Emrah Safa Gürkan
Born
Turkey
Twitter
More books by Emrah Safa Gürkan…
“Osmanlı toplumu da Bizanslılar da Safeviler de Çinliler de iyi ve kötü birçok şey yapmıştır. Bunların iyi olanlarını öne çıkarıp övmek de mümkündür, kötülere işaret edip yermek de. Her ikisi de gereksiz zaman kaybı olmanın ötesinde, insanı ahmaklaştıran faaliyetlerdir. İnsan kellelerinden kuleler yapanlar da imaretlerden aç insanlara aş dağıttıranlar da aynı insanlardır; değişen tek şey dönemin şartlarıdır.”
― Bunu Herkes Bilir: Tarihteki Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar
― Bunu Herkes Bilir: Tarihteki Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar
“Solcunun bir özelliği vardır: Yerel solcu olmaz, abi. Türk solu oksimorondur yani. Solcu enternasyonal, 1. Enternasyonal, 2. Enternasyonal yani dünyada bir sol olacak çünkü işçi sınıfı milletten ayrı ya. Yerel hareketlerde milliyetçi olarak örgütlenmiş. Sen abi mal sahibi, mülk sahibisin. Solcu mu olursun, Faşist mi olursun?”
―
―
“Bu zorlu entelektüel maceradan alnımızın akıyla çıkabilirsek eğer, modernitenin getirdiği depresif bir “yolunu kaybetmişlik” sendromundan çıkmamız da kolaylaşacaktır kuşkusuz. Hâlâ avcı ve toplayıcılıktan kalan yılan ve uçurum korkusu gibi içgüdülerinden bile kurtulamamış modern bireyin çağa adapte olmakta zorlanmasına şaşırmamak lazım. Eski ile yeniyi manalı bir şekilde harmanlamak, teknolojiyi benimsemek değil sadece. İnsanın mutlu bir yaşam sürebilmesi ya da Macar ekonomist Tibor Scitovsky’nin deyimiyle “nitelikli tüketim”in (İng. skilled consumption) üstesinden gelip Abraham Maslow’un piramidinin deniz manzaralı beşinci katına çıkabilmesi ancak yaşadığı dünyayı tüm açılarıyla bir bütün olarak ele alıp hedef ve istekleriyle, imkân ve yetenekleri arasında doğru bir korelasyon kurabilmesiyle mümkün. Bunu başarabilmesi için de kendini tanıması, gündelik davranışlarını yönlendiren saikleri analiz edebilmesi elzem. Ya da fiyakalı Latince bir ifadeyle sine qua non. Böyle çetrefilli bir uğraşı yorucu ve sıkıcı bulup burun kıvıranlarımız çok olursa bunun nedeni kültürle aramızdaki bozuk ilişki. Yiyeceği ekmeği evde yapmak için efor sarf etmekte hiç tereddüt etmeyen insanımızın tüketilecek şey kültür olduğunda kendisini sıradanlık denizinin akıntılarına salıverdiğini görüyoruz. Modern toplumun “Hizmet kapımıza gelsin” anlayışının verdiği rahatlıkla kendisine sunulan kültürel metaları tüketmekten öteye gidemeyen ve moda olanın dışına çıkmak gibi bir endişesi olmayanların karbon kâğıdıyla çoğaltılmışçasına birbirlerine benzemesine çok da şaşmamak gerek belki. Yüzeysel bir gündemin sürekli önümüze koyduğu sıradan tartışmalar ve şık gözükme ve uyum sağlama endişesiyle iştirak edilen sergi, konser ve gösterilerin kişisel ilgi ve zevklere hitap edip etmediğine bakmadan tüketilmesi, herkesi bir tilt topuna çeviriyor âdeta.”
― Ezbere Yaşayanlar: Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
― Ezbere Yaşayanlar: Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Is this you? Let us know. If not, help out and invite Emrah to Goodreads.