Jump to ratings and reviews
Rate this book
Rate this book
“Babam, tamı tamamına yirmi beş yıl sonra, bir elinde yıllanmış üç telli bağlaması, diğer elinde ahşap bavulu, kapımın önünde diz çökmüş, gece vakti aniden ortaya çıkmış mahcup bir konuk veya geçip giden zamandan borcunu mahsup etmeye gelmiş eski bir alacaklı gibi öylece beni bekliyordu.”

Evvela, baba-oğul hesaplaşmasına dair bir roman bu… Kırgınlığın, kızgınlığın, suçluluk duygusuyla, hayatından çıkartma arzusunun kopamamakla boğuştuğu bir hesaplaşma. Romanın kahramanı avukatın “Her oğul gibi, ne kadar direnirsem direneyim daha en başından babama karşı yeniktim” hissinin hep orada durduğu bir hesaplaşma.

Bir yandan da kırık bir aşk hikâyesinin bulutu dolanıyor babasıyla “meselesini” halletmeye çalışan adamın üzerinde… Yoksa, iki aşk hikâyesinin mi?

Roman, aynı zamanda bir yol hikâyesi… Hem, düz anlamıyla bir yol hikâyesi: Diyarbakır’dan Kars’a yolculuk ediyoruz. Uzun yolun menzilleri, konaklama tesisleri, aramalar, kontroller, ıssız taşra köşeleri… Memleket hastaneleri…

Ama bir yandan da hafıza içinde bir yolculuğun hikâyesini dinliyoruz. Zihnin kuytularına, bilincin dehlizlerine de uzanan bir yolculuk. Her konakta çırak ve hayranlarının adeta onu beklediği saz âşığı babanın müphem ilişkilerinin ve evvel hayatındaki kadınların sırrına doğru yolculuk… Asıl uzun yol, o işte…

Okurları, Kemal Varol’un önceki eserlerine de uğradığını sezecektir bu yolculuğun.


Âşıklar Bayramı içli bir türkü…

220 pages, Unknown Binding

First published January 1, 2019

12 people are currently reading
367 people want to read

About the author

Kemal Varol

20 books73 followers
1977 yılında doğdu. Yas Yüzükleri, Kin Divanı ve Temmuzun On Sekizi adlı üç şiir kitabı Bakiye adıyla toplu şiirler olarak kitaplaştı. Romanları: Jar, 2011; Haw, 2014; Ucunda Ölüm Var, 2016 yılında yayımlandı. Haw romanı, 2014 Cevdet Kudret Roman Ödülü’nü kazandı. Sabitfikir tarafından 2014’ün en iyi romanı seçilen Haw, ayrıca Bursa ÇGD tarafından 2015 Barış Ödülü’ne de layık görüldü.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
264 (42%)
4 stars
227 (36%)
3 stars
100 (16%)
2 stars
24 (3%)
1 star
7 (1%)
Displaying 1 - 30 of 78 reviews
Profile Image for Pinar Celebi.
164 reviews457 followers
January 7, 2021
Çıkmasına gün saydım. Yetmedi. Kitap çıkınca bana ulaşacağı gün için gün hatta saat saydım. Hayat girdi araya. Çıkar çıkmaz alamadım. Sonra hem heyecan, hem stres. Ya önceki kitaplarda bulduğum büyü bozulursa? Ya bu kitap eski kitapları bana aratırsa? Ne anlamsız değil mi?

Bir yazarı çok sevince böyle oluyor ki benim için iki yazar var bana bunu yaşatan: Biri Gabo, biri Kemal Varol. İlki rüştünü ispat etmiş, göçmüş gitmiş. Ben halen tüm kitaplarını okumadım, okumaya kıyamamak diye bir şey var çünkü benim dünyamda. Diğeri hayatta, yaşıt sayılırız hatta. Yazıyor, yazacak daha çünkü yazmak bir dert paylaşımı onun için. Paylaşarak hafifliyor ama hayat bu, dertlerin biri gidiyor, biri geliyor... Âşıklar Bayramı'nı büyük bir beklentiyle ve inanılmaz keyifle okudum. İçim acıdı, gözlerim ıslandı. Az gülümsedim, bol içimi çektim. Nasıl özlemişim Arkanya'yı, arada derede varlığı eksik olmayan köpekleri, insanın başka bir insanda ne derinlikte izler bıraktığını hatırlamayı, bir türküye, bir şiire, bir mektuba yüklenebilecek anlamların derinliğini ve de tabii ki kitapların arasında dolaşan karakterleri. Umarım Varol bizi Arkanya'dan da kitapların arasında dolaşan karakterlerinden de mahrum etmez gelecek kitaplarında.

Bu senelik Varol dozumuzu aldık. Şimdi yazar için imza günleri, fuarlar, oradan oraya dolaşmalar. Benim bundan sonra takip edeceğim ise Kemal Bey'in sosyal medyada ne zaman sessizleşeceği ve kendi dünyasına çekilip yeni bir eser ortaya çıkaracağı. Açgözlü bir okur daha ne ister ki :)
Profile Image for Sine.
388 reviews475 followers
August 25, 2022
çevremde âşıklar bayramı değilse de, başka kitapları övülen bir yazar olan kemal varol'a neden olduğunu bilmeden mesafeli duruyordum -ve sanırım yanlış kitapla tanıştım kendisiyle. sevgili bff'im sinem'in, bizim büyük challenge'ımıza "önyargılı olduğunuz bir yazar" maddesi yazdığımız sene de dediği gibi: önyargım yargıya dönüştü. maalesef.

şimdi öncelikle şu kısmı bir netleştireyim: uzunyayla'nın ıssız birer köyüne yerleştirilmiş iki çerkes sülalesinin evladı olarak, mersin'de doğup büyüsem ve teknik olarak bu "yerleştirilme" dışında iç anadolu ile bir bağım olmasa da; çocukluğumun arka planında bol bol bozkırda yapılan uzun yol, ve bu yolda dinlenen deyişler, türküler var. bir yandan da bu pozitif önyargıyla başladım kitabı dinlemeye. bahsi geçen bazı deyiş ve türküleri o kadar severim ki hatta, storytel'i durdurup spotify'a geçtiğim oldu birkaç kere. kitabın bu tarafıyla çok iyi anlaştım.

gelelim bu beni çok iyi yakalayabileceği yüzüne rağmen anlaşamadığım taraflarına: birincisi, kitap tamamen baba-oğul ilişkisindeki oğlun bakış açısıyla yazılmış olmasına rağmen, karakter sizi asla kendisinin haklı olduğuna ikna edemiyor. en azından beni edemedi. kadınlarla ilişkisi son derece problemli, adeta bir ıssız adam. unutamadığı eski sevgilisi kitapta kilit bir tema olarak geçse de bir yandan sürekli bir "diğer kadınlar" vurgusu var ki bir noktada bu ayrımı çizmesini bekledim, olmadı. bir dipnot olarak şunu da ekleyeyim araya: eski sevgiliye atılan tüm e-postalardan nefret ettim, keşke hiç olmasalardı kitapta. o kadının yerine ben bu mailleri alsam ne hissederdim diye düşünüyorum, aklıma sadece küfür geliyor. tabi ki bu karakter özelinde çok tutarlı, baba ilgisinden mahrum büyümüş ve kendiyle son derece ilgili bu adamın, her cümlesi "üzgünüm"lerle, "özür dilerim"lerle biten, kendisi telefonlarına çıkmadığı kadınlarla gönül eğlendirirken kadının bırakıldığı yerde beklediğini varsayan bir tablo çizen e-postaları adamı tokatlama isteği ve "ya bi sus be!"lerle geçti benim açımdan. tabi dediğim gibi, bu son derece tutarlı; benim buradaki derdim bu karakterin kavga ettiğim bir karakter olarak kitaba artı puan yazamamasıyla. yoksa dövülesi karakter içerdiği için övdüğümüz kitaplar da var: bu öyle güzel bir dövülesilik değil. zaten müvekkilinin bir kadın cinayetine karışmasıyla ilgili konuştuğu kısa bölümlerde bunu nötr anlatma derdine düşerken umursamazca anlatması, naif bir aşık mıymış da soğukkanlı bir katil miymiş tereddütleri filan derken yusuf'un üstünü tamamen çizdim, geçmiş olsun.

baba karakterinde de, diyarbakır-kars yolunun her uğrak noktasında bir kadından af dileme hikayesi de ilk seferde duygusalken, tekrarlandıkça oğlunun kime çektiğini anlamamıza sebep oluyor. burada benim takıldığım şey, karakterin sevimsizliğinden ziyade bu sefer gerçekten tutarsızlık. bu karakterin saz aşığı ve baba olarak çizilen portresiyle birlikte oturtamadım bu her limanda bir sevgili tarafını. bari ikide kalsaydı... dkjfhg neyse cıvımayayım, baba yine daha sevilesi bir karakter, bir kere etrafınızda böyle ciddi hastalık yaşamış biri olduysa empati kurmamanız zaten imkansız. ama onun bile evladını 25 yıldır niye aramadığı belirsiz. eşi niye terk etmiş bunu anlatıyor oğluna. dayıcım okey de sen evladını yine bi arasaydın yahu. kitapta bu tür havada kalan şeyler sayısız, ama ıssız adamımızın ex ve nextleri beni çok ilgilendirmediği için bozulmasam da o malum e-postalar yerine babanın o kayıp 25 yılda ne yaptığına dair bir icmal okusam daha mutlu olurdum açıkçası.

velhasıl kitabın bu erkek erkek anlatısı beni zaten çok itti. bu elbette kişisel bir şey, bundan herkes rahatsız olmayabilir, bana katılmayabilirsiniz. ama bunları bir kenara koyup sadece edebi anlamda kitaba baktığımda da (kitabı dinlediğim halde) kırmızı kalemi elime alıp sürekli düzeltme yapma arzusu duydum, bu da benim kitaptan uzaklaşmamı sağlayan ve en az diğer saydıklarım kadar önemli olan bir etmen. daha "şık" cümle kurma arzusuyla eklenen gereksiz detaylar, kelime kalabalıkları beni çok yordu. aklımda kalan bir örneği vereyim; 25 yıldır görmediği ve görüşmeye başlayalı 24 saat dolmamış babasıyla ilgili, oğlu şuna benzer bir cümle kuruyor: "babam uyuyordu, ya da telefon çalınca konuşurken rahatsız olmayayım diye her zaman yaptığı gibi uyuyor numarası yaptı." nasıl bir "her zaman" bu? sizin henüz bir "her zaman"ınız yok ki, sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? daha önce birlikte olduğunuz yıllarda cep telefonu yoktu... filan işte, bu tür şeyleri kafasına çok takan ve hatta yine kafasında kavga eden bir okur olarak aslında kitabın en rahatsız olduğum tarafı bu. içeriğin erilliğini edebi üstünlük olması durumunda görmezden gelebilirim, en azından "eril ama maalesef çok iyi" derim feministliğimi düşürmek pahasına. ama edebi anlamnda, okur olarak geldiğim noktada beni tatmin etmesi mümkün olmayan bir anlatı tarzı bu maalesef.

eylül'de netflix'te çıkacak filmin fragmanını görünce önden okumak istemiştim. sadece filmi izlesem de olurmuş, muhtemelen onu daha çok seveceğim. üstünden kuş uçsa ağlayacak tıynette bir sulugöz olarak sadece sondaki aşık veysel alıntısına doldu gözlerim, öyle bir kitapla kavga etmek... neyse, benlik değilmiş işte, öğrenmiş oldum böylece. sevenlerine saygım sonsuz, benim teşrik-i mesaim burada sonlanıyor yazarla.
Profile Image for Aslıhan Çelik Tufan.
647 reviews199 followers
December 23, 2020
Çok uzun zaman önce yanlış kitapla başladığımı anlayınca tamamını toplamak üzere ertelediğim bir yazar Kemal Varol. Bence kendim için en doğru zamanda başladım.

Ucunda Ölüm Var, Ağıtçı Kadın ile Heves Ali'nin elli yıllık hasreti çevresindeki irili ufaklı pek çok hikaye ile dert bir türkü dinlemek gibi. İkisinin hikayesi dedimse de aslında öykü öykü içinde. Kendimi büyük bir han geziyor gibi hissettim. Her kapı açışımda yepyeni bir dert deryası. Her biri için oturup ağlasam yeridir halleri. Açıkçası yer yer sekteye uğruyor ara hikayeler ama bir bütün olarak şahaneler.

Aşıklar Bayramı ile Heves Ali'nin dünyasının kapılarını aralıyoruz. Ailesi, oğlu, iyisi kötüsü tüm hesaplaşmasına yanık bir türkü eşliğinde şahit oluyoruz.

Kemal Varol, kalemiyle duygularımıza dokunuyor adeta. İnsan, hem mutlu hem hüzünlü hem kederli hem neşeli hissediyor kendini. Duygularımın dönme dolabında bikaç tur attım sayesinde, teşekkürler.

Kemal Varol' un duygularınıza kalemiyle dokunmasına izin vermenizi öneririm.

Keyifli okumalar!

#readingismycardio #aslihanneokudu #okudumbitti #bookstagram #okumakiptiladır #kimneokudu #kitapyolda #iletişimyayınları #kitap #okuyorum #ucundaölümvar #aşıklarbayramı #kemalvarol #kitapengüzelhediye #kitaplariyikivar
Profile Image for Büşra  .
263 reviews89 followers
February 20, 2021
Bir halk müziği meraklısı olarak hevesle başladım kitaba. Sevgili Özcan Alper'in film uyarlayacağını duyduğumda ise hevesim katlanmıştı. Ancak bazı hayal kirikliklarina uğradım diyebilirim. Örneğin yaşını başını almış Karslı bir halk ozanı neden modern sayılabilecek bir İstanbul Türkçesi ile konuşur? Keza diğer insanlar da öyle. Bu insanın karakterle bağ kurma konusunda büyük bir engel bence. Daha iyi bir karşılaştırma için Yaşar Kemal okumalarını öneririm.

Bir diğer mevzubahis ise, aslında kitaba hiçbir katkısı olmayan, nerede başlayıp nerede bittiğini de anlamadığımız bir aşk üçgeni. Sanırım artık bulantı geliyor bana bu "zorla terk edilmek zorunda kalınan muhteşem kadın, herkeste onu arayan ıssız adam, asla o kadının yerini tutmayan ama adamın da terk etmediği eh işte bir kadın" üçlemesinden ya. Daha iyi bir fikriniz yoksa YAZMAYIN ARTIK BU AŞK UCGENLERINI GINA GELDİ CİDDEN.


Son not: İçimden geçen puan 3 idi ama sultan suyu türküsünün hatırına verdim bu puanı. Umarım filmi daha güzel olur. 🌸
Profile Image for Meltem Sağlam.
Author 1 book166 followers
August 13, 2024
Yazarın ‘Heves Ali’ üçlemesinin ikinci kitabı. Yazar bu kitabı ile 2019 Dünya Kitap, Yılın Telif Kitabı Ödülü’nü ve 2020 Yılı 5. Atilla İlhan Edebiyat Ödülü’nü kazandı. İlk kitap; ‘Ucunda Ölüm Var’, üçüncü kitap; ‘Babamın Bağlaması’. Ben, 2023 Yılı Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazanan ‘Babamın Bağlaması’ kitabı ile başladım Kemal Varol okumaya. Bu kitap beni dili ile cümleleri ile inanılmaz etkilemişti. Bir üçlemenin son kitabı olduğunu bilmiyordum. Şimdi ilk kitaptan başlayarak üç kitabı sıra ile birlikte okumayı planlıyorum.

‘Aşıklar Bayramı’ romanının dili, ‘Ucunda Ölüm Var’ romanından farklı olsa da, bu roman da, diğer iki roman gibi; hikayesi, kurgusu, dili ve yüreğime dokunan cümleleri ile çok etkileyici. Çok beğendim, keyifle okudum.

Anadolu’nun aşıklarına ve aşklarına bir saygı duruşu.

Üçlemeyi sırasıyla okumanızı öneririm. Her biri bağımsız okunabilecek eserler olsa da, üçü bir bütün oluşturuyor.
Profile Image for Ludmilla.
363 reviews212 followers
August 24, 2019
hayli duygusal bir kitap, sempati kurabilirseniz üzülüyor ve etkileniyorsunuz. ama bunun haricinde pek bir şey göremedim, maalesef.

kuşlar yasına gider baba-oğul ilişkisi açısından ne kadar çatışmasızsa, bu kitap o kadar çatışmalı. ama bu aşıklar bayramı'nı kuşlar yasına gider'den iyi yapmıyor. aradaki maillere bayılanlar olmuş, kitapta beni en rahatsız eden şey oydu, çok gereksiz buldum ve açıkçası okurlar sosyal medyada orada burada paylaşsın diye yazıldığını düşündüm.

kemal varol daha önce okumamıştım, bir kitabına daha şans verebilirim ama açıkçası iletişim yerli edebiyatında eyüp aygün tayşir haricinde gerçek manada parlayacak bir yazar çıkacağını düşünmüyorum. klişeden ölmek istersem devam ederim.
Profile Image for Zübeyde Özgür.
101 reviews19 followers
October 7, 2022
Biliyorum bu yorumu okuyan Kemal Varol fanları beni bir tur linçleyecek ama kitabı beğenmedim ve kurgunun çok eksik olduğunu düşünüyorum.

Saz aşığı Heves Ali 30 yıldır görmediği oğlu Yusuf’un bir gece kapısını çalar. Yarın sabah Kars’a gideceğini söyler ve Yusuf’un evinde bir gece misafir olur. Ertesi gün Kars’a yola çıkar ama Yusuf, babasının hasta olduğunu anlar ve onu Kars’a kendi götürmeye karar verir. Olayın başlangıç şehri de Kırşehir bu arada. Yolda aralarında bir hesaplaşma başlar ve Heves Ali ile Yusuf 30 yılın defterini açarlar.

Şimdi gelgelelim benim kafama takılanlara. Bu adam yani Heves Ali oğlunu 30 yıl neden görmemiş? Her durduğu şehirde Heves Ali için yanıp tutuşan bir kadın var, adam resmen Anadolu’nun Don Juan’ı çıktı. Bu kadar kadının Anadolu’nun namus normlarına göre normal karşılanması ve köylünün de anlayış g��stermesi ayrı bir olay. Bir ara Alevilik’ten bir söz açıldı orası hiç anlaşılmaz bir bölümdü. Yusuf’un babası gibi uçan kuşa istek atmasına hiç girmiyorum. Mecaz değil bu arada gerçek.

Bu kitabın mesajı neydi oturdum düşündüm ciddi ama yok ben bulamadım. Hesaplaşma kısmı bile yarımdı bari nedenleri öğrenseydik.

Velhasıl bu kitap benim için olmamış bir kitap. Yazarın emeğine, kalemine sağlık ama beni doyurmadı. Ha tek kitapla yazardan vazgeçecek miyim? Hayır! Diğer kitaplarını da okuyacağım.

Profile Image for funda.
147 reviews
July 13, 2021
Devamı olmalı, devamı yazılmalı. Heves Ali’nin hikayesi böyle yarım kalmamalı. Satır aralarında durup düşündüren cümleleri ile Aşıklar Bayramı çok keyifli bir okumaydı benim için.
“Herkes arkasında bir şey bırakır bir gün. Bir İşaret, bir söz, bir bakış...
Ben sana keder, sana veda, sana tutulması zor bir yas bıraktım;üzgünüm.”
Profile Image for Madiha Ahmed.
228 reviews106 followers
September 8, 2024
إنها الكتب
تلك التي تنادينا كلماتها وتشبه مشاعرنا
لا أدري لماذا أقرأ قصص عن الفقد ولا أتعمد انتقائها
لكن هذا هو الحال
مع محبين الكتب والذين يتبعون حدسهم

سأكتب مراجعة عنها بعد أن تتوقف دموعي على رحيل والد يوسف ومحاولات " القبض على أفق الأب" في ثلاث ليالي بعد فراق دام ٢٥ عاما

آمان ربي آمان

Kalbim acıyor

========

الرواية هذه أرهقتني
‏حين يعود الأب الغائب للابن ويمضيان ثلاثة أيام معا في رحلة مابين الماضي والحاضر
‏صراع الابن لمحاسبة الأب
‏وصراع الأب للوقت المتبقي من حياته
‏فهل يلتقيان ؟ هل يكفي الحوار ورأب الصدع بعد سنوات البعد؟ هل للمسامحة وجود؟
‏لكن الحقيقة واحدة "ستبقى كلمة الأب غير مكتملة " لدى الابن الذي يحاول اللحاق بظل والده العازف المريض.

‏الترجمة بديعة والقصة مؤثرة يتوسطها رسائل لم تصل للحبيبة
اقتباس📍
"أخذت جملته الأخيرة من البداية وأعدت يدي الفارغة إلى ركبته المتعبة، وقلت:

-نعم، كنت تقول الفراق والموت.

-الفراق والموت متشابهان للغاية، هل تعلم ذلك؟

ابتلع ريقه بشدة وحاول إتمام جملته :

- يبقى الناس في سن الموت . لذلك بغض النظر عن عمرك، سوف يتذكرك الناس دائما في هذا العمر. أعتقد أنه عندما يفارق
الإنسان شخصاً ما، فإنه يبقى في نفس العمر” .
Profile Image for Tuna Turan.
409 reviews57 followers
September 7, 2022
Filmini izledikten sonra oturup bir de kitabını okuyayım dedim. Filmi izlerken, film o kadar çok beni yordu ki olmamış bir şey var var derken sonunda boğazda bir düğüm bırakarak bitti. İyi ki sonradan kitabı okumuşum dedim. Daha çok detay, daha çok karakter analizi vardı kitapta.

Yirmi beş yıl sonra çıkıp gelse babanız siz ne yapardınız? Hem kendinizle hem babanızla olan hesabınızı nasıl kapatırsınız? Kitapta oğul da baba da filme göre daha derin anlatılmış. Filmde olduğu gibi sonunda da boğazda bir yumru kalıyor.

Konu baba olunca hangimizin kapanmayan hesabı olur ki?
Profile Image for Kayıp Rıhtım.
375 reviews299 followers
Read
November 27, 2019
Toprakların, mesafelerin, zamanların, unutmaların doldurduğunu sandığımız boşluklar, kader ağlarının gözden ırakta örüp de ömür nakşına işlediği bir başka düzendir yalnızca. Gün gelir, hiç beklemediğimiz bir anda, hatta uğramayacağından emin olmak için tarihin nokta konmuş zamanlarına gömdüğümüz bir vakitte; her şey bir kapı tokmağı ile başlar. Tam da kaldığı yerden; tam da en taze, en canlı, en şiddetli hâliyle…

Yılların uzun uğraşlar sonucu emek zahmet kapattığı, dikişlerini sımsıkı düğümlerle didinerek bağladığı, izini belli etmemek için üstlerinde titizlikle çalıştığı yaralar; işte varıp da gönül kapısına nihayet diz çökmüş o tokmağın vuruşuyla yeni baştan açılır, dağılır, kanar, ağlar. Bu kaderden kaçış yoktur; doğmanın büyümeye, yetişmenin ölmeye düğümlendiği gibi unutmanın peşi sıra, kendi vaktinin gelmesini bekler. Geldiğinde de anaların seneler evvel doğurduğu günü tarihe karıştırıp yerle bir eder; her şeyi baştan, kırgın ve yalnız yaratır. Bunun için “babalar, alnımıza yazılan yalnızlıklardır,” derken Hasan Ali Toptaş, Kemal Varol “ba” hecesinde kalır ve tamamlamadan bir başına bırakır, bir babaya nokta koyduğu Âşıklar Bayramı’nda.

Rabia Elif Özcan

İncelemenin tamamı: https://kayiprihtim.com/inceleme/asik...
Profile Image for Özlem Tutar.
93 reviews27 followers
February 10, 2020
Çok övüldüğü için biraz tereddütüm vardı, beni hiç çekmeyen adı (haliyle de konusu) ve kapağı da cabası. Ancak dili, anlatımı ve duygu yoğunluğu çok güzel, etkilenmemek elde değil. Güzel bir yol türküsü, iyi bir baba oğul öyküsü. Ama hem bazı gereksiz bölümler hem de tam oturmamış bazi diyaloglar beni rahatsız etti, özellikle yarısından sonra biraz soğudum. Sonuca bağlanmamış yerler de rahatsız etti. Yazar okurun merakını tam olarak gidermediği gibi beklenen yüzleşmeyi de bir türlü vermiyor. Ama duygusal yoğunluğu yüksek, ve okuru oradan yakalayan bir kitap olmuş.
Profile Image for Meric Aksu.
159 reviews33 followers
August 17, 2019
"Kipriğin kaşına değdiğinde beni hatırla"

Ben daha ordayım, geçemiyorum öteye
Profile Image for Hülya.
152 reviews13 followers
February 25, 2020
Her çevirdiğim sayfada kalbime bir yumruk indi....

Profile Image for Betül.
61 reviews15 followers
February 8, 2021
Kelimeler boğazımda hâlâ düğüm düğüm. Kemal Varol'un daha önce okuduğum kitaplarını 2. kez okuyorum ancak etkisi ilk okuduğumda hissettirdiklerinden daha bile fazla.

Yirmi beş yıl geçse de bazı şeylerin değişmediğini görüyoruz. Örneğin baba kokusu, babanın su içerken yaptığı hareket, babanın o kederle bakan ceketi... Gecenin bir yarısı çalan zille, eksikliğini hissetmemek için hep varlığı bastırılan, yok sayılan ancak bir gölge gibi peşinde gezen babasının "Konuk kabul ediyor musun?" demesiyle başlıyor roman. Babanın oğlu karşısında ezilmişliği, nereye oturacağını bilememesi özellikle sonda kablosunu saklamaya çalışması içime o kadar çok dokundu ki, paramparça oldum. İki insanın o tutukluğu, yılların söylenmemiş harfleri boğazlarında takılıp çıkamazken bu baba-oğulun hikâyesine giriyoruz. Baktığımızda bir yolculuk romanı bu, Diyarbakır'dan Kars'a uzanan ama en çok kendi iç yolculukları.

Affetme konusu romanın merkezi diyebiliriz. Babanın oğlundan aslında bir nevi af dilemesi, babanın eski sevgililerinden af dilemesi ve oğlun eski sevgilisi Aylın'a yazdığı mektuplar. Bu noktada geçmişle yüzleşme, tamamen bitirilmeyen duyguların ağırlığını yaşamayı Varol çok başarılı işlemiş. Ayrıca kitapta gözler, bakışlar, göz göze gelmek yoğun bir şekilde kullanılmış sanıyorum ki yer yer duygu yoğunluğunu arttıran unsurlardan biri de buydu. Tam burada Ucumda Ölüm Var kitabından alıntı yapmak istiyorum: "Acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olurdu. Acı çekenin kim olduğunu anlamak içinse gözlere bakmak yeterliydi." sf.44

Dikkatimi çeken diğer bir nokta doğanın, doğa olaylarının kullanımı oldu. Karakterlerin ruh hâline, yaşadıklarına uyan bir havayla karşılaşıyoruz ya da birazdan olacakları önden söyler gibi doğa betimlemeleri görüyoruz, bu detayı çok sevdim. Özellikle kitap belli bir yere kadar inanılmaz sisli diyebileceğim belirsiz, bulanık bir his uyandırıyordu insanda ve kitabın başı da direkt sisli havayla başlıyordu Yusuf'un camdan dışarı baktığı kısım: "...dışarıdaki sise bulanmış gecenin bana verecek önemli bir sırrı varmış gibi başımı pencereye doğru çevirdim." sf. 13
Değinmem gereken diğer nokta Âşıklar Bayramı'nı okumadan önce Ucunda Ölüm Var'ı okumanız olacak. Böylece daha iyi anlayacak kafanızda soru işareti kalmayacaktır hatta ilk kitabından başlayarak okumanız daha doğru olabilir zaman zaman eski kitaplardaki karakterlerle ya da mekânlarla karşılaşabiliyoruz çünkü Kemal Varol'un romanlarında.
Ayrıca ara ara bize göz kırpan Türkiye meseleleri yine vardı bu romanda da, bu detayları oldukça seviyorum.

Bundan sonrası sürpriz bozan olabilir ona göre okuyun derim.

Bu kitapta meşhur Heves Ali'yle tanışıyoruz ve ben sevdim Heves Ali'yi. Geride bıraktığı oğluna, sevgililerine rağmen sevdim kızamadım ona. O çekingenliği, ne yapacağını bilemez hâli çok dokundu bana. Onu, son nefesine kadar yanında taşıdığı üç telli bağlamasıyla olan ilişkisini anlamaya çalıştım ve nefret edemedim ondan. Ağıtçı Kadın'ın bir ömrünü onu bekleyerek geçirmesine karşın onun gözünden çok ayrıntılı bir şekilde okumuştuk çünkü yine de sinirlenemedim. Ancak babaya kızamasam da Yusuf'a bir o kadar içim burkuldu yine de. Yusuf'un Aylın'ı bir gün sebepsiz bırakıp gitmesini babasına bağladım hep. Bir insanda böyle kalıcı iz bırakmak, hafızada kalan o anıyı ömür boyu taşımanın zorluğunu yaşaması acı verdi. "Baba" kelimesinin bu kadar zor söylenmesi -ki söylenememesi desek daha doğru olacak- birbirlerine dokunamamaları tüm o duygu yoğunluğunu içimde hissettim. Aslında hiç tanımadığınız bir insanın sırf "baba" olduğunu bilmenin ona yüklediği anlamla boğuşmanın zorluğunu gördük roman boyunca. Ne kadar kopmak istese, babasını bırakmak istese de hiç bırakamaması çünkü aslında 25 yıl sonra ilk defa göz göze geldiği, aynı odada bulunduğu, beraber seyahat ettiği bu adamdan hiç kopmak istememesi baba kavramını sorgulattı bana.

Bu yaşanmışlıkta yine Yusuf'un tamamlayamadığı hikâyesinde boşlukları kaldı ama her ne olursa olsun bazı şeyler tamamlanamıyor maalesef. Son olarak kitabın sonunda gözlerimin dolmasını önleyemedim öyle kitaplarda ağlayan biri değilimdir bu Kemal Varol'un o güçlü anlatımının eseri olsa gerek. Son sayfalarda duygu yoğunluğu alıp götürdü beni bambaşka yerlere bu noktada Yusuf'la Heves Ali'den çok kendimle hesaplaşmama da gittim belki. Yusuf'un içinde bulunduğu durumu kitabın başlarında okuduk: "...bayrağım hep gönderde yarı çekili de olsa, yaşayıp durdum yıllarca". Son sayfa da ise: "...bayrağın yavaş yavaş gönderden aşağı indiğini görünce üşümemin daha da arttığını, âdeta buz tuttuğunu hissettim". Söylecek fazla söz yok, bu detayı çok sevdim. Son bölümü "Sultan Suyu" türküsüyle birlikte okudum etkisi birkaç misli daha arttı. Son noktada bir alıntı daha yapmak istiyorum çok sevdiğim Ucunda Ölüm Var'dan: "Fakat dünya üzerindeki herkes ve her şeyin sonu beklemeye yazgılıyken, ölümün bir dakika bile beklemeye tahammülü yoktu." sf. 15 Baba-oğul ilişkisini az ve öz özetleyen cümle bu olurdu sanırım.

Şunu eklememişim bir de eklemesem olmaz: Ağıtçı Kadın'ın "Ayrılığın ve ölümün bilgisi birbirine ne kadar çok benziyor." sözünü Heves Ali'den "Ayrılıkla ölüm fena halde birbirine benziyor, biliyor musun?" deyişini duymak hemen yüzümde buruk bir gülümsemeye sebep oldu.

Tek söyleyecek lafım kaldı, okuyunuz.
İyi ki.
Profile Image for Renklikalem.
541 reviews174 followers
October 9, 2022
Bir şiir gibi, bir türkü gibi okudum Aşıklar Bayramı’nı. Kafamdaki kurguya, karakterlere etki etmesin diye filmi -en azından uzunca bir süre- izlemeyi düşünmüyorum. Ama Ucunda Ölüm Var olsaydı, Ağıtçı Kadın’a kayıtsız kalamaz, hemen izlerdim herhalde. Böylece biraz tarafımı da belli etmiş oldum sanırım:)

Adıgüzel’i görmek de hikayenin ayrı bir bonusu oldu.

Cebinde türküler, şiirler, kelimeler biriktiren yazarların kalemi, devri daim olsun!
Profile Image for Ayse Dilsad Cetin Ozyurt.
196 reviews16 followers
July 16, 2020
@niluferkutuphane’nin organizasyonu ve @kemal_varol21’un eğitmenliğinde Roman Atölyesi’ne geçen Perşembe akşamı başladık. Dünyanın bizim hayatımıza göre dönüşmesi beni çok mutlu ediyor. Artık dijital ortamda farklı şehirlerden, farklı ülkelerden katılımcılar bir araya gelebiliyor. Mesela ben bu ders boyunca hem dersi dinledim, hem kızımı doyurdum, ilaçlarını içirdim, uyuttum. Uzunca bir süreden sonra fırsatlarımın eşit olduğunu hissettim.🦠🦋
Atölyenin ilk kitaplarından #AsiklarBayrami’ni iki günde #okudumbitti. Bu Salı hep birlikte yazarın bu romanı yazarken kullandığı teknikleri inceleyeceğiz.
Roman bir yol hikayesi. 25 yıl aradan sonra bir gece kapısında beliren babası Aşık Heves Ali ile Avukat Yusuf’un Diyarbakır’dan Kars’a olan yolculuğunun hikayesi. Benim için fazla hüzünlü. İlk cümleden son cümleye kadar okuru çok güzel oyalamış. Hesabı çok iyi yapılmış. Hikayesi sürükleyici, nolacak nolacak diye okutuyor sonuna kadar. İlginç olanı bu kitap da #UcundaOlumVar gibi 227 sayfa!
Şimdi de onu okumam gerekiyor.🐥
@iletisimyayin kitaplarında genelde 3-5 redaksiyon hatası oluyor. Bu kitap da nasibini almış.
Bu kitap bana fazlasıyla Kuşlar Yasına Gider’i hatırlattı ki bir noktada bana göre kapalı montaj var. 😉 Son okuduğum iki kitabın da babayı uğurlama, babayla vedalaşma üzerine olması gerçekten enteresan.
Profile Image for Sevim Tezel Aydın.
806 reviews54 followers
November 8, 2022
"Aramızdan sadece kırık dökük bir zaman değil, telafisi imkansız koca bir heves eksilmişti sanki."

Kitabı bitireli on gün kadar oluyor, hislerimi, düşüncelerimi paylaşıp paylaşmamak konusunda tereddüt ettim. Kitap geriye dönüşlerle, birbirinden ayrı düşmüş bir baba-oğulun üç günlük yol arkadaşlığını anlatıyor. Dolayısıyla hem bir hesaplaşma hem de yol hikayesi…

Romandan çok etkilendim, sarsıldım, okurken yaşadığım duygu yoğunluğunun altından kalkmam zaman alacak… Bu kadar etkilenmemin arkasında muhtemelen içimde babamla bitiremediğim ve artık bitirmeme imkan olmayan hesapların payı var… Bir yanım kitabı eleştirenlere hak verirken diğer yanım çok sevenlerle birlikte alkış tutuyor. Aradan biraz zaman geçsin, belki daha uzun yazarım...
97 reviews3 followers
March 17, 2019
Acıklı bir öykü. Kemal Varol romanlarındaki hüzün burada vites artırmış. “Ucunda Ölüm Var”ın ucundaki ölümü yaşatıyor bize Âşıklar Bayramı. Açıkçası bu kadar hüzün çok fazla. Bütün bacalar tıkanmış gibi. Okur olarak acının altında eziliyorsunuz. Bu yanıyla yaşını başını almış bir roman. Kemal Varol’un Haw’daki dinamizme geri dönmesini arzulayanlardanım. Zira buradaki acının bir yanı melankoliye uzanıyor. Bu da tek tip bir okura kucak açma sorunu doğurabilir.
Profile Image for aslushka.
93 reviews5 followers
January 6, 2021
“Gözün kaderi ölmek, kalbin kaderi yanmaktır evladım,” dedi babam.
Yutkundu ama sanki daha devam etmek niyetindeydi. Dışarı, dağları saran ak dumana baktı. Tüm gücünü toplayıp “Göz elli kişide kalp birinde kalır” dedi sonra.
Son sözü bu oldu.

Derin bir “Ah” çektim, Heves Ali’yi, Ağıtçı kadını uğurladım kitaplığımdaki raflara... yine bir gün kavuşmak dileği ile... Okuyunuz...
Profile Image for Oytunla Hayat.
177 reviews6 followers
April 19, 2023
Şimdi bitirdim kitabı ve boğazım düğüm düğüm.
Ahhh be Heves Ali sana mı üzüleyim Yusuf’a mı endişeleneyim bilemedim.
Bir gönül ne kadar büyüktü ki o kadar aşığı sığdırdı be Heves Ali…
O yol senin suskunluğunla mı bu kadar büyüleyiciydi bilemedim…
Burnumun direğini sızlattın…

İyi ki yazıyorsun Kemal Varol 🙏
Profile Image for Annegazetesi.
162 reviews20 followers
August 6, 2020
Kemal Varol'un iyi bir yazar olduğunu duymuştum ancak ilk okuduğum kitabı Haw idi. O da güzeldi ama vurulmamıştım ve neden yazarın bu kadar büyütüldüğünü anlamamıştım. Bu kitabı ile anladım. Gerçekten mükemmel bir yol hikayesi.
Profile Image for Onur Deniz Narin.
7 reviews
September 17, 2022
Bir aşık deyişi tadında akıcı; hüzne, iç sorgulamalara, zamanın geçişine ve geride kalan tamamlanmamış hikayelere sürükleyen şahane bir roman.
Profile Image for Pınar Aydoğdu.
Author 4 books39 followers
September 14, 2022
Ne yazık ki beklentimin çok altında kalan bir roman oldu. Kemal Varol gibi usta bir yazardan, yıllardır görüşmemiş bir baba ile oğulun ilişkisini anlatan, son günlerini yaşayan babanın oğluyla paylaştıklarını hikâyeleştiren klişe bir romandan çok daha fazlasını beklerdim. Üstelik, hem babanın hem de oğulun karışık gönül ilişkilerinden pek bir şey anlamak da mümkün değil. Oğul Yusuf’un yıllar önce neden terk ettiği belli olmayan çok sevdiği kadın Aylın’a yazdığı mektupları başarısız buldum. Yusuf’un Hukuk Fakültesi’nde yaşadığı siyasal sıkıntılar üstünkörü, romanda çeşni olsun diye bahsedilmiş gibi. Devam kitabını okur muyum bilmiyorum…
145 reviews
September 12, 2022
Nasıl güzel bir öykü bu. Yalnız bırakılan, hep gelecek diye baba özlemi içinde büyüyen çocuğa mı yanarsınız, hayatın ve sevginin peşinden koşan, Ama bu arada çocuğunu ihmal eden, kabus gibi bir hastalığın pençesinde sağlığını yavaş yavaş kaybeden ve en sonunda hayattan ve herkesten özür dilercesine, yarım bıraktıklarının peşine düşen babaya mı yanarsınız? Ne kadar hüzünlü bir öykü bu böyle… Ama nasıl da güzel işlenmiş. Bu arada buraya da yazmakta yarar var, filmi ve filmdeki oyunculuklar de mükemmel. Bence hem kitabı okuyun hem de filmi izleyin.
Profile Image for Polat Özlüoğlu.
Author 8 books66 followers
June 5, 2020
Çok sevdiğim bir yazar olmasının yanında çok sağlam bir roman yazarı. Her oğul içinde babasından bir leke taşırmış... Bir baba oğul hesaplaşması gibi değil bir kavuşması gibi okudum ben kitabı. Kırık bir aşk hikayesi, kapanmayan yaralar, hiç susmayan türküler, ılgıt ılgıt duyulan ağıtlar, cevapsız mektuplar, yarım kalan sevdalar romanı okurken yüreğinize batan çiviler gibi acıtıyor. İplik iplik işlenmiş bir dantel gibi kitabın her bir bölümü, içine çekiyor adeta konusu...
Profile Image for Güneş Tatlıdil.
11 reviews2 followers
March 31, 2020
Yine tek solukta okunacak akıcılıkta bir kitap. Duygular öyle güzel anlatılmış ki karakterlerle özdeşim kurmamak mümkün değil. Yazarın okuduğum ilk kitabı olan Aşıklar bayramı damağımda güzel bir tat bıraktı diyebilirim.
***Böyle düşünen başka kimseler var mı bilmiyorum, okurken yazarın anlatımı ile Barış Bıçakçı'nın anlatımını birbirine benzettiğimi farkettim :|
Profile Image for babaokur.
44 reviews
September 1, 2019
Üzülerek, beğenmediğimi belirteyim. Birçok konu askıda bitiyor. Aylın, turuncu saçlı kız, Heves Ali'nin aşık olduğu kadınlar ve karısı. Hiçbiri sonuca bağlanmadı. Bu sebeple etkileyiciliğini kaybetmiş bir romandı.
Profile Image for Ayşe.
179 reviews4 followers
January 7, 2020
Gönül isterdi ki Heves Ali'yi şöyle genç kara yağız bir delikanlıyken tanımaktı. Aşklarını türkülerini, hayal kırıklıklarının derin yaralara dönüşmediği zamanları okumaktı ama biz Heves Ali'nin son günlerini kendiyle hesaplaşmasına tutulan aynayı okuduk. Olsun. Yine de güzeldi.
Displaying 1 - 30 of 78 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.