallı varoluşlarına dünyada bir yer açmaya çalışırlar. Dertleri kesinlikle çocukları değildir; çocukları aracılığıyla dünyanın dikkatini çekmek isterler yalnızca. Hayatta yapabildikleri tek marifet olan çocuklarını oraya buraya ittire kaktıra kendi zavallı varlıklarını duyurmaya, hissettirmeye çalışırlar.(...)
Hem çevreye ne kadar iyi bir anne olduklarını gösterme fırsatını kullanmak isterler, hem de bulundukları yeri yalnızca kendi egolarıyla işgal etmeye uğraşırlar. Çocuklarına ilişkin her şey; yemek yemeleri, uyumaları, çiş yapmaları abartılı bir seremoniye, çirkin bir teşhirciliğe dönüşür. Çocuklarından başka hiçbir şey konuşulmasın isterler.
Birçok alanda dışında sürüldükleri toplumdan alabilecekleri tek aferinleri de, tek intikamları da anne olmalarıdır.(...) İşin kötüsü toplum da zaten bu kadınların doğurup büyüttükleri çocuklardan oluştuğu için, ne kadar boktan anneler oldukları hiç bir zaman anlaşılmaz. Sonrakiler de, en az kendileri gibi boktan çocuklar yetiştirmeyi sürdürürler."

"Araba kullanmak için ehliyet alınıyor, doktorluk, avukatlık yapmak için diploma isteniyor, herhangi bir işyeri için ruhsat belgesi şart koşuluyor, berber falan olmak için kalfalık, ustalık belgesi gerekiyor da, ana baba olabilmek için neden hiçbir yeterlilik belgesine gerek duyulmuyor?
Bu tür tartışmalarda çocuk sahibi olmanın tabiat gereğiyle açıklanmasına da bayılırım; günümüzde bu anlayışın herhangi bir geçerliliği kalmış gibi, Yüzyıllardır bütün dünyayı tabiata karşı giydirdikleri halde bir tek çocuk yapma konusundaki bu tabiatçılık sinirime dokunuyor doğrusu. Beşinci sınıf kooperatif evleri yapacağız, balkonunda mangal çevirip geğireceğiz diye beş yüz yıllık ağaçları hart hart doğrarlarken tabiat akıllarına gelmez; kanalizasyon borularını su kaynaklarının tam ortasından geçirirken de tabiat hatırlanmaz. Cinsellik ve türevleri söz konusu olduğunda ise bir tabiatçılık bir tabiatçılık ! Üstelik hiç kimse cinselliğini sahiden tabiatına göre yaşayamazken..."
1 review
February 16, 2019
Bu kitabı 5 yıl önce okumuştum, çok beğendiğimi sayfaları işaretliyerek okuduğumu çok iyi hatırlıyorum. Bugün kitabın işaretlediğim ilk sayfasını açınca şaşırdım, diğer işaretlediğim sayfalara bakıp tek tek okudum. Rahatsız hissettim kendimi. Çok üzülerek söylüyorum "kadınlığı anlamak ve anlatmak" adına yazılmış bazı cümleler cinsiyetçi kavramlar barındırıyor. Kitabın baş karakterinin içinde bulunduğu psikolojik durum gözönüne alındığında bu durum tutarlı görünebilirdi(zira ben de benzer bir ruh durumunda okumuştum ve belli ki hak vermişim),ama maalesef kitap baş karakterin gözlemlerinin onun bulunduğu psikolojik aşamadan kaynaklandığını göstermekte başarısız, baş karakterin gözlemleri nihai gerçek gibi verilmiş. Kısacası bu kitap kadını kadına anlatan bir kitap değil. Bazı güzel tespitler ve bazı güzel eleştiriler mevcut. Siz okuyun ve siz karar verin.
Profile Image for Kübra.
130 reviews7 followers
May 15, 2020
Murathan Mungan’ın kadınları anlatmaya çalıştığı romanı. Bilinç akışı tekniğini sevenler için okuması biraz keyifli olabilir. Nermin karakterini kısmen sevsem ve bir çok yönden kendime yakın bulsam da kitabı çok sevemedim. 

Tuğde’nin Nermin’e misafir olması ile başlıyor roman. Evinin kapılarını Tuğde’ye açan Nermin, okuyuculara da iç dünyasının, geçmişinin ve şimdiki zamanının  kapılarını açıyor.

Genel itibariyle kadın karakteri oldukça zorlama bulduğumu, erkeklerin hafifçe teğet geçildiğini ve bir noktada beni rahatsız eden detaylar nedeni ile  Nermin’e 5 kitaba ise 3 yıldızı reva görüyorum. Ayrıca kitapta  ismi gibi Tuğde’ye yüklenen karakter de beni oldukça rahatsız etti. 
Profile Image for Hacer.
18 reviews1 follower
March 1, 2020
Kadın olma halini böylesine incelikle anlatan az yapıt var kanaatimce.
Profile Image for Dilruba.
11 reviews2 followers
April 20, 2020
Neden, herkes kendi yaşam deneyiminde, şimdi ulaşmış olduğu yeri, insanlığın geldiği son nokta sanır? Geride bıraktığını düşündüğü insanlara karşı hafif küçümseyici, hafif yalvaçlık taslayan bir tavırla, onları ille de kendinin bulunduğu yere, o bir üst “merhaleye” çağırır? Kendi macerasının doğruluğuna inanmak için, neden ille de başkalarının maceralarına gerek duyar?
...

… Erkeklerin iktidarını sarsmadan, onlarla yarışmadan,erkeklerin gururlarını ve egolarını okşayarak, pohpohlayarak, görünüşü kurtararak, hep kendi isteklerini bu tür numaralarla erkeklere yaptırabilen kadınlar herkesin gözünde “akıllı kadın” olur, bizim gibiler de “problemli, mutsuz kadın”…

Hem kendi olmak, hem kadın olmak,ası gerçekçi olup imkansızı istemek budur.

Her insan, kendi olması karşılığında topluma bir bedel öder. Az ya da çok, ama mutlaka bir bedel. Kimse bedelsiz kendi olamaz.

Bu bedel çoğu kez yalnızlıktır.
Profile Image for Güzide.
8 reviews
August 19, 2013
Uzun zamandır Murathan Mungan okumak istiyordum. Daha doğrusu, uzun zamandır Murathan Mungan okumadığım için utanmaya başlamıştım. Kitaba başlar başlamaz, hani o çoğu kitapta bulamadığımız, içine alma durumunu yaşadım. İlk 300 sayfa çok hızlı geçti ama sonrasında kitabın yazımının uzun süreye yayılmasından kaynaklandığını düşündüğüm kopukluklar ve kendini tekrarlar vardı. Zaman zaman sıkılmaya başladım, hikayenin akışından.

Bunların yanında, Murathan Mungan'ın kadınları inceleyişi anlaması o kadar değişik ki. Kitabı okurken kadınlar olarak, kötü olduğumuzu dışarı yansıtamamışsak (henüz) bile toplum sebebiyle, vakit geldiğinde bizim de sahneye çıkacağımızı anladım. Hangimiz hayatımız boyunca kendi cinsimize karşı her zaman iyi olduğumuzu söyleyebiliriz ki zaten?

Kitabın sonlarına doğru bir bölümde, yeni dönemde kadın olmaktan bahsediyordu. Kadınların iş hayatında olsun, ilişkilerinde olsun daha aktif bir rol almasıyla birlikte nasıl yalnızlaştığından Sorunu hep kadınlara yüklüyoruz bunlar için. Bir yerde seçim yapmamız gerekiyor. Fedakarlık kadının üstüne kalıyor hep nedense. Oysa kitapta Mungan şuna bağlamış. Kadınların geçirdiği bu değişime rağmen, erkeklerin nasıl da aynı kaldığı. Kadınlar değişirken, erkeklerin fikirlerini değiştirmek için hiç çabalamamalarından.

Kadın psikolojisini irdelemek için, erkeklerden önce bizim okuyup karşılıklı itiraf seansları düzenlememiz gereken bir kitap olmuş :)
Profile Image for Özen Özgün.
1 review
Read
July 30, 2023
hayatımın her döneminde okudum bu kitabı. 21 yaşında 29 yaşında ve şimdi 33 yaşında tekrar okuyorum. her yaşta farklı bir cümlenin altını çizdiğimi fark ettim. yüksek topuklar benim belli aralıklarla tekrar tekrar okuyacağım hayatımın anlamlandıramadığım dönemlerinde nerminin peşine takılacağım bir kitap.

murathan mungan iyi ki yazmış bu kitabı. nermin iyi ki bulmuşum seni.
Profile Image for Gülis .
4 reviews
October 11, 2020
Oldukça cinsiyetçi ve sinik bir anlatımı olan kitap.
38 reviews
January 6, 2019
Kızlara karşı, didiklercesine bir merakla, haset, kıskançlık, rekabet diye tanımlanabilecek duygularla, her an, her türlü yarıişa hazır olduğunu bildirir gibi, meydan okuyucu bir tavır takınıyor; erkeklereyse, ilgi ve şefkate muhtaç, esirgenmesi ve korunması gereken melek yüzlü; kendine sahip çıkacak kişiye, dünyanın gizli nimetlerini ödül olarak sunmaya hazır, küçük, cazip, seksi kız olarak süzülüyordu.


Bir alan kuramı yaz okulundan fizik hocamın sigara molasından sözleri satırların hafızasında yer bulur. ,,,
'Toplumsal hafıza, yalnızca başarmışların kaydını tutar. Kaybedenlerin hikayesi hiç saklanmaz. Oysa dünya tarihinin çok önemli bir bölümü kaybedenlerin hikayelerinde saklıdır.'

Köyden bir sohbeti anımsatır, "yanında hiç bir cümle kurma zorunluluğu hissetmeden, öylece oturabildiğin insan gerçek arkadaşın olsa gerek.",,,
"Kendimde kızdığım özelliklerden biridir bu; bir çeşit suçluluk duygusu olsa gerek. Mutlaka her durumda vermem gereken bir karşılık bulunması zorunluluğunu hangi yaşlarda nasıl edindim bilmiyorum. Hiç bir şeyi kesin sessizliklere, belirsizliklere, suskunluk anlarına, boşluğa emanet edememek, gerçek bir iç yükü ..."

Özel mülkün ve paranın degersizliği üzerine onlarca nasihatla, okumayla büyüdük, daha belki de sosyal kapitalin ne olduğu ve bunun örgütlenmesi üzerine yeterince kurum ve metin inşa edilmemiş olacak ki benim dönemim bu cümleyi toptan savsaklamış. Bilginin ve bilmenin iktidarı, spinoza hazretleri bize fısıldar, haset başlatır mülk edinme hırsını,,,
"Besbelli, başkalarını küçümsemden sahip olduklarının keyfini süremeyecek haset sahibi kadınlardan biri olacak büyüyünce."

"Kimlik ve Gardırop, Türkiye kültürünün hala en önemli meselesiydi. Doğu ile batı arasında bir köprü olduğu bunca söylendiği halde, birbirine bir türlü bağlanmayan bu köptü olmakta direnen kara delik kadar büyük bir boşlukta, Türkiye'nin içini bir türlü halledemediği kaç yıllık kadim gardıropta bin yamalı yaralı kimlikler duruyordu."

" Son zamanlarda nasılsın diye soranlara hep bilmiyorum diye yanıt veriyorum. iyi mi kötü mü olduğum hakkında hiçbir fikrim yok. Biri bana nasıl olduğumu söylemeli."

" Çok gevezelik eden bir toplumduk belki, ama aslında hiç konuşmuyorduk. Kelimelere inançsızdık, belki de bu yüzden dilimizdeki kelime sayısı bir çok dile göre daha azdı. Kelimeler kendilerine inananlarla çoğalır."

Cumartesi anneleri;
" Analık ve annelik duyguları sabit değerler olsaydı eğer, demir parmaklıkların önündeki bir avuç yalnızlıklarına bırakılmazdı bu kadınlar."


Fiziğe çalışır kafamla ilk defa bir tarihçiye bu kadar yakınlaştım. :)
"Geçmiş gelecekle derdi olanların işidir çünkü.
İstanbul'u yalnızca şimdiki zamanıyla sevenlerle, İstanbul'u geçmiş zamanlarıyla sevenler arasında önemli bir fark vardır. Tarih sevmek, zaman sevmektir. Zamanı sevenlerin hayatları çok daha fazla şeyle doludur."

"Olan biten bir şey yok aslında. Gerçek bu kadar yalın. Gerçek bu kadar savunmasız. Yoksullar ve yoksulluk, burnumuzun dibinde, orada,öylece duruyor ve bizler her gün onların yanından geçip gidiyoruz; hiçbir şey yapmadan, kimseye hiç bir yararımız olmayacağına sonsuza dek inanmış olarak, her şeyin bizi aştığını, kimse için hiçbir şey yapamayacağımızı düşünere... Gerçeklerin bilinmesi hiçbir hayatı değiştirmiyor artık. Bilinmekle değil, ancak adanmakla aşılacak gerçekler gözümüzün önünde kayboluyor.
... misyonerlerin yüzünde, neredeyse isa zamanından kalma, dünyanın hiçbir halinin onlara ilişemeyeceği bir aydınlık var.
bizlerde olmayan ve artık olamaycak olan bir aydınlık.
bizler sayıp döktüğümüzle, saptadığımızla, incelediğimizle, irdelediğimizle, tahlil ettiğimizle, adlandırdığımızla kalıyoruz."

" Turist olmanın doğasında taşıdığı yabancılık, yüzeysellik, hayranlık ve geçicilik gibi özellikleri bünyesinde toplamıştır. Her şeye yabancı gözlerle bakar, seyrettiği şeyler onu içine almaz, bakar, seyreder, hayran olur gider. Durduğu bir yer yoktur. Sanki bir yerlerde bir jüri onu gözlüyor, onun halkla nasıl ikişkiler kurduğunu gözetliyor ve ona puan veriyormuş gibi davranır."
Profile Image for Çiçek.
140 reviews56 followers
August 30, 2023
Murathan Mungan'in en iyi kitaplarindan biriydi kesinlikle. Konusu bakimindan en bastan hosuma gitti, kadinin tekinin basina 5 yasinda "cimcime" bir kiz veriliyor, ve kadin bundan mutlu olmak yerine bunu bir is gibi görüyor -relatable. Kadinin anlattigi bazi hikayelere kitabin devaminda gönderme yapilinca takip etmekte zorlandim cünkü cok fazla eski otobiyografik hikayelerinden anlatiyor. Yine de olaylarin yaninda bu "zihne dönüs" yerleri cok hosuma gitti, monologlarda ve diyaloglarda hosuma giden bircok bölüm oldu. Genel olarak yazilma dili de hayli güzel ve sürükleyiciydi, bir erkegin bir kadin karakteri bu kadar iyi ve uninhibited yazmasina sasirdim, özellikle kadinin bazi yanlari bazi okurlara tuhaf/gercekci degil gelecek olsa bile. Benim icin bu karakter tamamen gercekciydi, belki hafizasi fazla iyiydi. Tugde karakteri de bence tamamen gercekciydi, o yastaki kizlarin bazilarindan kesinlikle korkmak gerek.
Profile Image for Merve Uca.
3 reviews
March 19, 2025
Bu kitabı ilk okuduğumda 15-16 yaşlarımdaydım. Arkadaşımın kütüphanesinden ödünç almıştım, uzun süre başucu kitabım olarak kaldı. Bir taraftan merakla bir önce bitirme arzusu diğer taraftan hazzın son bulmaması, karakterlere veda etmemek için bitmesinden endişe duyma ikilemi… Nermin’le geçirilen zamanlar adolesanın getirdiği varoluşsal sorunlardan, çatırdayan arkadaşlık ilişkilerinden, ilk aşkın hayalkırıklığından kaçış, sığınıştı. Kitap bittiğinde Nermin’e farklı şehire taşınmış bir arkadaş gibi veda edip Murathan Mungan’ın dehasına hayran kalıp kendime kitabın bir kopyasını satın alıp favori yazarlar rafıma yerleştirmiştim.
O günlerde puanlasam notum kesinlikle 5 olurdu.
Yıllar sonra okumak eski bir dostla karşılaşmak gibi. Hem mutlu bir tesadüfün hem de etkisi yitirilen duyguların hatırlatıcısı.
Profile Image for Dilan.
18 reviews2 followers
April 20, 2020
... Bunlar aynı zamanda çocuklarını hizmetle boğan kadınlardır. “Evlat sevgisi “ adı altında o iri ve kirli egolarını tatmin ederler.....

...yoksullar ve yoksulluk, burnumuzun dibinde, orada, öylece duruyor ve bizler her gün onların yanından geçip gidiyoruz ; hiçbir şey yapmadan, kimseye hiçbir yararımız olmayacağına sonsuza dek inanmış olarak, her şeyin bizi aştığını, kimse için hiçbir şey yapamayacağımızı düşünerek.....


Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü, kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır. Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir. Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir. Hep ama hep hatırlarız. Ne biçim kaybetmektir bu ?
5 reviews
December 18, 2017
Murathan Mungan'in ilk okudugum romani, genel olarak kisa oykulerini cok basarili buldugum yazar romaninda kisa oykulerin verdigi oz ve acik duygu yogunlugunu burda da verebiliyor. Okurken karakterle cok ozleslesmemden kaynakli olarak kitap cok hizli akti benim icin. Murathan Mungan in diger oyuklerindeki karakterlere gore daha az derinligi var hissi veren ana karakter aslinda kendi icindeki uyanisi roman boyu okuyucuya yansitmaktadir. Kisisel olarak sevdigim bir yazar ve konu oldugundan 4 yildizi hakeden bir roman.
Profile Image for Gökçe Leblebici.
109 reviews12 followers
September 4, 2019
İlk defa Murathan Mungan okudum, yıllar önce okumuş olsaydım keşke. 'Bugün'e dair artık çok normalleşen şeyler söylediği için. Kitabın 2002 yılında bitirildiği düşünülünce söylemlerinin kendi zamanı için ne kadar değerli olduğu anlaşılıyor. Bugün için şaşırdığım tek şey; İstanbul'un o zamanlarda da bitmek bilmeyen inşaat ve kaostan payını almış olması ve bu durumun yazar tarafından 'bağırsakları boşaltılmış' şeklinde tanımlanmasıydı sanırım. Belki daha önce fırsat verseydim bu kitaba, beni şaşırtan yönlerini bulabilirdim. Emeğine sağlık Mungan'ın!
Profile Image for Gözde Torun.
24 reviews
January 23, 2021
Oldukça uzun ve benim için düşündürücü bir okuma dönemi oldu. 30larında ve bekar bir kadın olarak kendimi sorguladığım bölümlerle karşılaştım bir erkeğin bu denli kadınları anlamış olması beni etkiledi doğrusu ama yer yer karşıt olduğum düşünceleri de olmadı değil. Altını çizdiğim çok cümleleri var. Ama en çok “neden her şey benim yorgun gücüme kalıyor sonunda?” Soruna ait cümle oldu. Okuyunuz! ☺️
Profile Image for Mehmet Furkan Kocaaslan.
225 reviews5 followers
March 21, 2018
Aslında bütün olarak bakıldığında Murathan Mungan’ın kaleminden çıkmamış gibi duruyor kitap. Diğer kitaplarına nazaran daha kolay okunabilir bir kitap fakat kitaptaki satır araları Murathan Mungan okuduğunuzu hissettiriyor.

Hayatla, insanlarla, arkadaşlık kavramıyla ilgili tespit içeren kısımlar “İşte bu Murathan Mungan” dedirtiyor.
5 reviews
Read
January 12, 2025
Murathan Mungan in sanirim okudugum ikinci kitabi. Kendisinin yazarliga bakis acisini ve kitaplarina yansittigi ic dunyasini seviyorum. Bu kitap da oldukca akici ve okumasi keyifli ve yer yer empati kurduran nitelikteydi ancak ana karakterden ozellikle sonlara dogru cok usandim cunku cok ukala bir tavri var.
Profile Image for Pinar G.
816 reviews22 followers
June 22, 2025
23 yıl önce ilk işimden ayrıldığımda okumuş ve çok beğenmiştim. 23 yıl sonra kadınlık adına çok daha farklı deneyimlerim, hem mutlu hem mutsuz, oldu. Hayat kadınlara cömert aynı zamanda da zor. Farklı bir gözle okudum.
Çok iyi gözlemler, fazla prototip ama çok da gerçek karakterler. Acaba 23 sene sonra bir daha okur muyum?
5 reviews
May 5, 2020
Edebi açıdan (anlatım ve kurgu) belki çok sıra dışı bir yönü olmamakla birlikte, yazarın birçok konudaki fikir ve gözlemlerini içermesi nedeniyle okunabilir özellik taşıyan bir kitap. Bir döneme tanıklık eden bir anlatı olması bağlamında değerli görülebilir.
Profile Image for Gamze.
14 reviews4 followers
December 1, 2025
Bu kitapla birlikte Murathan Mungan okuma serüvenim bitmişti. 5 yaşındaki bir kız çocuğunu şeytanlaştırarak; 35 yaşında güya çok okuyan, aydın, feminist kadını dize getiren korkunç kurgusuyla kadın nefretinin edebiyata alet edilmesine en kötü örnek olarak verilebilir.
Profile Image for unaturcaviajera.
12 reviews28 followers
August 15, 2021
Nermin'in o çok katmanlı düşünce akışları, ırmak cümleleri, çok düşünen kadın olmanın çıkmazlarını çok sevdim.
Profile Image for bellatrix begins.
263 reviews17 followers
February 10, 2022
Yıllar sonra ikinci kez okudum, ilki 20li yaşların başındaydı, 30lu yaşların ortası. İlkindeki şaşkınlıkla karışık keyfi vermedi ama daha çok düşündürdü bu kez.
Displaying 1 - 30 of 44 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.