Şeytan bir kere girmeyegörsün insanın içine Yaptırmayacağı iş yoktur sahibine...
Yeter, Mimoza, Gonca, Beyza, Sultan, Zeyno, Merve... Ve diğerleri... Bir avuç kader mahkûmu kadın!
"Büyük konuşmasın hiç kimse! 'Böyle bir olay benim başıma gelmez!' demesin. 'Asla' diye başlayan cümleler kurmasın. Hiç ummadığınız bir anda, kapkara bir çukurun dibinde bulabilirsiniz kendinizi. Tıpkı benim gibi..." diyor Beyza.
Bir de Mine var aralarında. Dört duvarın dışında bambaşka bir dünyanın olduğundan habersiz, anasının yatağını, yemeğini ve günahını paylaşan, "Hiç uçurtma uçurmadım ben Kumdan kaleler yapmadım hiç Sokaklarda oynayamadım Çocuğum ben ama Çocukluğumu yaşayamadım!" diyen ve eksik büyüyen bir çocuk.
Her birinin ayrı bir hikâyesi var. İç burkan, hüzünlü; ama bir o kadar da heyecan verici ve çarpıcı…
Canan Tan Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Kendisi değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda birçok derece ve ödül aldı.
-Kelebek (Hürriyet) Gazetesi’nin Senaryo Yarışması’nda Birincilik Ödülü /1979 (Oğlum adlı eser, fotoroman olarak çekildi.)
- İnkılâp Kitabevi’nin Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması’nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye’de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı /1996
- BU Yayınevi’nin Çocuk Öyküleri Yarışması’nda 1. Mansiyon / 1997
Kadına şiddete dikkat çekilmiş. İlknur'un ve Merve'nin hikayesine üzüldüm. Ama sanki Canan Tan tadı yoktu kitapta. Yinede bilinçlenmek adına okunmalı :)
Okuduğum ilk Canan Tan kitabıydı, yazarın kalemini beğendim, fakat kitabın içerisindeki hikayeler çok acıydı
Çoğu aynı kaderi paylaşmış kadınların birbirine benzeyen hikayelerini okudum, aynı acılardan geçmiş, aynı yangınlarda yanmış, kora dönüşmüş çaresiz kadınlar.
Yazar kitaba iyi bir hazırlık yapmış, polisler ile işbirliği yapılmış, hapishanelere gidip mahkumlarla görüşülmüş.
Kitaptaki kadınlar en büyük darbeleri eşlerinden almış, ama ne ironidir ki, o erkekleri yetiştiren de yine bir kadın...
#yorum Yeter, Mimoza, Aysel, Gonca, Sultan, Beyza ve diğer tutuklu kadınlar... Okurken neden suçlu olarak görüldüklerini, mahkum edildiklerini sorguladım sürekli, çünkü benim gözümde suçlu değiller. Her bir kadının, ayrı ayrı ve acı dolu hikayelerini okuyoruz. Kimisi evladını kurtarmak uğruna, kimisi kendi canını kurtarmak uğruna, kimi de yaşadığı hayata lanet ederek kana bulamışlar ellerini. Ben bu hayatlardan birisini yaşamış olsaydım ne yapardım diye sordum kendime. Sanırım bir çoğunda aynısını yapardım. Canan Tan, İzmir Aliağa Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu kadınlarla görüşüp bu kitabı yazmış. Yani hepsi gerçek yaşam hikayesi. Tavsiye ediyorum.
Canan Tan’dan yine güzel bir eser..hapse düşen kadınların hikayeleri..ülkenin erkek manyaklığının alenen gösterildiği harika bir kitap..her bir anı acı dolu..
وای من چقدر سنگین و تکان دهنده گریه ام گرفت "همدرد کوچولوی من! فقط تو می دونی که من چطور اون زنجیرایی که یه عمر بهم آویزون بود رو پاره کردم. مگه نه عزیزه دلم؟"
Bu tür gerçek yaşam öykülerinin en çarpıcı tarafı, insanın bir gün aniden kendini hiç hayal bile edemeyeceği bir durumda bulabilme olasılığını göstermesi. Neredeyse engellenemez bir şey. İnsan daha önce tanımadığı, bilmediği türde olay ve insanlarla karşılaşınca veya olayların gelişme hızı izlenemez olunca yaşamın yönü de birdenbire değişiyor. Kötü durumlar için, kaderin sillesini yemek, ifadesi anlamını buluyor.
kitabi begendigimi soyleyemiyorum -.- zaten stresli oldugum bir dönemde okudum, cabucak bitmesini istiyordum çünkü oyle cok icimi daraltti ki anlatamam... canan tan in bu okudugum ucuncu kitabi ama gercekten tarzini begenmiyorum isinamadim bir turlu... merak ettigim iki kitabi daha vardi ama sanirim okumayacagim..
Akici bir kitapti. Canan Tan'in okudugum ikinci kitabi. Hayatta yasanan gercek hikayelerden olusmus olmasi ise daha önemli kiliyor bu kitabi. Kitap bir sekilde cesitli sebeplerden dolayi hapishaneye düsmüs kadinlarin hikayesini anlatiyor.
her hikaye başlı başına roman olur; keşke olsaymış... konular çok güzel ama sanki fazla hızlı yazılmış, hikayelerde biraz yüzeysel kalınmış, ama bir taraftan da, her hikayenin ana fikri anlatılmış. bende uyandırdığı his; 'güzel bir romanın kısa özetlerinin anlatıldığı bir edebiyat ödevi' şeklinde
Mene çıxıb da bundan 1 hefte önce bir Canan Tan kitabını beyenmiyeceksen söyleselerdi inanmazdım. Beli Canan Tan tam bir hayal qırıqlığı oldu menim üçün. Kitab mövzu baxımından çox gözeldi, bu mövzuya toxunduğu üçün ayaqda alqışlanır👏👏👏 amma hazıra qaçıb. Bildiyin "Issız erkekler korosu" kitabının "Issız kadınlar korosu" versiyonu olmuş bu kitab. Canan Tanın hekaye kitablarını oxumuş biri olaraq deyirem bunu hekaye kitabındakı hekayeler idi. Birde bunu roman adı altında yeni bir kitab adı altında neşr etdirmek deyecek söz tapa bilmirem. Kaşki Canan Tan hazıra qaçmasaydı😔. Eger bu kitaba qiymet versem 3/5.