Cengiz Çandar's Blog, page 156
May 15, 2025
Dışişleri Bakanı Fidan’dan ‘İstanbul Barış Müzakereleri’ne ilişkin açıklama
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul Barış Müzakereleri’ne ilişkin “İstanbul’da yürütülecek görüşmeler, umarım yeni bir sayfa açmamıza yol açacaktır.” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Antalya’daki NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ikinci gününde basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Fidan, “Türkiye olarak, özellikle bu çok önemli ve özel zamanda, bu önemli toplantıyı yapmaktan büyük bir ayrıcalık duyuyoruz.” ifadesini kullandı.
Avrupa-Atlantik bölgesinde birçok önemli gelişmenin yaşandığına işaret eden Fidan, NATO ortakları olarak savunma işbirliğini ve Ukrayna’da barışın sağlanması konularını ele alacaklarını aktardı.
Fidan, Hollanda’nın Lahey kentinde haziranda düzenlenecek NATO Zirvesi’nin hazırlıklarını da yapacaklarını dile getirdi.
“İSTANBUL’DA YÜRÜTÜLECEK GÖRÜŞMELER UMARIM YENİ BİR SAYFA AÇMAMIZA YOL AÇACAKTIR”
Fidan, NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın açılışında da selamlama konuşması yaptı.
NATO’yu ilgilendiren pek çok kriz ve çatışma bulunduğuna işaret eden Fidan, birlik ve dayanışmayı güçlendirmeyi görüşeceklerini paylaştı.
Bakan Fidan, transatlantik güvenliği açısından külfet paylaşımının gündemlerinde yer aldığını aktararak, “Bu bağlamda Sayın Genel Sekreter’in (Mark Rutte) vizyonunu paylaşıyoruz. İttifak çapında Texas’tan Ankara’ya uzanan bir güvenlik ağı oluşturmamız gerekiyor.” diye konuştu.
Avrupa’nın güvenlik mimarisini güçlendirmek üzere tedbirleri konuşacaklarını dile getiren Fidan, Ukrayna’ya kalıcı ve adil barışın getirilmesinin de gündemde olacağını vurguladı.
Fidan, “Türkiye, her zaman barışa ulaşabilmek için diplomatik yolu savunmuştur. 3 yıllık ızdırabın ardından bir fırsat penceresi açıldığını görüyoruz. İstanbul’da yürütülecek olan görüşmeler, umarım ki yeni bir sayfa açmamıza yol açacaktır.” ifadelerini kullandı.
Toplantıda sürece nasıl destek vereceklerini konuşacaklarını paylaşan Fidan, Avrupa-Atlantik güvenliğini 360 derecelik güvenlik yaklaşımıyla ele alacaklarını söyledi.
TERÖRLE MÜCADELEDE SOMUT DAYANIŞMA VURGUSU
Terörizmin tüm müttefiklerin güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini vurgulayan Bakan Fidan, “Ayrıca bu belaya karşı dayanışmamızı somut adımlarla nasıl en iyi şekilde güçlendirebileceğimizi de tartışacağız.” dedi.
Fidan, “Avrupa-Atlantik güvenliği ve savunmasının omurgası olan NATO, müttefikler arasında tüm güvenlik meselelerinde istişare, koordinasyon ve eylemde bulunmak için temel transatlantik forum olmaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Bugünkü toplantının ve gelecek ay Lahey’de yapılacak NATO Zirvesi’nin, İttifak’ın bu temel karakterini daha da pekiştireceğini belirten Fidan, “Türkiye olarak, bugünkü toplantının yanı sıra, 2026 yılında bir sonraki zirveye de ev sahipliği yapacak olmamız, İttifak’a ve temsil ettiği değerlere olan sarsılmaz bağlılığımızı ortaya koymaktadır.” değerlendirmesini yaptı.
Konuk bakanlara bu toplantı için Antalya’ya bir kez daha “hoş geldiniz” diyen Fidan, Genel Sekreter Rutte’nin “yetenekli liderliği ve moderatörlüğü altında” tartışmaları sabırsızlıkla beklediklerini kaydetti.
AVRUPALI DIŞİŞLERİ BAKANLARI TOPLANTI ÖNCESİ KONUŞTU
Avrupalı Dışişleri Bakanları da NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Letonya, Estonya, Kuzey Makedonya, Çekya ve Polonya Dışişleri Bakanları, Antalya’daki NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ikinci gününe başlarken basın mensuplarına konuştu.
Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Braze, İstanbul barış müzakerelerine dair beklentisinin yüksek olmadığını belirterek, “Rus tarafında barışa dair işaretler görmüyoruz.” dedi.
Bu konulara dair görüşmelerin iyi bir gelişme olduğunu kaydeden Braze, herhangi bir karar alınıp alınamayacağının müzakereler sonrasında görüleceğini aktardı.
Braze, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ile Ukrayna arasındaki ateşkes isteğini desteklediklerini söyleyerek, “Ama aynı zamanda gerçekçi de olmalıyız. Rusya’nın barışa itilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Avrupa savunma harcamalarının artırılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Braze, “Rusya, sadece Ukrayna yüzünden bir tehdit değil.” görüşünü paylaştı.
Braze, Letonya’nın bu yılki savunma harcamalarının yüzde 4’e ulaştığını, ülkenin bu oranı gelecek yıl yüzde 5’e yükseltmeyi planladığını da vurguladı.
Estonya Dışişleri Bakanı Margus Tsahkna, ülkesinin 2026’da savunma harcamalarını yüzde 5,4’e yükseltmeye karar verdiklerini ifade etti.
Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanı Timcho Mucunski, Hollanda’nın Lahey kentinde haziranda düzenlenecek NATO Zirvesi’nde örgütü mevcut jeopolitik zorlukların gereksinimlerine uyarlamanın önemine dikkati çekeceğini, sanayi yatırımları ve savunma bütçelerinin artırılması konularının konuşulacağını dile getirdi.
Çekya Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky ise ülkesinin gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) en az yüzde 3’ünü savunmaya ayırdığına işaret ederek, “barış istiyorsa (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in İstanbul barış müzakerelerine gelmesi gerektiğini vurguladı.
Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Putin’in İstanbul barış müzakerelerine kişisel olarak katılmamasını eleştirerek, kendisinin “zaman kazanmaya” çalıştığını savundu.
Sikorski, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin müzakereler için İstanbul’a gelmesini Kiev’in barışa hazır olduğu şeklinde değerlendirdi.
“Putin, hala Ukrayna’nın tamamına sahip olmak istiyor ve bunu başarabileceğini düşünüyor.” ifadesini kullanan Sikorski, barışın tesis edilmesi için Putin’e baskı yapılması gerektiğini savundu.
Sikorski, Gayriresmi Toplantı hakkında Türkiye’ye bu misafirperverliğinden ötürü teşekkür etti.
Hollanda, İtalya ve İngiltere Dışişleri Bakanları da basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Hollanda Dışişleri Bakanı Veldkamp, Antalya’daki bu toplantının haziranda Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenecek NATO zirvesine giden yolda “basamak taşı niteliğinde” olduğunu ifade etti.
Barış müzakerelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Veldkamp, “Ukrayna ateşkesi ve barışı konuşmaya istekli. Ne kadar zor olursa olsun, bu görüşmelere açıklar. Zelenskiy, bu konuda hazır ve İstanbul’a gitmeye istekli.” dedi.
Veldkamp, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ise görüşmelere katılmaya istekli olmadığını vurgulayarak “Bu da barışa ulaşmak için baskının nereye yöneltilmesi gerektiğini çok net bir şekilde ortaya koyuyor.” ifadesini kullandı.
Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketi üzerinde teknik düzeyde anlaşmaya varıldığına dikkati çeken Veldkamp, “Bu, çok kapsamlı bir paket, karanlıkta kalan birçok geminin ve bazı şirketlerin ve bireylerin listeye alınmasını içeriyor. Baskının arttığını, yoğunlaştığını net şekilde gösteriyor.” diye konuştu.
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani de İstanbul’daki barış müzakerelerine dair beklentilerinde iyimser olmak istediğini ancak Rus tarafına ilişkin kuşkularının olduğunu dile getirdi.
Tajani, “Müzakereler ilk adım ancak ateşkes ve barışın sağlanması için Rusya’nın katılımına daha çok ihtiyacımız var.” diye konuştu.
Barışın tesisi için gösterdikleri çabaya işaret eden Tajani, “Barıştan sonra işimiz Ukrayna ve Avrupa’yı korumak.” dedi.
İtalya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin oldukça olumlu ve iyi olduğunu vurgulayan Tajani, iki ülkenin de Akdeniz bölgesi için işbirliği içinde çalışmasının önemli olduğunu söyledi.
Tajani, ülkesinin hem Avrupalı ülkeler hem de dünyada geri kalan diğer tüm ülkeleriyle işbirliğine her zaman açık olduğunu aktardı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de dünya genelinde zorlu bir jeopolitik ortam olduğuna değinerek Avrupa-Atlantik bölgesinde savunma harcamalarına önem vermeleri gerektiğinin altını çizdi. (AA)
Dışişleri Bakanı Fidan’dan ‘İstanbul Barış Müzakereleri’ne ilişkin açıklama yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
SGK’den kayıt dışı istihdama rekor ceza
SGK Başkanı Raci Kaya, kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında, geçen yılki denetimlerde 2 milyar 36 milyon 732 bin 167 lira idari para cezası kesildiğini açıkladı.
SGK Başkanı Kaya, Sosyal Güvenlik Haftası dolayısıyla, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığını tek çatı altında birleştiren ve Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarından biri olarak kabul edilen sosyal güvenlik reformunun 16 Mayıs 2006’da kabul edildiğini anımsatan Kaya, her yıl 16 Mayıs’ı içine alan haftanın Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlandığını hatırlattı.
Önemli gün ve haftaların toplumda farkındalık oluşturma, toplumu bilgilendirme ve bilinçlendirme açısından değerli olduğunu dile getiren Kaya, bu kapsamda SGK’yi, herkese tanıtmak, insanlarda sosyal güvenlik bilincinin oluşmasına katkı sağlamak amacıyla toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalıştıklarını vurguladı.
BU YILIN SLOGANI: “KAYITLI ÇALIŞ, GÜVENLİ YAŞA”
Sosyal Güvenlik Haftası’nın bu yılki sloganını kayıt dışı istihdamla mücadeleye dikkati çekmek ve farkındalık oluşturmak için “Kayıtlı çalış, güvenli yaşa” olarak belirlediklerini bildiren Kaya, “Kişilerin geleceklerini her anlamda güvence altına almalarının en önemli şartı, kayıtlı şekilde çalışmaları. İnsanların kayıt dışında kalmalarının, sağlık ve diğer risklere karşı korunmayla ilgili kayıp yaşamalarına neden olacağına dikkat çekeceğiz.” dedi.
Güçlü bir SGK’nin, güçlü bir Türkiye demek olduğunu ifade eden Kaya, bunun temel taşlarından birinin de kayıtlı istihdam olduğunu söyledi.
Kaya, mutlu ve güvenli bir gelecek için kayıtlı çalışma bilincini bütün kesimlerde oluşturmaya çalıştıklarını dile getirerek, kayıt dışı istihdamla mücadelenin, kurumun öncelikli hedefleri arasında yer aldığını bildirdi.
“Denetim ve yaptırımın yanı sıra teşvik ve rehberliğin öne çıktığı bir anlayışı benimsiyoruz.” diyen Kaya, kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında yaptıkları çalışmaların 5 ana strateji altında toplandığını söyledi.
Kaya, bu stratejilerin başında, kurumlar arası bilgi ve veri paylaşımı suretiyle çapraz kontrol çalışmalarının yer aldığını belirterek, “Bankalar dahil olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarından kişilerin mesleki bilgileri periyodik olarak kurumumuzca alınıyor. Gelen bilgiler kurumumuz veri tabanından kontrol ediliyor ve bu sayede sigortasız çalışanlar herhangi bir denetime gerek kalmadan kolayca tespit edilebiliyor.” dedi.
“3 BİN MÜFETTİŞ VE DENETMENİMİZ GÖREV YAPIYOR”
Denetim sisteminin etkinliğinin artırılmasının bir diğer stratejik başlık olduğunu belirten Kaya, kurum bünyesinde görev alan denetim elemanı sayısını her geçen gün artırdıklarını söyledi.
Kaya, “Şu an yaklaşık 3 bin müfettiş ve denetmenimiz görev yapıyor. Ayrıca, etkinliği artırmak için rastgele denetimlerin yerine risk analizine dayalı denetimler yapıyoruz. Böylece en riskli bölgeleri, sektörleri ve iş yerlerini belirliyoruz, daha etkin denetim yapıyoruz.” diye konuştu.
Teşvik uygulamalarıyla istihdam üzerindeki maliyetleri azaltmaya çalıştıklarını vurgulayan Kaya, işverenlerin üzerindeki mali yükü azaltmak ve sigortasız işçi çalıştırmayıp primini düzenli ödeyen işverenleri desteklemek amacıyla pek çok teşvik uyguladıklarını, bu teşviklerin, hem işverenleri daha fazla işçiyi sigortalı çalıştırma yoluna ittiğini hem de dezavantajlı bazı kesimlere istihdam olanağı sağladığını dile getirdi.
Kaya, özellikle il müdürlükleri aracılığıyla yürüttükleri bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleriyle tüm çalışanlara ulaşmaya çalıştıklarını söyledi.
Sosyal güvenlik hizmet kalitesinin artırılmasına dönük çalışmalar yürüttüklerini anlatan Kaya, gelişen teknolojinin de yardımıyla vatandaşlara sağlanan hizmetlerin kalitesini artırarak, sigortalıların ve işverenlerin kolay erişilebilir ve daha nitelikli hizmet almalarını sağladıklarını ifade etti.
Birçok hizmeti e-Devlet’ten sunarak bürokratik işlemleri olabildiğince ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirten Kaya, halihazırda 180’e yakın işlemi erişime sundukları e-Devlet platformunda, geçen yıl 2 milyarı aşan hizmet kullanımı sayısıyla tüm kurumlar arasında en yüksek hizmet kullanımına sahip kurum olduklarını bildirdi.
ÇAPRAZ KONTROL VE DENETİMLER YAPILIYOR
Kayıt dışı istihdama yönelik iş yeri denetimleriyle ilgili de bilgiler veren Kaya, şunları kaydetti:
“Kurumumuz tarafından yapılan çapraz kontrol ve denetim çalışmaları neticesinde, geçen yıl 124 bin 982 iş yeri, bu yılın ilk 4 ayında 29 bin 463 iş yeri denetlendi. Geçen yıl tespitler sonucunda 2 milyar 36 milyon 732 bin 167 lira idari para cezası uygulandı.”
İşverenlerin prim teşviklerinden yararlanmaya devam etmesi için kayıt dışı işçi çalıştırmaması gerektiğini belirten Kaya, sigortasız işçi çalıştırdığı tespit edilen işverenlerin, ilk tespitte bir ay süreyle, tespit tarihinden sonra 3 yıl içerisinde bu durumu tekrarlaması halinde ise bir yıl süreyle söz konusu prim teşviklerinden yararlanma hakkını kaybettiğini bildirdi.
“15 FARKLI PRİM TEŞVİKİ UYGULUYORUZ”
Kayıt dışı istihdamla mücadele amacıyla işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılar için ödedikleri prim yükünü hafifletmek amacıyla 15 farklı prim teşviki uygulandığını aktaran Kaya, prim indirimi teşviki, genç ve kadın teşviki, engelli istihdam teşviki, kültür yatırım girişim teşvikinin bunlardan bazıları olduğunu söyledi.
Kaya, yıllık hazırladıkları rehberlik programları sayesinde ve sivil toplum kuruluşları, odalar, meslek örgütleri ve üniversiteler aracılığıyla sosyal güvenlik ve kayıtlı çalışmanın önemine dair bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri yürüttüklerini anlattı.
Avrupa’nın en büyük veri merkezlerinden birine sahip olduklarını ve gelişen teknolojiyi yakından takip ettiklerini belirten Kaya, yapay zeka teknolojisini kurum olarak ıskalamadıklarını ve bununla ilgili çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
SGK Başkanı Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a çalışmalarında verdiği desteklerden dolayı teşekkür etti. (AA)
SGK’den kayıt dışı istihdama rekor ceza yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cezayir ile Fransa arasında tarihi kriz!
Cezayir ile Fransa arasındaki ilişkilerde, Cezayir’in 1962’deki bağımsızlığından bu yana görülmemiş bir gerginlikle, diplomatik kriz yaşanıyor. Krizin başlangıcı ise Paris yönetiminin Cezayirli konsolosluk görevlisini gözaltına alması Cezayir’in de 12 Fransız diplomatı sınır dışı edeceğini duyurmasıyla başlamıştı.
Bir süredir ilişkilerinde gerginlik yaşayan taraflardan Cezayir, son olarak 15 Fransız diplomatın “prosedürlere aykırı şekilde “atandığını gerekçe göstererek ülkeyi terk etmelerini istedi, Fransa ise buna “derhal ve kesin bir şekilde yanıt vereceğini” duyurdu.
Söz konusu gerginlik Cezayir ve Paris yönetimlerinin ikili ilişkilerinin geleceği ve “diplomatik kopuşa” ne kadar yakın oldukları konusunda ciddi soruları gündeme getirdi.
KRİZİN BAŞLANGICI
Cezayir ile Fransa arasındaki diplomatik kriz nisan ayının ortalarında, Paris yönetiminin Cezayirli konsolosluk görevlisini gözaltına alması ve Cezayir’in de 12 Fransız diplomatı sınır dışı edeceğini duyurmasıyla başladı.
Fransız basınına göre, istihbarat servisi, gözaltına alınan Cezayirli diplomatın, ülkesinden kaçan ve Fransa’da yaşayan bir sığınmacının kaçırılması olayına karıştığını iddia etti.
Cezayir, söz konusu sığınmacının aranan bir kişi olduğunu belirtirken, Fransa ise bu kişiyi Cezayir hükümeti karşıtı bir “aktivist” olarak değerlendiriyor.
Cezayir yönetimi, Fransa’daki diplomatına yönelik suçlamaları reddederken, Paris yönetiminin diplomatın gözaltına alınmasına yönelik gerekçelerini de kabul etmedi.
Fransa, Cezayir’in diplomatlarını sınır dışı etme kararına aynı şekilde karşılık vererek, 12 Cezayirli diplomatın ülkeyi terk etmesini istedi ve Fransa’nın Cezayir Büyükelçisi Stephane Romatet’yi “istişarelerde bulunmak için” çağırdı.
Daha sonra Cezayir makamlarının Fransız konsolosluk personelinin atanmasında “ihlaller ve suistimaller” yapıldığını gözlemlediklerini açıklamasıyla Fransa-Cezayir krizi farklı bir noktaya taşındı.
Cezayir resmi haber ajansı APS’nin Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından aktardığına göre, Cezayir, 11 Mayıs’ta ülkedeki Fransa Maslahatgüzarını, Cezayir Dışişleri Bakanlığına çağırarak “prosedürlere aykırı şekilde atanan tüm Fransız personelinin derhal ülkeyi terk etmesini” istedi.
Söz konusu 15 Fransız vatandaşının diplomatik ya da konsolosluk görevlerine başlamadan önce gerekli resmi bilgilendirme ya da akreditasyon taleplerinin yapılmadığının tespit edildiği bildirildi.
Fransız tarafının tekrarlanan ihlallerine dikkati çekilerek, bu ihlallerin, Cezayir’de akredite olan Fransız diplomatik ve konsolosluk temsilciliklerinde görevli personelin atanmasına ilişkin yürürlükteki usul ve teamüllerin açıkça ihlal edilmesi şeklinde gerçekleştiği belirtildi.
Haberde, söz konusu personelin “daha önce hizmet pasaportuna sahip oldukları, sonrasında ise Cezayir’e girişlerinin kolaylaştırılması amacıyla kendilerine diplomatik pasaportlar verildiği” belirtildi.
Cezayir makamları, sahte diplomatik pasaportlarla ülkeye giriş yaptıkları gerekçesiyle, Fransız “iç istihbaratından” olduklarını ileri sürerek iki kişiyi sınır dışı etti.
Fransa Dışişleri Bakanlığı ise pazartesi günü yaptığı açıklamada, Cezayir’in kararına karşı “sert ve derhal” karşılık vereceklerini duyurdu.
AFP, Fransa Dışişleri Bakanlığının, Cezayir’in daha fazla Fransız personeli sınır dışı etme kararına karşılık, “derhal, kararlı ve orantılı bir şekilde yanıt verme niyetinde olduğunu” vurguladığını, ancak bu yanıtın niteliğine dair ayrıntı vermediğini aktardı.
FRANSA – CEZAYİR İLİŞKİLERİ ÖNÜNDE BAŞKA ENGELLER DE VAR
Diplomat krizinin aynı zamanda, “ikili ilişkilerin başka engellerle de karşı karşıya olduğu bir döneme denk geldiği” ifade ediliyor. Cezayir Dışişleri Bakanlığının bir açıklamasına göre, bu engellerden biri de Fransa’nın, Cezayir diplomatik pasaportu sahiplerinin topraklarına girişini defalarca reddetmesi oldu.
Bakanlık ayrıca, Fransa’nın “Paris ve Marsilya’ya atanan iki Cezayir başkonsolosunun yanı sıra, diğer 7 konsolosun akreditasyon sürecini de geciktirdiğini ve bu kişilerin 5 aydan uzun süredir onay beklediğini açıkladı.
Uluslararası kriz uzmanı Hassan Kasımi, Fransa ile Cezayir arasındaki ilişkilerin “kopma noktasına” gelme ihtimalini dışlarken, iki ülke arasında “hiçbir şeyin iyi gitmediğini” vurguladı.
Kasımi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mevcut krizin Fransa’daki aşırı sağcı liderliğin “Cezayir’e güç ilişkisi ve sömürge tipi bir baskı dayatma çabalarıyla” bağlantılı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, “artık Cezayir ile ilişkilerde diplomasi yürüten kişi olmadığını” iddia eden Kasımi, “Macron etkisiz hale getirildi. Cezayir’e karşı sert bir tutum benimseyen egemen bakanlığını artık kontrol edemiyor.” dedi.
Fransa İçişleri Bakanlığına işaret eden Kasımi, “demir yumruk” politikası ve “kademeli tırmanış” politikasının arkasında bu bakanlığın olduğunu vurguladı.
Kasımi ayrıca, mevcut kriz dikkate alındığında, “Fransa-Cezayir anlaşmazlığının ekonomik ve ticari alanlara da sıçrayabileceğini” belirterek, iki ülke arasında bir ticaret savaşı olasılığını da dışlamadığını ifade etti.
“ELÇİLİKLER SAVAŞI”
Konstantin Üniversitesi İletişim Fakültesi eski dekanı Dr. İdris Bulkaiybat, Cezayir ile Fransa arasındaki krizi,“elçilikler savaşı” olarak tanımladı.
Fransa Cumhurbaşkanı’nı, İngiltere Kralı’na benzeten Bulkaibat, “Macron artık Fransa’nın fiili yöneticisi değil, İçişleri Bakanı’nı ülkenin bir numaralı ismi haline geldi.” değerlendirmesinde bulundu.
Bulkaibat, “Cezayir’e karşı saplantılı ve şişirilmiş bir kişiliğe sahip olan (Fransa İçişleri Bakanı Bruno) Retailleau, Fransız hükümetinin aktörleri arasında saklanan bir kurt değil, kendi kaderinin efendisidir.” ifadelerini kullandı.
Cezayir-Fransa ilişkileri, aylardır siyasi, diplomatik ve güvenlik alanlarında ciddi gerginlikler yaşıyor.
Cezayir’in Paris’teki büyükelçisini geçen temmuz ayında geri çağırmasıyla tansiyon daha da yükseldi. Bu karar, Fas’ın Batı Sahra bölgesine yönelik özerklik önerisinin desteklenmesiyle birlikte geldi.
Batı Sahra sorununa ek olarak, iki ülke ilişkilerinde henüz somut bir ilerleme kaydedilemezken, Cezayir’in 132 yıl boyunca (1830–1962) Fransız sömürgesi olmasının yarattığı tarihsel yük de taraflar arasındaki gerilimi derinleştiriyor. (AA)
Cezayir ile Fransa arasında tarihi kriz! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Ukrayna duyurdu: Rusya 110 İHA ile saldırı düzenledi
Rus ordusunun gece Ukrayna’nın farklı bölgelerine 110 adet insansız hava aracıyla (İHA) saldırı düzenlediği belirtildi.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı’na ait Telegram hesabı üzerinden yapılan yazılı açıklamada, Rus ordusunun bu gece Ukrayna’ya İHA saldırısı düzenlediği belirtildi.
Ukrayna’nın Kiev, Sumi, Dnipropetrovsk, Poltava ile İvano-Frankivsk bölgelerine saldırının yapıldığı aktarılan açıklamada, Rus ordusunun 110 İHA ve simülatör dronlarla saldırı gerçekleştirdiği ifade edildi.
Açıklamada, Ukrayna ordusu hava kuvvetlerince 62 İHA’nın imha edildiği, 29 simülatör dronun ise yönü değiştirilerek etkisiz hale getirildiği kaydedildi.
RUSYA VE UKRAYNA HEYETLERİ İSTANBUL’DA, BARIŞIN ŞARTLARINI GÖRÜŞECEK
Türkiye’nin ev sahipliğinde, İstanbul’da bugün düzenlenecek Rusya-Ukrayna barış müzakerelerinde Rusya ve Ukrayna’dan heyetlerin katılması bekleniyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara’ya gelecek. (AA)
Ukrayna duyurdu: Rusya 110 İHA ile saldırı düzenledi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Hayatını kaybeden Mujica’nın vasiyeti yerine getirildi
Uruguay’da 13 Mayıs’ta hayatını kaybeden eski Devlet Başkanı Jose Mujica’nın, vasiyeti yerine getirildi.
Başkent Montevideo’daki Yasama Sarayı’nda düzenlenen devlet törenine, Devlet Başkanı Yamandu Orsi’nin yanı sıra çok sayıda yabancı diplomatik misyon temsilcisi katıldı.
Törenin ardından Mujica’nın naaşı, at arabasıyla taşınarak Rincon del Cerro’daki çiftliğine götürüldü ve isteği üzerine, sadık köpeği Manuela’nın yanına defnedildi.
Cenaze aracına binlerce Uruguaylı eşlik etti; halkın duygusal anlar yaşadığı, bazı vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
Mujica, siyaseti bıraktıktan sonra hayatının geri kalanını Rincon del Cerro’daki üç odalı sade çiftliğinde geçirmiş, ülke içinden ve dışından gelen tüm konuklarını burada ağırlamıştı.
Devlet Başkanı Orsi, Yasama Sarayı’ndaki törende yaptığı konuşmada, Mujica’yı “bir dost ve yol arkadaşı” olarak tanımladı.
Mujica’nın mirasına sahip çıkacaklarını belirten Orsi, şöyle konuştu:
“Ölümü benim için çok yıkıcı oldu. Her ne kadar bekliyor olsak da bununla başa çıkmanın bir yolu yoktu. Onun mirasına sahip çıkmanın en iyi yolu, işleri doğru yapmaktır.”
Halk arasında “Pepe” lakabıyla tanınan Mujica, Uruguay’ın başkenti Montevideo’da 89 yaşında yaşamını yitirmişti.
Mujica’nın ölümünün ardından Uruguay’da 3 günlük ulusal yas ilan edilmişti. (AA)
Hayatını kaybeden Mujica’nın vasiyeti yerine getirildi yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
May 14, 2025
Harvard’dan Trump’a 250 milyon dolarlık yanıt!
ABD yönetiminin Filistin’e destek gösterileri nedeniyle hedef aldığı ve 2 milyar doları aşan federal fonlarını dondurduğu Harvard Üniversitesi, araştırmalarını sürdürmek için kendi kaynaklarından 250 milyon dolar tahsis edeceğini duyurdu.
Harvard Üniversitesi, Başkan Donald Trump yönetiminin federal fon kesintilerinin yarattığı finansal etkilere karşı harekete geçti.
Rektör Alan Garber, yaptığı yazılı açıklamada, araştırmaları desteklemek amacıyla gelecek yıl için ilk etapta 250 milyon dolar fon sağlanacağını bildirdi.
Garber, bu miktarın, dondurulan fonların tamamını karşılamayacağını ancak Harvard’ın kesintilere karşı hukuki mücadele vermeye devam edeceğini belirtti.
HARVARD REKTÖRÜ MAAŞINDA KESİNTİYE GİDİYOR
Üniversite öğrencilerinin çıkardığı “The Harvard Crimson” gazetesinin haberine göre, Rektör Garber, fonların askıya alınmasının ardından maaşında gönüllü yüzde 25 kesintiye gitme kararı aldı.
Üniversite Sözcüsü Jonathan Swain, konuya ilişkin açıklamasında, Garber’ın kararını Harvard’ın üst düzey yöneticilerine bildirdiğini aktardı.
Gazetede, Garber’ın mevcut maaşı açıklanmasa da kesintinin 2026 mali yılında uygulanacağı belirtilirken, Harvard rektörlerinin yıllık maaşının 1 milyon doları aşabildiği ifade edildi.
TRUMP İLE HARVARD ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK
ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, aralarında Harvard’ın da olduğu birçok üniversiteyi, başta Filistin’e destek için düzenlenen kampüs protestoları ile çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek federal fonlarını dondurmakla tehdit etmişti.
Bu süreçte, Trump yönetimi, Adalet Bakanlığı, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Genel Hizmetler İdaresi (GSA) ortaklığıyla “Antisemitizmle Mücadele Görev Gücü”nü kurmuştu.
Trump yönetimi, Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına karar vermiş, üniversite de federal hükümetin fonları dondurmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak bu kararı engellemek üzere dava açmıştı.
ABD hükümeti daha sonra da kampüslerde Filistin’e destek gösterilerine karşı yeterince harekete geçmediği gerekçesiyle Harvard Üniversitesi’ne yönelik 450 milyon dolarlık yeni bir federal kesinti yapıldığını açıklamıştı. (AA)
Harvard’dan Trump’a 250 milyon dolarlık yanıt! yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Libya’da yeni gelişme! Trablus’ta ateşkes sağlandı
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Savunma Bakanlığı, sivilleri koruma çalışmaları kapsamında Trablus’taki tüm çatışma bölgelerinde ateşkes ilan edildiğini bildirdi.
Savunma Bakanlığının Trablus’ta ateşkesin sağlandığına ilişkin yazılı açıklaması, Libya Ulusal Birlik Hükümetinin sosyal medya hesabından paylaşıldı.
“Düzenli güçler, ilgili güvenlik makamlarıyla eşgüdüm halinde, istikrarı sağlamak ve sahada çatışma çıkmasını önlemek amacıyla temas noktalarında tarafsız birliklerin konuşlandırılması dahil olmak üzere sükuneti sağlamak için gerekli önlemleri almaya başlamıştır.” ifadelerine yer verilen açıklamada, tüm taraflar ateşkese tam olarak uymaya çağrıldı.
Ayrıca, kışkırtıcı açıklamalardan kaçınılması ve sahada her türlü hareketliliğin durdurulması çağrısı yapıldı.
NE OLMUŞTU?
Trablus’taki milis gruplardan İstikrarı Destekleme Biriminin lideri Abdulgani el-Kikli’nin 12 Mayıs’ta öldürülmesinin ardından çatışmalar başlamıştı.
Kısa süre sonra hükümetten yapılan açıklamada, Savunma Bakanlığına bağlı 444. Tugay’ın Trablus’un Ebu Selim bölgesindeki İstikrarı Destekleme Biriminin merkez karargahını ele geçirerek, bölgeyi kontrol altına aldığı belirtilmişti.
Başbakan Abdulhamid Dibeybe 13 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, ordu ve polis teşkilatı mensuplarını Trablus’ta yaşanan olaylarda devlet otoritesinin tesis edilmesindeki başarısından dolayısıyla kutlamıştı.
Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) sivillerin bulunduğu tüm bölgelerde şartsız ateşkesin sağlanması ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulunmuştu.
Başkentteki güçlü milis gruplarından kabul edilen “Rada” ile hükümet güçleri arasında bugün sabahın erken saatlerinde çatışmalar başlamıştı. Trablus’un çeşitli bölgelerinde bazı binalardan dumanlar yükseldiği görülmüştü.
Milis gruplarından “Rada”, Uluslararası Mitiga Havalimanı’nı uzun süre kontrol altında tutmuş, hükümetin baskısının ardından geçen yıl havalimanındaki güçlerinin bir bölümünü çekmişti. (AA)
Libya’da yeni gelişme! Trablus’ta ateşkes sağlandı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Riyad’da dörtlü zirve! Türkiye-ABD-Suudi Arabistan-Suriye katıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad’da ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın bir araya geldiği toplantıya çevrim içi katıldı.
Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan toplantıda Türkiye’nin, Suriye’nin bölge ülkeleri ile birlikte çalışan, komşularına tehdit oluşturmayan, istikrarlı, refah üreten bir ülke olmasını arzuladığını ve bunun için gayret gösterdiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam yönetiminin DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelesinde Türkiye’nin destek vermeye devam edeceğini, DEAŞ’lı teröristlerin tutulduğu tutukevlerinin yönetimi ve güvenliği konusunda da desteğe hazır olduğunu belirtti.
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması kararının tarihi önemde olduğunu, bu kararın yaptırım uygulayan diğer ülkelere de örnek olacağına inandığını, bu sayede Suriye’de çeşitli alanlarda yatırım fırsatları doğacağını dile getirdi.
Gazze’deki insani durumun kötüleştiğini, şiddet sarmalını durdurmak için Türkiye’nin gayretlerinin devam ettiğini aktaran Erdoğan, Gazze’deki insani trajediye son verme zamanının geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda liderler ve teknik düzeyde ateşkes ve barış görüşmelerinin derhal başlamasının faydalı olacağını, Türkiye’nin barış için elinden geleni yapmayı sürdüreceğini kaydetti.
TRUMP: SURİYE’YE YAPTIRIMLARI KALDIRIYORUZ
ABD Başkanı Trump ise görüşmenin ardından düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile zirveden önce görüştüğünü belirterek, “(Suudi Arabistan Veliaht Prensi) Muhammed bin Selman ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmemin ardından yeni bir başlangıç yapmaları için Suriye’ye tüm yaptırımları kaldırıyoruz. Bu onlara yeni bir başlangıç için fırsat verecek. Bu yaptırımlar çok güçlü ve yıkıcıydı. (Bin Selman) Muhammed ile konuştum ve Türkiye’deki arkadaşımla (Erdoğan) da konuştum, şu anda onunla da telefonda görüştük ama bunun onlara bir şans vereceğini çok güçlü bir şekilde hissettik, bu onur bana ait oldu.” ifadelerini kullandı.
Gazze’deki duruma değinen Trump, “Yönetimim ve bu bölgedeki pek çok kişi, Gazze’deki Filistin halkının güven ve onurlu bir geleceğe sahip olması yönündeki umudunu paylaşmaktadır.” diye konuştu.
ABD Başkanı, Gazze konusunda tüm esirlerin bırakılması gerektiğini, bunun barış yönünde bir adım olacağını belirterek “bu konuda olumlu gelişmeler beklediğini” aktardı.
Halefi Joe Biden’in uyguladığı politikalarla İran’ı güçlendirdiğini savunan Trump, bunun bölgedeki karışıklığa temel neden olduğunu ileri sürdü.
Tüm ülkelere İran’a nükleer programı için getirilen yaptırımları uygulama çağrısı yapan Trump, “İran ile bir anlaşma yapmak istiyorum. Ancak bunun gerçekleşmesi için (İran) terörü desteklemeyi bırakmalı, kanlı vekalet savaşlarını durdurmalı ve nükleer silah arayışını kalıcı ve doğrulanabilir bir şekilde sonlanmalı.” ifadesini kullandı.
Lübnan’a yakın arkadaşı Michel Issa’yı ABD’nin Beyrut Büyükelçisi olarak atadığına değinen Trump, bunun Lübnan için “komşularıyla barış içinde ve müreffeh bir ülke kurmak için tarihi bir fırsat olduğunu” dile getirdi.
Trump, başkanlığının ilk döneminde İsrail’in bölgedeki Arap ülkeleriyle diplomatik normalleşme için imzaladığı Abraham Anlaşmalarını genişletmeyi de arzuladığını belirtti.
BEYAZ SARAY’DAN AÇIKLAMA
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt de X sosyal medya platformunda, dörtlü toplantıya ilişkin ayrıntıları paylaştı.
Karoline Leavitt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantıda ABD Başkanı Trump’ın yaptırımları kaldırma kararından duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini ifade etti.
Suriye Cumhurbaşkanı Şara’yı “Suriye halkı için harika işler yapması konusunda teşvik eden” Trump’ın, Suriyeli lidere görüşmede bazı çağrılarda bulunduğunu aktaran Leavitt, bunları, İsrail ile Abraham Anlaşmaları’nı imzalama, “yabancı teröristleri” ülkeden çıkarma, “terörist” olarak nitelediği bazı Filistinli isimleri sınır dışı etme, DEAŞ ile mücadelede ABD’ye yardım etme ve Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG’nin elindeki DEAŞ terör örgütü gözaltı merkezlerinin sorumluluğunu üstlenmesi şeklinde sıraladı.
Leavitt, toplantıda Şara’nın terörle mücadele ve kimyasal silahların ortadan kaldırılması konusunda ABD ile ortak çıkarları olduğunu dile getirdiğini, ayrıca İsrail ile 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’na bağlılığını yinelediğini belirtti.
Şara’nın, Suriye’nin doğu ile batı arasında ticarette önemli bir bağlantı noktası olmasını temenni ettiğini vurgulayan Leavitt, Suriyeli liderin ayrıca ABD’li firmaları Suriye’de petrol ve doğal gaz alanlarında yatırım yapmaya çağırdığını aktardı.
Leavitt, toplantıda Rusya-Ukrayna Savaşı ve Gazze’deki durumun da ele alındığını kaydetti. (AA)
Riyad’da dörtlü zirve! Türkiye-ABD-Suudi Arabistan-Suriye katıldı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
AB ülkeleri Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketinde uzlaştı
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, özellikle Rusya’nın petrol taşıdığı gölge filosunu hedef alan 17. yaptırım paketinde anlaştı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, AB ülkelerinin, Rusya’ya yönelik yaptırım paketinde uzlaştığını açıkladı.
Ukrayna’da devam eden savaşı sona erdirmek amacıyla Rusya’ya yönelik baskıyı artırdıklarına işaret eden Kallas, AB üyesi ülkelerin 17. yaptırım paketine ilişkin anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Kallas, yeni yaptırımların, Rusya’nın savaşı finanse etmek amacıyla yasadışı olarak petrol taşıyan gölge filosunun büyük kısmını hedef aldığını ifade etti.
Bütün detayları paylaşılmayan yeni yaptırımlar kapsamında, Rusya’nın petrol ihracatındaki kısıtlamaları aşmak için kullandığı 200 civarında tankerin kara listeye alınması bekleniyor.
Rus savunma sektörüne mal tedarik ettiği iddia edilen bazı üçüncü ülkelerdeki şirketler ile çok sayıda birey ve kurumun da AB yaptırım listesine eklenmesi öngörülüyor.
Yeni yaptırımların, 20 Mayıs’ta Brüksel’de düzenlenecek AB dışişleri ve savunma bakanları toplantısında resmen onaylanması planlanıyor.
AB, savaş nedeniyle şimdiye kadar Rusya’ya yönelik 16 yaptırım paketini hayata geçirdi.
Bu çerçevede Rusya’ya, ticaret, finans, petrol ve kömür de dahil enerji, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ve lüks ürünler ile altın ve elması da içeren geniş yelpazeye yayılmış kısıtlamalar uygulanıyor.
Deniz yoluyla taşınan ham petrol ile bazı petrol ürünlerinin Rusya’dan AB’ye gönderilmesine yönelik yasak, bazı Rus bankalarının uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılması ve çok sayıda yayın kuruluşunun faaliyetlerinin askıya alınması da yaptırımlar arasında yer alıyor.
AB’nin yaptırım listesinde 2 binden fazla kişi ve kurum bulunuyor. (AA)
AB ülkeleri Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketinde uzlaştı yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde yıldırım düşmesi sonucu bir asker şehit oldu
Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde görev yapan Piyade Uzman Çavuş Mesut Karadağ’ın yıldırım düşmesi sonucu şehit olduğunu bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde görev yapan kahraman silah arkadaşımız Piyade Uzman Çavuş Mesut Karadağ, 14 Mayıs 2025 tarihinde yıldırım düşmesi sonucu şehit olmuştur. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz.” (AA)
Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde yıldırım düşmesi sonucu bir asker şehit oldu yazısı ilk önce Radikal üzerinde ortaya çıktı.
Cengiz Çandar's Blog
- Cengiz Çandar's profile
- 6 followers

