Dört ciltlik bir maceranın ilk cildini bitirmenin hüzün ve mutluluğunu yaşıyorum. Sahabe hayatlarını okumaya iyi ki başlamışım dedim. Dine, peygambere ve sahabelere bakış açım değişti, zenginleşti.
Muhammed Emin Yıldırım, insanı hiç yormadan fakat derine nüfuz ederek kısa kısa bahsediyor bu örnek insanların hayatlarından. Siz de kimi zaman tebessümle kimi zaman hayretle kimi zaman gözyaşıyla okuyorsunuz. Anlatımı sohbet havasında, akıcı, yalın. Fakat her cümlesinin kaynağı yazıyor dipnotlarda.
Veda Haccında bulunan 124.000 sahabenin olduğunu ancak hayatları hakkında kaynaklarda bilgi bulabildiğimiz 10.000 sahabenin olduğunu aktarıyor. Muhammed Emin Yıldırım ise 82 il 82 sahabe diyerek bir projeye dönüştürmüş bu kitapları ve seçtiği 82 sahabeyi anlatmış. O da dediğim gibi kısa kısa... Buna rağmen her cümlede sizi o zamana o mekana götürüyor ve tek tek tanıştırıyor gökteki yıldızlarla. Bakın diyor, bu Suheyb-i Rûmi'dir, bu Selmân-ı Fârisi, bu Ebû Zer el Ğıfâri, bu Ebû Ubeyde b. Cerrah, bu Abdullah b. Abbas, bu Hz. Ömer, bu Esmâ bint Ebî Bekir, bu Berâ b. Mâlik, bu Ammâr b. Yâsir ve daha niceleri...
Sahabe hayatlarını okumak üzere bir kaynak almadan önce uzun uzun araştırmıştım. Beni hayal kırıklığına uğratmadı. En kısa zamanda ikinci cilde başlayacağım inşallah. Biraz Sahabe İklimi solumak isteyenler için kesinlikle tavsiye edeceğim bir kaynak. Allah Muhammed Emin Yıldırım'dan da razı olsun, emeğinin ecrini nasip etsin ve okuru bol olsun inşallah.