Önce bir yorgunluk çökecek üstümüze, sonra bir umutsuzluk kaplayacak içimizi. Tekrar sevebilen bir kalbimiz olduğunu hatırlayana kadar yolumuz hiç bitmeyecek. Bir bavula her şey sığmadıkça gitmek hiçbir zaman kolay olmayacak ama bir gün yine de çıkacağız o yola. Uykudan uyandıran mutluluklar ve hiç uyutmayan korkular arasında yaşamaya çalışacağız. Mutluluklar dokunabilecek kadar yakın ama sarılamayacak kadar uzakta olacak. Bilmiyorsak susacağız, dans edemiyorsak ritme eşlik edeceğiz, seviyorsak söyleyeceğiz. Sevdiğimiz kişi tarafından sevilmek için de dua edip duracağız. Gölgesinde dinlendiğimiz o ağacı bulana kadar hiç durmayacağız ama hiç kolay olmayacak.
Bazı kitapların kendine has bir aurası vardır. Gölgesinde Dinlendiğim Ağaç'da onlardan biri. Her okuyanın, okuduğu andaki ruh haline göre kendinden bir şey bulabileceği, tek bir kere okumakla yetinilmeyecek kitaplardan özetle... Zira her okuduğunuzda farklı bir cümle dikkatinizi çekecektir.
Benim "post-itler de bitti, ben de" dediğim çok az kitap var ve bu da onlardan biri. Mevsimler gibi uh halinin her rengine hitap ediyor...
Yazmayı seven insanların özellikle okuması gerekenlerden biri diye de eklemiş olayım, özellikle son öykü her yazarın kalemine bir şeyler ekleyecek mistik değerler içeriyor.
Yazarının benim için kitabın kapağına yazdığı gibi:
"Bu sessiz kelimeler, senin onlara hayatı kolaylaştırman için sayfalar arasında seni bekliyorlar. Onlara sarılıp "hepsi geçecek" der misin?
Masalsı,duygusal,içten ve sevimli bir kitap.Yazar oldukça yaratıcı ve kitapta anlatmak istediği duyguyu seçtiği kelimelerle çok güzel ifade ediyor,hissettiriyor.Satırlar hüzünlü ama bir o kadar da pozitif ve umut barındırıyor.Ayrıca kitap doğaya başka bir bakış kazandırıyor.Yani doğa sevdalısı ve barış destekçisi bir kitap.Şiir tadında dokunaklı,hikaye tarzında heyecanlı ve sürükleyici.Yazarın yazış tarzı ilgi çekici,her türden her duygudan biraz barındırıyor gibi.Bu da kitabı normal bir kitap olmaktan çıkarıp düşündürücü,bol hesaplaşmalı ama asla pes etmediğimiz bir serüvene dönüştürüyor.Girdabın peşinden gidip,kendimizle yüzleşip,içimizdeki çocukla barışıp,yüzen adaya ulaşmak gerek.
Kitap okumaktan çok Özdemir'in twitter mesajlarını okur gibiydim. Her ne kadar ara ara güzel tespitler okusam da bir kitaptan beklediğim bu değil. Kendine özgü tarz diyeceksiniz belki ama akıcılık ve yakınlıktan çok uzaktı.