“Dörtlük ve özellikle rubai türünün çağdaş üstatlarından biri, Ümit Yaşar Oğuzcan… Belirli vezinler ve kesin kafiye/rediflerle dört satıra derin bir düşünceyi ya da sürükleyici bir duyguyu sığdırmak hiç de zor değilmiş gibi, Oğuzcan bize özlü sevgi, felsefe, toplumsal eleştiri veriyor.
(…) Oğuzcan’ın rubai ustalığı hem klasik rubai, hem yenilikçi rybai alanında üstün başarı sağlamasıyla gerçekleşmiştir.” Talat S. Halman
v Âlemdeki esrârı serencâm söyler v Arzuları benzer kocaman bir ağaca v Attım, o yalan postu değiştim gayri v Aydınlığımız varsa karanlık gelmez v Baksan o yerden son ışık belli olur v Bir gün daha çalmak şu felekten kâr mı? v Bir kısmına her mevsim cennet görünür v Biz sustuk o günler, geceler söylediler v Dallardan birer birer devşiren sevdan beni v Dindar kişiler zannediyor hak çağırır v Dünya mı yalan söyle bu canlar mı yalan v El üstünde değil, kucakta gitsin v Esrarımız ermişlere malum olsun v Gittin… Bize günden güne tatsız yaşamak v Kalbinde biraz sevgiye yer kalmışsa v Ömrüm, o esenlik dolu anlar nerede v Rüyaları bir çeşmeden içtik, kandık v Gözlerim boşluğa dalar sensiz bomboş
22 Ağustos 1926 tarihinde Mersin'in Tarsus ilçesinde doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1946). Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve İstanbul’da çalıştı. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı oldu. Bu görevdeyken Haziran 1977'de emekli oldu. İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu.
Şiire 1940 yılında Yedigün şairleri arasında başladı. 1975 yılına kadar 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser olmak üzere toplam 50 kitap çıkardı. Şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanındı. 4 Kasım 1984 tarihinde öldü.
Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Şairlik başarısını, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi.
Kitap, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın dörtlükler ve rubailerden oluşan bir eseri. Şair, duygusal temaları aşk gibi ayrılık gibi ele alırken çok sade bir dil kullanmış.
Karmaşık ifade ve imgelerden kaçınıp her duyguyu net ve doğrudan ifade ediyor. Her rubai kısa ve vurucu olduğu için sanırım güzel bir okuma deneyimi oldu benim için. Şiirlerin özellikle duygusal yoğunluğunu ve bu yoğunluğu veriş tarzını çok beğendim.
Özellikle rubai formunun modern bir şairde yeni formatta görmek güzeldi benim için. Açıkçası ğeğenerek okuduğum bir kitap oldu.
Bir gün zaman kayar ellerinden tutamazsın Sel gibi akan yaşlarını kurutamazsın Öylesine bendesin ve öyle sendeyim ki Unutmak istesen de artık unutamazsın.
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim Ayten’i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz Bir kadeh de sizinle içeriz Ayten’li İki laf ederiz Onu siz de seversiniz benim gibi Ama yağma yok Ayten’i size bırakmam Alın tek kat elbisemi size vereyim Cebimde bir on liram var Onu da alın gerekirse Ben Ayten’i düşünürüm, üşümem Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil Aytensizlik kadar
Hala kitabın etkisinden çıkamamış durumdayım. Uzun zamandır beni böylesine etkileyen bir kitap okumamıştım. Özellikle son okuduğum şiir kitaplarından sonra artık şiirlerden vazgeçecektim ancak bu kitap tüm düşüncelerimin değişmesine yetti. Tam olarak kalbimde hissettim her şeyi. Öylesine derinden etkiledi ki tüm yazılanlar. Özellikle oğlu vedat’a ithaf ettiği şiirler gözlerimin dolmasına, uzun uzun sayfalara bakmama neden oldu.
"Dünyayı saran sırları bilmek çok güç Dönmek, senin iklimine gelmek çok güç Yıllar yılı öğrendiğimiz bir şey var Sensiz yaşamak güç, hele ölmek çok güç." s.70
"Bir gün kader çağırır, gelmem diyemezsin Ecel isterse eğer, ölmem diyemezsin O kadar sevildin ki Tanrılar misali Artık, aşkı tatmadım, bilmem diyemezsin." s.161
4 satırda bu kadar vurucu olması... Duygularını sıradan kelimelerle inanılmaz bir şekilde dile getirmesi... Gerçekten her kitabı okunmalı. Bunu okuyacak ya da bitirmiş olanlara aşka dair nesirleri öneririm.
“Biz güzeli sevmişiz, ha gelincik, ha lale Bulmuşuz giden yolu gerçeklerden hayale Ben resmini çizerim sözcükle duyguların Şiirini yazarsın sen boyayla tuvale”
Kendi yazamadığım düşüncelerimi kaleme almış resmen ümit yaşar oğuzcan okurken mutlaka her dörtlükte kendi anılarınızdan deneyimlerinizden parçalar buluyorsunuz
🍁✨⏳✨ Aslında o dev çalgıda bir teldir ömür Teller gibi bir bir aşınır, eskir ömür Bir gün de bakarsın ki kesilmiş sesler Tel tel dağılıp ansızın uçmuş bir ömür
bir duygu mu var böyle derin, böyle geniş sevmek bir ölüş, belki de tekrar diriliş bitmez kederim, bil ki tükenmez derdim aç kalbimi öğren, seni sevmek ne imiş
Yıllar yılı sordum neye vardım, niye vardım Koştum, yorulup en yüce bir sevgiye vardım Gün geldi, yalan bitti, düşündüm, o zaman ben Hayret! Beni benden ayıran çizgiye vardım 🖋️ Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın
ÇOK ÇOK ÇOK GÜZELDİ. O KADAR FAZLA BEĞENDİĞİM ŞİİRİ VARDI Kİ. KESİNLİKLE FAVORİLERİMDEN BİRİ BU KİTAP. aşka dair nesirlerdeki şiirleri çok sevmemiştim ama bu kitap..