Oldtimer - Klasik Okuma Grubu discussion

This topic is about
Köpek Kalbi
Grup Okumaları
>
Köpek Kalbi - Nisan 2018 modern klasik okuması
date
newest »


Köpek kalbini daha önce okumuştum..
kara mizah, az biraz bilim kurgu, sovyet toplumuna gönderme vs.Enteresan bir kitaptı.
1988 yapımı bir de filmi varmış, okuduktan sonra izlemek isteyen olursa?? Ben daha izlemedim...
Firdevs wrote: "Teşekkürler sizede!
Köpek kalbini daha önce okumuştum..
kara mizah, az biraz bilim kurgu, sovyet toplumuna gönderme vs.Enteresan bir kitaptı.
1988 yapımı bir de filmi varmış, okuduktan sonra izle..."
Teşekkürler Firdevs.
Bahsettiğiniz filmin varlığını geçenlerde öğrendim ben de. Okuduktan sonra izlemeyi düşünüyorum. Filmin İngilizce altyazılı versiyonu Youtube'da var. İzlemek isteyen olursa https://www.youtube.com/watch?v=aOE_3... dan erişebilir. https://www.youtube.com/watch?v=L2HC0... 'da da filme ilişkin bir sohbet var, İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin kanalında.
Köpek kalbini daha önce okumuştum..
kara mizah, az biraz bilim kurgu, sovyet toplumuna gönderme vs.Enteresan bir kitaptı.
1988 yapımı bir de filmi varmış, okuduktan sonra izle..."
Teşekkürler Firdevs.
Bahsettiğiniz filmin varlığını geçenlerde öğrendim ben de. Okuduktan sonra izlemeyi düşünüyorum. Filmin İngilizce altyazılı versiyonu Youtube'da var. İzlemek isteyen olursa https://www.youtube.com/watch?v=aOE_3... dan erişebilir. https://www.youtube.com/watch?v=L2HC0... 'da da filme ilişkin bir sohbet var, İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin kanalında.


Linki: https://www.kobo.com/lt/tr/ebook/kope...
Ayrıca mecburen basılı yayın alıp okumak zorunda olduğum için sizden yayınevi önerisi istiyorum.
Sevgiler.


Katılıyorum. Onu alayım en iyisi, teşekkür ederim.

İntellecta'nın yorumunda belirttiği üzere modern bir Frankestein öyküsü. Dr. Moreau'nun Adasına da benziyor konu. Bu iki romana göre politik (ülke içi politikayı kastediyorum) yönü daha ağır basıyor. SSCB'de 1987'ye kadar yayımlanmamış olmasını anlayabiliyorum. Bir yerlerde Bulgakov'un 1920'lerin başında Moskova'ya geldiğinde çektiği sıkıntıları (iş bulamaması, eşiyle birlikte aç kalması gibi) okumuştum. Bunların da öykünün ve karakterlerin oluşturulmasında etkisi olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Filmini de izlemeye başladım, SSCB'de yayımlanmasından hemen sonraki yıl yapılmış film. İzlediğim kısmı kadarıyla kitaba oldukça sadık kalındığını söyleyebilirim.
Filmini de izlemeye başladım, SSCB'de yayımlanmasından hemen sonraki yıl yapılmış film. İzlediğim kısmı kadarıyla kitaba oldukça sadık kalındığını söyleyebilirim.
Bu arada Alan Yayınları'nın (Fransızcadan) yaptığı çeviriyi okudum. Diğer Türkçe tercümelerine bakmadım ama İngilizce çevirisiyle karşılaştırınca anlamı değiştirecek bazı farklılıklar olduğunu gördüm.
Mesela Türkçe tercümede altını çizdiğim şu satırlar:
" 'Bu kadar sinirli bir köpeği buraya kadar getirmeyi nasıl becerdiniz?' diye sordu adam, tatlı bir sesle.
'Tatlılıkla. Canlıları ancak tatlılıkla yola getirebilirsin. Aklen, bu kadar geri kalmış yaratıkları, kuvvete baş vurarak ele geçiremezsin. Oysa kimi kişiler terörle her şeyin yapılabileceği inancındadır... Hayır, hayır: Terör hiç bir zaman bir çözüm yolu değildir, ister beyaz olsun, ister kırmızı... isterse de kahverengi. Terör algılama yeteneğini tümüyle uyuşturur.' "
İngilizce tercümesi ise şöyle bu kısmın:
" 'How ever did you manage to lure such a nervous dog, Philip Philipovich?' asked a pleasant man's voice and the longjohns of knitted fabric descended. There was a smell of tobacco and a clink of glass phials in the cupboard.
'By kindness. The only way to deal with a living being. You'll never do anything with an animal by terror, at whatever stage of development. I have always said so, I do say so and I shall continue to say so. They are quite wrong to think that terror will help them. No, Sir, no, indeed, it won't help at all — be it white, red or even brown! Terror has a totally paralysing effect on the nervous system.' "
Mesela Türkçe tercümede altını çizdiğim şu satırlar:
" 'Bu kadar sinirli bir köpeği buraya kadar getirmeyi nasıl becerdiniz?' diye sordu adam, tatlı bir sesle.
'Tatlılıkla. Canlıları ancak tatlılıkla yola getirebilirsin. Aklen, bu kadar geri kalmış yaratıkları, kuvvete baş vurarak ele geçiremezsin. Oysa kimi kişiler terörle her şeyin yapılabileceği inancındadır... Hayır, hayır: Terör hiç bir zaman bir çözüm yolu değildir, ister beyaz olsun, ister kırmızı... isterse de kahverengi. Terör algılama yeteneğini tümüyle uyuşturur.' "
İngilizce tercümesi ise şöyle bu kısmın:
" 'How ever did you manage to lure such a nervous dog, Philip Philipovich?' asked a pleasant man's voice and the longjohns of knitted fabric descended. There was a smell of tobacco and a clink of glass phials in the cupboard.
'By kindness. The only way to deal with a living being. You'll never do anything with an animal by terror, at whatever stage of development. I have always said so, I do say so and I shall continue to say so. They are quite wrong to think that terror will help them. No, Sir, no, indeed, it won't help at all — be it white, red or even brown! Terror has a totally paralysing effect on the nervous system.' "
Kitabı İş Bankası Yayınları için çeviren Mustafa Kemal Yılmaz kitap ve çeviri hakkında bazı bilgileri paylaşmış blogunda, yazıya şuradan erişebilirsiniz. Doktor Burmental Eczaneleri'ne dikkat :) Yılmaz, kitapta geçen şarkı ve aryaları da toplu halde şurada paylaşmış.
Bu arada, Diaries and Selected Letters'a göz atarken Profesör'ün isminin (Preobrazhensky) "transfigurative" veya "transformational" yani dönüşümcü, dönüşümsel (çeviri tureng'den) anlamına geldiğini gördüm. Belki diğer çevirilerde bu tarz bilgiler verilmiştir ama benim okuduğum versiyonda buna dair bir bilgi yoktu, paylaşmak istedim.
Bu arada, Diaries and Selected Letters'a göz atarken Profesör'ün isminin (Preobrazhensky) "transfigurative" veya "transformational" yani dönüşümcü, dönüşümsel (çeviri tureng'den) anlamına geldiğini gördüm. Belki diğer çevirilerde bu tarz bilgiler verilmiştir ama benim okuduğum versiyonda buna dair bir bilgi yoktu, paylaşmak istedim.
Özgür wrote: "Kitabı İş Bankası Yayınları için çeviren Mustafa Kemal Yılmaz kitap ve çeviri hakkında bazı bilgileri paylaşmış blogunda, yazıya şuradan erişebilirsiniz. Doktor Burmental Eczanele..."
Paylaşım için teşekkürler özgür!
Paylaşım için teşekkürler özgür!
Filmin tamamını izledim. Bir kaç nokta hariç kitaba sadık kalınarak uyarlanmış. İzlemenizi hararetle tavsiye ederim. Film üzerine olan söyleşiyi de mutlaka izleyin, film (dolayısıyla kitap) hakkında önemli ayrıntıları paylaşmışlar.

köpek kalbi'nin en güzel yanı -ölümcül yumurtalar gibi- bilimkurgu görünümünde ciddi bir sistem-insan eleştirisi olması. derinliği olan bir kitap kesinlikle.
üstelik yazarın dili oldukça akıcı, keyifle okunanacak bir eser.
Merube wrote: "ben de işkültür dizisinden kitabı okuyanlardanım. mustafa yılmaz şimdi de usta ile margarita'yı da yine işkültür için çevirmiş, gerçi ben usta ile margarita'yı ergin altay çevirisi ile okumayı plan..."
Ne kadar başarılı olduğu yazarına göre değişmekle (ki Bulgakov konusunda hemfikirim sizinle) beraber bilimkurgu ve/veya distopyaları belirttiğiniz şekilde eleştiri konusunda ben de çok faydalı görüyorum. Geçenlerde okuduğum bir söyleşide bu türün başarılı temsilcilerinden biri olan Margaret Atwood da kehanette bulunmadiklarini söylüyordu.
"I’m not a prophet,” she says. “Let’s get rid of that idea right now. Prophecies are really about now. In science fiction it’s always about now. What else could it be about? There is no future. There are many possibilities, but we do not know which one we are going to have.” She is, however, “sorry to have been so right”
Ne kadar başarılı olduğu yazarına göre değişmekle (ki Bulgakov konusunda hemfikirim sizinle) beraber bilimkurgu ve/veya distopyaları belirttiğiniz şekilde eleştiri konusunda ben de çok faydalı görüyorum. Geçenlerde okuduğum bir söyleşide bu türün başarılı temsilcilerinden biri olan Margaret Atwood da kehanette bulunmadiklarini söylüyordu.
"I’m not a prophet,” she says. “Let’s get rid of that idea right now. Prophecies are really about now. In science fiction it’s always about now. What else could it be about? There is no future. There are many possibilities, but we do not know which one we are going to have.” She is, however, “sorry to have been so right”

"Bunca işin arasında nasıl yetişebiliyorsunuz, Filip Filipoviç?" diye saygıyla sordu doktor.
"Acele etmeyen her yere yetişir." dedi ev sahibi öğretmen edasıyla. "Asıl işimle uğraşmak yerine toplantıdan toplantıya koşmaya ve tüm gün bülbül misali şarkı söylemeye başlasaydım, hiçbir yere yetişemezdim elbette."

"Bunca işin arasında nasıl yetişebiliyorsunuz, Filip Filipoviç?" diye saygıyla sordu doktor.
"Acele etmeyen her yere yetişir." dedi ev sahibi öğ..."
çok güzel bir anekdot, benim de kitapta en sevdiğim yerlerden biriydi.
kara mizah konusunda bulgakovun üzerine tanımıyorum.
Grup olarak ilk okumamızı tamamlamak üzereyiz. Grup okumalarına katılarak kitabı okuyan ve/veya tartışmalara katılarak kitap ve yazar hakkında görüş ve yorumlarını paylaşan herkese teşekkür ederiz. Tartışma başlığı açık kalacak, yorum eklemeye devam edebilirsiniz yani.
Bulgakov'un daha önce de kitaplarını okumuştum (Genç Bir Doktorun Anıları, Şeytanî, Beyaz Muhafız ve Ölümcül Yumurtalar). Dolayısıyla diline aşinaydım. Gerçi Köpek Kalbi'ni okuduğum çeviri Fransızcadandı ve maalesef çok iyi değildi ama yine de Bulgakov'un etkisini hissetmek mümkündü. Kitabı okuduktan sonra kitaptan uyarlanan film ve film üzerine tartışma ile kitap üzerine internetten ve diğer kitaplardan biraz bakınca kitap ve göndermeleri daha iyi anladığımı söyleyebilirim.
Gerek dili gerekse de içerdiği mesajlarıyla benim için iyi bir okuma oldu kısacası. Grupla birlikte okumak ve üzerinde konuşmaktan da keyif aldım.
Bulgakov'un daha önce de kitaplarını okumuştum (Genç Bir Doktorun Anıları, Şeytanî, Beyaz Muhafız ve Ölümcül Yumurtalar). Dolayısıyla diline aşinaydım. Gerçi Köpek Kalbi'ni okuduğum çeviri Fransızcadandı ve maalesef çok iyi değildi ama yine de Bulgakov'un etkisini hissetmek mümkündü. Kitabı okuduktan sonra kitaptan uyarlanan film ve film üzerine tartışma ile kitap üzerine internetten ve diğer kitaplardan biraz bakınca kitap ve göndermeleri daha iyi anladığımı söyleyebilirim.
Gerek dili gerekse de içerdiği mesajlarıyla benim için iyi bir okuma oldu kısacası. Grupla birlikte okumak ve üzerinde konuşmaktan da keyif aldım.

Nice kitaplara diyelim:)
Bu aralar fazla kitap okuyamıyorum ama fırsat oldukça, özellikle uyumadan önce, kitap dinlemeye çalışıyorum. Bir kac gündür de Köpek Kalbi'ni dinliyordum, dün gece bitti. Bulgakov'un yazma gücünü bir kez daha takdir ettim. Türkçe'ye tercüme edilen eserlerinden sadece Usta ve Margarita kaldı sanırım, onu da biri okusa da dinlesek :)
Köpek Kalbi'ni tekrar okudum, bu sefer İş Bankası Yayınlarından, Mustafa Yılmaz tercümesiyle. Akıcı bir çeviri. Dipnotlar da yerinde olmuş. Bulgakov'u okudukça daha fazla seviyorum.

https://kayiprihtim.com/haberler/sine...
Merube wrote: "1988 tarihli rus yapımı köpek kalbi filmine artık türkçe altyazıyla izleme şansımız varmış
https://kayiprihtim.com/haberler/sine..."
Güzel bir haber Merube, paylaştığınız için teşekkürler.
https://kayiprihtim.com/haberler/sine..."
Güzel bir haber Merube, paylaştığınız için teşekkürler.
Books mentioned in this topic
Köpek Kalbi (other topics)Ölümcül Yumurtalar (other topics)
Diaries and Selected Letters (other topics)
Beyaz Muhafız (other topics)
Genç Bir Doktorun Anıları (other topics)
More...
Authors mentioned in this topic
Mikhail Bulgakov (other topics)Mustafa Kemal Yılmaz (other topics)
Herkese keyifli okumalar