Jump to ratings and reviews
Rate this book

От устните към сърцето

Rate this book
И с тази своя творба световноизвестният класик Решат Нури Гюнтекин (1889-1956), автор на "Чучулигата" и "Листопад", провокира турските сценаристи. По мотиви от романа е създаден затрогващият телевизионен сериал "Мелодията на сърцето".

От сърцето моята безумна любов достигна до устните ми... И с целувките, всяка от които те кара да забравиш другата, любовта вече ще живее единствено върху устните ми като напев, като усмивка... Същевременно, за да бъдеш щастлив, може би единственият начин е да не позволиш на безумната любов да премине отвъд устните, да не й позволиш да се спусне като отрова към сърцето.

Любовта няма нищо общо със сърцето... Любовта се превръща в щастие единствено когато се роди и заживее в устните... Не трябва да й се позволи да се процеди като отрова от устните към сърцето... Наричам цветята, Грозденце, "любовта на земята"... И те се отварят и угасват като целувка в устните на земята... Кое от тях мисли да навлиза в сърцето на земята?

Ние не се обичаме, Ламия, вярвай ми, малката ми... Просто позабавлявахме сърцата си, очите си, устните си с едно малко приключение... Толкоз...

304 pages, Paperback

First published January 1, 1925

32 people are currently reading
765 people want to read

About the author

Reşat Nuri Güntekin

53 books467 followers
Reşat Nuri Güntekin (Istanbul, 25 November 1889 - London, 13 December 1956) was a Turkish novelist, storywriter and playwright. His novel, Çalıkuşu ("The Wren", 1922) is about the destiny of a young Turkish female teacher in Anatolia; the movie was filmed on this book in 1966, and remade as TV series in 1986. His narrative has a detailed and precise style, with a realistic tone. His other significant novels include Yeşil Gece ("Green Night") and Yaprak Dökümü ("The Fall Of Leaves")

Biography

His father was a major in the army. Reşat Nuri attended primary school in Çanakkale, the Çanakkale Secondary School and the İzmir School of Freres. He graduated from Istanbul University, Faculty of Literature in 1912. He worked as a teacher and administrator at high schools in Bursa and Istanbul, then as an inspector at the Ministry of National Education (1931). He served as the deputy of Çanakkale between 1933 and 1943 in the Turkish Parliament, the chief inspector at the Ministry of National Education (1947), and a cultural attaché to Paris (1950), when he was also the Turkish representative to UNESCO.

After his retirement, he served at the literary board of the Istanbul Municipal Theatres. He died in London, where he had gone to be treated for his lung cancer. He is buried at the Karacaahmet Cemetery in İstanbul.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
358 (31%)
4 stars
375 (33%)
3 stars
306 (27%)
2 stars
69 (6%)
1 star
18 (1%)
Displaying 1 - 30 of 37 reviews
Profile Image for moi, k.y.a..
2,076 reviews380 followers
November 18, 2017
Ara ara derinlerde kendini hissettiren Reşat Nuri hasreti vardır bende. Bir bakmışım yoksunluk krizine girmişim ve bir bakmışım sayfaların kenarlarını aşındırdığım kitapları yeniden ve yeniden okuyorum. Ama sonuç hiç değişmiyor; hep seviyorum, hep hüzünleniyorum.

Eklemeden de geçemem... Lamia'nın Nasıl isterseniz, efendim moduna bağladığı kısımlarda saçını başını yolasım geliyor yahu!

description Aşkı size kalpte doğup ölen bir şey diye öğretiyorlar Kınalı Yapıncak... Ne fena, ne yanlış bir fikir... Aşkın kalple hiçbir alâkası yok...Aşk, yalnız dudaklarda doğup yaşadıkça bir saadet olur... Onun dudaktan kalbe zehir gibi işlemesine meydan verilmemeli... Ben, çiçeklere "toprağın aşkı" derim Kınalı Yapıncak... Onlar da toprağın dudağında birer öpüş olarak açılıp sönüyorlar... Hangisi toprağın kalbine girmeyi düşünüyor?

"Biz, birbirimizi sevmiyoruz Lâmia, inan bana küçüğüm... Sade küçük bir sergüzeştle gönlümüzü, gözlerimizi, dudaklarımızı eğlendirdik... O kadar... Bu hatıra için dökeceğim üç beş damla yaş ıstırap sanma... Şimdi kendi dudaklarında bana cevap ver... Beni sevmiyorsun değil mi? Bu, sade masum bir gönül eğlencesinden ibaret..."
Profile Image for Alexia.
48 reviews1 follower
August 8, 2015
Dudaktan Kalbe, or 'From the Lips to the Heart', is an interesting and easy read, the story of Kenan and Lamia, who spent one summer together and then had to seperate. The book details their first meeting, their summer, and their lives for the next three, four years. My only complain with the book is that at times, it seemed as though I read a summary instead of the actual story. Dudaktan Kalbe could easily be twice as long and remain equally interesting, since there are a lot of events in the book's second part, regarding the female protagonist's life, that could be written in much greater detail. In all other aspects, the writing was excellent. Even if you don't like the male protagonist much at first, the writer does an amazing job of helping the reader identify with this man's feelings and reasonings.
Profile Image for Chalchihut.
229 reviews46 followers
Read
March 23, 2021
Cumhuriyetin ilk yıllarında bu kadar duru bir dil kullandığı için Reşat Nuri’yi çok severim. Hiç dipnot olmadan, sadeleştirmeden okunabilir kitaplar yazmıştır. Dili nasıl kullandığının yanısıra döneminin kadına bakış açısını ele alışı, karakter irdelemeleri çok gerçekçidir. Bu yüzden de çok severim.

Bu kitabın konusunu genel olarak bilmeme rağmen nihayet okudum ve beni dertlere gark etti. Bir aşk hikâyesi olarak kalp ağrısı bir kitap, evet ama beni sinir hastası etti. Herkesin bayıldığı Kenan bir tecavüzcüymüş meğer. Küçücük kıza, “Biz gönlümüzü eğlendiriyoruz küçüğüm.” diyerek o öksüz, yetim küçük kızın duygularıyla oynuyor ve ona düpedüz tecavüz ediyor. Kızcağız hamile kalıyor ve ne kadar saf, ağırbaşlı olursa olsun (toplum bir kadında bunlara bayılır) dedikodular, acı sözler kitap boyunca peşini bırakmıyor.

O dönem evlilik ve annelik yaşının daha küçük olmasını, yani bunun normal kabul edilmesini göz önünde bulundursak dahi, bu durum Kenan’ın bir tecavüzcü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yazarın ele aldığı aşk hikâyesi aslında Kenan’ın bir nevi “ıssız adam” olması ve aşkının farkına varması, bu buhranın onun üzerindeki etkileri ve Lâmia’nın çocuksu aşkı ve zamanla bu aşkın ne hâl aldığı üzerine. Çok dokunaklı bir hikâye olduğu için zamanla filmdi diziydi diyerek iyice romantikleştirmemize rağmen özünde romantikleştirilen bazı şeylerin cinsel taciz olduğunu göstermesi bakımından çok etkileyici bir kitap oldu benim için. Bunun yanında, yazar bunu taciz sözüyle anlatmıyor, o kelimeyi kullanmıyor (o dönem kitapları içinde bu sözcük yok sanıyorum) ama Kenan’ın nasıl bir vurdumduymazlıkla Lâmia’yı kullandığını anlayabiliyoruz. Bence aslında aşk diye de anlatmıyor, biz onu karakterlerin öyle sandığını okuyoruz. Yani bence yazar üçüncü gözden bir aşk hikayesi anlatmıyor, iki insanın o duyguları nasıl deneyimlediğini anlatıyor. En azından Reşat Nuri’yi sevdiğim için bize bunu aşk diye sunmamış olduğuna inanmak istiyorum. Yoksa çok üzülürüm.
Profile Image for Tafan Kareem.
31 reviews21 followers
January 1, 2013
Kitabin konusu gerçek sevgiyi anlayamamış bir gencin düştüğü bunalım anlatılmaktadır..
bunalimdan kurtulmak icin Huseyin Kenan Lamiayla bir iliskiya girer ancak onu yuz ustu birakip gider.Lamia hussein kenandan kucuk bir kiz sahibi olur ve baska bir adamla evlenit..Yilar sonra Hüseyin Kenan’la Lamia karşılaşır. Hüseyin Kenan Lamia’yı sevdiğini geç fark etmiş evlilik hayatında muylu olmamıştır. Vedat’ın Lamia ile evleneceğini duyan Hüseyin Kenan intihar eder ve Lamia’ya kavuşamaz…
Bu hikaye beni herzaman etkiler;Biz insanlar bilmemki neden hep gercek aski gec anlariz? neden birbirimizi hic anlamaya calismiyoruz ve neden hep birseylere gec kaliriz ve hayatimizin sonuna kader pismanlik duyariz ? neden gercek aski buldumuz zaman ona skica sarilmayip elimizden kaymasini izin veririz..bu kitap bana bircok pismanliklarimi ve nedenlerimi hatirlati icin cok etkilendim .
Profile Image for Mariana.
247 reviews29 followers
March 6, 2013
Το πρώτο βιβλίο Τούρκου συγγραφέα το διάβασα εξαιτίας μιας τηλεοπτικής σειράς.Το ελληνικό κανάλι Αντ1 το φθινόπωρο του 2010 άρχισε να προβάλει τα απογεύματα την τούρκικη σειρά ''Κισμέτ''.Κατά τύχη παρακολούθησα τα πρώτα επεισόδια μου άρεσαν και χωρίς να το καταλάβω έπιασα τον εαυτό μου να κάθεται κάθε απόγευμα στον καναπέ και για δύο ώρες να παρακολουθεί με αμείωτο ενδιαφέρον τις περιπέτειες της Λάμια,του Τζεμίλ,Του Κενάν,της Μακμπουλέ,του στρατηγού και των άλλων ηρώων.Με έκπληξη ανακάλυψα ψάχνοντας στο ίντερνετ πως η σειρά είναι μεταφορά του ομώνυμου βιβλίου του Τούρκου συγγραφέα Reşat Nuri Güntekin.Βέβαια η σειρά προσαρμόστηκε στα σημερινά δεδομένα γιατί το βιβλίο γράφτηκε δεκαετίες πριν.Με χαρά ανακάλυψα πως ο εκδοτικός οίκος Λιβάνη με αφορμή την επιτυχία της σειράς στην Ελλάδα αποφάσισε να εκδώσει στα ελληνικά το βιβλίο.Έτσι επειδή αγαπούσα τη σειρά και τους ήρωες αποφάσισα να το πάρω.

Όσο ικανοποιημένη είμαι με τη σειρά τόσο με στενοχώρησε το βιβλίο.Υπάρχουν τρομερές αλλαγές ανάμεσα σε αυτά τα δύο.Οι τηλεοπτικοί παραγωγοί πήραν την κεντρική ιστορία,τον ανεκπλήρωτο έρωτα της Λάμια και του Κενάν αλλά άλλαξαν όλα τ'άλλα κρατώντας μόνο το τέλος.Χαρακτήρες του βιβλίου σημαντικοί για την ιστορία δεν εμφανίζονται στη σειρά και άλλοι που αναφέρονται μόνο μια φορά π.χ. Τζεμίλ έχουν πρωταγωνιστικό ρόλο.Η πιο σημαντική διαφορά είναι πως το ερωτικό τρίγωνο Λάμια-Κενάν-Τζεμίλ δεν υπάρχει αλλά βέβαια έχοντας τελειώσει το βιβλίο θεωρώ σωστή την απόφαση των παραγωγών να κρατήσουν τον κεντρικό κορμό του βιβλίου αλλά από εκεί και πέρα να δημιουργήσουν μια καινούρια διαφορετική ιστορία.Ίσως να ήταν διαφορετική η γνώμη μου αν είχα διαβάσει πρώτα το βιβλίο και είχα δει μετά τη σειρά συνέβη όμως το αντίθετο και η αλήθεια είναι πως δεν με ικανοποίησε στο βαθμό που με ικανοποίησε η σειρά.

Για τον Τούρκο συγγραφέα δεν ξέρω τίποτα μόνο αυτά που λέει το βιβλίο καταλαβαίνω όμως ότι στη χώρα του είναι αρκετά γνωστός και πολυδιαβασμένος.Δυστυχώς όμως εγώ στο βιβλίο του θα δώσω δύο αστεράκια γιατί καθ όλη τη διάρκεια του δεν μπόρεσα να αποβάλλω το αίσθημα της έλλειψης,κάτι μου έλειπε,κάτι δεν μου άρεσε,κάτι δεν με ικανοποιούσε.Έχοντας πλέον ολοκληρώσει την ανάγνωση ξέρω ότι μου έλειπε ο αγαπημένος μου χαρακτήρας:ο Τζεμίλ,ο ''κακός'' της σειράς που λάτρεψα.Το είπα και πριν δυστυχώς άρχισα να το διαβάζω και ήμουν ήδη προκατειλημμένη,ήθελα αυτά που έβλεπα στη σειρά να τα δω και γραπτώς,δεν ήξερα για τις αλλαγές που είχαν γίνει.Η μεγάλη μου λοιπόν αγάπη για τη σειρά και τους χαρακτήρες της με εμπόδισε να δω το βιβλίο σαν ένα κομμάτι αυτούσιο και ξεχωριστό.Δυστυχώς το μυαλό μου το συνέδεε με τη σειρά.Έτσι δεν απόλαυσα την ιστορία και τις περιπέτειες της Λάμια και του Κενάν,δεν ευχαριστήθηκα ούτε και ένιωσα τον απαγορευμένο έρωτά τους.Αυτό που μου άρεσε βέβαια είναι που το βιβλίο χωρίζεται σε τρία μέρη και που παρακολουθούμε την ιστορία και από τη μεριά των δύο βασικών χαρακτήρων.Έτσι τους καταλαβαίνουμε καλύτερα και τολμώ να πω ότι στο βιβλίο κατάλαβα καλύτερα την τελική απόφαση του Κενάν κάτι που δεν έγινε στη σειρά.

Η γραφή δεν είναι πολύ εύκολη,σε αρκετά σημεία σε κουράζει η ροή της ιστορίας και ο λόγος,έχω την εντύπωση ότι είναι ένα βιβλίο για ενήλικες και ανθρώπους που αγαπούν το απαγορευμένο και τα τραγικά φινάλε,οι ανήλικοι γρήγορα θα κουραστούν και θα το αφήσουν. Παρ όλες όμως τι δυσκολίες στη γλώσσα και στο ύφος ο συγγραφέας παρουσιάζει αρκετά καλά τη ψυχοσύνθεση των χαρακτήρων,όλες οι πράξεις τους καλές ή κακές δικαιολογούνται.Με λίγα λόγια αν έπρεπε να επιλέξω θα επέλεγα τη σειρά το μόνο ενδιαφέρον που βρίσκω στο βιβλίο είναι οι χαρακτήρες και οι προσωπικότητές τους,ο τρόπος που ο συγγραφέας μας τους παρουσιάζει.Κατά τ'άλλα γύριζα βαρετά και χωρίς ενθουσιασμό τις σελίδες.Πάντως σίγουρα το βιβλίο αυτό άνοιξε το δρόμο για την ανάγνωση Τούρκων συγγραφέων.

Reşat Nuri Güntekin:ο συγγραφέας
O Ρεσάτ Νουρί Γκιούντεκιν είναι ένας από τους σπουδαιότερους Τούρκους μυθιστοριογράφους. Γεννήθηκε στην Κωνσταντινούπολη το 1889 και πέθανε στο Λονδίνο το 1956. Αποφοίτησε από το Γαλλικό Λύκειο της Σμύρνης και στη συνέχεια σπούδασε Φιλολογία στο Πανεπιστήμιο της Κωνσταντινούπολης.
Διετέλεσε καθηγητής και διευθυντής σε πολλά λύκεια, ενώ υπηρέτησε και ως επιθεωρητής. Υπήρξε μορφωτικός ακόλουθος της Τουρκίας στο Παρίσι και εκπρόσωπός της στην UNESCO. Έγραψε πολλά μυθιστορήματα, μεταξύ των οποίων ξεχωρίζουν ιδιαίτερα τα Τσαλίκουσου, Κισμέτ και Ο Τεκές των Αναχωρητών.
Πολλά από τα έργα του μεταφέρθηκαν στο θέατρο, στον κινηματογράφο αλλά και στην τηλεόραση. Εκτός από μυθιστορήματα και διηγήματα, έγραψε και θεατρικά έργα, ενώ αρθρογραφούσε σε εφημερίδες και περιοδικά.
Στα πρώτα του έργα αντανακλώνται τα ήθη και τα έθιμα της εποχής του. Μετά το 1928 εστιάζει περισσότερο στα κοινωνικά προβλήματα, παρά στις προσωπικές αναζητήσεις.
Όλα του τα μυ��ιστορήματα είναι γραμμένα σε γλώσσα απλή και απευθύνονται σε όλες τις κατηγορίες των ανθρώπων, γι’ αυτό εξάλλου παραμένει πάντα επίκαιρος.

This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Brczdn.
391 reviews17 followers
March 22, 2021
Bir aralık “sanki olmuyor diğer kitapları gibi değil” diye düşünürken buldum kendimi de büyük usta beni bir kez daha hayran bıraktı sonradan kendine. Böyle bir usta kalem böyle bir Türkçeyi kullanış görülmüş şey mi her zaman?
Kenan’ın çocukluk yaralarını kapatamayışı biraz da sanatçı kişiliğinin verdiği melankoliye kapılışı zaman zaman sinirden deliye dönmeme sebep oldu. Oldu mu Kenan yaptığın demedik mi? Karakter o kadar gerçek yani. Karşınıza alıp konuşasınız geliyor.
Peki ya Lamia nın ince ruhu? Şimdi uzaklardan duyulan bir şarkı gibi. Kimsede bulunmuyor.
Sözün özü büyüklüğünü konuşturan bir Reşat Nuri var yine karşımızda. Bir de şimdilerde Türkçeyi kirletenlere “filhakika” diye bağırasım geldi kitapları üst üste okuyunca :)
65 reviews1 follower
December 10, 2023
Bir Türk filmi izlemiş gibiyim.
Gözlerimde tutmaya çalıştığım bir rutubet, boğazımda bir yutkunamama, boğulur gibi.
Niye çok etkiledi beni diye bi düşünmedim bile, Kenan beyin devri hayatından münezzeh değilim katiyyen. Sanki kendi hayat hikayemi okurmuşcasina icsellestirdim, ondan olucak azizim.

"...içimde müzmin bir hüzün, sebepsiz bir yaşamak yorgunluğu uyaniyordu. Çalışmaktan nefret ediyordum, yaşamaktan bizar oluyordum, sevmeyi sevmiyordum. Kalbimde bilinmez bir şeyin hasreti, bilinmez bir yerin daüssılasi vardı. Neyi istiyordum, nereyi düşünüyordum ? Bunu anlamaktan, bu hisleri tahlil etmekten kendim de korkuyordum..."

Raif efendi M.Puder'den olma kızını bir kerecik o da kısa bir süre, bir tren kompartmaninda görmüştü. Kenan bey de Mebrure'sini bir muayenehanede tanıdı, bir yabancı gibi çocuk parkında uzaktan uzağa sevebildi o da bir kaç sefer...

Türk filmi seviyorum ama acaba gerçekten seviyor muyum yoksa Türk filmleri de benim travmam mi diye düşünüyorum bazen.
Profile Image for Maritina Mela.
486 reviews97 followers
Read
September 14, 2021
Διάβασα τα πρώτα κεφάλαια στη φάση του να δώσω ευκαιρία σε κάποια βιβλία που δεν με ενθουσίαζαν πια και μετά να αποφασίσω αν θα τα κρατήσω ή όχι. Το συγκεκριμένο μέχρι στιγμής είναι ok, πατάω όμως ένα pause και θα το πιάσω αργότερα.
Profile Image for Fearless.
737 reviews105 followers
August 11, 2017
Güzel bir eserdi. Çalıkuşu kadar etkileyici olmasa da güzeldi. Sonunun belirsizliği Lamia nin unuttuğunu Kenana soylememesi bence kötü yanlariydi.
Profile Image for Весела Алегрия.
Author 16 books110 followers
December 30, 2022
Кенан и Ламия :))) Той за нея е омайно красив звук на цигулка. Тя за него – сладък летен сън и вдъхновение. Но постепенно започналата като забавление чувствена игра прераства в ЛЮБОВ, звукът на цигулката – в МЕЛОДИЯ, която от устните достига до СЪРЦЕТО…
Обичам тази история! Една от най-любимите ми книги и филми. Всъщност, първо бях гледала филма и толкова много ми хареса, че нямах търпение да излезе превод на книгата. Прочетох я за един ден, буквално. Наистина завладяваща история, която остава ЗАВИНАГИ в СЪРЦЕТО!!!
October 9, 2017
"Porobljavaju ljubav po hiljadu osnova, pokušavaju da na silu uhapse osećanje koje ima prosečan vek, zaklinju se na večnost da bi uvek voleli samo jednu stvar...Kako je strašno stalno voleti istu stvar, stalno se vezivati za istu uspomenu... Zamisli da violina stvara uvek isti zvuk... Zamisli san koji se svaki put kad sklopimo oči odvija sa istim bojama i istim licima..."
Profile Image for Seyhan Erdem.
16 reviews
December 23, 2025
Bazı aşklar yaşanmaz; sadece ertelenir, susulur ve sonunda pişmanlık olur.

Dudaktan Kalbe, Reşat Nuri Güntekin’in aşkı romantize etmekten özellikle kaçındığı romanlarından biri. Bu kitapta anlatılan şey büyük bir sevda değil; sevememek, cesaret edememek ve “doğru olan”ın arkasına saklanarak kalbi yarı yolda bırakmak.

Kenan karakteri, modern eğitim almış ama duygusal olarak son derece ilkel bir erkek portresi çiziyor. Seviyor ama sorumluluk almıyor; vaatte bulunuyor ama bedel ödemiyor. Aşkı “dudakta” tutarak kalbin yaralanmayacağını sanıyor. Oysa roman boyunca gördüğümüz şey şu: Bastırılan her duygu, bir gün daha ağır bir pişmanlık olarak geri dönüyor.

Lamia ise romanın sessiz ama en güçlü figürü. Masumiyetiyle değil, suskun direnişiyle etkileyici. Kenan’ın vazife duygusuyla yaptığı evlenme teklifini reddetmesi, onu klasik bir “terk edilen kadın”ın çok ötesine taşıyor. Yaşadıkları, dönemin kadınlara sunduğu sınırlı hayat seçeneklerinin acı bir özeti gibi.

Vedat karakteriyle beliren yeni aşk ihtimali bile dedikodular ve toplumsal baskılarla boğuluyor. Bu yönüyle roman, bireysel mutluluğun sadece niyetle değil, içinde yaşanılan toplumla da belirlendiğini gösteriyor.

Finali ise romanın en vurucu kısmı. Kenan’ın intiharı bir fedakârlık değil; geç kalmış bir yüzleşme. Reşat Nuri, karakterini affetmiyor ve okurdan da affetmesini beklemiyor.

Edebi olarak yazarın en güçlü romanı olmayabilir; ancak psikolojik çözümlemeleri, ahlaki ikiyüzlülüğü ve suskunluk temasıyla hâlâ çok şey söylüyor.
Kalbine indirmeye cesaret edemediğin her duygu, bir gün seni yarım bırakıyor.

Puanım: 4/5
Profile Image for Vivian.
60 reviews
August 8, 2022
Dudaktan Kalbe ❤️
Harika bir roman, defalarca okudum. Reşat Nuri 'nın en sevdiğim eseridir.

13+ için uygun
11/10
🎻
Ünlü bir keman virtüözü olan Kenan Bey'in bestelediği Yıldızlı Gece operası dünya çapında büyük yankı uyandırmıştır. Ancak kendisi sürekli hayatında bir şeylerin eksikliğini duymaktadır.
Ünü vardır, parası vardır, her zaman istediği gibi kemanı ile nam salmıştır ve saygı duyulan bir şahsiyettir. Fakat sevgiden yana şansı yoktur. Babası o henüz küçükken hırsızlık suçuyla hapse girmiş ve bir daha da çıkmamıştır. Bunun üzerine annesi ile birlikte amcasının yanına taşımışlardır ancak her fırsatta hırsızın oğlu damgası yemiştir. Her ne kadar çok para kazandıktan sonra bu durum düzelmiş olsa da içinde bir burukluk kalmıştır. Derken Prenses Cavidan ile karşılaşır ve ona aşık olur. Bu durum karşılıklıdır ve nişanlanmaları öngörülür.
Ancak memleketi Izmir'e amcasının yanına gittiği zaman komşulardan Nimet Hanım ile kısa bir gönül ilişkisi yaşar. Bu ilişkiye aracılık eden Lamia adında küçük bir hanımefendi de vardır. Ne yazık ki kaçınılmaz son olur. Kenan Bey'in ile Nimet Hanım'la ilişkisi bittiği anda Lamia Hanım'la başlar. Ve Lamia hamile kalır. Kenan'ın evlenme teklifini de kabul etmez. Kenan, herhangi bir suçluluk duymadan İstanbul'a gidip Prenses Cavidan ile evlenirken Lamia'nın adı çıkar.
Profile Image for Ece Yasar.
16 reviews
March 23, 2025
Elden bir türlü düşmeyen bir kitap. "Çalıkuşu" kadar değerli bir eser.

Kenan'ı nedense ilk başlarda sevmiştim fakat oldukça nefret edilecek birisi. O zamanın şartlarına ve toplum albjsına bakartan söylemeliyim ki, Lâmia günümüzde bile inanılmaz güçlü bir kadın. Başına gelenlerden sonra bile bir kez olsun geri dönüp arkasına bakmadı. Tetik çekmeye bile bir korkusu olmadı. Kitap boyunca Lâmia'nın ne kadar güzel bir kadın oluşunu fark ediyorsunuz, güzelliği de pek başa dert. Hele ki bir an korktum, Kenan rüyasını anlatırken, olmaz Lâmia yapmaz diye korkum bile oldu, fakat Lâmia o kadar takdire değer, o kadar kendisine saygılı bir kadın ki affetmiyor olması bu kitabı daha da değerli kıldı.


Kenan'ın karmasına gelirsek, zaten en başından oldukça bencil bir insan kendisi. Hiçbir kadını hak etmedi ve etmiyor da. En sevdiğim anlardan birini paylaşmak istiyorum, o da Lâmia'ya ya söylediği o iğrenç ve acımasız sözleri, Lâmia'nın ona geri söylemesi.

Vücuduma mustarip bir yorgunluk çökmüştü. Lâmia, gitmek üzere ayağa kalkıyordu... Son bir ümitle: "Lâmia Hanım, gönlğnüzde sevdamızdan küçük bir izde mi kalmadı?…"
Kınalı Yapıncak, dudaklarının ucunda acı gülümseme ile yüzüme baktı: "Biz birbirmizi sevmiyorduk ki Kenan Bay,o bir geçici yaz rüyası, biraz ince gönül eğlencesinden başka bir şey miydi? Onun kalple ne alakası vardı?!"


This entire review has been hidden because of spoilers.
9 reviews
Read
January 27, 2022
Uzun zamandır okuma listemde olan Dudaktan Kalbe'yi bir solukta okudum. Zamanında dizisi çekilmiş olsa da aslında dizi ile kitap arasında sadece ilk bölüm benzerliği var. Bu sebeple dizisini izlediği için kitabı okumak istemeyen varsa okumaları tavsiyemdir :)

Lamia'yı küçük bir yaz eğlencesi olarak gören Kenan, Lamia'nın kendisine olan duygularını görmemiş, aşkın sadece dudaklarda olduğunu söylemiştir ve sadece bu sözü bile Lamia'da derin bir yara bırakmıştır. Ve Lamia hayatına, yaşadığı türlü olaylarla devam etse de bebeği için ayakta durmak zorunda kamıştır. Kenan ise Lamia'ya olan aşkını çok geç fark etmiş ve hayatının her anında onu görmek veya ondan haber almak istemiştir.

Yazar, kitabı yazdığı dönemin gerici zihniyetine değinmek istemiş olsa da maalesef bu gerici zihniyet bugün de her yerde devam etmektedir. Bu ülkede kadın olmak maalesef her dönem zor olmuştur. Lamia'nın yaşadığı her şeye rağmen duruşunu ve gururunu aşkına tercih etmiş olmasını da çok beğendim.
Profile Image for Ezgi Biltekin.
8 reviews1 follower
September 17, 2023
Dün başladığım kitap ancak bu kadar akıcı olabilirdi. Diğer yorumlarda dönemin siyasi hayatından da bahsedildiğini söyleseler de bence koskoca roman içerisinde sadece ufacık bir alanı kaplıyor. Yıllar önce kitabını okumaya cesaret edememiştim. Erken büyüyen daha doğrusu büyümek zorunda olan bir kadını doğru anlayabilir miydim bilmiyorum. Aşk belki zamanla öğrenilebilen bir duygu iken kişinin kendisine verdiği değer, sevgiyi bir vazife/görev olarak görülmesi kabul edememe kişinin içinde oluyormuş. Lamia'nın o pek bir şey bilmeyen hallerinde ne kadar duygulu bir kadın olduğunu daha ilk sayfalardan anlıyoruz. Hüseyin Kenan'ın karakter gelişimi sadece bir farkındalıktan öteye geçmiyor. O da yıllar sürüyor. Dönemin toplum yapısı oldukça farklı kesimler resmedilmiş ve oldukça gerçekçi bir şekilde yansıtılmış. Bu kısmı, toplumun farklı kesimlerinden insanları zihniyet ve yaşam şekli açısından oldukça yaratıcı ve gerçekçi buldum.
Profile Image for Büşra  .
263 reviews89 followers
December 15, 2022
Okuması rahat olur diye elime aldığım bu kitaptan reading slump'a girmiş ve tiksinerek zorla bitirmiş olarak ayrıldım. Ana karakter Lamia'nın yaşının çok ama çok küçük olması beni aşırı gerdi okurken. Şimdi çıkıp kimse ama 1925 falan demesin, yazar on kelimesinden birinde "çocuk" olarak tanımlıyor Lamia'yı. Ve sanki çok normalmiş gibi bu "çocuk" gizli bir aşktan bir yetim doğuruyor onca tacize uğruyor, yazarsa bunları sanki büyük bir aşk için çekilen çileler gibi ele alıyor. Üstelik bahsettiği aşk kısmında Lamia hala BİR ÇOCUK. Kenan'ın ağzından yazılmış kısımlarda kusma isteği duydum çok kez.

Yaprak dökümüyle Çalıkuşuyla sevdiğim Reşat Nuri beni derin bir hayal kırıklığına soktu. Ben bundan sonra erkek bir yazar tarafından yazılan kadın karakter okumayacağım sanırım ya. Biriniz de kelek çıkmayın be kardeşim. Yeter ya.
Profile Image for çiğdem.
129 reviews4 followers
Read
September 2, 2019
Eğer güzel, naif bir aşk hikayesi okumak istiyorsanız bu kitaptan uzak durun.

Spoiler
Reşat Nuri karakterlerini şehirden şehire sürükleyerek başlarından türlü macera geçirtmeyi seviyor. Çalıkuşu'nda olduğu gibi kitabın ilk bölümünde yaşanan aşkın ardından gerçekleşen maceralar okuyucuyu hem heyecanlandırıyor hem de "Neden her şey onun başına geliyor?" diye düşünmesine sebep oluyor.
Kitap Selvi Boylum Al Yazmalım filmi tadında. Kitap-öykü-film arasında birbirlerinden etkilenme oldu mu bilmiyorum.
Spoiler
Profile Image for Irmak.
142 reviews4 followers
December 10, 2017
açıkçası yarıda bıraktım kitabı. çalıkuşunu çok beğenmiştim. çünkü içinde aşk dışında binbir mesele vardı. ancak dudaktan kalbe klasik bir aşk kitabından başka bir şeye benzemedi bana göre. bir de konu önce mini mini taptazecik bir küçük kız çocuğundan onu çeşme başlarında öpmelere doğru ilerleyince sanırım başkahramanın yüzeyselliği mallığı ve am peşinde sürekli koşması kitabı okuma isteğimi nedense öldürdü. türk yazarlar tekrar beni yarıda bıraktı.
4 reviews
March 27, 2019
Lamia, narin küçük iyi kalpli Lamia ...Başına gelenlere yok artık daha fazlası olamaz dediğimde her seferinde daha fazlası başına gelen insan...Güzel olmanın hep sevilmenin en kötü örneği belki de.Kuru bir yaprak gibi oradan oraya sürüklenen ve sonunda içimin yağlarını eriten hareketiyle buruk da olsa bir parça beni mutlu eden son .Kenan ise sinir olunmayacak gibi değil.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Elossoles.
202 reviews4 followers
April 15, 2024
Spoiler içeren yorum :
.
.
.
.
.
Kenan Allah belanı versin. Sonradan görme dinden dönme ırz düşmanı. Lamia sümsük kevaşe. Babaanneler gibi köşede durup her olayın içinde maydanoz.
Kitaptaki hiçbir karakteri sevmedim. Hepsi birbirinden gıcık tipler. Çok zor okudum çok sıkıldım. Maşallah yazarda uzattıkça uzatmış. Yazara da gıcık oldum.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Senadirlik.
75 reviews7 followers
March 6, 2019
Bence Reşat Nuri’nin ölümsüz eseri Çalıkuşu ve Acımak’tır. Kendi nezdimde Dudaktan Kalbe daha geride kalmıstır
Profile Image for Yaren Şafak.
15 reviews23 followers
June 8, 2024
Gerçek sevginin anlaşılmayışı beni deli etti, Kenan Bey’in tacizleri çok canımı sıktı :D Kitabın Lamia dilinden anlatılan kısmına 3 yıldız
This entire review has been hidden because of spoilers.
4 reviews
February 3, 2025
Zanimljiva knjiga, brzo i lako se čita, drži pažnju.
Profile Image for Esr.
12 reviews
January 25, 2022
Reşat Nuri Güntekin’in okuduğum ilk romanı. Son derece yalın bir dili var. Karakterlerin ruh tahlillerini detaylı olarak ve incelikle ele almış, okurken hissetmemek mümkün değil.

Bir aşk hikayesi, dönemin yaşam şekilleri ve beraberinde yaşanan olaylar.
Çok beğendiğim bir roman oldu.

Dönem koşullarında kadınların çok küçük yaşlarda evlenmeleri normal karşılandığı için kendime dert etmemeye çalıştım ama Lamia’nın aslında bir çocuk olması, sürekli “Yapma Kenan Bey, yazık bana” cümlesi çok sinir bozucu.


“Aşkı size kalpte doğup ölen bir şey diye öğretiyorlar kınalı yapıncak… Ne fena, ne yanlış bir fikir… Aşkın kalp ile hiçbir alakası yok. Aşk, yalnız dudaklarda doğup yaşadıkça bir saadet olur. Onun dudaktan kalbe zehir gibi işlemesine meydan vermemeli. Ben çiçeklere “toprağın aşkı” derim kınalı yapıncak. Onlarda toprağın dudağında birer öpüş olarak açılıp sönüyorlar hangisi toprağın kalbine girmeyi düşünüyor? “
Displaying 1 - 30 of 37 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.