Seyfeddin's Reviews > Digital Minimalism: Choosing a Focused Life in a Noisy World
Digital Minimalism: Choosing a Focused Life in a Noisy World
by
by

Bu kitaba bir puanlama yapmam zor, zira okuyan kişiye göre faydalılığı çok değişir.
Yazarın Pürdikkat kitabını severek okumuştum. Günlük rutinimi değiştiren bir kitap olmuştu. Artık çalışırken müzik dinlemiyorum ve derin odaklanabileceğim yerlerde çalışıyorum.
Bu kitap da dijital dünyanın (daha çok akıllı telefonların) vaktimizi nasıl heba ettiğini, ve bunun bilincine vardıktan sonra bundan nasıl kurtulabileceğimizi anlatıyor. Verdiği temel tavsiyeleri uygulayarak dikkati ve huzurlu, sakin bir hayatı yeniden elde etmek mümkün. Tabi bu kişinin iradesi ile de alakalı. Birçok insanın bu kitabı okuduktan sonra telefon kullanımını değiştireceğini sanmıyorum. Gerçi bütün kişisel gelişim kitapları da böyle değil mi?
Kitaba dönelim. Mevcut durumu çok güzel özetleyen ve örnekleyen ilk kısımdan sonra tavsiyelere geçiyor. Sosyal medyayı (ve oyunları) telefondan 30 günlüğüne silmek ve bunlara ayrılan vakti başka etkinliklere ayırmamızı söylüyor. Bunu ciddi olarak yapan insanlar geri döndüklerinde çok da büyük bir kayıp yaşamadıklarını, aksine bu vakitte yaptıkları aktivitelerden dolayı ekstra tatmin duyduklarını söylemiş.
Bu gibi tavsiyelerle dolu kitap. Yüzyüze sohbetin önemini, vakıf, dernek, kulüp aktivitelerine katılmanın faydalarını, Amişlerden yola çıkarak yeni bir servis ya da ürünü kullanmadan önce faydasının iyice tartılması gerektiğini, bir zanaat öğrenip boş vakitleri bununla doldurmayı ve bu vakitleri planlamayı anlatan koca bir ikinci kısım var. Tavsiyelerin çoğunu mantıklı buldum ve beğendim. Bazılarını uygulamaya başladım bile.
Özetle eğer telefonunuzda çok fazla vakit harcadığınızı düşünüyorsanız mutlaka okuyun, faydasını göreceksiniz. Eğer telefonla çok vakit geçirmiyorsanız en azından bu dikkat ekonomisinin geldiği boyutları okumak ilginç olabilir.
Not: kitabı metropolis kitap’ın Türkçe baskısından okudum. Çeviride ufak tefek hatalar olsa da (Bill Maher’in soyadı sürekli değişiyordu mesela) güzel bir çeviriydi. Bazı ingilizce terimler Türkçeye çevrilince garip oluyormuş, bunu da okurken fark ettim. Türkçe baskısı henüz Goodreads’de yok, bu yüzden ingilizcesine yazdım. Yayınevine de bu yazarı çevirdiği için teşekkür ediyorum.
Yazarın Pürdikkat kitabını severek okumuştum. Günlük rutinimi değiştiren bir kitap olmuştu. Artık çalışırken müzik dinlemiyorum ve derin odaklanabileceğim yerlerde çalışıyorum.
Bu kitap da dijital dünyanın (daha çok akıllı telefonların) vaktimizi nasıl heba ettiğini, ve bunun bilincine vardıktan sonra bundan nasıl kurtulabileceğimizi anlatıyor. Verdiği temel tavsiyeleri uygulayarak dikkati ve huzurlu, sakin bir hayatı yeniden elde etmek mümkün. Tabi bu kişinin iradesi ile de alakalı. Birçok insanın bu kitabı okuduktan sonra telefon kullanımını değiştireceğini sanmıyorum. Gerçi bütün kişisel gelişim kitapları da böyle değil mi?
Kitaba dönelim. Mevcut durumu çok güzel özetleyen ve örnekleyen ilk kısımdan sonra tavsiyelere geçiyor. Sosyal medyayı (ve oyunları) telefondan 30 günlüğüne silmek ve bunlara ayrılan vakti başka etkinliklere ayırmamızı söylüyor. Bunu ciddi olarak yapan insanlar geri döndüklerinde çok da büyük bir kayıp yaşamadıklarını, aksine bu vakitte yaptıkları aktivitelerden dolayı ekstra tatmin duyduklarını söylemiş.
Bu gibi tavsiyelerle dolu kitap. Yüzyüze sohbetin önemini, vakıf, dernek, kulüp aktivitelerine katılmanın faydalarını, Amişlerden yola çıkarak yeni bir servis ya da ürünü kullanmadan önce faydasının iyice tartılması gerektiğini, bir zanaat öğrenip boş vakitleri bununla doldurmayı ve bu vakitleri planlamayı anlatan koca bir ikinci kısım var. Tavsiyelerin çoğunu mantıklı buldum ve beğendim. Bazılarını uygulamaya başladım bile.
Özetle eğer telefonunuzda çok fazla vakit harcadığınızı düşünüyorsanız mutlaka okuyun, faydasını göreceksiniz. Eğer telefonla çok vakit geçirmiyorsanız en azından bu dikkat ekonomisinin geldiği boyutları okumak ilginç olabilir.
Not: kitabı metropolis kitap’ın Türkçe baskısından okudum. Çeviride ufak tefek hatalar olsa da (Bill Maher’in soyadı sürekli değişiyordu mesela) güzel bir çeviriydi. Bazı ingilizce terimler Türkçeye çevrilince garip oluyormuş, bunu da okurken fark ettim. Türkçe baskısı henüz Goodreads’de yok, bu yüzden ingilizcesine yazdım. Yayınevine de bu yazarı çevirdiği için teşekkür ediyorum.
Sign into Goodreads to see if any of your friends have read
Digital Minimalism.
Sign In »