Ahmet's Reviews > Ruh Adam
Ruh Adam
by
by

Uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı.İçinde tarih,aşk,felsefe,psikoloji,din ve daha birçok şey barındıran bir kitap.Kitap çok farklı bir üslup,kurgu ve işlenişe sahip Türkler tarafından bulunan ilk uygur masalıyla başlayıp sağlam bir kurguyla devam eden harika bir eser.Selim pusat çok etkileyici bir şekilde psikolojik tahlillerle anlatılmış gerçekten neler yaşadığını psikolojik durumunu anlayabiliyorsunuz.Hüseyin Nihal Atsız başkahramanımız Selim Pusat ile çok benzer karakterlere sahip atsızdan da parçalar bulmak mümkün.Kitap da en sevdiğim kısmı eski Türk devletlerinin liderlerinin konuşmaları çok iyiydi.Pek şiir okuyan ve okuduklarımı beğenen biri değilim ama kitapta ki yazarın şiirlerini(Mutlaka seveceksin,Geri gelen mektup) konuyla alakası olduğundan mı bilmiyorum çok beğendim.
Hakettiği değeri gördüğüne inanmadığım bir kitap bence daha fazla okunmalıydı herkesin okumasını öneririm ayrıca birkaç sözlük sitesinde şuan popüler olan Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabı ile çok benzerlikleri olduğu gibi yorumlar bulunmakta en kısa zamanda tutunamayanları da okumayı düşünüyorum onu da büyük ihtimalle severim.Bozkurtlar serisini de okumayı düşünüyorum.
Hakettiği değeri gördüğüne inanmadığım bir kitap bence daha fazla okunmalıydı herkesin okumasını öneririm ayrıca birkaç sözlük sitesinde şuan popüler olan Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabı ile çok benzerlikleri olduğu gibi yorumlar bulunmakta en kısa zamanda tutunamayanları da okumayı düşünüyorum onu da büyük ihtimalle severim.Bozkurtlar serisini de okumayı düşünüyorum.
Sign into Goodreads to see if any of your friends have read
Ruh Adam.
Sign In »
Quotes Ahmet Liked

“İnsanlar okunmamış birer kitaptır. En basitleri hakkındaki hükmü bile tamamının okunmasına bırakmalı. Biraz derince olanların ise, iyice okunduktan sonra üzerinde az veya çok düşünmek lâzım.”
― Ruh Adam
― Ruh Adam

“Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir.”
― Ruh Adam
― Ruh Adam

“Hakikaten şu insanlar pek müz'iç (bıktıran, usandıran) mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı.”
― Ruh Adam
― Ruh Adam

“Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden;
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! gönlün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olsaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler...
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma "Kaabil";
İmkanı bulunsaydı, bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...”
― Ruh Adam
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden;
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! gönlün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olsaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler...
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma "Kaabil";
İmkanı bulunsaydı, bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...”
― Ruh Adam
Reading Progress
January 6, 2016
– Shelved
January 6, 2016
– Shelved as:
to-read
March 31, 2016
–
Started Reading
April 2, 2016
– Shelved as:
favorites
April 2, 2016
–
Finished Reading
April 10, 2016
– Shelved as:
favorites
May 28, 2016
– Shelved as:
türk-edebiyatı
May 29, 2016
– Shelved as:
classics