Lev Nikolayevich Tolstoy (Russian: Лев Николаевич Толстой; most appropriately used Liev Tolstoy; commonly Leo Tolstoy in Anglophone countries) was a Russian writer who primarily wrote novels and short stories. Later in life, he also wrote plays and essays. His two most famous works, the novels War and Peace and Anna Karenina, are acknowledged as two of the greatest novels of all time and a pinnacle of realist fiction. Many consider Tolstoy to have been one of the world's greatest novelists. Tolstoy is equally known for his complicated and paradoxical persona and for his extreme moralistic and ascetic views, which he adopted after a moral crisis and spiritual awakening in the 1870s, after which he also became noted as a moral thinker and social reformer.
His literal interpretation of the ethical teachings of Jesus, centering on the Sermon on the Mount, caused him in later life to become a fervent Christian anarchist and anarcho-pacifist. His ideas on nonviolent resistance, expressed in such works as The Kingdom of God Is Within You, were to have a profound impact on such pivotal twentieth-century figures as Mohandas Gandhi and Martin Luther King, Jr.
ilk cildin ardından şunu söyleyebilirim ki; tolstoy, insanın kalbine dokunmayı çok iyi başarıyor. şimdilik bu yolculuğun yalnızca başındayım, bakalım ikinci ciltte neler yaşayacağım, neler hissedeceğim.. onu da sabırsızlıkla bekliyorum!
“-..tüm dünyevi şeylerin, ruhunun ulaştığı yükseklikle karşılaştırıldığında ne kadar aşağılık ve alçakça olduklarını sadece gökyüzüne baktığında hissetmiyordu.
-..nasıl böyle sakin ve sessiz sevebiliyor, nasıl böyle uzun süre ve sabırla bekleyebiliyor?
-..birisi ona hiçbir şey arayıp bulmasına gerek olmadığını, yolunun çoktan çizilmiş ve sonsuza kadar belirlenmiş olduğunu, ne kadar kıvranırsa kıvransın geleceğinin onun durumundaki herhangi birinden farklı olmayacağını söylese, büyük bir dehşete kapılır, buna inanmazdı.
-“Sana da oluyor mu?” dedi. “Artık hiçbir ama hiçbir şey olmayacakmış, iyi olan her şey geçmişte kalmış gibi gelmiyor mu? Sıkıldığın değil ama üzüldüğün oluyor mu?”
-..mutlu olmak için mutlu olabilme ihtimaline inanmak gerek..
-..bir insanla hayatta el ele yürürken birdenbire o insanın orada, hiçlikte kaybolması ve senin de o uçurumun kenarında dikilip oraya bakman. Ben bakmıştım…
-Tüm dikkatinizi kendinize yöneltin, duygularınızı zincirleyin ve mutluluğu tutkularda değil kendi yüreğinizde arayın… Mutluluğun kaynağı dışarıda değil içimizdedir…
-Her şeyi sona erdirecek ve bugün ya da yarın mutlaka gelecek olan ölüm, sonsuzlukla karşılaştırıldığında sadece bir andan ibaret.”
**************
Dişi Don Juan olmaya aday; Boris, Denisov, Prens Andrey, Anatol’e aşık; tam bir ayran gönüllü Nataşa’ya, Piyer’in merhameti ile bitti ilk kitap. Prens Andrey’in Denisov’u aradığı askeri hastanedeki gerçekçi gözlemleri ve gece boyunca ölmüş bir askerin yanında yatan askerin “Ne de olsa buradakiler de insan, köpek değil…” yakınmasının beynimde yankılandığı, Prens Andrey ve Piyer’in 2. Kitap 2. Bölümdeki diyalogları ile zihin egzersizi yaptıran Savaş ve Barış ikinci kitaptan devam ediyor…
Çok ağır ilerliyor kitap. İlk cildini bitirmem 2 ay sürdü. Okurken Tolstoy'un da asker olduğunu hatırlayarak savaş ve cephe betimlemelerini gerçekten yaşayarak, görerek yazdığını düşündüm. Bir kitabı okurken tamamen hayal ürünü oldugunu bilerek okumakla "burada gerçek bir şeyler var" diyerek okumak arasında dağlar kadar fark var. Bunu anlayabilmek için okumanızı öneririm. Bu arada kitabın yazıldığı dönemde Osmanlı'nın hanedanında başlayan Fransız özentiliği, Rusya'yı da sarmış, Fransızca bilmek o dönemde orada da elitlik olarak görülürmüş.
Herkesi okuması gereken muhteşem kitaplardan biri. İki cilt ve kalın olmasına rağmen bitince keşke bitmeseydi. Daha fazla olsaydı dediğim bir kitap oldu. Kitapla ilgili ayrıntılı incelemem:
“Hiçbir şeye takılıp kalmamak için aileyi, memleketi, dünya nimetleri uğruna çekilen dertleri bırakmak, eski püskü kendir giysilerle, başka bir isimle, insanlara zarar vermeksizin ve onlar için dua ederek, kovalayanlar için de koruyanlar için de dua ederek oradan oraya dolaşmak: Bu gerçekten ve hayattan daha yüce bir gerçek ve hayat yoktur!” ☕️ “Zafer kazanmak barut kokusu almayanlara herhalde çok kolay geliyordur.” ☕️ “Bütün bunların böyle olması gerekiyordu ve başka türlü olamazdı…bu yüzden iyi mi oldu kötü mü oldu diye sormak gereksiz. İyi oldu çünkü kesinleşti, işkence eden belirsizlik ortadan kalktı.” ☕️ “…ama sen ustaca yapılmış bir saatin parçalarıyla oynarken, bu saatin ne işe yaradığını anlamadığı için onu yapan ustaya inanmadığını söylemeye cüret eden küçük bir çocuktan daha aptal ve akılsızsın.” ☕️ “…en dipteki varlıklardan en üst varlıklara uzanan merdivenin bir basamağı olduğumu hissetmiyor muyum? Bitkiden başlayıp insana dek çıkan bu merdiveni görüyorsam, açıkça görüyorsam neden dipteki ucunu göremediğim bu merdivenin bitkilerde yok olduğunu varsayayım. Neden bu basamakların bende kesildiğini, yukarılara, en yukarıdaki varlıklara kadar uzanmadığını varsayayım? Ben sadece dünyadaki hiçbir şey ortadan kaybolmadığı gibi benim de ortadan kaybolmayacağımı değil, her zaman var olacağımı ve her zaman var olduğumu hissediyorum. Benden başka, benden üstün ruhların yaşadığını ve hakikatın o dünyada olduğunu hissediyorum.” ☕️ “Zor kullanılarak yapılan her reform hor görülmeye layıktır, çünkü insanlar değişmeden kaldıkça kötülüğü iyileştiremez, çünkü bilgelik şiddete gerek duymaz” ☕️ “Hepimiz Hristiyanlığın hakareti affetmeyi, insanı sevmeyi emreden yasasını kabul ediyoruz, bu yasa için Moskova’da kırk kere kırk kilise yaptık ama daha dün bir kaçak kırbaçlandı, aynı sevgi ve bağışlama yasasının hizmetçisi olan bir rahip, askere idam edilmeden önce öpmesi için bir haç uzattı.”
Birinci cildi yeni bitirdim. Rus edebiyatını Ruscam olmadığı için İngilizce yerine Türkçe okumayı tercih ediyorum. Nedense Tolstoy'un duygu betimlemeleri en iyi Türkçe'de karşılık buluyormuş gibi geliyor bana. Rus cemiyetinin birbiri hakkında düşünceleri ve içsel duygu durumları ve savaşın etkisi çok güzel anlatılmış. İlk ciltte Napolyon'dan az bahsedildiği için kitabı beğenmeyenler olmuş ancak bilinmelidir ki bu bir Fransız eseri değil dolayısıyla Rusya'da olup bitenlerden daha çok bahsedilmesi kadar normal bir şey olamaz. Bizde de 1. Dünya Savaşına sahitlik etmiş ve Anadolu halkınını anlatmış bir çok Türk edebi eser var ancak hiçbiri edebi bir kahramanlık hikayesi olmanın ötesine geçemiyor. Savaş ve Barış tarih,felsefe,psikolojiyi harmanlayan dünya edebiyatının şaheserlerinden. Tolstoy okuduğunuz hiçbir an asla zaman kaybı olamaz , gereksiz uzattığını düşündüğümüz yerlerde bile aslında psikolojik bir çıkarım yapar ve bu kitabın üzerinde benzer bir eserin birdaha geleceğini hiç sanmıyorum.
Bir Dosto hayranı olarak biraz soğuk bakıyordum ama Karamazov Kardeşler’den sonra ennnnn çok sevdiğim kitap konumuna geldi. İnanılmaz bir şekilde tarihi edebiyat kalemiyle eleştiriyor. Tarihin “büyük insanları” diye bir şey olmadığını, yalnızca “insanlar” olduğunu gösteriyor adeta. Napolyon ve çar arasındaki mücadelede aslolanın bu iki figürün âni kararları değil de savaşa dahil olan her bir bireyin tercihleri olduğunu gözler önüne seriyor. İki ciltte de Tolstoy akışı bozacak şekilde kendi fikirlerini araya sıkıştırsa da bu bile güzel geliyor insana. Ayrıca modern bir İlyada sayılabilecek kadar ayrıntılı ve isabetli savaş detayları içeren bir kitapta bizi en çok etkileyen anların askerlerin savaş meydanında değil de Piyer, Nikolay, Nataşa, Bolkonsky, Kuragin ve kitapta daha sayısız karakterin kalplerinde dönen savaşlar olduğunu görmek çok değişik bir his. Keşke bir cilt daha olsaydı, onu da okurdum. Emeğine sağlık Tolstoy.🌹
This entire review has been hidden because of spoilers.
Tolstoy'un bir akış oluşturmak kadar persona yaratma yeteneği de benim için her zaman takdire şayan oldu. İnsana dair öğrenmek istediklerime ve bilmem gerekenlere ışık tuttuğunu düşünüyorum.
Benim için kitaplar; birden fazla kez okuması gerekenler, ihtiyaç duyulduğunda tekrar tekrar başvurulması gerekenler ve bir kez okunup bir ömür zihnimizin bir köşesinde bizimle birlikte yaşayarak rehber olması gerekenler şeklinde ayrılır. Bu kitap kesinlikle zihnin bir köşesinde taşınması gerekenlerdendi.
The thing I enjoy about reading Tolstoy's books is not because the plot is captivating (the plot was still great) but I just enjoy reading them. I like his style and how real his characters are and how mundane and from life the stories are. The plot is good too but not in a way that makes me want to stay up late to read another chapter. I enjoy the process more than the result and it is probably why it took me about 9 months to finish this book lol. This was great 4.5/5
nataşa go girl give us everything vibeı saçmaktan yorulmadın mı beybisiii!! evlere şenlik bir kızcağız ama kendine pek şenlik olamadı şimdilik bakalım... she deserves happiness btw erkolar lütfen...
dnf yine ben bu kitabı hiçbir yaşımda bitiremiyorum savaş geldi savaş geliyor savaş geldi savaş geliyor ay yeter tolstoy ayağını denk al be adam bu kadar insanı ne diye yazdın bu napolyon nerededir
Bir klasiğin neden klasik olduğunu anladığım kitaplardan biri. Bu kadar insan yanılmış olamaz. Boş bir cümle bulamadım okurken. Tolstoy dünyaya bu romanı yazmak için gelmiş gibi.