Paperback. 13,50 / 19,50 cm. In Turkish. 124 p. Iç Nefes o bir çay istemisti, trenin içindebiz tren yolcusuyduk, çölün içindeben yalniz kalmistim, senin içindeoysa kaç kisinin yerine sevmistim seni! Aski geçtik, gözlerini açabilirsin O bir dile siginmisti, sözü içindeYolu yoluma çikmisti, çölü içindeBen eski kalmistim, senin içindeOysa kaç çocugun yerine övmüstüm seni! Düsü geçtik, kendine bakabilirsin O bir bende kirilmisti, hayli içimdeIssiz otag kurulmustu, canim içindeBen kime kalmistim, senin içindeOysa kaç bahçe yerine açmistim seni! Kimi geçtik, kimseye sorabilirsin
Haydar Ergulen is one of the important poets of the recent generation in contemporary Turkish literature. Born in 1956 in Eskişehir, Türkeli, he graduated from the Sociology Department at Orta Doğu Teknik Üniversitesi (Middle East Technical University) in Ankara. Among his published poetry books are: "Sokak Prensesi" (Street Princess/1991), "Eskiden Terzi" (Once a Tailor), "40 Şiir ve Bir" (40 Poems and One/1997), "Karton Valiz" (Cardboard Suitcase/1999). With "40 Poems and One", Ergulen won the prestigious 1997 "Behçet Necatigil Poetry Award" as well as the "Orhon Murat Arıburna Poetry Award". His "Once a Tailor" brought him the 1996 "Halil Kocagoz Poetry Award". For some of his books, he used the pen name "Hafız".
KÜS NEFES Sana küstüğümde sen yoktun daha yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin şimdi varmışsın gibi küsüyorum yokluğuna
alınganlık, ah, bilemezsin, küsmem de küsülecek zamanda n'eyleyim varlığın yokluğundan tenha senden başka küsecek kimse mi bıraktın bana bir ben kaldım bir de bıraktığın küskünlük tenha...
sen kimseye küsmezsin bilirim, gözlerin de taprak hırsızı güz: anılar düştükçe göz dolar, yaz gelmeden temizlemek gerekir gözleri yoksa küskünlük de gözyaşıyla kirlenir
küsecek kadar sevmeli insan birini o gelince küsmeli: nerdeydin bunca zaman niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu demeli, o varken de kimseye küsmemeli...
Çok denedim ama olmuyor; Ergülen'in şiirlerinde beni iten, mesafe koyan bir şeyler var. Tek bir yıldız verip geçmem gerekiyordu belki ama kendisini ve şiirini seven o kadar çok insana kitabın puanını düşürerek saygısızlık etmek istemediğim için ilk defa okuduğum bir kitabı puansız bırakıyorum. Muhtemelen okuduğum son Ergülen kitabı olarak kalacak.
'sende aşk yokmuş' dememeli kimse kimseye 'aşk kalmamış dünyada' demeli, 'suç bende değil' 'yoksa ben de aşık olmak isterdim sana, ama yok' yok ki aşk dünyada ben nereden getireyim?'
Aşk, karanlık bir ‘şey’dir. İnsan bile aşk kadar karanlık değildir, insanın gecesi olan anılar bile hiçbir anıya yakıştıramadığımız hayvanlar bile öyle masum kalır ki aşkın yanında: “Rain Dogs” koyu kahveyle iyi gider “Rain Cats” bugünlerde kezzapla aşkı neyle denersen dene ölümle iyi gider yalnızca
Kimse gecesinden bir aşk bağışlamaz kimsenin kelimeler kuyusu olan kalbinde de toplanmaz aşk kimsenin kederinden çalınmaz ve ödünç de alınmaz kimsenin yağmurundan… Aşk karanlığını bağışlar insana kalbini sen toplarsın ona kederi sen yakıştırırsın ve sendeki yağmuru paylaştırırsın kimin gözyaşından kaldıysa
Aşk bazen de onun yerine söylenir herkesin bildiği şeyleri üstelik ilk defa gibi: Aşkı dünyadan getirir insan birine bakarak değil, öyle büyük olmalı ki aşk, karanlığından da fazla, ‘sende aşk yokmuş’ dememeli kimse kimseye ‘aşk kalmamış dünyada’ demeli, ‘suç bende değil’ ‘yoksa ben de âşık olmak isterdim sana, ama yok, yok ki aşk dünyada ben nerden getireyim?
’Belki sözler de karanlık kalmalı, rengini açmamalı onların da, yoksa… Virgül bile aşk için delildir. Belki sözlerin de aynası olmalı ve bakmalı nasıl söylendiğine ve kime… Niye yok yoksa suretimiz suskunluğumuzdan değerli midir?
Herkesin kaybettiği aşkı ben de bulamadım küçük bir oğlan gibi, sanki acının mutluluk olduğuna inandırmışlar da çocukluğumda inanacak başka bir şey kalmamış bana
“Mavi Kadife” yi niye unutamadığını hatırla simsiyah bir şiirdir baştan sona ve hâlâ, maviliği şairler ve budalalar içindir, istersen İskenderiye armağanı ‘Justine’e de sor, istersen ‘kuyu’ diyelim karanlığa da sen bu şiiri bitir ya da küs ve aşkı eğlendir
Aşk çünkü karanlık bir eğlencedir sen üzülürsün aşk eğlenir
Aşk bir kere yalnız bırakırsa insanı yalnızı bir kere daha yalnız bırakır aşk da
Çünkü insan bir değil iki kere yalnızdır aşkta (iki kere karanlık da denilebilir)
önce, kendinde değildir ve sevgili de inanmaz kendinde olmayana …
De ki öyleyse: Ölümden başka her şey ödünçtür ödünç bir bıçak gibi elden ele gezen aşk da ve bir kadının ‘herkes bıçağını bende biledi’ demesinden daha kötüsü, bıçağını o kadında deneyen herkesten biri olmaktır, olsa olsa! Sen de denedin, ‘zor’ olduğu için aşkı yalnızca ondan istedin, oysa aşktan daha zoru, istemekti, bilmedin!
Bilme öyleyse: Aşk bu kadar karanlıksa şiir nedir?
‘Asl’ olan insanın gülümsemesidir başkalarının görmesi değil’ diyemiyorsa…
‘Aşk için daha fazla boşluk yaratmayı’ öğretemiyorsa…
Şiir nedir? ‘Bahçeyi derviş yetiştirir, şiiri aşk’ Bana n’oluyor öyleyse?
‘Ne istediğimi sen bilmezsen ben nasıl bilebilirim? ’ demedikçe şiire ne bizden?
‘Ne kadar güvenebilirsen acı çekmeyen birine aşka da o kadar güven! ’ demeyen şiirden de bana ne?
Dinle öyleyse: Şiir doğudur Asya kadar iyi bir şair de görmedim ben kendinden önce başkalarının düşünü gören
…
Çocuğu içinden atarsan anne olursun yağmuru parka atarsan üzgün şiiri içine atarsan içine atmış olursun yalnızca aşk olursun diyemem yine de içine attıkları bu karanlıkta
“Eskiler alıyorum” diye gezene şimdi sokak kalmış mıdır kimbilir: Geceyi tanımadan şiir yazdın âşık olduğun karanlığa kalmadan şiir dediğin ısrardan başka ne ‘ödünç’ diyorsun durmadan, ödünç, ödünç karanlığı mı istiyorsun ödünç yerine karanlıktan şiir çıkmaz, geceden çıkar ve aşk, istemezse, karanlığını bile ödünç vermez şiire!
Bu bir mektup olsaydı seni güldürürdüm mutlaka fakat bu bir şiir, bağışla seni yine güldürdüğüm için, bağışla Bak ben kaldım, sen de Kal! Karanlığa bir yarım ekle yalnız bir de yağmur kız ekle ve kal istersen yarısı mavi, yarısı bordo bu ödünç şiirde
Ya da; Ya yağmuru alıp gidelim buralardan Ya yağmuru terk ettiğin parka bırak beni de!
Haydar Ergülen yaşayan en önemli birkaç Türk şairden biri!
Okuyunuz, okutunuz...
“küsecek kadar sevmeli insan birini o gelince küsmeli: nerdeydin bunca zaman niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu demeli, o varken de kimseye küsmemeli”
Dayısına ve Hrant'a yazdığı şiirlerle, birkaç mısra haricinde şunların hepsini yok etse, ne kendisi ne edebiyat dünyası için bir eksiklik hissedilir. Sanki yapay zeka algoritmasına klişeleşmiş "şiirsel" sözler sokulmuş da hep aynı bıktıran "duyarlılıklar" yeniden üretilmiş...
''.. Herkes bıçagıno bende biledi Diyen bir kadından daha acısı Bıçagını o kadında deneyen herkesten biri olmaktır..." Gibi bir satırları vardı bir şiirinde. Bazen bir kaç satır insanı fena vuruyor..
herkesin kaybettiği aşkı ben de bulamadım küçük bir oğlan gibi sanki acının mutluluk olduğuna inandırmışlar da çocukluğumda inanacak başka bir şey kalmamış bana
"Güz yüzlü bir kediniz olsun boşluğunuza tutunan, kalbinize taşınan."
“…küsecek kadar sevmeli insan birini o gelince küsmeli: nerdeydin bunca zaman niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu demeli, o varken de kimseye küsmemeli.”
Benim sende bir emanetim vardı Elma diyedir, sende benim olan tek şey Kızıldeniz’e git, elmayı bırak, sen de elma boyunca yürü denizin içine dibe vurunca anlaşılır bazı şeylerin derinliği ben hiç elma yiyen balık görmedim insandan yaralanacağına balıktan yaralansın bu kez o elma kalbimdir benim eski serseriliğim
''Saudade'', sanırım siyah bir kelime olarak gelmiştir Afrika'dan Portekiz'e: 'Olmayana Özlem', içli bir mektup gibi herkes kendi acısıyla çıkar başkasında gurbete... Aşıklar ve şairler, 's'den, önce özür dilerler, sonra güzel şarap filan içip 's'yi ezerler, ''bu ne ızdırap'' olur ''Saudade'' nin Türkçesi, ve ''bu ne ızdırap'' demeye gelir şiir, acı da aşka doğru, öyle...
-Haydar Ergülen, Le Poete Regarde (Şair seyrediyor...) şiiri, syf. 57
Bir hüzne kaç kitap, kaç satır sığar bilemiyoruz fakat tüm o hüzünler ve daha birçoğu bazı kitaplara sığıyor, saklanıyor. İnsanlar gibi kimi kitapların da doğru zamanı olduğuna inanıyorum, Üzgün Kediler Gazeli ne zaman okusam doğru zaman, ne zaman okusam bir başka "aynılık".
İlk okudugum Haydar Ergülen kitabı.Çok begenerek okudum.Gazele doydum bu kitap ile.Dıger kitaplarini da okumak istiyorum.Kitapta ki ozellikle "Baskasinin Şiirleri"bolumu cok hosuma gitti.