Fosforlu Cevriye - Nisan 2019 - Türk Klasiği okuması!

[İntellecta]

Grubumuzun Nisan ayında Türk klasikler kategorisinde okuyacağı Suat Derviş'in Fosforlu Cevriye isimli kitabına ilişkin değerlendirme ve yorumlarınızı bu başlık altında paylaşabilirsiniz.

Herkese keyifli okumalar!

[Özgür]

Kitabı okumaya başladım. Kısa sürede okunabilecek gibi, akıcı ve sade bir dili var.

[Özgür]

"İmdat otomobil"i ifadesini bu kitaptan önce duyduğumu hatırlamıyorum. Nişanyan Sözlük'ten kontrol edince ambulans kelimesinin yazılı kaynaklarda ilk kez 1949'da (yani kitap yayımlandıktan 4-5 yıl sonra) kullanıldığını gördüm. Sözlüğün ilk kullanım olarak verdiği cümle ise Cumhuriyet gazetesindeki bir ilandan:"Karaman Hastanesi için bir aded cankurtaran otomobili (ambülans) pazarlıkla alınacak veya yaptırılacaktır."

[Özgür]

Oldukça sade ve akıcı bir kitaptı. Olay örgüsü ve karakterler bence gayet iyi işlenmişti. Başlangıcı ve sonu haricinde çok keyif aldım. Başlangıcında Cevriye ile tanışma kısmı ("A karakolda ayna var!") biraz garip geldi açıkçası. Sonu ise bir anda yayından kaldırılan diziler gibiydi. Acaba tefrika edildiği gazete yazara hikayeyi bitir falan mı demiş?

[Renin]

Başı ve sonunun garipliği konusunda size katılıyorum Özgür. Elbette genellemek için yeterli değil ama, Suat Derviş'ten okuduğum üç kitapta da aşağı yukarı benzer bir durum olduğu izlenimine kapıldım. Dediğiniz gibi tefrikayla ilgili bir durum olabilir veya belki dönemin anlayışıyla ilgilidir. Ya da kimbilir, belki sona yaklaştıkça sıkılıyordur Suat Derviş. :)

[Özgür]

Renin wrote: "Başı ve sonunun garipliği konusunda size katılıyorum Özgür. Elbette genellemek için yeterli değil ama, Suat Derviş'ten okuduğum üç kitapta da aşağı yukarı benzer bir durum olduğu izlenimine kapıldı..."

Diğer romanlarda da aynı durum olduğuna göre Derviş'in sıkılmış olmasının olasılığı yüksek. Ya da benim ödevlerimde yaptığım gibi yazmaya hırslı, planlı bir şekilde başlayıp sonrasında ise tembellik edip zaman daralınca da baştan savma bir şeyler yazıp sonlandırma alışkanlığı vardır :)

Bu arada bayadır grupta görünmüyordunuz, tekrar hoşgeldiniz :)

[Renin]

Nasıl da empati yapıyoruz sıkılmayla, şişirmeyle.. :))

Hoşbulduk Özgür, aslında hep takipteydim, çok seviyorum grubumuzu. Ama bu aralar seçilen kitapları ya okumuştum, ya da okumak istemiyordum, o yüzden yorumlara pek katılamadım. Şimdi mayıs ayı için seçilen kitaplarda herşey gönlümce oldu. Korkuyorum gerçi seçimi yenilersiniz, tekrar sayarsınız falan.. :))

[Özgür]

Destekleri oyları çarpıp toplarken hata yaparım diye korkmuştum ama tekrar sayıma gerek kalmadı :))

[Özgür]

Fosforlu Cevriye okumasının sonuna geldik. Sinema uyarlamaları (ve tabi İbrahim Tatlıses :) nedeniyle ismini bildiğim ama yazarını tanımadığım bir kitabı okumak keyifli oldu. Yorumlarınız için teşekkürler.

Gelecek ay (yani yarın) yine bir kadın yazarın eserini okumaya başlayacağız. Sevgi Soysal'ın Yenişehir'de Bir Öğle Vakti okumasına bekleriz.

[A. Selim O.]

Sevgi Soysal'ın sıradaki kitabı idi okuyacağım👍

[İntellecta]

"Ağlasa da gizliyor gözlerinin yaşını;
Bir kere eğemedim bu kadının başını"

Nazım Hikmet'in gençlik aşkı Suat Derviş'e yazdığı Gölgesi adlı şiirin ilk satırları. Cumhuriyet tarihinin Nazım Hikmet'le başlayıp Sabahattin Ali' ye uzanan acılı kuşağının yazarlarından Suat Derviş'in okuduğum ilk kitabı oldu "Fosforlu Cevriye".

1940'lı yılların Türkiye'sinde geçen hüzünlü bir aşk hikayesini ince ruhlu yürekli güzel bir sokak kadının ağzından ve gözünden anlatan roman o dönemin bir fotoğrafını da çekiyor. Günümüzde hala geçerliliğini koruyan, polis, aydın, tutuklama, vicdan, namus düşünce suçu gibi kavramlara da yer verilmiş.

Romanda bir sokak kadının tanımadığı birine olan aşkı ile onu tanımlayamadığı bir suçtan kurtarmak uğruna her şeyi göze alması duygulu bir biçimde anlatılmış.

Herkese keyifli okumalar diliyorum:)🙋🏻