Cengiz Çandar's Blog, page 203

Borsada bu haftanın kazandıranları

Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 6,80 değer kazanırken, dolar/TL yüzde 0,01, avro/TL yüzde 0,53 azalış, altının gram fiyatı ise yüzde 2,15 artış kaydetti.

BIST 100 endeksi, en düşük 8.872,75 puanı ve en yüksek 9.830,83 puanı gördükten sonra haftayı, önceki hafta kapanışının yüzde 6,80 üstünde 9.659,48 puandan tamamladı.

Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 2,15 artışla 3 bin 750 liraya, cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2,13 yükselişle 25 bin 375 liraya çıktı.

Geçen hafta sonu 6 bin 152 lira olan çeyrek altının satış fiyatı yüzde 2,10 artarak 6 bin 281 liraya yükseldi.

Bu hafta ABD doları yüzde 0,01 azalarak 38,0100 liraya, avro yüzde 0,53 azalışla 41,1260 liraya indi.

Yatırım fonları bu hafta yüzde 0,51, emeklilik fonları yüzde 0,92 değer kaybetti.

Kategorilerine göre bakıldığında, yatırım fonları arasında en çok kazandıranlar yüzde 0,40 ile “para piyasası” fonları oldu. (AA)

Borsada bu haftanın kazandıranları yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Otomobil durakta bekleyenlere çarptı: 6 yaralı

 Bursa’da otomobilin otobüs durağında bekleyenlere çarptığı kazada 2’si ağır 6 kişi yaralandı.

Merkez Yıldırım ilçesi Ankara Yolu Caddesi’nde A.K. yönetimindeki 34 RB 2568 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak yol kenarındaki durakta otobüs bekleyenlere çarptı.

Çarpmanın şiddetiyle 6 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı. Çevredekilerin ihbarıyla kaza yerine polis ve 112 Acil Sağlık ekibi sevk edildi.

Bölgedeki çeşitli hastanelere kaldırılan yaralılardan Mesut C. ile Metin K’nin durumunun ağır olduğu öğrenildi.

Otomobil durakta bekleyenlere çarptı: 6 yaralı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Zelenskiy ‘olay anlaşmayı’ teslim aldı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, nadir toprak elementleriyle ilgili anlaşma önerisini bugün ABD tarafından resmi olarak aldıklarını bildirdi.

Zelenskiy, başkent Kiev’de düzenlediği basın toplantısında, Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgili son gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasında, ABD tarafıyla imzalanması beklenen nadir toprak elementleri anlaşmasının hazırlık sürecine de değinen Zelenskiy, konu üzerindeki çalışmaların sürdüğünü belirtti.

ABD’nin hazırladığı anlaşma taslağının bugün resmi olarak kendilerine iletildiğini aktaran Zelenskiy, ilgili uzmanların söz konusu belgeyi inceleyeceklerini söyledi.

Ukrayna devleti için uygun olan anlaşma versiyonuna onay vereceğini ifade eden Zelenskiy, “Eğer bizim için riskli bir durum olursa, elbette ki bunları toplumumuzla bir sır saklamadan paylaşırım.” dedi.

Zelenskiy, şunları kaydetti:

“(Anlaşmaya göre) Borçları kabul etmeyeceğiz, bunlar benim için kesinlikle net, ben bunları görmüyorum. En azından şimdilik geçmişten bahsediyoruz. Herhangi bir olasılık, yeni destek paketleri olursa, o zaman ABD muhtemelen belirli koşulları koyabilir.”

– Karadeniz’de ve enerji altyapısına yönelik ateşkesin denetlemesi

Zelenskiy, Karadeniz’de ve enerji altyapılarına yönelik ateşkes sağlanması yönünde geçen günlerde Suudi Arabistan’da varılan anlaşma hakkında konuştu.

Ateşkesin denetlenmesi mekanizmasının olması gerektiğinin altını çizen Zelenskiy, aksi takdirde ateşkes anlaşmalarının işe yaramayacağını kaydetti.

ABD’nin önce bu konuyu kendisinin değerlendirdiğini ifade eden Zelenskiy, “(ABD’nin) Ardından Suudi Arabistan ve Türkiye’yle, ayrıca bazı Avrupa ülkeleriyle de denetim yapmaya hazır olup olmadıkları konusunda istişarelerde bulunacağını öğrendik.” diye konuştu.

Suudi Arabistan’ın, enerji altyapılarına yönelik ateşkesin izlemesi için gereken imkanlara sahip olmadığını savunan Zelenskiy, “Ama mesela Karadeniz’de güvenliği gözetleyebilecek ülkelerden birinin Türkiye olabileceği mantığını anlıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Zelenskiy konuşmasında ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna’ya demokratik bir seçim ve savaşın sonlandırılmasına yönelik müzakerelerin yapılabilmesi için geçici yönetim atanması önerisinde bulunmasını da değerlendirdi.

Putin’in Ukrayna’ya saldırdığını söyleyen Zelenskiy, bu açıklamanın sadece savaşı uzatma çabası olduğunu belirterek “Tek yaptığı, müzakere sürecini ve savaşı sona erdirmek için adım atma olasılığını geciktirmek.” dedi.

Zelenskiy, Rusya’da savaşın bitmesinden yana olan muhalefetle de savaşın sona erdirilmesi için görüşmeye hazır olduklarını ifade etti. (AA)

Zelenskiy ‘olay anlaşmayı’ teslim aldı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Trump’tan İran’a tehdit!

ABD Başkanı Donald Trump, Tahran yönetiminin ABD ile nükleer konusunda müzakereleri reddetmeye devam etmesi durumunda İran’ın başına “kötü şeyler geleceğini” söyledi.

Trump, hukuk danışmanı Alina Habba’nın New Jersey Başsavcısı olarak atanmasıyla ilgili Beyaz Saray’da düzenlenen yemin töreninde gazetecilerin sorularını cevapladı.

Tahran yönetiminin nükleer programı konusundaki soruya karşılık Trump, “Onlara yakın zamanda bir mektup gönderdim ve ‘Bir şekilde karar vermek zorunda kalacaksınız veya konuşacağız ya da İran’ın başına çok kötü şeyler gelecek.’ dedim. Ve bunun olmasını istemiyorum.” ifadesini kullandı.

Konunun güçlü veya zayıf olmakla bağlantısız olduğunu belirten Trump, “En büyük tercihim İran ile bir çözüme varmamız ancak bir çözüme varamazsak, İran’ın başına kötü şeyler gelecek.” diye konuştu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, dün ABD Başkanı Donald Trump’ın İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’e gönderdiği mektuba cevabı Umman üzerinden ilettiklerini bildirmişti.

İran resmi haber ajansı IRNA’ya göre Erakçi, ABD ile askeri tehdit ve baskı altında doğrudan müzakerelere girmeyeceklerini ancak daha önce yapılan dolaylı görüşmelerin devam edebileceğini belirtmişti.

– Trump’ın İran’a müzakere çağrısı ve tehditleri

Fox Business Network’e 7 Mart’ta röportaj veren ABD Başkanı Donald Trump, İran lideri Ali Hamaney’e bir mektup gönderdiğini açıklamıştı.

Trump, “Onlara, ‘Umarım müzakere edersiniz çünkü askeri olarak girmemiz gerekirse bu korkunç bir şey olacak’ diyen bir mektup yazdım.” ifadesini kullanmıştı.

Hamaney, 8 Mart’ta yaptığı bir konuşmada, ABD’nin müzakere talebiyle sorunları çözmek değil, kendi taleplerini dayatmak ve tahakküm kurmak istediğini belirterek, İran’ın bunu kabul etmeyeceğini söylemişti.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da 11 Mart’ta Trump’ın tehditlerine ilişkin, “Tehdit ettiğin için seninle müzakere etmeyeceğim. Ne halt etmek istersen et.” demişti.

Son olarak uluslararası basında, İran’ın Birleşik Arap Emirlikleri aracılığında ABD ile dolaylı görüşmeler yapma teklifini değerlendirdiği belirtilmişti.

İki ülke daha önce de Umman aracılığında çeşitli düzeylerde dolaylı görüşmeler yapıyordu.

Trump’tan İran’a tehdit! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

ABD’den bir garip Grönland ‘eleştirisi’

ABD Başkan Yardımcısı James David (JD) Vance, ABD heyetiyle ziyaret ettiği Grönland’da, Danimarka yönetiminin Ada’nın güvenliğine “yeterince yatırım yapmadığını” söyledi.

Vance, Grönland’ın kuzeybatısındaki “Thule Hava Üssü” olarak bilinen Pituffik Uzay Üssü’ne varmasının ardından askeri üsteki askerlere hitap etti.

Grönland’ı ziyaret eden ilk ABD Başkan Yardımcısı olduğunu belirten Vance, Donald Trump yönetiminin Arktik güvenliğine ilgisinin “daha da büyüyeceğini” bildirdi.

Vance, “Hepinizin bildiği gibi bu büyük bir mesele ve önümüzdeki on yıllar boyunca daha da büyüyecek. Grönland’da daha fazla pozisyona sahip olmamız gerekiyor.” dedi.

Danimarka yönetiminin Grönland’ın güvenliğine “yeterince yatırım yapmadığını” ve Ada’yı ihmal ettiğini savunan Vance, Grönland halkının “nihayetinde ABD’nin ve (ABD’nin) Ada’nın kontrolüne ilişkin arzusunun yanında yer alacağına” inandığını söyledi.

İniş yaptığında hava sıcaklığının -19 derece olduğunu dile getiren Vance, “Burası çok soğuk. Kimse bana bunu söylemedi.” ifadesini kullandı.

ABD heyetinde, Vance’in eşi Usha Vance, ABD Enerji Bakanı Chris Wright ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’ın yer aldığı belirtildi.

Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen, ABD heyetinin ziyaretine ilişkin, ziyaretin kadrosu ile zamanlamasını “sorunlu” ve “saygısızca” ifadesiyle nitelendirmişti.

Trump’ın Grönland ile ilgili açıklamaları

Trump, yeniden göreve gelmesinden bu yana Grönland’ı ülkesinin kontrolüne alma isteğini sıkça dile getiriyor.

ABD lideri, 23 Aralık 2024’te Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, Grönland’ın ABD’nin kontrolünde olması gerektiğini savunarak, adanın mülkiyet ve kontrolünün sağlanmasını “mutlak bir zorunluluk” olarak nitelendirmişti.

Trump, 13 Mart’ta NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’yi ağırladığı Oval Ofis’te de benzer açıklamalarda bulunarak, “(Grönland’ın ABD tarafından ilhakı) Bence bu gerçekleşecek. Bu konuda bir anlaşma yapmak zorundayız ve Danimarka bunu yapamıyor. Danimarka ile görüşüyoruz. Ulusal güvenliğimiz için buna gerçekten ihtiyacımız var.” ifadesini kullanmıştı.

Grönland yönetimi ise bu söylemlere karşı adanın “satılık olmadığı ve olmayacağı” yönünde açıklamalar yaparken, Danimarka da Grönland’ın yanında durduğunu vurgulamaya devam ediyor.

Öte yandan, Avrupa Birliği, Trump’ın “ilhak” tehditlerine karşı “yeterince güçlü bir tepki vermemekle” eleştiriliyor.

Danimarka Krallığı’na bağlı özerk bir bölge olan Grönland, ülkeye yaklaşık 2 bin 900 kilometre uzaklıkta bulunuyor. (AA)

ABD’den bir garip Grönland ‘eleştirisi’ yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

İsrail’de onlarca asker Gazze’de çatışmalara dönmeyi reddediyor

İsrail ordusundan onlarca yedek askerin, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılara katılmayı reddettiği belirtildi.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, ateşkesi bozarak Gazze’ye saldırıları yeniden başlatan İsrail’de çok sayıda yedek asker çatışmalara dönmeyi reddediyor.

Haberde, İsrail ordusunun tıbbi biriminde yarbay rütbesindeki ve altındaki onlarca yedek asker ve subayın Gazze’deki savaşa geri dönmeyi reddettiği kaydedildi.

Söz konusu askerler, İsrail’in Gazze’de ateşkesi bozarak saldırılara yeniden başlatmasına karşı tutumlarını yansıtan bir mektup yayınladı.

Askerler, İsrail yönetimine Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasının ikinci aşamasına geçme çağrısında bulunurken “uluslararası hukuku ihlal ederek toprakların ele geçirilmesini ve buralara yerleşilmesini reddettiklerini” açıkladı.

Savaşın “mantıksız” bir şekilde uzun sürmesini eleştiren askerler, “her iki taraftaki sivillere ve sosyal dokuya zarar veren savaşın İsrail devletinin geleceğini tehlikeye attığını” kaydetti.

Askerlerin bu tutumu, İsrail’in ateşkesi bozarak Gazze’ye saldırıları yeniden başlatmasına ilişkin bir protesto olarak değerlendirildi.

İsrail’deki yüzlerce yedek subay ve asker dün de Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’e bir mektup yazarak Gazze’ye saldırılara ilişkin hoşnutsuzluklarını ifade etmişti.

Yedek subay ve askerler, Genelkurmay Başkanı Zamir’den Gazze’ye saldırı hedeflerinin net olarak tanımlanması ve saldırıların ne zaman biteceğine ilişkin net bir tarih belirlenmesi talebinde bulunmuştu.

İsrail devlet televizyonu KAN, mektubun “alışılmadık” olduğuna işaret etmişti.

– ⁠⁠Ateşkesi bozan İsrail ordusu, Gazze’ye şiddetli saldırıları yeniden başlattı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesi 18 Mart sabahı bozarak şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 896’den fazla Filistinli hayatını kaybetti, 1984’ü aşkın kişi yaralandı.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 50 bin 251’e, yaralıların sayısı da 114 bin 25’e yükseldi.

Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımı yeniden başlattığını” açıkladı.

İsrail’in Gazze’ye saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti. (AA)

İsrail’de onlarca asker Gazze’de çatışmalara dönmeyi reddediyor yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin telefonda görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefon görüşmesinde, Türkiye ile Rusya ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde Türkiye ile Rusya ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, bölgesel meselelerin çözümünde Türkiye ile Rusya’nın iş birliğinin kilit öneme sahip olduğunu, Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşın sona erdirilmesi için başlatılan süreci Türkiye’nin yakından takip ettiğini, Türkiye’nin onurlu ve kalıcı barışın sağlanması için barış müzakerelerine ev sahipliği yapmak dahil her türlü desteğe hazır olduğunun altını çizdi.

Görüşmede Erdoğan, Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyeti için atılacak iyi niyetli adımların, barış sürecine katkı sağlayacağını, Türkiye’nin Karadeniz’in bir çatışma alanına dönmemesi için üzerine düşeni yapmaya devam ettiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede Türkiye’nin, Suriye konusunda Rusya ile iş birliğine önem verdiğini, Suriye’nin toprak bütünlüğü temelinde kalıcı huzur ve istikrara kavuşması için Türkiye ve Rusya’nın birlikte çalışmasının mühim olduğunu, Suriye’nin birliğini bozmaya yönelik etnik ve mezhebi ayrımcılığı körükleyen gayretlerin bertaraf edilmesi ve Suriye’ye yönelik yaptırımların tümüyle kaldırılması için Türkiye ve Rusya’nın birlikte çalışabileceğini ifade etti.

Görüşmede Erdoğan, Suriye’nin kaynaklarının Suriye yönetimine bırakılması gerektiğini, Türkiye’nin sözde “Suriye Demokratik Güçleri”nin merkezi yönetim bünyesinde eritilmesini desteklediğini, Suriye’nin bundan böyle terör örgütleri için elverişli bir alan olmaktan tamamen çıkartılmasının Suriye’nin istikrarı için hayati önemde olduğunu vurguladı. (AA)

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin telefonda görüştü yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Bayram neşesi

Yerli ve yabancı sinemanın seçkin örnekleri, bayram neşesini doruğa çıkartıyor. Çocuklara unutulmaz anılar yaşatacak olan birbirinden renkli yapımlar, evlere misafir olmaya hazırlanıyor.

AKILLARDA KALACAK 30 FİLM
D-Smart GO, bayram sevincini doyasıya yaşamak isteyenler için bir seçki hazırladı. Ramazan Bayramı’na özel hazırlanan “Ramazan Bayramı Seçkisi” her biri akıllarda kalacak 30 filmden oluşuyor.

28 MART’TA AÇILIYOR
Seçkide; ödüllü yabancı filmlerden Türk sinemasının komedi klasiklerine, çocuk filmlerinden aksiyona kadar her türden film sinemaseverleri bekliyor. Bu özel kategoriye, 28 Mart Cuma gününden 2 Nisan Çarşamba gününe kadar ulaşmak mümkün olacak.

7 OSCARLI BAŞYAPIT
Seçkide yer alan ve “En İyi Film” dahil olmak üzere 7 Oscar ödülü kazanan “Everything Everywhere All at Once” dikkat çekiyor. 2022 yılı yapımı film, bilimkurgu dalında son dönemde öne çıkan paralel evrenler teması üzerinden göçmen bir kadının Harikalar Diyarı’na geçişini anlatıyor.

SERİ KATİLLE ROPÖRTAJ
“Venom” serisinin devamı “Venom: Let there be Carnage” filminde vücudunu paylaştığı Venom isimli organizmayla yaşamaya çalışan gazeteci Eddie Brock, hapisten kaçan bir seri katil ile röportaj yaparak kariyerine hızlı bir giriş yapmak istiyor.

PETER’İN AVRUPA MACERASI
Ramazan Bayramı Seçkisi’nde yer alan “Spider-Man: Far From Home”, Peter Parker’ın, okul arkadaşlarıyla gittiği Avrupa gezisine odaklanıyor. Seyahat sırasında Nick Fury’den gelen görev, Peter’in arkadaşlarını korumasına, bununla da kalmayıp dünyayı kurtarmasına neden oluyor.

COŞKUYU ARTTIRIYOR
Efsane Hayalet Avcıları film serisinin son halkası “Ghostbusters: Frozen Empire”, huysuz kedi Garfield’in son macerası “The Garfield Movie”, Los Angeles’ta geçen bir aşk hikayesini konu edinen 6 Oscar ödüllü “La La Land” bayram coşkusunu arttıran yapımlar arasında yerini alıyor.

İNGİLİZCE OLMAYAN EN İYİ FİLM
Oscar tarihinde İngilizce olmadığı halde “En İyi Film” seçilen ilk yapım olan “Parasite”, Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho’nun imzasını taşıyor. 2020 yılında Oscar’a uzanan film, biri yoksul diğeri zengin iki aile üzerinden sınıf farklılıklarını mercek altına alıyor.

NOSTALJİ SEVENLER EKRAN BAŞINA
D-Smart, “Bayramda biraz da nostalji yapalım.” diyenleri de ekran başına davet ediyor ve Türk sinema tarihinin efsanevi yapımlarını izleyiciyle buluşturuyor. Yönetmenliğini Nesli Çölgeçen’in yaptığı, senaryosunu Yavuz Turgul’un kaleme aldığı, Şener Şen’in “Ağa”, Erdal Özyağcılar’ın da “Kekeç Salman” rolüyle hafızalara kazınan filmi “Züğürt Ağa” bayrama renk katıyor.

BİR YEŞİLÇAM EFSANESİ
Şener Şen’in minibüs şoförü Şakir’i, İlyas Salman’ın da muavin Çiçek Abbas’ı ölümsüzleştirdiği “Çiçek Abbas”, temiz kalplı muavin ile bencil patronu arasında yaşananları, Sinan Çetin’in yönetmenliğinde bizlere anlatıyor.

ESKİMEYEN FİLMLER
Türk sinemasının usta ismi Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı, hiçbir zaman eskimeyen yapımlar “Atla Gel Şaban”, “Şark Bülbülü” ve “Kapıcılar Kralı”, ünlü komedyen Cem Yılmaz’ın filmleri “Pek Yakında”, “ArifV216”, “Ali Baba ve Yedi Cüceler”, “Karakomik Filmler 1” ve “Karakomik Filmler 2” yapımları da bayramda evlere misafir oluyor.

SEÇKİNİN DİĞER FİLMLERİ
Seçkide yer alan diğer filmler ise şöyle; Bad Boys: Ride or Die, Madame Web, Transformers: The Last Knight, Teenage Mutant Ninja Turtles 2, Percy Jackson and the Olympians: The Lightning Thief, Paddington, Rio, Angry Birds 2, The Smurfs, The Adventures of TinTin, Deli Aşk, Cinayet Süsü ve Ölümlü Dünya.

HER YERDE HER ZAMAN
D-Smart GO izleyicilere cihaz ve mekândan bağımsız bir özgürlük sunuyor. İzleyiciler D-Smart GO ile yüzlerce içeriğe, dilediği zaman dilediği yerde bilgisayar, akıllı telefonlar ve televizyonlar, tabletler ve Togg üzerinden erişebiliyor.

Bayram neşesi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

Myanmar’da 7,7 büyüklüğünde deprem

Myanmar’ın orta kesimindeki Sagaing bölgesi yakınlarında 7,7 ve 6,4 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Myanmar merkezli 7,7 büyüklüğünde deprem Tayland’ın başkenti Bangkok’ta da hissedildi.

ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), depremin merkez üssünün komşu ülke Myanmar olduğunu ve yerin yaklaşık 10 kilometre derinliğinde gerçekleştiğini bildirdi.

Yerel saatle 13.30 sularında meydana gelen sarsıntı başkentteki yüksek binalarda güçlü şekilde hissedilirken, çok sayıda bina tahliye edildi.

Bangkok’ta 17 milyondan fazla kişinin yaşadığı metropol bölgesinde alarm sistemleri devreye girdi, vatandaşlar apartman ve otellerden merdivenlerle tahliye edilerek sokaklara çıktı.

Depremde şu ana kadar can ve mal kaybı bildirilmedi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezinin (USGS) verilerine göre başkent Myanmar’ın başkenti Nepido’nun kuzeyindeki Sagaing bölgesinin yaklaşık 16 kilometre kuzeybatısında art arda 7,7 ve 6,4 büyüklüğünde iki sarsıntı kaydedilen iki deprem bildirilmişti. Sarsıntıların birçok çevre ülkede hissedildiği, komşu ülkelerde korku ve paniğe neden olduğu belirtildi.

Myanmar’da 7,7 büyüklüğünde deprem yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.

‘Koçluk Sanatı’

Profesyonel koçluk, son yıllarda hızla gelişen bir alan haline gelirken, psikolojiyle olan bağlantısı her zamankinden daha fazla önem kazandı. ODTÜ Psikoloji mezunu olan ve yüksek lisansını Sosyal Psikoloji alanında duygusal dayanıklılık üzerine yapan Hande Karabatak Binns, 35 yıllık kariyeri boyunca farklı kültürlerde edindiği liderlik ve koçluk üzerine deneyimini Koçluk Sanatı: Koçlukta Psikolojinin Temel Taşları, kitabında bir araya getirdi.
Binns’in kaleme aldığı kitap hem yeni başlayanlar hem de deneyimli koçlar için koçluğun psikolojik temellerini anlatan kapsamlı bir kaynak olarak raflardaki yerini aldı.
İngiltere’de yaşamını sürdüren yazar Binns, bu kitapta, koçluğun sadece bir meslek değil, bir sanat olduğunu ve psikolojiyle birleştiğinde nasıl daha güçlü bir araç hâline geldiğini anlatıyor.
PSİKOLOJİ VE ÖRNEK KOÇLUK
Kitapta koçluğun temelleri ve felsefi altyapısı, koçluk kültürü oluşturma süreci, etkili koçluk yapabilmek için gereken zihniyet konu başlıkları yer alıyor. Koçluk ve terapinin temel farklarını ortaya koyan Binns, koçluk sürecinde etik sınırlara da kitabında yer veriyor.
Kitap, birçok psikoloji kuramının koçluk süreçlerine nasıl uyarlanabileceğini detaylı şekilde ele alıyor. Bu başlıkta, “Adler Psikolojisi ve Koçluk”, “Bilişsel Davranışçı Kuram (BDT) ve Koçluk”, “Gestalt Psikolojisi ve Koçluk”, “Transaksiyonel Analiz ve Koçluk”, “Pozitif Psikoloji ve Koçluk”, “Analitik Psikoloji ve Koçluk”, “Aile ve Sistemik Terapi ile Koçluk, “Milton Erickson Terapisi ve Koçluk”, “Sosyal Psikoloji ve Koçluk” konuları ele alınıyor.
Kitap, her psikoloji yaklaşımına yönelik örnek koçluk uygulamalarını da okurlara sunuyor.
YAZAR HAKKINDA
ODTÜ Psikoloji mezunu olan Hande Karabatak Binns, Yüksek Lisansını Sosyal Psikoloji alanında duygusal dayanıklılık üzerine yapmıştır. 35 yıllık kariyerinin önemli bir bölümünü farklı coğrafyalarda geçirerek, pek çok kültürün dokusunu yaşamış ve liderlerin dünyaya bakış açılarını yakından incelemiştir. Bu deneyimlerini, ‘Kültürel Zekâ, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık’ üzerine yaptığı akademik çalışmayla daha da derinleştirmiştir. Yaşamını İngiltere’de sürdüren Hande, bu zengin deneyimini liderlik koçluğunda kullanarak, farklı kültürlerden lider, ekip ve şirketlerin performanslarını artırmalarına destek oluyor. Bu kitapta, koçluğun sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir sanat olduğunu ve psikoloji ile iç içe geçtiğinde nasıl daha anlamlı hale geldiğini bizlerle paylaşıyor.

‘Koçluk Sanatı’ yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.