TIYO Yayinciligin on dorduncu kitabi "KIRK HADIS" Ismet ozel'in yaptigi radyo konusmalarindan derlenmistir. Bir sairin sectigi kirk hadisi ve bu hadisler ile hayatimiza nasil bakmamiz gerektigini bulacaginiz kitabin arka kapaginda ise sunlar "Bir hadis-i serifin bir sairle ne ilgisi oldugunu, bir hadisin bir saire neler ilham ettigini, bir hadisin bir saire hangi bakimdan ikramda bulundugunu ogrenmek hosunuza gidecekse dogru yere geldiniz. Geldiginiz yer dogrudur ve fakat bu yerde kalacaksaniz bu yerin size rahatlik temin etmeyecegini bildiginiz muddetce kalabilirsiniz. Kalmayi goze aldiysaniz "terakki" sahasina girdiniz demektir. Korkulur ki bu satirlarin devaminda okuyacaklariniz simdiye kadar bozulmadan koruyageldiginiz rahatiniza musallat olacaktir." Tiyo Yayinlari
İsmet Özel, şair ve yazar. Bir süre Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenim gördükten sonra, Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı’ndan mezun oldu. 18 yıl Devlet Konservatuvarı’nda Fransızca okutmanlığı yaptı. Ataol Behramoğlu'yla birlikte Halkın Dostları dergisini kurdu ve yönetti. 1963’ten itibaren şiirleri yayımlanmaya başladı. 1974’te düşünsel ve ruhsal bir değişim yaşayarak yazı hayatına İslami düşünce çerçevesinde devam etti. Uzun yıllar çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. 2005’te Türkiye Yazarlar Birliği deneme ve üstün hizmet ödülünü kazandı. 9 şiir, 22 deneme, söyleşi, mektup ve 5 çeviri kitabına imza attı. 1978 yılında kaleme aldığı Üç Mesele (Teknik, Medeniyet, Yabancılaşma) en önemli kitaplarından biridir. 2007 yılında kurulan İstiklal Marşı Derneği'nin kurucusu ve hâlen genel başkanıdır.
Rasim Özdenören'in Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler'deki "Don Kişotça Müslümanlık" tabirinden sonra Cahit Zarifoğlu'nun Bir Değirmendir Bu Dünya'sını okumuş ve orada bir Don Kişot görmüştüm. İsmet Özel'in Kırk Hadis'ini de bir Don Kişotluk olarak değerlendirebiliriz: Bir şair ne cüretle hadis yorumlayabilir denebilir. Kitap okunduktan sonra ise bu sorudan vazgeçileceğini düşünüyorum. Sebebi kitabı beğenecek olmanız değil, beğenmeyebilirsiniz de; ama Özel'in kitabı yazmadaki -daha doğrusu konuşmalarını kitaplaştırmadaki- temeli sağlam. "Yaşamak bir yanlışlık, din bir bunalımdır" başlıklı bir Mukaddime ile açıyor kitabını Özel. İşte bir şairin Kırk Hadis kitabı telif etmesindeki hikmet de burada yatıyor. Ben bu ifadeyi -kitaptaki açıklamasından bağımsız olarak- şuna benzettim: Yanlış iliklenmiş bir gömleği yırtarak çıkarmaya çalışmak. Biraz daha açacak olursam, İslam'dan uzaklaşmış yaşantımız yanlış iliklenmiş gömleğimizdir. Dinin bizi gayri İslami yaşantıdan çıkarması mevcut bağlamda gömleği yırtarak çıkartmaktan başka şekilde mümkün olamaz. Bu da bir Müslüman'ı "şair olarak" oturup Kırk Hadis yazmaya iter. Çağdaş yaşamın bize biçtiği gömlekleri giydiğimizde, Müslüman olarak var olma imkânlarımız kısıtlanıyor. Oysaki Özel'in kitapta ele aldığı hadis-i şeriflerden de görüleceği üzere, Müslümanlık esasen öyle yüksek bir şahsiyet olmayı gerektiriyor ki, o yüksek şahsiyet çağdaş yaşamın biçtiği "şair", "mühendis", "doktor", "işçi" gibi gömleklere sığmaz, sığamaz. Ha bir hata silsilesi olagelmiştir ömrümüz, biçilmiş o gömlek o yüksek şahsiyet olunamadığı için giyilebilmiş, üstüne bir de yanlış iliklenmiştir. O vakit İslam'dan gayrı kalıp tanımayacak yüksek şahsiyete kavuşmanın tek yolu o gömleği yırtarak çıkarmaktır. Yırtarak çıkarmadıkça, içine sokulduğumuz dar kalıp bizi bunaltacaktır. Bu noktada Özel'in bunalım ile kast ettiğinin Allah'a teslim olup gayret etmekten başka yapılacak başka bir şeyin olmaması olarak belirttiğini ve bunun bir ümitsizlik hâli olmadığını da not edelim.
Kitabın kendisine gelirsek, eğer buradaki hadisleri ilk kez okuyacaksanız yalnızca hadislerin kendileri bile güzel bir seçki oluşturuyor. Benim de daha önceden hiç duymadığım hadis-i şerifler vardı içinde. İsmet Özel genel olarak Müslüman'ın ne kadar yüksek bir şahsiyet olması gerektiğine dair örnekler üzerinden ilerlemiş. Buradaki kilit noktalardan biri Müslümanın sadece kendi kabuğunda Müslüman olmayacağı, her yerde Müslüman olması gerekliliği. Bir diğer önemli husus ise Müslümanın sorumluluk alması gerekliliği. Özel bu açıklamaları yaparken tezatları ortaya koyabilmek için İslam'ın en alçakta gördüğü insanları da, neden bu insanların vurgulandığını da irdelemiş. Kimi hadis-i şeriflerde yazarın da söylediği üzere zaten hadisin kendisi üzerine denecek fazla bir şey kalmamış. Ama bazı hadis-i şeriflere dair farklı ve güzel yorumlar getirilmiş. Burada belki "şair gözüyle" tabirini kullanmam lâzım; ama kitabın hiç de şair gözüyle yazıldığını düşünmüyorum (Hatta dil de şiirsellikten oldukça uzak). Hatta bu dediğim esasen yukarıdaki paragrafta anlattığım "biçilmiş gömlek" metaforuna da aykırı. İsmet Özel bu kitabı bir Müslüman olarak yazmış. Çünkü Özel'in bu kitap vesilesiyle arayışına koyulduğu o Müslüman, yaşama yordamı için hadislere muhtaçtır. Bu noktada sorulması gereken soru da şu olsa gerek: Bizim kırk hadisimiz hangileri?
Beğendiğim hadis yazılarını da numaralarıyla ekleyeyim: 2, 5, 12, 18, 20, 23, 25, 28 30, 36, 37.
Okurken sürekli sürekli öğrendiğim, yaşadığım, anlattığım, hayatımla bütünleştirdiğim her açıdan bilgimi arttıran, ruhumu ferahlatan, her davranışımda Allah’a karşı bir korku duymamın gerekli olduğunu hissini sağlayan kim okursa okusun mutlaka bir yararı dokunacak bir kitaptı. Hatme - son kısmından bir kesit : (Bu kitabı yazmakla) Memnunum çünkü hadislerle meşgul oldum. Hadislerle meşgul olmak insana dünyadaki mevcudiyeti, dünyadaki boyutları, dünyada işgal ettiği yer, dünyadaki işleri konusunda çok derinlemesine hisler kazandırıyor. * İsmet Özel
İsmet Özel'in okuduğum 2. kitabı. Yazarımızın her kitabı gibi bu kitabı da kendisinin izlerini taşıyor. Peki nedir bu iz? İsmet Özel izi diye bir şey vardır. Çoğu insanın normal ve yararlı olarak gördüğü şeyler İsmet Özel için yok edilmesi gereken şeyler listesindedir mesela. Bu kitapta böyle izler taşıyor kendinden. Çoğumuzun hadis kavramına bakış açısı ne yöndedir mesela. Genelimiz için okunulan anda tüketilen bir hadis kavramı var maalesef. İşte İsmet Özel izi burada devreye giriyor ve bizi sığlık ve sıradanlık belasından kurtarıyor. Mutlaka okuyun demeyeceğim çünkü okuyan çoğu insanın rahatını bozan şeyler söyledikleri. Bunu yazarımız da ifade ediyor zaten. Ben size şunu tavsiye ediyorum. Bir hadis bir şairin süzgecinden geçerse ne olur sorusunun cevabını arayın. Kendisi bana kızardı belki bu söylediklerim için. En iyisi mi bir Müslüman ın gözünden okuyun bir hadisi desem şairin de gönlünü almış olurum. Okumanız size çok şey katar garantisi vermesem de bu kitap sizin rahatınızı bozmayı ve rahat denilen kavramın ne menem kötü bir şey olduğunu size dikte ediyor. Kafka bizi ısırıp sokan kitaplar okumalıyız diyor bende size bunu vaat edebilirim sanırım.