Gerçeklik nerede başlıyor, masal nerede bitiyor belli değil. Kurguyla hakikatin iç içe geçtiği, şifrelerle dolu bir labirent Masalcı...Paganizm ve ezoterik öğretiler araştırmacısı ve yazarı Erhan Altunay'ın kaleme aldığı eşsiz bir tarihi roman. Dünya sahnesinde yüzlerce yıldır oynanan o büyük oyunun en önemli parçasıdır Türkiye... Özellikle İstanbul. Hatta Ayasofya...Yüzlerce yıl önce yaşamış olan bir Masalcı, bugünün İstanbul'unda Balat semtinde dolaşırken seçtiği bir adama anlattığı masalla yaklaşmakta olan büyük tehlikenin haberini veriyor. Kutsal Emanetler'in peşinde İstanbul sokaklarında şövalyelere karşı başlayan bu amansız mücadelenin sonu ne olacak? Kutsal Emanetler'i Fatih Sultan Mehmet mi sakladı? Şövalyeler Türk topraklarında hâlâ Kutsal Emanetler'i mi arıyorlar? Dünyanın her köşesinde patlayan her bombadan ya da sıkılan her kurşundan şövalyeler mi sorumlu? Kadıköy, Üsküdar, Çengelköy, Balat, Sultanahmet sokaklarında kalabalığın içine karışmış yürüyen şövalyeler kim? Masalcı'nın anlattığı masal bugüne ışık tutmayı başarabilecek mi? Yaklaşmakta olan büyük tehlikenin önüne geçmek mümkün mü? Nefes nefese okunacak eşsiz bir tarihsel kurgu, belki de saf gerçek.
İstanbul doğumlu ve bir Üsküdar’lı olan Erhan Altunay, Saint Joseph Fransız Lisesini bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesinde Nükleer Enerji Mühendisliği okumuş, üniversite sırasında Fraktaller üzerine çalışmış; Mandelbrot Kümesi’nin ilk uygulamalarını Dr. Erol Çubukçu ile gerçekleştirmiş; ayrıca Kuantum Fiziği ve Zaman üzerine de çalışmıştır. Daha sonra Marmara Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları Yönetimi yüksek lisansı yapan Altunay, radyoculuk hayalini çeşitli radyolarda ve TRT’de Vanilya ve Çikolata, Troubadour gibi radyo programları yaparak gerçekleştirmiştir.
Lise yıllarından itibaren dinler tarihi, mitoloji, sembolizm ve paganizm araştırmalarının hayatının vazgeçilmezlerinden olmasıyla, bu konuda birçok medyada yazıları yayınlanmış, söyleşiler ve röportajlar gerçekleştirmiş ve kitaplar yazmıştır. İlk yayını dinler tarihinin çok merak edilen konularından birine aittir. Peygamber Enok’un Kitabı’nın önsözü ve dipnotları okuyucunun ilgisini çekmiştir. Daha sonra Türkiye’de ilk Wicca kitabı olan “Kadim Cadılık Öğretisi”ni ve yine Türkçe’de ilk paganizm kitabı olan “Paganizm 1; Kadim Bilgeliğe Giriş”i çıkartan Altunay, ayrıca “Mısır’ın Ölüler Kitabı” ve “Tibet’in Ölüler Kitabı” gibi iki önemli kaynağın yayınlanmasında katkıda bulunmuştur. İngilizce, Fransızca, Latince ve Grekçe bilen Altunay araştırmalarını bu diller üzerinden gerçekleştirmektedir.
Ayrıca paganizm, mitoloji, sinema ve müzik konusunda çeşitli seminerler vermeye devam eden Altunay, Müstesna İstanbul’da Ezoterizm, Kahramanın Yolculuğu, Kuantum, Peygamber Enok’un Kitabı okuması, Ölü Deniz Yazmaları, Sembolizm, Algı Yönetimi gibi önemli konularda eğitimler vermeye ve geziler yapmaya devam etmektedir.
Erhan Altunay’a hayranlığıma rağmen kitabı çok havada kalmış buldum. Dil, detaylar, hikayeleştilen kısımlar harika fakat, bazı hususlar “burada yazamam çok tehlikeli” olduğundan bazı hususlar ise kitabın akışı içinde belkide sıra gelemediğinden irdelenememiş. Keyifle okunan fakat sonunda hava kaldığınız hissine kapıldığınız bir kitap.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Edebi olarak fena değil, kurgu fena değil, masal kısmı ara ara sıktı. Yani dünyanın şifresini verecek gibi yapıyor ama veremem diyor. Paganizm kitabını okuyup, yazar hakkında daha net bilgiye sahip olacağım inşallah. Paganizm gibi detaylı kitap yazıp masonluğu yermesi bana pek inandırıcı gelmedi açıkçası. Şimdilerde Ayasofya üstüne oynuyor. Merakınız varsa tavsiye ederim. Değişik tadda bir roman okumuş olursunuz, güncelliğini önemsemeden ...
Masal ile gerçeğin birlikte aktığı, gerçeğin masala masalın gerçeğe karıştığı, anların arasında dönmekten başımızın döndüğü fantastik-mistik ortaya karışık roman
Kurgu ve hikaye olarak çok başarılı bir kitap,bunu bir yabancı yazar yazsa sanırım daha çok ilgi görürdü.Sayın Altunay ‘ın paganizm ve tarih konularında uzman olması bu tür bir roman için işini kolaylaştırmış.Ayrıca belki de araştırma kitaplarında söylemek isteyip de söyleyemediklerini bu hikayeye yedirerek sunduğu hissine kapılmadan edemedim kitap boyunca.Sonu hayalkırıklığı denmiş ama ben öyle düşünmüyorum Ana karakterin kitap sonunda çağırdığı Eleanora ile Çobanın yanındaki kişi aynı kişi..tek fark değişik anlarda olması.Ha bir de..yazara göre bu yaşananlar günümüzde de bitmedi ki kitap net bitsin ;)
This entire review has been hidden because of spoilers.
İlk başlarda çok sıkıldım. Hatta kitabı elimden bırakıp 3 tane kitap bitirdim. Sonrasında elimde okuyacak kitap kalmadığı, siparişleri beklediğim için okuyacak bir şey olsun diye düşünerek devam ettim. Fakat kitap muhteşemmiş. Sonu hiç gelmesin istercesine okudum ama geldi :-(
Kitabın dili güzel akıcı, ilk başlarda biraz sıkıldım ama sonra akmaya başladı. Roman kahramanı , bişeylerin peşinden gidiyor ama tam olarak neyin peşinde gittiğini bilmiyor ve bu belirsizlik biraz sıkıcı ve çok uzun sürüyor. Tarihi dip notları sevdim bence masallarda güzeldi, masalların gerçekliği şaşırtıcı. Belkide romandan etkilenmek için biraz tarihi, biraz felsefe, biraz da fizik bilgisi gerekiyordur ☺️
Sürükleyici çoklu evren ve çoklu zaman üzerinden anlatılan romanı okurken dikkati dağıtmamak kolay değil. Çok sıkılabilecek olanlar masal kısımlarını atlayarak da okuyabilir. Roman olarak yeni bir dünya yaratması, ortasına İstanbul’u koyması, tarih ve arkeolojiden referanslar yapması takdire değer. Kitap bitince ikincisi nerede diye merak edeceksiniz.
ben bu kitabı ya anlayamadım ya da kavram karmaşasından başka bir şey değil. ayrıca gerçeklerle kurguyu bu kadar karıştırmak hiç hoşuma gitmedi çünkü nasıl bir bakış açısıyla okumam gerektiğine karar veremediğim için her şey aşırı saçma geldi. masaldaki çobanı erhan sanmamızın hemn ardından Raul sen Çoban değilsin deyip okuyucuyu kandırıyor resmen. tam bir işkenceydi bunu bitirebilmek
This entire review has been hidden because of spoilers.